sizden birisinden mektuplar

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Üretmek ....
Hazır herşey hazır önümüze gelsin..Büyük alış veriş merkezleri sanki bedava dağıtıyor al alabildiğin kadar ..Ne kokusu var , ne dokusu , ne canı ne kanı..Sentetik torbalar içinde tıpkı insanlar gibi..Ne yersek o oluruz demedik mi yıllarca, ne giyersek nereye gezersek yavaş yavaş sentetik , suni bir yaşama geçirmedimi hepimizi..
Tüketmemiz daima daha fazlasını istememize sebep oldu.Kolay kazanılan insanı doyurmadı.Dünyamız da gözle görülen en bariz örnek obezite..Kolay tüketim hazırcana önüne gelen hiç bir emek , sabır sarfetmeden kolayca sahip olmak ve mideye indirmek..Hazır giyim hatta bir alana bir bedava...Son zamanlarda en çok gördüğüm ise ilim yolunda hazıra konmak isteyenler, o kadar alışmışlar ki herşeyin hazırına Hak yolunda da hazırcana anlamak istediler, sabretmeden, okumadan, dinlemeden , üretmeden.
Üretmek zamanı zaman..Zaman kolları sıvama zamanı. Hepimiz mutlaka birşeyler yaptı ve yapıyor ancak tüketimin sonu olmadığı gibi üretmenin de sonu yok..
Üretelim..Hazırcılıktan uyanalım..Zaman teknoloji zamanı değil zaman teknolojiden uyanma zamanı.
Sanıyoruz ki hayatımızı kolaylaştırıyor evet çok kolaylaştırıyor o kadar kolaylaştırıyor ki insan olmayı unutturuyor.İnsana verilen aklı , karar verme yetisini, müşahede etdebilmeyi, büyük resmi görmeyi hepsini teknolojiye teslim ediyor..Sonra neden bunca insan unutkanlık yaşıyor diyoruz..

Bir bakalım bugün neler var yaşamımızda hazıra konduğumuz, bedavacı davrandığımız , sorumluluğunu almadığımız , sadece kendini düşündüğün ve kolayca sifonu çekerek bir çok kimyasalı dünya ya yolladığın neler var yaşamında.
Evlerin içi elektirikli ev aletleri dolu oldukça bir yumurtayı elinlde çatalla sütle çırpmadıkça daha çok tüketiriz..Fişe tak al elekriği çünkü kolay..
Bize sunulan teknoloji artık teknoloji olmaktan çıktı bir uyuşturucu haline geldi..

Huzur üretimin içinde saklı bizi bekliyor..Üretince huzurlu oluruz..Fişe takıp enerji aldığımızda ancak kızgın, suçlayan oluruz.

