Tuncay Özkan: Gülen, Koru Ve Şamil Tayyar Ergenekoncu

real.ist

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
500
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Tuncay Özkan’ı kim ne yapsın!’


AK Parti'ye kapatılma davası açılmasından sonra her şey çok hızlı gelişiyor. Geçen cuma AK Parti'ye kapatılma davası açıldı. Herkes şok oldu! "Bu ne cüret" denildi. "Nasıl olur, nasıl yaparlar bunu, olur mu böyle şey" denildi. Bu cuma, dün, Ergenekon operasyonu kapsamında İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu alındı. üçü bir arada. Tıpkı neskafe gibi! Aslında üçü değil, dördü bir arada olmalı değil miydi? Kim bilir belki de Okey'e dördüncü aranıyordur.

Ama o isim Tuncay özkan değil, daha daha daha yukarılarda biri olmalı. Tuncay özkan'ı kim ne yapsın!O televizyonunda çalışanların sekiz aydır ödemediği maaşlarını ödesin. Villasında Türkiye güzeli ile yaşamasına devam etsin. Bu üçlünün yanına okeye dördüncü olarak SD ya da DS daha uygun olmaz mı? Dün, Cuma günüydü ve üçünü aldılar! Yine herkes şok oldu!

Nasıl olur İlhan Selçuk gibi birisi sabah daha güneş doğmadan evinden alınır diyorlar. Nasıl olur da Türkiye'nin en önemli üniversitesinde rektörlük yapmış birisi, Kemal Alemdaroğlu gözaltına alınır diyorlar. Nasıl yani Doğu Perinçek'in şerrinden çekinmeden nasıl ona böyle bir muamele yapılır diyorlar. İyi de nasıl yüzde 47 yi temsil eden, hükümet olan, iki seçim arka arkaya oylarını artırarak hükümet olmuş bir siyasi parti sudan sebeplerle kapatılmaya kalkışılınca "Yargıya güvenmiyor musunuz" diyorlardı. Aynı soru yine tarafların dilinde: Ne yani, yargıya güvenmiyor musunuz?

Polis kendiliğinden mi harekete geçiyor, bir savcının emri olmadan mı yapıyor operasyonlarını? Hayır. O halde ne oluyor, yoksa yargıya güvenmiyor musunuz? çıkar "aslanlar gibi savunursunuz kendinizi". Temizlenir çıkarsınız yargının karşısından, işlerinizin başına... Haaa içeriye alınan isimler öyle söylendiği gibi saygın isimler değil. Başta İlhan Selçuk'un geçmişi cunta faaliyetleriyle dolu.

Cumhuriyet Gazetesi'ndeki odası 9 Mart Cuntası'nın toplantı merkezi değil miydi? Mahir Kaynak daha yaşıyor. İlhan Selçuk'u ona sorun, anlatsın size. Kemal Alemdaroğlu öye saygın bir adam mı? üniversitesini yönetirken ne denli gaddarane davrandığını herkes biliyor. üniversite rektörü olması onun gözaltına alınamayacağını mı gösterir? Tabii ki değil. Doğu Perinçek...

Türkiye'de şerrinden en korkulan adam olarak kimse ona dokunamaz mı yani. Polis gözaltına alamaz mı? Abdullah öcalan'a gül veren adam o değil miydi? Ne yani, yargıya güvenmiyor musunuz? Güveniyoruz! O halde ne bu telaş, niye bağırıyorsunuz ki?

NUH GÖNÜLTAŞ
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Dün başbakan yalancı Hüseyin Çelik'e K.....k diye bağırmış. Ağzından köpükler saçıla saçıla büyük bir hınç içinde bu şahıs.

Anadoluda bir tabir vardır bu tür ruh hali içinde olanlar için: GÖZÜNE BİR GÖRÜNECEKMİ VAR?
 

Derin Manâ

Asistan
Katılım
5 Haz 2007
Mesajlar
260
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Fehmi Koru: Tetikçilere mesaj mı veriliyor

Fehmi Koru'nun yazısı

Yanlış yanlış içinde

Son 48 saattir en fazla işittiğiniz isimlerden biri olduğumu biliyorum. Türkiye'den uzaktayım, ama kulaklarım çın çın çınlıyor. Ergenekon operasyonu kapsamında yeni gözaltına almalarla irtibatlı geçiyor ismim. Ben hedef gösterme amacıyla yazıyormuşum, polis ve savcılar da harekete geçiyormuş; temel iddia bu.

Başından sonuna yanlışlarla dolu bir yaklaşım.
Bir kere 'Ergenekon' olayında hedef gösteren değil, hedef gösterilenim ben. 2001 yılında elime geçen bir belgeden varlığını öğrendiğim yapılanmayı birkaç kez ele almıştım. Meğer onlar da beni hedeflerine almışlar. Hedef olduğumu öğrendiğim andan itibaren, beni bizzat ilgilendirdiği için ve duygusal yaklaşabilirim endişesiyle, konuya pek az değindiğimin okurlarım farkındadır.

