Yolcu Dergisi

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
1256919243.jpg




l ferhat kalender l müştehir karakaya


ömer idris akdin lyaşar bedri l ahmet mercan


l faik öcal l mehmet aycı l rabia bulut


fatma serenli l ümran yaka l kamil yeşil


bülent sönmez l yusuf tosun l eyyüp akyüz


musa özyılmaz l selçuk küpçük


KARŞI SORULAR> bizim mahelle


MAKBUL DOSYA > celal fedai, ali günver,


adem özbay, hüseyin akın, ali görken üresin,


hüseyin atlansoy


YERL!LER> bilal can, yasin çetin, yahya kurtkaya, hasan şen


EK : NAZİR AKALIN KİTABI - SIDDIK AKBAYIR HAZIRLADI.


MECMUANIN ORTA YERİ SÖYLEŞİ:


MUSTAFA OĞUZ


Yazarlık, insanın iç sesinin çoğalmasıdır


M. Zahir ERTEKİN konuşturdu.


 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
yolcu_57.jpg


Yolcu Dergisi

57. YÜRÜYÜŞÜNDE YOLCU



“Susacağın zaman büyük susarsan, halkım,


susmasını, ama iyi susmasını, sıkı susmasını,


ağır susmasını bilebilirsen, halkım,


sen susunca taştan su sızmaya başlar.


Hırsından ağlamak isteyip de ağlayamayan


Ergenlerin sıkılı yumruğu gibi, taştan şiir


Ve sessizlikten de hakikat sızmaya başlar…”


C.Koytak


BU SAYIDA:

I ferhat kalender I bülent sönmez I nurullah genç I eda aktaş I yaşar bedri I ogün kaymak I faik öcal I
I suavi kemal yazgıç I ahmet mercan I dilek akın I müştehir karakaya I hüseyin korkmaz I
I ismail cem doğru I seyyit köse I selami ay I kemal aksu I Imustafa uçurum I aydın hız I tarık tufan I I sıddık akbayır I selçuk küpçük I gökhan akçiçek I bilal can I bünyamin doğruer I yahya kurtkaya I abdullah akdemir I yusuf bal I ümran yaka I

Dosya


“ öykü ve ironi ”


I ali suavi yazgıç soruşturdu I


a.haydar haksal, addullah harmancı,


necip tosun, kamil yeşil, sadık yalsızuçanlar, necati mert

* MECMUANIN ORTA YERİ I FATİH YORULMAZ ALİ MURAT GÜVEN’İ KONUŞTURDU:
““Ben Ali Murat Güven, şu anda 42 yaşındayım.
Ve son 25 yıldır da İslâmî câmiânın içinde aktivist bir gazeteci, kendi kendine heyecan yapıp duran bir kültür-sanat adamı olarak debelenip duruyorum. Elinde avucunda ve beynimde bulunan her değeri ‘Siyasal İslâm’ın yoluna sererek çeyrek yüzyıl boyunca mücadele etmiş bir zavallı, bir tür çağdaş Don Kişot olarak şimdi artık diyorum ki ömrüme gerçekten de yazık etmişim. Çünkü, bu tatsız tuzsuz hamurdan asla iyi bir pasta yapılamaz. Köylülük, biz Müslümanların derimize falan değil, resmen genlerimize işlemiş!”
I ümit zeynep kayabaş, şair hüseyin akın’la ‘şiiri’ söyleşti I
“Şairlerini yitiren toplum, akleden vicdanını ve kalbini yitirmiştir”
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Teşekkür ederim kardeşim.

bizim diyebileceğimiz şeylerin bir bir ellerimizden kaydığı dünyada benim diyebileceğim bir şeylerin olması kadar güzel bir şey olmasa gerek.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
YOLCU DERGİSİ 58. YÜRÜYÜŞÜ


yolcu-sayi-58.jpg


I ferhat kalender I fatma esti I mustafa köneçoğlu I ömer idris akdin I atasoy müftüoğlu I
I dursun ali sazkaya I ahmet mercan I müştehir karakaya I abdullah çevik I emel dunkul I
I yahya kurtkaya I ayşe eyyüpkoca I mehmet aycı I faik öcal I mustafa uçurum I
I selami ay I mustafa özçelik I vedat aydın I esra elönü I
I ibrahim tökel I sıddık akbayır I mehmet çelik I selçuk küpçük I eda aktaş I bilal can I
I ismail aykanat I bünyamin doğruer I ümran yaka I ayşegül ünal I
I BARIŞ VE ESENLİK ÜLKESİ;
mustafa armağan, ibrahim demirci, ümit aktaş, betül tarıman, teodora toni,
ahmet günbaş, irfan yıldız, hüseyin avni cinazoğlu, mustafa aydoğan, murat başaran I
eyyüp akyüz soruşturdu.
* MECMUANIN ORTA YERİ I AHMET USTA HAKAN ARSLANBENZER’İ KONUŞTURDU:
“Müslümansın ama muhafazakâr değilsin, şairsin ama efemine tavırların yok, edebiyatla uğraşıyorsun ama her tarafı siyasi bir edebiyat yapıyorsun… Bunlar beni tipik olmayan insanları çağırmaya, tipik olanla mücadeleye itmiş görünüyor. Normalde bir insanla, bir fikirle, bir üslupla durduk yere cedelleşme eğiliminde değilim. İnsan insana yüzde beş benzese yeter. Ama benim özellikle şiire başladığım yıllarda her insan ve çevreyle, her görüş ve tarzla asgari müşterekler üzerinde bir araya gelme, bir arada bulunma çabam pek başarılı olamadı. İlhan Berk hakkında bir yazı yazmıştım mesela. Bir dergiye vermem icap etti. Dergiden bana, ‘Bu kafir hakkında nasıl yazarsın?’ gibisinden bir tepki geldi. Ben de bir şey demedim, yazıyı alıp cebime koydum. N’apacaktım ki başka? ”
 

hiçim

Profesör
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
1,743
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Yaş
39
Konum
orta doğu
Allah razı olsun cahilliğimi mazur görün hiç okumadım ama merak ettim edineceğim inşaAllah
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
YOLCU 59 “HUZUR İSYANDANDIR!”