Fişleri çekelim kendimiz üretelim ..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
Paylaşmak istediğim konu kredi kartları.Kartlar..Bizi paylaşmaktan uzaklaştıran, sahip olma bağımlılığına sokan, yokken aldıran ,varken daha çok aldıran,henüz eskimeden aldırtan aldırtan tekrar aldırtan kartlar..Renk renk tam bir hayal alemi gibi. Zaten ilizyon değil mi ? Çocukların renk renk şekerleri gibi kartlar..Çocukların en çok kandığı kandırıldığı o zararlı şekerler gibi,büyüyünce de bizleri renkli kartlarla kandırmanın yolunu bulan sistem..
İnsan zahirde bile uyanırken ne yapar kıpırdar hafifçe gerinir ve yavaşça gözlerini açar...Sonra ayağa kalkar..Kıyam eder.
Çogunuz uzun zamandır (inşallah) gözlerini açtı artık izlemekte uyanışını ama yatarak ama ayakta..
Haydi...Bir kıpırtı daha yapalım biraz daha hızlanalım..Bir şeyler zarar vermeden biz bırakalım..Bazılarınız mecburum diyebilir hayır hiç bir mecburiyetin yok mutlak başka bir yolu vardır..Kiminiz kolaylık hem ben dikkatli harcıyorum diyebilir mağdem öyle o zaman kullanmamayı dene..Tabi biraz daha uyanmak istiyorsak..
Atalım o renkli bizi ninnilerle uyutan şekerlemeleri cüzdanlarımızdan.
Ninnilerin sesini kısmadıkça ve tamamen kapamadıkça daha çok renkler sunarlar bize..
Halbuki tek renk var o da renksizlik..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
Televizyon..
Nasılda sızdı içimize yavaş yavaş, önce tek kanal ile belli saatlerde sonra iki üç derken şimdilerde sayısını bilmiyorum.Siyah beyaz izlerken bile insana çok cazip gelirken zaman içinde renklendi . Belli boyutlardan neredeyse evin duvarı boyunda televizyonlar yapılmaya başlandı.Evlerin şekilleri yavaş yavaş televizyona göre şekillendi. Koltuklar, masa, kanepe herşey ona göre dönmeye, yerleşmeye başladı evlerin içinde.
Televizyon önceleri evin içinde idi şimdilerde ev televizyonun içinde.
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup..
bizim buralar da bir süredir gezi parkı adı altında olaylar olmakta. kimi diyor polis şiddeti, kimi diyor ağaç , kimi umursamaz, kimi çapulcu, kim alabora..
kadınlar camlarda tencere tava müzik yapmakta tam da akşam namazı ile aynı zaman da.... sabır ya sabır tam da akşam ezanın da.
bizim buralar da bir gaz bir su caddeler yıkanmakta..
bizim buraların adı DÜNYA..
acaba sizin oradan bakıldığında bizim bu dünya nasıl durumda..
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs
İlgi ile okudum.Paylaşımınızdan ötürü teşekkürler...
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup..
hayatının kopyala yapıştırlarının farkında mısın? ilk kopyaladıkların hiç de sana ait olmayan taklitlerini hatırlıyor musun?
kimsenin onayını alma ihtiyacı duymadan gerçekten ruhunun söylediğini seçebiliyor musun?

yoksa forum da dahi kopyala yapıştır daha mı kolay geliyor.
halbuki kopyala yapıştırları genelde kimse okumaz. hızlan geçer yani en azından ben öyle yapıyorum.eee o zaman neden bunu bile bile kopyalamayı sürdürüyoruz hem sıkılıyor hem de devam ediyoruz.
hiç olmazsa özetini çıkarsa ve öyle alıntı yapsalar.. belki sözcükler yerinde olmayabilir lakin kendi olur.
ne farkı var yüzüne botoks yaptırandan? kopyaya yapıştırda yazısını botoksluyor...halbuki kırışıklıklar ile güzeliz değil mi? biziz...
her ne konu olursa olsun açıp gazeteden ben de okurum ama senin kendinden kendine yazdığını sadece burada bulurum...

emek azaldıkça kendimizden uzaklaşıyoruz..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
Duy sesimi...
O sana pek çok kerele gelir lakin seni hiç orada olduğun yerde bulamaz.O kapıyı çalar ama ev sahibi evde yoktur.
O na gitmene gerek yok.Sadece evde bulunman yeterli.
Defalarca gelir.kapıda bekler ama sen hiç bir zaman orada değilsin.Şimdiki anda hazır bulunmamak mevcut olmamak başka yerde olmak.Sessizlik uyandığımız yerdir.O dışarıdan gelmez ,içeriden yükselir.Boşuna arama dışarılarda...
Aksi halde uyku devam eder.
Bazı insanlar uyur , bazı insanlar her çalan zili duyar..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
Bir konu açılıyor forum da; delikanlı bir sual soruyor acaba bana yardım edebilir misini?
İmanım var ancak cinler musallat oldu. Bu konu hakkında bilginiz var mı? diye sorar son derece içten ve samimi..
Bilenler bildikleri kadar cevap yazar, öneride bulunur kimi dua yazar kimi dua eder..içten ve samimi..
Bir süre sonra,,,
Yazanlardan bazıları kendi içlerinde karışmaya başlar ne de çabuk anlaşamaz ve ne de çabuk haklı olmak isterler. Konu sapar..konuyu soran artık cevap dahi istemez..
Acaba bu karşışıklığa sebep olan insanların bu atışmalarına yaptıran yoksa cinler miidir....

vesselam
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup... siz hala yukarıdaki mesajı almadınız m?
insanlar neden duyması gerekeni değilde işlerine geleni görürler..
 