Son birkaç aylık yazılarım incelendiğinde bu durum açıkça görülecektir: Öncesinde ve başlarda konuya gösterdiğim ilgi, hedef olduğuma kanaat getirmemden sonra, yerini ihtiyatlı bir bekleyişe terk etti. Devlet görevlilerin yürüttüğü soruşturmayı büyük bir dikkatle izliyorum, ancak soruşturmayı etkileyebilecek katkılardan ısrarla kaçınıyorum.
Son gürültünün sebebi gözaltına alınması olan İlhan Selçuk'un kişiliğine ve yazdıklarına yakın ilgim 'Ergenekon' konusu ile irtibatsızdır.

Cumhuriyet gazetesi “Tehlikenin farkında mısınız?” temasını işleyen reklâm kampanyasından beri Türkiye'yi farklı bir yöne götürme yolunda yayınlar yapıyor. ABD Başkanı Bush'a “Bunları bırak, bizleri destekle” diyen yazıyla başlayan süreçte çok tuhaf yazılar çıktı Cumhuriyet'te; ben de bu sütunda bir yılı aşkın bir süreden beri onları değerlendirip duruyorum. Son zamanlarda sıklaştı garip yazılar, benim ilgim de yoğunlaştı. Hepsi bu kadar.

“Biliyordu” diye üzerine gidilen yazımda, sanki başıma gelecekleri biliyormuşum gibi, yazdıklarımın muhatapları Ergenekon ile ilintilendirmediğini özellikle belirtme ihtiyacı duymuşum. Eğer bir ilişki kurulacaksa olan ile yazdıklarım arasında, gözaltına almaların kanaatimin aksine olduğu, benim yanlış teşhiste bulunduğum biçiminde bir ilişki kurulabilir. Oysa gördüğünüz gibi neredeyse bütün operasyonu bana bağlayacaklar...

Bunun da sebebi üçüncü bir gazetede daha önce çıkan bir yakıştırma. Orada, benim bazı isimleri kulaklara fısıldadığım, o kişilerin de sonradan tutuklandığı yakıştırması yapıldı. Büyük bir yanlış da bu: Tanıyanlar bilir, ya bildiğimi en yakınlarıma bile söylemeyecek kadar ketumumdur, ya da bazı kulaklara fısıldamak yerine okurlarıma aktaracak kadar paylaşmacı... Kimseyle ilgili bir şey yazmadığım gibi, kimseye de -ne geçmişte ne yakın zamanda- Ergenekon konusunda herhangi bir isim telâffuz etmedim. Aksini kimse ispat edemez.

Bunları yazmam, savunmaya ihtiyacım olduğu için değil, farklı bir sebepten: Şu sıralar olup-biten herşey, serseri mayın gibi dolaşan çetenin tetikçilerine kolay bir yem haline dönüştürme çabası olarak görünüyor gözüme. Çetelerin benden kurtulmak istemesini bir parça anlıyorum da, bu kadar yaygın bir 'hedef gösterme' cephesi oluşması yine de beni tedirgin ediyor. Böyle ortamlarda kimin kime ne yapacağı belli olmaz; bu noktada bir yanlışlığı en az isteyecek kişi olmamı ise herhalde doğal karşılarsınız.

Gözaltına alınacakları ve alınma biçimlerini bana soruyor olsalardı savcıların tercihlerini bütünüyle paylaşır mıydım? Sanmıyorum. Kimse, iyi ki, ne yapacağını bana sormuyor; tıpkı benim de ne yazacağımı kimselere sormadığım gibi... Herkesin işi kendine. Çok çok uzun yıllardır bağımsız tavrımı sürdürüyorum, bundan sonra değişecek değilim.

Biliyorum, bütün bunların altında benim ile hükümet ve Ak Parti arasında kurulan bağlantı yatıyor. Defalarca düzeltmeye çalıştığım bir büyük yanlış da bu. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hükümet ediş tarzı siyasetçi-gazeteci yakınlığına müsaade etmiyor; ama benim bugüne kadar izlediğim meslekî ilkeler de siyasetçilerle yorumlarımı etkileyecek bir yakınlığa girmeme elverişli değil zaten. Eskiden olduğu gibi, bire bir ilişki kurarak değil, yazılarımla insanları etkilemeyi yeğlerim ben. Bundan dolayı da kimseden özür dileyecek değilim.

Yine de bir özür borcum var: 48 saattir süregiden bilgi ve yorum kirliliğinden dolayı, kirliliğe sebep olduğum için, hepinizden özür dilerim.
 
E

ebubeddavi

Guest
çiftlik ve krallık ve dokunulmazlık elden gidiyor onun için...
ülke kurtulacak inşaallah.
 

Sayha

Asistan
Katılım
19 May 2007
Mesajlar
306
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Adam hesabına konulmamanın dayanılmaz ezikliği, tutuklanmaya bile razı .:)
 
Üst