BU SAYIDA:
I ferhat kalender I ali emre I yaşar bedri I ömer idris akdin I e. ibrahim I mehmet aycı I
I ismail aykanat I rabia bulut I ayşe eyyüpkoca atila I ahmet mercan I ahmet savaş özpınar I
I mehmet yüzücü I bülent sönmez I aslınur akdeniz I kamil yeşil I ümit zeynep kayabaş I selami ay I
I abdullah olmak I aydın hız I seyyit köse I dursun ali sazkaya I hüseyin güç I m.erkam bülbül I
I yahya kurtkaya I mehmet çelik I selçuk küpçük I faik öcal I adem özbay I ümran yaka I
I bünyamin doğruer I müslim kılıç I bilal can I​

MECMUANIN ORTA YERİ: AHMET USTA SIDDIK AKBAYIR’I KONUŞTURDU:
“AYNI GÖĞÜN UZAK YILDIZLARI: NAZIM HİKMET - NECİP FAZIL”

“ Evet, her ikisi de birer ‘deha’dır.​

Çünkü, deha, benzersiz bir yaratıcılıktır. Deha, ‘sonsuz bir yaratma gücü’yle dünyayı görmekle kalmaz, onu değiştirerek, dönüştürerek yeniden kurar.
Çünkü, deha, bir yalnızlıktır. Çağında anlaşılmış deha pek yoktur.
Çünkü, deha, bitmeyen bir uzaklıktır. Bilim ya da sanat tarihinde ‘emekli olmuş deha yoktur.’
Çünkü, deha, bir yolculuktur; deha’nın mekânı, Baudelaire’in ‘Ben nerede değilsem orada iyi olacakmışım gibi gelir.’ dediği yerdir.
Çünkü, deha, ‘bir uyumsuzluktur.’ Deha, kendisine bile tenhadır.
Çünkü, deha, bir tedirginliktir. Deha, hayatın ve kitapların onaramadığı bir yerdedir.
Çünkü, deha, bir çelişkidir, çelişkideki trajedidir.”​
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
yolcu_sayi_60.jpg


YOLCU DERGİSİ 60. YÜRÜYÜŞÜ

“KİMİN CENNETİNDE GİZLİ BENİM CEHENNEMİM”

Bu Sayıda:

I ferhat kalender I müştehir karakaya I ömer idris akdin I muhammed emre I mustafa köneçoğlu I
I filiz çapar I dursun ali sazkaya I cevat akkanat I tarık ruşen I bülent sönmez I rabia bulut I ibrahim tökel I I mehmet aycı I mustafa uçurum I abdulvahap dağkılıç I ayşe eyyüpkoca atila I memduh atalay I
I ismail aykanat I sümeyye şeker I recep yazgan I faik öcal I suavi kemal yazgıç I sıddık akbayır I
I cihat albayrak I mehmet çelik I kamil yeşil Imuhammed erkam bülbül I ayşegül ağcalar I
bünyamin doğruer I ümran yaka I bilal can I

Mecmuanın Orta Yeri:
AHMET USTA, YUSUF KAPLAN’I KONUŞTURDU:
““ Modernliğin temel sorunu, insanın Yaratıcı’yla irtibatını zihnen ve fiilen koparmış, hatta bitirmiş
olmasıdır. İnsanın tanrılaştırılmasıdır. ”

Seyir Defteri – Ferhat KALENDER yazdı:
“Kartal yavrularına yerde sürünme dersi vermek istiyorlar. Böyle diyor Muhammed İkbal. İyi adamların ve iyi kadınların kavlidir ümmet. Kutlu gelenek Allah, Muhammed ve Ümmet diye tarif ediyor yeryüzündeki duruşumuzu. Budur ve böyledir, bir kelimedir bizi yollara düşüren. Hayatın ve zamanın ruhuyla bilenmişliğimizle bütün kadim öyküleri demleyen bir kelime. Yüreklerimize her dem uçsuz bucaksız bir gökyüzü esenliği veren. Yürürken de onurlu, düşürken de erdemli ve ayaklanırken de duruşumuza direngenlik katan bir kelime bu; ümmet oluşumuzun, yeryüzünde ‘insan’ı tarif edişin çok boyutlu imgesi: Lailaheillallah! Muhammed’imizin ‘Bu bir dağdır lakin biz onu severiz, o da bizi sever’ dediği Uhud gibi gönlümüzde taşıdığımız derinlik. Ki emanetine sadık kalmışlığımızla ölçülecek özgürlüğümüz. Herkesin birbirine benzeşmeye başladığı, sıradanlaştığı ve varoluşumuzu sağlayan değerlerin buharlaştığı bir zamanda içimize doğru bir yolculuğa çıkmanın işaret taşlarını dikmek. Kayıtsız ve kalıpsız sürgitliğin vicdanları çürümeye terk eden boşvermişliğin önünde yükselen yücelik meşalesini yeniden yakmak. Bu bilinç aşka dönüştüğünde, aşkın buyruğunda yenilendiğinde ve arındığında soylu bir başkaldırı bizi çağırıyor demektir.”
 

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
Yolcu dergisi yollarda!

04_Ocak_2011_14_13_44_9595147967.jpg
Yolcu dergisi yollarda!

Yolcu dergisi yollarda! 03 Ocak 2011 - 16:43:31
61. sayısını çıkaran yolcu dergisi Rwanda’yı anlattı.



Yolcu dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Kalender, kurban bayramında İHH gönüllüsü olarak gittiği Rwanda izlenimlerini seyir defterinde ele aldı;

“Batılıların misyonerler öncülüğünde Afrika’nın derinliklerini yokladığı tarihler… Katolik bir misyoner ormanın içindeki kabileye yaklaştığında gördüğü manzaradan oldukça duygulanmış ve içinden ‘bu iş tamam’ demişti. Derme çatma evlerin tam ortasında, üstünde kocaman bir haç bulunan bir kilise. Heyecanla kiliseden içeri girdi. Ancak karşılaştığı görüntüyle şoka uğradı ve gerisin geri dönerken yanındakilere ‘yapacak daha çok işimiz var…’ diye söylendi. Misyonerin içeriye girdiğinde karşılaştığı şey, büyükçe bir İsa resmiydi; zenci bir İsa”

Rwanda’nın yanı sıra dergi istikamet üzere yolculuğuna devam etmektedir;

Müştehir Karakaya Öyle Bir Kadın başlığı ile “ ideal ve beklenen bir kadına bir porte” denemesini kaleme almış. İbrahim Tokel GEÇERKEN adlı köşesi ile kendi penceresinden kitap ve yazar tahlilleri ve yorumlarına devam ediyor. Bilal Can Gece, Kudüs ve Yalnızlık başlıklı yazısı ile Nuri Pakdil üzerine esaslı bir deneme çalışmasında bulunmuş. “insan kısım kısım, yer damar damar” adlı köşesinde Sıddık AKBAYIR, 5 mayıs 1973 te ölen Arkadaş Zekai Özger üzerine geniş çaplı bir biyografi çalışması yapmış. Selçuk Küpçük, Yakın Dönem Tarihine İlişkin Kişisel Bir Hesaplaşma çalışmasının 10. bölümünde Esir Türk İlleri’ni konu edinmiş. Kamil Yeşil de Bir Firar Vasıtası Olarak Gemi başlıklı yazısının 2. bölümünü bu sayıda devam ettirmiş. Sinema eleştiri yazıları ile yolcu dergisinde yazılar yazan Muhammet Erkam Bülbül bu sayıda Büşra filmi üzerinden yola çıkarak muhafazakar yaşantı üzerine eleştirel bir yaklaşımda bulunmuş. Derginin kalbi olan mecmuanın orta yerinde Ahmet Usta; yazar İhsan ELİAÇIK’ı konuşturdu. İhsan Eliaçık günümüz din anlayışına eleştirel yaklaşımlarda bulunuyor ve ekliyor ; “Bütün Peygamberler devrimcidir. İslam’ın ruhu itiraz ve isyanda yatar”

