Ummi Kadın yazan:Büşra Betül

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Henüz on dördün de.
Hayatın baharında.
Öksüzlüğün mahzunluğu omuzlarında.

Henüz on dördünde.
Mükellefiyete ramak kala eşiğinde,
Zoraki evliliğe direnmenin serzenişinde.

Henüz on dördünde.
Vahyin ‘diri diri gömülen kız çocuklarının sorulduğu zaman’ diliminde.

O benim babannem. O benim yıllar önce kaybettiğim ciğerparem. O benim kadın yanım,anne yanım.Merhamet kokan bağrım.

Daha buluğa ermeden dede yaşında bir insana zevc olmak nasıl bir duygudur bilir misin?
Öksüzlüğün acısı yakarken sineyi anne yaşında bir kadına çocuk olarak kuma gitmek nasıl bir duygu bilir misin?
Bir kız çocuğu buluğa nasıl erer sorusunun cevabını altmış yaşında ki kocadan öğrenmek nasıl bir duygudur bilir misin?
Ve o cevabı duyduğunda hissettiğin korkuyu anlatacak kimsenin olmaması, gözyaşlarını silecek ellerin olmaması nasıl bir duygu bilir misin?
Bu satırları yazarken boğazda düğümlenen hıçkırığı bırakamamanın verdiği sızı nasıl bir şey hiç bilir misin?
Hem öksüz olmak hem de başlık parasıyla bir dedenin üçüncü eşi olmak nasıl bir şey tahayyül edebilir misin?

Sahi eften püften sebeplerle nice dağılan yuvaların barındığı şu asır da o güzide insanı eksiksiz anlatabilme telaşasını yaşamak nasıl bir şey bilir misin anneciğim?

Her şeyden önce o bir ümmi idi. Ümmi yaşadı ve ümmi öldü. Babam onu böyle tarif ediyordu.

Aşkı yaşamak şöyle dursun, o ‘aşk nedir’ sorusunu cevaplayamadı bizler gibi. Çorap değiştirir gibi sevgili değişen zihniyetlere meze de olmadı. Alnı secdeye değse dahi kadın zaafını yenemeyen bir erkeğe de varmadı. O’na seçim hakkı da tanınmadı zaten.

O’nu kaybettiğimde çocuktum. Geçmişte yaşadıklarını anlayamayacak kadar çocuk! O’nun bir dedeye eş olduğu yaştaydım kim bilir! Yaşasaydı anlatmasını isterdim hayatını. Dinlerdim sözünü hiç kesmeden. Onunla onu yaşardım,en yalnız yanlarına eş olurdum bir anne olarak,bir kadın olarak, bir kul olarak..

Babam ve amcam simamı babanneme benzetirler. Bana küçükken ‘büyük ana’ derlerdi. Şimdi büyüdüm,evlendim, anne oldum o cümleyi duymayalı yıllar oldu. Babanneme ait beynimdeki en son hatıra vefat etmeden bir süre önce onu yıkayışımdı. Daha çok amcamlar da kalmasına rağmen ne de çok severdim onu.

İçten niyazlarımla Rabbimden onu rahmetiyle yargılamasını isterken günümüz insanlığa kadın erkek ilişkilerinden daha ziyade eşler arasındaki münasebetler açısından ışık olabileceğini düşündüğüm için onu, sol yanımın kalemine bırakıyorum bu gece. Önce diri olanlara sonra başta babannem olmak üzere geride kalanlara bir Fatiha okuyorum gecenin sessizliğinde. Ayetlerin mealinde gezinirken Fatiha olmayı, Fatiha’yı yaşamayı diliyorum her şeyin sahibinden.

Henüz on dördündeki babannemi tefekkür ederken seni betimliyorum güzel kızım. Şuan ki kadınlığı betimleyemiyorum!!

Bizler eşlerimizin on dakika gecikmesinin kavgasını yaparken o, kendisinden onlarca yaş büyük bir eşe çocuk veriyordu.

Bizler pırlanta değerinde nişan yüzüğü isteyip alınmadığında bohçayı erkek evine yolarken o, elinde çamaşır yıkıyordu.

Bizler otuzunda,kırkında hatta altmışında olup televizyonlarda izdivaç programlarına katılırken o, yirmi beşinde dul kalan ömrün sonrasını tamamen çocuklarına vakf ediyordu!!

Bizler hala kuru bir inatla kayınvalidelerimizin çocuklarımıza isim koymasına mani olurken o,ilk torununa eşinin adını koyuyordu.

Allah muhafaza ikinci bir çocuğu aldırmaya doktora giden kadınlar varken şu asır da o, on yedi sene büyüttükten sonra kaybettiği filizine sessizce göz yaşı döküyordu.Dikkat edin aklından olmuyor sadece nedamet yaşları akıtıyordu.

Ve o ümmi idi. Ümmi yaşadı, ümmi öldü.

O Rabbin ; ‘İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi O’nun varlığının delillerindendir’(Rum/21) kelamını yaşantısıyla bizlere anlatarak gitti. Artık o, bir ayetti!!

Şimdi ki kavgaları,şimdi ki feryatları görünce erdemini daha iyi özümsediğim babannemi kaleme almanın onurunu bana yaşatan Rabbime teşekkür ediyorum. Her ne kadar hayatın imtihan olduğunu bilsek de. Yaşarken karşılaştığımız zorlukların bizleri tökezlettiğini görüyoruz. Teknoloji ilerledikçe yaşam olanakları bir yandan kolaylaşırken diğer yandan kalbimizin seyri değişir oldu. Muhabbet edeceğiniz her yaşı yetmişi aşmış insandan, gençlik yıllarında ki sadakatlerin günümüzde kalmadığını işiteceksiniz,işiteceğiz.

Görücü usulüne karşı gelen onlarca insanın yıllar sonra o usulü mumla aradığını göreceğiz. İffetin neredeyse kalmadığını gördüğümüz bu zaman da bir dedeye eş olmanın izzetli olacağını düşüneceğiz kim bilir?

Daha eşine bir kürek toprak atmışken yenisini arayan gözlerin debdebesin de bu arayışın vahye uygun olmayan yanlarına ağlayalım. Erkeklerimizin Müslüman kardeşlerimizin farizaları terk ederken çok eşlilik ruhsatına kucak açışlarına ağlayalım. Gözyaşlarımızı seccademize akıtalım. Matemimizi Rabbimize arz edelim ki yaşadığımız her desiseden bizi tamamıyla koruyacak kudretin O olduğunu görebilelim.

Evlatlarımızın meryemce iffetli kalabilmeleri için Hanne olalım. Zinanın yağmur gibi yağdığı asırda çocuklarımıza şeriat şemsiyesi olalım. Her ölçümüzü sadece Rabbimizin istediği doğrultu da yaşayalım ki imtihanlarımız ağır olmasın.

Bütün hayatlar da alınacak muhakkak bir ibret vardır. Kendi yaşantımızı sınarken başkalarının hayatını bizlere aktarmasına engel olmayalım ki acılarına ortak olurken halimize de içten teşekkür edebilelim.

En mükemmel hayat örneği peygamberimizin hayatıdır. O’nu her daim tüm tefarruatlarıyla öğrenelim ki zor yanlarımızın ardından yeniden dirilebilelim.

Bizler Hz Haticeler olmak için gücümüzü son haddinde kullanırsak Rahman katından Muhammedlerini gönderecektir inşAllah. Senin ve akranların için Rabbimden nikah şahidi olması için meleklerini göndermesini arzularken yaşayacağın her badireyi yalnızca O’nunla aşabileceğimizi bilmeni istedim canım kızım! :flw
 
Üst