fas

Ordinaryus
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
2,581
Tepkime puanı
320
Puanları
0
mektup...
Bir konu açılıyor forum da; delikanlı bir sual soruyor acaba bana yardım edebilir misini?
İmanım var ancak cinler musallat oldu. Bu konu hakkında bilginiz var mı? diye sorar son derece içten ve samimi..
Bilenler bildikleri kadar cevap yazar, öneride bulunur kimi dua yazar kimi dua eder..içten ve samimi..
Bir süre sonra,,,
Yazanlardan bazıları kendi içlerinde karışmaya başlar ne de çabuk anlaşamaz ve ne de çabuk haklı olmak isterler. Konu sapar..konuyu soran artık cevap dahi istemez..
Acaba bu karşışıklığa sebep olan insanların bu atışmalarına yaptıran yoksa cinler miidir....

vesselam
güzel mektup olmuş anlayana vesselam....
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
Son bir aydır yaşananlara bugün ki mektup..
Suç..Suçla. Suçlama-k..
Suçlamak ne kadar da kolay bir duygu. Atıverirsin üstünden tüm sorumlulukları. Ne olacak zaten onun yüzünden , onların yanlış davranmasından.
Kendi yapamadığın , yapmadığın hatta yapmak için hiç bir gayret safretmediğin gibi bir de üstüne suçlayı verirsin.
ve Suçlanan da hep bir savunma halinde hisseder kendisini. Onun da hali bir başka çelişkidir ya.. Savunduğu için tekrar tekrar suçlanır . Bu bir kısır döngüdür. Ah bir savunmayı kesse , laf yetiştirmese sadece kendi yoluna baksa.
Savunmak da bir şekilde suçu kabul etmek olmaz mı?

Önce kendime sonra tüm yazıya gözü ilişenlere suçlamak da değil savunmak da değil sadece suçlamadan savunmadan tüm gücümüz ile kabul edebilmek..
Yapabilirsek bir de tüm olanlara şükür edebilmek..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
dün ki mektubun devamı..
Düşün ki iki kolunun bir tanesini yanında ki bir adama vermişsin tut diye. Ben taşıyamıyorum kendi kendime kullanamıyorum , benim sorumlu olduğum kolu sen taşı..
Bir dönem taşıyor tabi taşıdığı için her işimizin içinde ve bize devamlı müdalale ediyor..Önceleri bizi tembelliğe iten , işimizi kolaylaştıran kolu taşıyan bir süre sonra sinirimizi bozmaya başlar. Hem sorumluluğumuz almamaya hem de bizim yerimize sorumluluğumuzu alana habire kızıyoruz ve SUÇLUYORUZ..
Adam ne yapsın kendini savunup duruyor..boşyere..
artık kolu taşıyan taşıtan kim siz koyunn oyuncuları..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
Sabah Beşiktaşdan geçtim yanımda ailemden bir kaç kişi ile. Vapur iskelesinin önünden geçerken bir kaç otobüs ve içi dışı dolu polisler vardır. Pazar sabahı henüz herkes yeni yeni belkide kahvaltı sofrasından kalkarken, polisler orada belkide hiç uykusuz durmaktaydılar..
Neyse belki siz çok şeye şahit olmuşsunuzdur ancak kısaca basit ancak yoğun bir sahneyi anlatacağım..
Siyah beyaz başına bez bağlamış muhtemelen çarşı grubundan 28-30 yaşlarında bir delikanlı , bir elinde içinde ne olduğunu bilemediğim bir içecek bir elinde bir kitap polislere bakarak bağırıyor sesleniyor sallana sallana yürüyor.. Polis çocuklar en büyüğü 24 yaşındadır muhtemelen o kadar olgun bir ifade ile bakıyor ki sizlere anlatamam.
Kimisi çimlere oturmuş , kimisi otobüslerin yanında kimi duvarda dinlenmekte..Hemen hemen kendilerinde yaşça büyük bu adama sanki babasıymış gibi bir büyüklükle izlemekte..
Ne rahatsız oluyorlar ne de kızıyorlar..Sadece bakıyorlar, seyreyliyorlar..
Her birine dua etmekten başka bir şey yapamadım yanlarından geçerken ..
O gözlerinde ki manayı sizlere anlatmam mümkün değil...
zaman seyreyleme zamanı...
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup..
İnşaat..Yıkım...Badana ..Boya...kargaşa..dağınıklık evimizi yaptırıken nasılda karışır, herşey heryerdedir..Önce dağılır ancak sonrasında mis gibi hele bir de beyaza boyatırsak pürü pak olur evimiz..Bir de gül suyu ile silersek siz düşünün..
İnsan..yüzleşmek..nefs..bilinçaltı..kargaşa...tıpkı evimiz gibi onu da temizlerken önce herşey dağılıyor yıkım oluyor , ben sandıkların bir bir yerle bir ediliyor..
Lakin sonrasında bir boşluk Beyaz bembeyaz pürü pak olanlardan olalım inşallah..Gülsuyu ile yıkanmak o zaman yaraşır..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
sessizlik. sen ne kadar sessiz kalabilirsin.yarım saat ,3 saat, 1 gün 3 gün 10 gün yoksa 40 gün mü?
hiç denedin mi? kendin de ki sesi duymak için tüm dış sesleri ve dilindeki sesi durdurmayı istedin mi? yoksa korktun mu duyacaklarından ? ya da aklına bile gelmedi mi sessiz kalmak sürekli işittiğin seslere olan yakınlığından..
İnsanlar sürekli birşeyler dinlemekte. duymamak için birşeyleri habire tıkamakta kulaklarını telefonu ile kulaklıkları ile. gürültüyü bir başka gürültü ile yamayarak mı kaçmakta..