Ayrıca Mustafa Köneçoğlu, Banu Özbek, Yahya Kurtkaya, Şamil Baş, Rabia Gelincik, Recep Yazgan, Sümeyye Şeker, Serdar Çakıroğlu, Leyla Anka, Seyit Köse şiirleri ile; Cemile Bayraktar, Mehmet Aycı, Fatma Serenli, Faik Öcal, A. Vahap Dağkılıç, Mehmet Kızılay, Dursun Ali Sazkaya, Bülent Sönmez, Ahmet Şevki Şakalar deneme ve öyküleri ile bu sayıda yer almışlar.

Ve tabi ki derginin muhalif sayfası Yerliler..

Bu sayıda Yerliler de Adem Özbay “Sen benim vatanım gibisin”, Sümeyye Betül Karakaya “Bir kütük ağlamıyorsa soyu ağaç değildir” ve Eda Aktaş “ Kelime ve dinme” isimli şiirleri ile; Ayşegül Ağcalar “Çok ‘party’li hayata geçiş ‘deneme’leri” adlı deneme çalışması ile muhalifliğini kayda geçirmişler.




Fatih Yorulmaz
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
yolcu-mayis.jpg

Hayy’dan Geldik Hû’da Yanmaya



I ferhat kalender I ali emre I mustafa karaosmanoğlu I ömer idris akdin I faik öcal I mustafa köneçoğlu I ismail aykanat I tuba gülşen doğru I zehra aydüz I yahya kurtkaya I ü.zeynep kayabaş I banu özbek I ibrahim tökel I esra elönü I seyit köse I mustafa uçurum I selami ay I adem özbay I zekai günal I bedia belkis balcılar I ismail polat I melih sönmez I muhammed erkam bülbül I selçuk küpçük I gülnaz eliaçık I eyyüp akyüz I esra oruç I mustafa bilgücü I ahmet usta I gözde gülşin I ümran yaka I sulhi ceylan I abdullah çevik I onur onan I
MECMUANIN ORTA YERİ: BİLAL CAN, İSMET ÖZEL’İ YAZDI:
“Bir insan eğer ki yazıyorsa onu en iyi tanıtan unsurların başında yazdığı eserleri gelir. Özel yine ‘’Waldo Sen Neden Buradasın’’ adlı eserinde: ‘’ Benim masalımda üç önemli kelime var: Şair, komünist, Müslüman. Eğer bu üç kelimenin benimle bağlantısı hakkında beni ve başkalarını yanlış yönlere sevk etmeyecek, gerçek yönünde uyanışımızı hızlandıracak bazı açıklamalarda bulunabilirsem, bu açıklamalar yapılabilecek nihai açıklama yanında pek sönük kalsa dahi hayaller dünyasında kaybolmayı önleyeceği için iyi ve yeterlidir. ‘’ (sayfa 15) diyerek kendisinin bir resmini çizme gerekliliğinin çok büyük bir şey olmasa da en azından hayallere dalmamak için doğruyu bulabilmek adına önemli bir iş olduğunu belirtmektedir.
Bir Masal İsmet Özel’i Özel’in düşünceleri, siyasi, felsefi, edebi düşüncelerinin çözümlenmesi yapılarak şair/yazar’ın bir resmini çizmeye çalışmıştır. Evet, Özel’in bazı düşüncelerinin şerh edilmesi gerekirdi. Ya da bunu soru şeklinde soracak olursak: İsmet Özel’in düşünceleri şerh edilmesi gerekiyor mu?”
FERHAT KALENDER SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI:
“Arap sokaklarında milyonların seslendirdiği vatan, millet ve özgürlük gibi sloganları bir zamanlar Osmanlı Devleti’nden kopmak ve bağımsızlaşmak için kullanılmıştı. XX. Yüzyılın başında Batı’nın koruması, kollaması ve her türlü desteği ile sürdürülen mücadele sonunda kendilerini –her kabileye ya da kabileler federasyonuna- birer devlet bahşedildi. Başlarına birer bayrak dikildi. Önce sömürge valileri daha sonra diktatörlük mevkileri ihdas edildi. Bir vatanları ve vatanları içinde yaratılmış milletleri ve milletlerinin kavuştuğu özgürlükleri vardı. Şimdi yine aynı sloganlarla yüzyıl önce inşa edilmiş değerler ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Halklar yine meydanları doldurarak statükoya meydan okuyor ve yine birileri buna çanak tutarak ‘devrim’ diyor.”

http://dergilik.com/kultur-sanat/yolcu/
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
304110_157063187717339_100002409766507_279294_1924763569_n.jpg
Yolcu Dergisi sakin ve sessiz yoluna devam ediyor.
Mecmuanın Orta Yeri: Ahmet Usta, Metin Önal
Mengüşoğlu’nu Konuşturdu:
“Her İnsanın İçinde Kendini Hesaba Çeken Bir Kendi Vardır!”

Ben o kanaatteyim ki eğer biz varsak, ayaklarımızın üzerinde dik duruyor ve yere sağlam basıyorsak, inançlarımızdan yeterince eminsek akil adamlar, sohbet evleri ve mektuplar da var olacaktır. Biz ortada yok isek, bir kimliğimiz, kişiliğimiz, kalabalıklar arasında kaybolmayan makul ve maruf bir bilinmişliğimiz yoksa hülasa bir fikrimiz yoksa varsın mektuplar da mektepler de olmayıversin. Kendimize kent değil kendimiz inşa edelim. Bunun yolu kendi gündemimizi magazin veya aktüalitenin tayin etmesine bırakmamaktan geçer. Gündemimizi her gün kendimiz tayin edecek ve her gün evimizden çıkarken kapımızın önünde üzerinden atladığımız çıtayı da bir basamak yukarıya çekeceğiz. Denk olmamalı bir günümüz bir önceki günümüze. İşte o vakit bizim şahsiyetimizden umutlu olunabilir.


