Yeni Osmanlı, yeniden Osmanlı - Kadir Metin Akbaş

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Tarihi günlerden geçiyoruz. Çevremiz, içimiz, yakınımız, uzağımız ateş çemberi ile çevreleniyor. Osmanlı’nın yıkışı ile tarumar olmuş ümmet, Türkiye’nin liderliğinde yeniden ayağa kalkmaya teşebbüs ettikçe,alçakça üzerimize çullanıyorlar. Her ayağa kalkma girişimimizde, bize acımasızca bedel ödetiliyor. Sur’da, Cizre’de devam eden operasyonlar, Ankara’daki bombalı saldırı, Suriye’deki son durum, Rusya’nın, ABD’nin, İran’ın, Hizbullah’ın Türkiye aleyhtarı girişimleri hep aynı gayeye hizmet ediyor. Korku aynı, endişe aynı, sıkıntı aynı, stres aynı; Türkiye’nin yeni bir Osmanlı olma yolunda yürümesi…
Ne kadar Türkiye düşmanı varsa, hepsi de Osmanlı’dan geriye kalan boşluğu Türkiye’nin doldurmaya çalışmasından endişe ediyor. Lübnan Hizbullah’ının lideri Nasrallah’ın da geçen gün yaptığı konuşmasındabu konuya dikkat çekmesi ilginçti. Tüm askeri varlığıyla Suriye’de bozgunculuk yolunda savaşan Hizbullah’ın lideri,Türkiye’nin Yeni Osmanlı projesinin Suriye’de çöktüğünü iddia ediyordu. Nasrallah’ın bu sözü, birçok şer şebekenin internet sitesinde manşete çıkarıldı. Twitter’da ne kadar lüzumsuz varsa, bu sözü büyük bir iştahla sahiplenip paylaştı.
Biz her ne kadar kendimize dahi itiraf edemesek de, şer güçlerin bize dair görüşlerinde Osmanlı’nın yeniden neşvünema bulmasının korkusu var. Solculardan ateistlere, paralel yapı elemanlarından İrancı/Esed’ci tayfaya kadar herkes, bu korkuyla yatıp kalkıyor. Gezi kalkışması sırasında koca koca uluslararası saygınlığı olan dergiler, Erdoğan’ın padişah kıyafetleri içerisindeki çizimlerini kapaklarına çıkarırken de bu korkudan besleniyorlardı. Ak Parti’nin kolay kolay gitmeyeceğinin kesinleşmesi ve Erdoğan’ın sistem değişikliğinde ısrar etmesi de Osmanlı’dan ölümüne nefret eden çevrelerin rüyalarını kaçırmaya yetiyor. Bunun farkında olmak ne kadar güzel bir şey…
Kim ne derse desin, Osmanlı’yı ne kadar kötülerse kötülesin; 100 yıl önce içte ve dışta elbirliği yaparak Osmanlı’yı tarih sahnesinden indirenlerin torunları, bugünkü Türkiye’ye bakarak sinir krizleri geçiriyor. Kör topal, isteksiz, mıymıntı halinde, cesaretten yoksun olarak ve çoğu zaman geri adım atarak yürüdüğümüz bu yolun sonunun nereye varacağını onlar bizden daha yakinen biliyor. Biz dillendirmekten, söylemekten imtina etsek de, onlar Türkiye’nin Yeni Osmanlı olma yolunda yürüdüğünden emin. Osmanlı’nın yıkılışından sonra rahatça at koşturdukları, her türlü hain planı uygulayabildikleri, halkları ufacık bir fitne ateşiyle birbirlerine kırdırdıkları dönem, gün be gün sona eriyor. Osmanlı’nın yıkılışı ile birlikte açılan parantez, Türkiye’nin ayağa kalkması ile birlikte kapanıyor artık. Hamaney’in de, Putin’in de, Esed’in de, Gülen’in de, Nasrallah’ın da, Kandil’in de uykularını kaçıran, işte bu adım adım gerçekleşen hakikat.
Son 15 yıldır yeniden tam anlamıyla devlet olmanın gereklerini yerine getiren Türkiye, hem bölgesinde hem de tüm dünya üzerinde bir ağırlık merkezi ve çekim noktası olduğunu kanıtladı. Alenen ve dolaylı şekilde mücadele ettiği 7 düvel ve üzerine salınan onlarca terör örgütüne rağmen pes etmeyen bir ülkenin adıdır Türkiye… Ve her ne kadar bizler dillendirmesek de, Erbakan’ın Yeniden Büyük Türkiye ideali de, Erdoğan’ın Yeni Türkiye ideali de bu ülkenin Yeni Osmanlı olma idealidir. Ok yaydan çıktı bir kere, geri dönüşü yok bu yolun.

Müstakil Gazete
 
Üst