İnsan neyi dinlemeli acaba .
Bişnev..
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
duyan insanın kulaklarını tıkasan yine duyar kötüsü duymayan insandır peygamber efendimiz ey insanlar ALLAH c.c. birdir
bende onun kuluyum elçisiyim bana uyun dedi fakat bak bugün dünyanın yarıdan fazlası duymadı kulakları açıkken
birde duyduk iman ettik diyen fakat hağla şu sünet bu sünet şu hadis bu hadis diye iftira atanlar var örnek
bende sizin gibi bir insanım benimde sizin gibi insani ihtiyaçlarım var dediği halde vay pisliği mis gibi kokardiyenler vay sahabi sidiğini içti diyenler rezil olanlar vede daha ona hocam diyenler duydularmı ?acep
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
yazılana cevap olarak yazmadım kardeş duymak yada duymamak adına bir yazıydı
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup...
Korku..
İnsanoğlunun ilk bebeklik yıllarını saymazsak tanıştığı bir duygu..Kokunun çok çeşidi var , dünyevi korkularımız bizi bizden uazaklaştıran korkular.Misal; hastalanma, parasız kalma, yakınlarını kaybetme,alayedilme, işsiz kalma,eşsiz kalma vssss...Bir tanesi var ki Allah yardımcıları olsun..
İslamiyetten , Müslüman olmaktan korkmak..
İslamdan neden korkar bazıları, sırf bu yüzden dinimizi karalar. İslamiyeti kabul etmeyenlerin aslında bilinçaltında korku olduğunu düşünüyorum.
Var sandıkları putlarını yıkmaktan korkuyor olabilirler.
ve en önemliside teslim olmaktan korkuyor olabilirler.
Teslim olmak olana varolana sadece teslim olmak ..Korkusuzca.
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
mektup..
Chp li bir semtte oturmak onların içinde büyümek ..Nasıl birşey bilen var mı? İslami kesimi yok sayan küçümseyen komşular ile yaşamak nasıl birşeydir bileniniz var mı?
Herkes yürüyüşe çıkar bayraklar ellerinde ülke elden gidiyor diye...Sen bir ayrıksı kalırsın yalnız ama biryerlerde senin kardeşlerinin de olduğunu bilerek.
Misal son gezi olaylarında, akşam saati olur sen abdestini alırsın ezan okunduktan 10 dk sonra tencere sesleri başlar sen Allahu ekber dersin selam verirsin onlarda putlarına selam verirler.
Mahalle baskısı her kesim de var..Bizim yaşadığımız yer Chp nin göbeği bazen diyorum ki git taşın ayrıl bu semtten ama burada doğmuşum vardır elbet bir sebebi..


vesselam
 
Üst