Ferhat Kalender Seyir Defteri’nde Yazdı: Modernite denilen soğuk yüz, yaklaşık üç yüz yıldır kullanabileceği ne varsa içini boşaltıp nemalandıktan sonra kendine bir evren inşa etmektedir. İlk ortaya çıktığı dönemlerde materyalist eğilimleri ağır basan bu algı biçimi, kutsal olan ne varsa hayatın dışında bırakarak seküler bir ahlakı, totaliter ve tanımlayıcı bir konsepti, insanı yalnızlaştırıcı ve öteki olarak belirlediklerine karşı müdahale edici bir tarzı ifade eder. Allahsız bir zamanda insanı insan yapan (eşref-i mahlukat) değerleri devre dışı bırakarak, tamahkar, tahammülsüz, içeriksiz ve makinalaşmış bir türü icad etmenin peşindeki modernite, her korkudan bir tanrı yontarak yaşadığımız dünyayı put galerisine dönüştürdü. Gündelik yaşamı yirmi dört saat esasına göre yeniden organize ederek klişe/tekdüze bir hayat tarzını dayattı. Böylesi bir tarza itiraz edebilecek kim ve ne varsa zaman dışı, tarih dışı ve dünya dışı ilan edilerek sistem düşmanı olarak gösterildi.


Atasoy Müftüoğlu “Eleştirel Farkındalık” Üzerine Yazdı: Ortadoğu’da daha çok genç kuşakların, kentli ve kozmopolit genç kuşakların öncülüğünde gerçekleştirilen ayaklanmaların hiçbir biçimde anti-emperyalist bir içeriği, amacı ve tasavvuru yok. Bilindiği üzre; İslam toplumlarında anti-emperyalist her mücadele ve direniş terörizmle etiketleniyor ve bu mücadelelere karşı savaşlar başlatılıyor. Bütün direniş mücadeleleri emperyalist savaşlarda durdurulmak isteniyor. Müslümanlar olarak, çok garip, anlaşılması çok güç, açıklanması çok zor çelişkiler yaşıyoruz. Bir yanda emperyalistler tarafından alkışlanan, sahiplenen, ekonomik yardımlarla desteklenen ve tebcil edilen “devrimler”den söz edilirken; bir diğer yanda küresel ölçekte yalnızlaştırılan, kuşatılan, engellenen, baskılanan devrim ve direniş hareketleri var. İthal edilen düşünsel/ zihinsel/ entelektüel/ siyasal çerçevelerle İslami bir dönüşümün/ değişimin/ devrimin gerçekleştirilemeyeceğini bilmek ve anlamak gerekiyor.


Sayıda Eserleri Yer Alanlar: *ferhat kalender *mustafa karaosmanoğlu *müştehir karakaya *atasoy müftüoğlu *ömer idris akdin *rabia gelincik *kübra usta *ahmet mercan *mustafa uçurum *ercan çiftçi *tuğba gülşen doğru *bilal can *raşit ulaş çetinkaya *hares yalçi *ümit zeynep kayabaş *ali can çınar *yaşar bedri özdemir *hakan bilge *faik öcal *sulhi ceylan *seyyit köse *fahri eyhan *dursun ali sazkaya *ahmet şevki şakalar *mustafa bilgücü *hayrettin durmuş *ferhat özbadem *banu özbek *a.vahap dağkılıç *gülsüm eren *kadri raşit akdeniz *cemile bayraktar
İzdiham
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
379819_334113916604572_100000179004870_1512247_104237616_n.jpg



“AKLIN CİNNETİNE HOŞ GELDİNİZ!”

Yoldakiler:
*ferhat kalender *yaşar bedri *mustafa karaosmanoğlu *ömer idris akdin *seyit köse *bilal can *sulhi ceylan *emine şimşek *ümit zeynep kayabaş *metin kaplan *fatmanur de...mir *m. şamil baş *ferhat özbadem *fatma akari *faik öcal *enes yalçın *aydoğan k. *ismail gerçek *hayrettin durmuş *ömer çoban *zekai günal *baran aydın *dursun ali sazkaya *cemile bayraktar *ayla karagöz *bülent sönmez *banu özbek *gözde gülşin *seher ortaöner *ümran yaka *ferhat dönmez *nihat nasır

FERHAT KALENDER SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI:

“Bu gün toplumumuzda yaşanan kültürel ve düşünsel tutukluğun en önemli göstergesi, seküler aklın iğvası sonucunda zamana ve hayata yönelik derinliğimizi yitirmemizdir. İnsanın, yalnızca hayvani dürtülerle hareket eden bir makine olarak görülmesi karşısında, ilahi olandan, insan olmaklığından ve fıtratından kaynaklanan adalet, vicdan ve haksızlığa karşı olabilme erdemi gibi evrensel duruşu ile dünyayı yeniden anlamlandırması gerekmektedir. Bu gereklilik ona Allah’ın yüklediği sorumlulukla kaimdir. İlahi olandan bağımsızlaşarak hırçınlaşan, egoistleşen, öteki gördüğünün yaşamını cehenneme dönüştüren saplantılı bir akıl mekanizmasının kurguladığı gelecekte, insan yalnızca robot mesabesindedir. İnsan duruşunu sistematik biçimde, gerek enformatik illizyon ile gerekse tamahkârlığını azgınlaştırarak soysuzlaştırmaya çalışan bu işveli gaile, çıkarcı, acımasız ve anlamsız bireylerden oluşan itaatkâr bir toplum arzulamakta.”

MECMUANIN ORTA YERİ: AHMET USTA, FERHAT KENTEL’İ KONUŞTURDU:

“Modernitenin bize en çok öğrettiği şeylerden biri, sana tanım getirmesidir. ‘Form’ koymasıdır. Sen ‘bu’sun, ‘birey’sin diyor. Bireyin de kararları vardır. Rasyonel karar verir, düşünür. Dolayısıyla bu tanımın dışına çıkıyorsun. Bunun çok somut sonuçlarından örnek verecek olursak, sen Ermenilerle ilgili birşey dediğinde, karşındaki ‘sen Ermeni misin?’ diye soruyor. Çünkü bir Ermeni’nin çıkarlarını ancak bir Ermeni’nin anlatabileceğine inanılıyor. Bunun sebebi, birey olmanın getirdiği yükümlülük. Sen başka ‘bir şey’sen yapamazsın. Ermeni’nin çıkarlarını savunuyorsan demek ki sen Ermenisin. Ermeni değilsen bile kanında vardır muhakkak gibi başka irrasyonel açıklamalara varabilecek derecede tepkiler geliyor.”
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
67.yürüyüşünde 'Yolcu' : "Başkaldırmıyorsa nedir ki söz?"





YOLDAKİLER:

*ferhat kalender *bülent sönmez *mustafa karaosmanoğlu *erdal kurgan *müştehir karakaya *emre şimşek *dursu nali sazkaya *m .akif şahin *rabia gelincik *eyyüp akyüz *mustafa atalay *seher ortaöner *rıza kemal g. *ferhat özbadem *sulhi ceylan *bilal can *nebiye arı *faik öcal *mahir müjde *hikmet kızıl *a. vahap dağkılıç *fahri eyhan *özgür puya *selami ay *sami demir *nurullah yardımcı *ahmet şevki şakalar *hares yalçi *muhammet çelik *sıddık akbayır *banu özbek *baran aydın *tarık sezai karatepe *bünyamin doğruer *rabia görmüş *hamza çelenk

MECMUANIN ORTA YERİ: BİLAL CAN TARİHÇİ DOÇ. DR. AHMET ŞİMŞEK’İ KONUŞTURDU:

“Objektivizmintarihyazımında işlediği pek söylenemez. Bu durum genelde zannedildiği gibi “tarihçilerin pespaye tutumlarından dolayı” değildir. Evet, tarihi kötü yazanlar, işini gerektiği titizlikte yapmayanlar her zaman var oldu. Mesleğine ve mesleğinin biricik hedefi “hakikat”e bigâne kalanlar, belli merkezlerin güdümünde yazanlar da öyle. “

FERHAT KALENDER SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI:

“Ulus devlet denilen mekanizmanın çok önemli bir işlevi var. Kendine talip olanı hızlı bir biçimde kendine benzetir. Yani hiçbir değeri olduğu gibi kabul etmez. Sisteminin çarkında öğüttüğü ve nemalandığı ne varsa posasını çıkardıktan sonra anlamsızlaştırır. Bunun için kullandığı en önemli enstrümansa ideolojilerdir. Soğuk savaş dönemi lokal ideoloji olan Kemalizm’in akıbeti son örnek değildir. Şu an yaşanan örnek bizi daha çok ilgilendiriyor. Kendilerini muhafazakâr olarak konumlandıran ‘Emevi tipi’ yapılanmaya daha da dikkat kesilmek gerekiyor. Bir başka boyutta faşizme evrilen bu muhafazakarlaşma süreci, tabiatı itibariyle seküler (din dışı) bir organizmayı, her türlü musibetiyle formda değiştirip, içerikte bu organizmaya kulluğu öngörür. Bu durumun en kötü çıktısı bilincin ve zulme karşı duruşun körleştirilmesidir.”

SIDDIK AKBAYIR ‘BEJAN MATUR’U DENEDİ:

“Hayatı, bir yola çıkma halidir. Yolların arkadaşlığına tutkundur. Ruhu sürekli bir yola çeker ve ilk fırsatta gider. Durabilmenin bir yetenek ve kendisinin de bu yetenekten yoksun olduğunu düşünür. Çocukken atlasları çok sever. Dünya haritasını neredeyse ezbere bilir. Haritadaki nehir, dağ ve göl adları ilgisini çeker. Kafasının içinde dünya haritası yeniden oluşur sanki. Ve kendi yollarını yaratır. Her yolculuğa bavulunu toplayarak ‘belki kalırım, dönmem’ diyerek çıkar bu güne kadar. Ve her defasında Türkçeyi özler. Londra'da 6 ay yaşar ve dilin ne kadar canlı bir şey olduğunu anlar. Dilin kokusunu duyar. Çünkü, yazan kişinin ülkesi dilidir. O kişi kendisini dilin içinden, sözcüklerle var eder.”

MUHAMMED ÇELİK ‘İLHAMİ ÇİÇEK ŞİİRİ ÜZERİNE’ YAZDI:

“ve dünya bir oyun ve eğlencedir. dalarak, ciddiye alarak, ötesini ve görünmeyeni görerek daha iyi kavranabilmektedir. şair yürümektedir. belki de kaybolmak ve kaybolduğuna sevinmektir gerçek yürüyüş. uzun bir sessizliktir yürüyüş. yaşamak, varoluş sürecinde sergilediğimiz bir oyunsa, insan bunun oyuncusudur. zaman akıp giden bir şarkı ve oyunca bir düştür. bir nehir boyunca (çünkü “uzun bir nehirdir satranç”) ve oyunca yaşamak, derinden nefes alıp vermek, işte belki de sahici bilgelik budur.”


 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
68. sayısıyla Yolcu dergisi karşınızda!
“Söz taşla buluştuğunda baltanı büyük kibrin boynuna as!"

280585.jpg


Yoldakiler:

*ferhat kalender *yahya kurtkaya *ismail aykanat *ömer idris akdin *müştehir karakaya *e. erhun köse *ferhat dönmez *dursun ali sazkaya *mehmet kaya *mustafa atalay *bilal can *sulhi ceylan *abdussamet geçer *mehmet aycı *rıza kemal g. *faik öcal *hikmet kızıl *burak akarsu *eyyüp akyüz *ercan çiftçi *ahmet matar *habil yaşar *a. vahap dağkılıç *selçuk küpçük *adem dönmez *selami ay *banu özbek *ferhat özbadem *reyhan çarboğa *özgür puya *reşat beşar *semih bolat *baran aydın *feyzi baran *bünyamin doğruer *ömer çoban *hamza çelenk

MECMUANIN ORTA YERİ: AHMET USTA PROF. DR. NABİ AVCI’YI KONUŞTURDU:
“GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA OKULLAR, MİADINI DOLDURMUŞ KURUMLARDIR!”


“Fabrika düzeni sanayi devriminin getirdiği seri üretim, minimum maliyetle maximum ürün almayı amaçlayan fabrika mantığının eğitime uyarlanmasıdır. Ama artık biliyoruz ki dünya sanayi devrimi, fabrika düzeni yerini başka süreçlere bırakıyor. Yani artık sağıyla soluyla 19.yy. ortak zemini paylaştığı zemindir prodüktivizm, kalkınmacılık. Günümüzde artık yerini başka bakış açılarına başka dünyalara bırakmaya hazırlanıyor; ama yerleşik yapıları -öğretmenin kürsüsü gibi- aynı zamanda belli iktidar göstergelerini ima ediyorsa ve onları da içeriyorsa onlarla başa çıkmak ve onları çok kısa zamanda tasfiye etmek o kadar kolay değil.”

FERHAT KALENDER SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI:
“Ergenlik ve olgunluk dönemini Batı’da yaşayan modernite; teknolojisine dayanarak kullandığı askeri yöntemlerle, hızlı bir sömürgeleştirme düzeni oluşturmaya başladığı istila dönemlerinde karşılaştığı Müslüman dünyada da hayret ve şaşkınlık oluşturdu. Ardından gelen büyük yenilgiler ve yıkım sonrası teslim alınmışlık duygusu, geleneksel olarak sürdürülen değerler sistemini alt üst etti. Dünyayı ‘bir gölgelenme anı’ olarak bilen Müslüman muhayyilenin gelecek tasavvuru, ahiret yurdu ile kaimdi. Dünyası elinden alınan Müslümanlar ahiretlerini de unutur hale geldiler. Yaşam kodlarını sürekli şekilde canlı tutan hakikat arayışı, çarpıldıkları modern gerçeklik karşısında zihnen ve kalben tahribe uğradı. Kendilerini var eden değerlerin ilahi olandan arındırılması ile ortaya çıkan sonuç yani gerçeklik, iman boyutunda kutsandı. Modernitenin ilerlemeci mantığına ram olabilmek için kendini geri ve arkaik olarak gören Müslüman dünya, ne pahasına olursa olsun önüne konan aydınlık çağı yakalama gayreti içerisine düştü. Batı kendini küçümseyen, aşağılık kompleksi içerisinde yüzyıllardır süregelen birikimlerini yük görüp kucağına oturmak isteyen bu topluluğu yeni bir ideoloji ile kutsadı: Modernistler!”
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Yolcu yoksa yol da yoktur

68kapak.jpg


On yıldır her türlü zorluğa rağmen inatla yürüyüşüne devam Yolcu dergisi, üzerinden bir ay geçmesine rağmen 68. sayısını okuru ile buluşturamadı.


On yıldır her türlü zorluğa rağmen inatla yürüyüşüne devam Yolcu dergisi, üzerinden bir ay geçmesine rağmen 68. sayısını okuru ile buluşturamadı. İnternet sitesinde ve sosyal medyada Prof. Dr. Nabi Avcı ile yaptığı söyleşinin ekseninde yeni sayısını oluşturduğunu duyuran derginin zaman zaman okurlarına derginin selameti ile ilgili küçük anekdotlar aktardığı görüldü. Kapak çıkış yazını “Söz taşla buluştuğunda/ baltanı büyük kibrin boynuna as!” olarak belirleyen Yolcu’nun kendilerinin tabiri ile yayın üssüne ulaştığımızda derginin basılmak üzere matbaaya teslim edildiği, ancak matbaada meydana gelen iç sorunlar nedeniyle bir türlü baskıya geçilemediği söylendi. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, içerik ve tasarım olarak iyi sayılardan biriyle okurun koluna girmeyi planladıklarını, zaten sabırlı olan dergi dostlarının güzel bir sayı ile buluşacaklarını ifade etti.
Ferhat Kalender’in Genel Yayın Yönetmenliğini yürüttüğü Yolcu’da, Ahmet Usta tarafından kotarılan söyleşiler hayli ilgi uyandırıyor. 4+4+4 çalışmalarında Milli Eğitim Komisyonu’nda yer alması ve uzun süre Başbakanın baş danışmanlığını yürütmesinin ötesinde Türkiye’nin önemli entelektüel değerlerinden biri olan Nabi Avcı ile yayın hayatı üzerine gerçekleştirilen söyleşi ve bunun yanında gündemdeki konulara verdiği yanıtlar ilgi ile bekleniyor.
Yolcu kayboldu mu sorumuza dergiden verilen yanıt manidardı; “Yolcu yoksa yol da yoktur!”

Ferihanur Tekin meraklısı için araştırdı
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45


´´Yolcu´´ yolunda gerek..

“GERÇEĞİN ÇÖLÜ”

BU SAYIDA:
*ferhat kalender *mehmet aycı *ömer idris akdin *betül tarıman *bilal can *erdal kurgan *yaşar bedri *rabia gelincik *müştehir karakaya *sulhi ceylan *taner cindoruk *ismail aykanat *faik öcal *atasoy müftüoğlu *yaşar kaya *hares yalçi *a. vahap dağkılıç *ömer çoban *hüseyin güç *sümeyye asa *hikmet kızıl *ferhat özbadem *gülnaz eliaçık *mustafa uçurum *eyyüp akyüz *baran aydın *semih bolat *banu özbek *bünyamin doğruer *tarık sezai karatepe *rıza kemal g. *mahir müjde


MECMUANIN ORTA YERİ: FAİK ÖCAL, BERAT DEMİRCİ’Yİ KONUŞTURDU;

“Bugün söylenenler çok umurumda değil, gelecekte söylenecekleri de bilemeyiz. Ha bir de gözümden kaçmıyor birbirlerini ağırlayarak denemeci patenti oluşturmak isteyen gruplar, donanmalar var. Ben ise donanmaya yazılanlardan değil, korsanlardanım. Yerli ve yerince kalmanın bugünün edebiyat vasatında tek yolunun korsanlık olduğunu düşünüyorum; eyliyorum. Kendi ülkemin denizlerinde ve ırmaklarında korsanlık yapmak zorunda olduğumu hissediyorum, bu başkalarını bağlamaz. Bugün gelenek adına konuşanlar, yazanlar neo-pozitivist çizgiler taşımaktadırlar. Bunların çoğunun derdi “Ben sizin bildiğiniz Müslümanlardan yahut İslamcılardan değilim!”den ibarettir…”

FERHAT KALENDER, SEYİR DEFTERİ’NDE “OLMAKTA OLANA HAKİKATİN EVRENİNDEN BAKMAYI” DENEDİ:


“Hikmetin rahminde olgunlaşmamış her bilgi insanoğlunu idraksiz bir nesneye dönüştürür. Dünyevileştirilmiş zihinler, küçük hesapların arasında git-gellerle tanımlanmış köleler üretir. Mümin oluşumuzun bizlere kazandırdığı yüksek irfan hali ile yeryüzünü okumamız, hayatı ilahi hakikat ve adalet merkezli sınamamız gerekirken, kimliğimiz ve kişiliğimiz sekülarize edilerek çevremizde olan bitenleri dünya tamahı üzerinden tanımlıyoruz. Böyle olunca hakikatin üzerimize düşüreceği rahmet ve bereket halesi kaybolup gidiyor. Kuru ve yoz ideallerle, kör ve şaşkın bir biçimde bizler için kurgulanan büyük-albenili hapishanelerde kendimizi tüketmeye başlıyoruz.”


ATASOY MÜFTÜOĞLU, “BÜYÜK HAKİKATİ GÖRMEK” İLE MERAMINI ANLATMAYI SÜRDÜRDÜ:

“Bugünün tarihi içerisinde nasıl bir konum almamız gerektiğine, nerede ve nasıl durmamız gerektiğine, kime muvafakat, kime muhalefet edeceğimize yeni kolonyalistler karar veriyor. Müslümanlar modern tarihin, modern seküler sistemin kendilerini nasıl şeyleştirdiğinin maalesef farkında değildir. Şeyleştirilen zihinler hiçbir zaman büyük hakikatleri, büyük sorunları göremezler, büyük fikirlere/ düşüncelere/ ufuklara sahip olamazlar. Şeyleştirilen zihinler yalnızca talimat almaya elverişlidirler. Şeyleştirilen zihinler, klişeler, sloganlar, kalıplar ve nefretle yalnızca yüzeyler üzerinde konuşabilirler.”
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Yolcu’dan ‘umutla korku arasında’


onkapak-1.jpg




Yolcu dergisinin son sayısında hicretle alakalı dikkat çekici bir soruşturma da yer alıyor..





Yolcu dergisinin Ocak-2013 tarihli 70. sayısı çıktı. Derginin bu sayısında birçok isim yazılarıyla yer alıyor.
Dergide dikkat çekici bir soruşturma da yapılmış. Eyyüp Akyüz, “Hicret, bir zaman algısı oluşturması anlamında Müslüman vaktinin Allah’ın iradesiyle buluşması olarak görülecekse bugünün zaman kurgusunda halimiz nicedir?” diye sormuş; Atasoy Müftüoğlu, Rasim Özdenören, Mustafa İslamoğlu, Hüseyin K. Ece, Nureddin Yıldız, Hüseyin Bayçöl, Abdullah Yıldız, Yıldız Ramazanoğlu, Nihat Nasır ve Talha Hakan Alp ise cevaplamış..

Yüsra Dal haber verdi
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
71. Yürüyüşünde "Yolcu"





71. YÜRÜYÜŞÜNDE YOLCU: “COĞRAFYAM: HER RENK İNSAN”
YOL EHLİ:


*ferhat kalender *mustafa öner *ömer idris akdin *mehmet aycı*faik öcal *m. şamil baş *ferhat dönmez *müştehir karakaya *rabia gelincik *s. kemal yazgıç *selami ay *sulhi ceylan *mehmet çelik *rıza kemal k. *m. fatih kutan *fatma fidan *aydın uzkan *ali korkmaz *banu özbek *ferhat özbadem *recep yazgan *ismail korkmaz *hasan tülüceoğlu *meryem yiğit *tayyip atmaca *hamit seven *ömer çoban *hamza çelenk


FERHAT KALENDER SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI:


“Umut kırıcıları boş verin. Tarihin her deminde bu tür yara kaşıyıcılar ola geldi. Doğudan batıya doğru iz süren bir ses ile birbirimizi anlayacağız. İki tarafı keskin bir kılıç gibidir bu ses, hangi yanına sarılırsan diğerinden kan damlar. Kimse kimseye düşmemeli, onurdur ki kişi düşenin elinden tutup kaldırmalı, alnından öpmeli, yüreğine dokunmalı ve doğudan batıya doğru akan o sesin künhüne varmalı. Her değer yaşamak için vardır, onurlu, başı dik ve rüzgar gibi esenlikle. Kim diyorsa bir değer inşa ettim gel de öl. Yalancının tekidir. Kim diyorsa ki kurtuluş reçeteniz irademle yazdığımdır, tabi ol da kurtul. Düzenbazın hasıdır. Toprağın soluğunu, bir dağ menekşesinin irkilişini ve çiseleyen gökyüzünün sükunetini akletmeden yaşayan kim varsa cücelerin düzenini çağırıyor demektir.”


MUSTAFA ÖNER, ESENLİK VE ADALETLE İLGİLİ YOLCU’NUN MANİFESTOSONU KALEME ALDI:


“On yılı aşkın bir süredir yayın yapmakta olan bir dergi olarak Yolcu, Müslümanlara karşı yapılan komplo ve kumpasın bir başka adı olan 28 Şubat saldırısına karşı sürdürdüğü özgürlük ve adaletten yana olan duruşunu, kalbimizin doğusunda kangren hale gelmiş diğer yaramızın onurlu ve adil bir biçimde sarılması için sürdürecek. Hiçbir değer insanımızın canından daha kutsal değildir. Türk, Kürd, Arap, Ermeni ya da Rum ve ya başka bir topluluk, insanlık ailesinin vazgeçilmez ve şerefli üyesidir. İnancımız açısından ise insanın diğerine üstünlüğü onun Allah’a olan yakınlığı mesabesindedir. Ve şüphesiz ki böyle bir üstünlüğün bilgisi Allah katındadır. Yüzyıllardır topraklarımıza musallat olan, coğrafyamızı parselleyerek, üzerindeki halkları birbirine düşman etmeye çalışan ve adına ulus devlet denilen modern oligarşik düzen, kurgulandığı Batı’da küresel hegemonya kazanında eritilirken, evrensel ilkeleri olan bu kadim coğrafya üzerinde daha fazla hayatiyetini sürdüremez. Esenliğin (Barışın) ve adaletin dili, kalplerimizin ve yüzlerce yıllık varoluşumuzun dilidir. Kaos kahinlerine inat, Türkü ve Kürdü ile bu toprakların umudu ve ufku olması, yeryüzünde yeniden insanlığın, ahsen-i takvim yani yaratılmışların en güzeli veçhesiyle hayatiyet kazanması yolumuzdaki en önemli işaretlerden biridir. Elbette ver elini kardeşlik ver elini insanık, diyeceğiz!”


MECMUANIN ORTA YERİ: BİLAL CAN SELÇUK KÜPÇÜK’Ü KONUŞTURDU:


“Günümüz sivil toplum çağı, insani ve vicdani hareketler çağı. Ülkücüler bunu kavrayamıyor. Kaç aile bugün evladını bu tür ocaklara göndermek ister. Ülkücü hareketin partilerinde yer alan yöneticiler dahil, belli gelir düzeyini yakalamış, ülkenin orta bandında yer alan ve çocuğunun iyi bir eğitimle, saygın bir meslekle karşısına çıkmasını bekleyen kaç aile evladını bu ocaklara emanet eder. Hemen hemen hiç.”


EYYÜP AKYÜZ, ‘KARŞI SORULAR’ DA SORUŞTURDU:


“Yeni ve köklü bir medeniyet inşası için nereden başlansa yeridir?”
*Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN, *Zeynep DELAV, *Lütfi BERGEN, *Abdurrahman ŞEN, *Gülcan TEZCAN, *Nevval SEVİNDİ, *Prof. Dr. Ümit MERİÇ
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Yolcu'nun 72. yürüyüşü






Gelecek için özgürlük“LAiLAHEiLLALLAH”


Yoldakiler:

*ferhat kalender *mehmet aycı *mustafa yıldız * kadir bekar *mustafa öner *bilal can
*ismail aykanat *cemile bayraktar *lütfi bergen *selçuk küpçük *faik öcal *tayyip atmaca
*ibrahim arpacı *elifnur akdin *şahin doğan *selami ay *m. fatih kutan *rıza kemal g.
*mehmet kaya *ebubekir can *ismail korkmaz *banu özbek*ferhat özbadem *ali korkmaz
*a. vahap dağkılıç *ahmet şevki şakalar *alaattin keykubat *ümran yaka *bülent akyürek


Ferhat Kalender SEYİR DEFTERİ'nde yazdı:

"Modernitenin yalnızlaştırdığı insanı, ulus devlet kodlarını kullanarak önemsizleştirmek ya da geniş halk yığınlarını oy depoları olarak telakki etmek ve bunu yaparken de muhafazakar bir dil kullanmak yapılan yanlışların vahametini göstermektedir. Olaylara karışan insanları uluslararası bir komplonun bir parçası görme hali -velev ki doğru olsun ki her uluslararası odak böyle bir toplumsal olayı kullanmak ve yönlendirmek isteyebilir- bu ülke insanının, yaşam alanlarına yönelik her tür tasarrufta dikkate alınması, geneli ya da bireyi ilgilendiren sorunların diyalogla aşılması gibi birlikte yaşama öngörülerini karartan bir yaklaşımdır. Bütün bunları söylerken birilerinin hırsızın hiç mi suçu yok kabilinden serzenişlerini duyar gibiyiz. Üzgünüz ki yok. On iki yıllık iktidar sürecinde eğitim sistemini elinde tutan bir siyasi iradenin, eğittiği ve öğrettiği bir gençlik gerçekten kalbi muhatabını arıyor. "
*Mecmuanın Orta Yeri'nde Bilal Can ve Elif Nur Akdin ALEV ERKİLET'i konuşturdu:
"Kapitalist dünya-sistem sadece Müslümanların değil küresel ölçekte tüm insanların, hayvanların ve bitkilerin kısacası beşeri ve ekolojik sistemin zararına olacak şekilde büyümektedir. Bu açıdan bakıldığında sorunu sadece Müslümanların ya da kadınların özgürleşmesi olarak görmek bana pek doğru gelmiyor. Bugünkü muhafazakâr yaklaşımlar, konuyu bir sistem meselesi olarak değil, sisteme kimin hükmedeceği meselesi olarak algıladıkları için, tartışmalar yaşam tarzı ile ilgili detaylardan öteye geçmiyor. Geçmişte kendilerine belirli bir yaşam tarzının dayatılmasından rahatsızlık duyanlar, bugün kendi doğrularını başkalarına yine bir “yaşam tarzı olarak” telkin etmenin kolaycılığından vazgeçmek ve gerçekten iyi tanımlanmış bir üçüncü yol olarak İslam’ın dünyaya neler verebileceği üzerine düşünmek durumundadırlar. "


Eyyüp Akyüz KARŞI SORULAR'da muhataplarına sordu:

"Zamanın ruhunu anlayabilmek için ivedilikle okunması gereken 5 kitap ve bu beş kitabın içinde sizin beğendiğiniz afili bir paragraf?"
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
1836696_813727991976493_1946339113_o.jpg


YOLCU'NUN 73. YÜRÜYÜŞÜ : "LÂ HAVLE"
Yoldakiler:
*ömer idris akdin *mehmet aycı *müştehir karakaya *kadir bekar *aziz savaş *mustafa uçurum *merve yüksel *bilal can *tayyip atmaca *nihat ilhan
*faik öcal *gülnaz eliaçık *rıza kemal g. *nur dinçkan *şahin doğan
*aydın hız *ali kormaz *banu özbek *ferhat özbadem *ismail korkmaz *hikmet kızıl *seyfullah yaşar *yasin yarar...

Ömer İdris AKDİN, Seyir Defteri'nde yazdı:

"Yakın zamanlarda ülkemizde gelişen olaylara yakından bakıldığında küresel çarpılmışlığın toplumumuzun her katmanını hızlı bir biçimde ele geçirdiğini gözlemliyoruz. Mutlak itaat kültürüyle organize olan dini yapılar hızlı bir biçimde dünyevileşerek, kendilerine sunulan seküler alanlara intibak etme yarışındalar. Dünya üzerindeki dini ve felsefi anlayışların uzun süreden beri dönüştürülerek ve içi boşaltılarak teslim alındığı ve mevcut düzen için kullanışlı hale getirildiği bir zaman diliminde, İslam'ın sürekli kendini duru ve diri tutan iklimi karartılmaya ve anlamsızlaştırılmaya çalışılıyor. Her türlü İslami teklif, simge ve öngörünün yoğun propagandanın etkisi altında kirletilmeye ve devre dışı kılınmaya azmedildiği bir süreçten geçiyoruz. Büyük topluluklara yön veren ve sivil olması gereken yapılar kendileri için aralanan iktidar kapısından sızabilmek için her türlü insani ve İslami ilkeyi göz ardı edebiliyor."

Aziz Savaş, "Küresel Bir Proje Olarak Gülen Hareketi" ne değindi:

"Gülen Hareketi'nin" diğer bir farklılığı da, asıl bu yazının konusu olan ve bugün Cemaat-Siyaset çatışmasında kendisini bir çok eleştiri ve tartışmaya muhatap bırakan yapılanma biçimi, hareket tarzı, kullandıkları estrümanlar ve semboller, metodu ve hedefleridir. Evet, burada Fethullah Gülen'in, diğer geleneksel cemaat yapılarında görmediğimiz, dışarıdan bakıldığında klasik "cemaat" tanımlamasına uygun bir görünüm arz etse de, daha yakından incelendiğinde, bu tanımlamanın ötesinde, daha derin ilişkiler ağının ve siyasi hedeflerinin olduğu, yeni ve modern estrümanları kullanarak daha girift bir yapıyı var ettiği söylenebilir. Yayıncı ve yazar Metin Karabaşoğlu'nun, Bediüzzaman Said-i Nursî ile Fethullah Gülen'i karşılaştırırken yaptığı şu tanımlama, aslında "Gülen Hareketi" hakkında anlatılacak hikayenin özetidir: " Bediüzzaman, vizyon sahibiydi; Fethullah Gülen ise proje sahibi. Projesini gerçekleştirmek için her yolu mübah görür".

"Mecmuanın Orta Yerinde" Bilal CAN, Prof. Dr. Hüsamettin İNAÇ'ı konuşturdu:

"Türkiye hem emperyal (çokkültürlü imparatorluk tahayyül ve tasavvuruna dayanan) bir maziye sahip olması ve hem de göçlerle gelen vatandaşlarımızın bu ülkelerdeki insanlarla akraba olmaları nedeniyle bile bu bölgelerdeki siyasi, sosyal ve ekonomik değişim ve dönüşümlere duyarsız kalamamaktadır."

Eyyüp AKYÜZ "Karşı Sorular" da Muhataplarına Sordu:

"Yaşadığımız dünyanın kodlarını barındırdığına inandığınız kaç sinema filmi seyrettiniz? Bu filmlerin isimleri nelerdir? Ve sizi etkileyen en önemli sahne?"
 
Üst