28 Şubat bitmedi, bizi bitirdi!

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
12794423_10208123311896087_6833946476833229876_n.jpg


28 Şubat, hem İslâmî kesimlerin fikrî yolculuklarına büyük bir darbe vurdu hem de İslâmî siyasetin Cumhuriyet döneminde oluşan İslâmî fikriyatın gelişimini durdurmasına neden oldu!


Peki sonuç ne oldu?


Şu: İslâmî kesimlerin konjonktürlere uyumlanma katsayısı her gün arttı: Seküler kesimlerim ilişkisi gelinen nokta itibariyle handiyse kopma noktasına ulaştı. İslâmî kesimlerin hızla, hazla ve tam gaz sekülerleşme, protestanlaşma, dolayısıyla sığlaşma, yüzeyselleşme oranında büyük bir patlama yaşandı.


İslâmî duyarlıklar aşındı, İslâmî duyargalar yıprandı, İslâmî ilkeler, öncelikler hatta değerler adım adım terkedildi. İslâmî kesimler omurgasızlaştı, konformistleşti, oportunizmin / fırsatperestliğin dibini buldu: Böylelikle Seküler kesimlerle İslâmî kesimler atasındaki makas kapandı.


Sonuç: İslâmî omurga esen rüzgârlar önünde kolaylıkla savrulan bizzat İslâmî kesimler tarafından çökertildi, 28 Şubatçılar tarafından değil! 28 Şubatın yıkım harekâtına direnilemedi, teslim bayrağı çekildi toplumsal olarak!


28 Şubat'ın bu topluma vurduğu en büyük darbe, eğitim, medya, kültür ve gençliğin İslâm'dan arındırılmasının yapıtaşlarını döşemek oldu.


Cemaatler STK'laştı, siyasa ve piyasa tarafından yutuldu, sekülerleşti ve toplumu terketti; gözünü siyasa ve piyasa'ya yani güce ve para'ya dikti; böylelikle İslâmî Omurga'nın, duyarlıkların aşınmasına yol açacak tohumları ekti...


28 Şubat bitmedi, bizi bitirdi: bu toplumun İslâmî omurgasına büyük darbe indirdi ve çökertti;


İslâmî kavramlar, kurumlar, semboller sekülerleştirildi, İslâmî ruhunu, anlamını ve yerini yitirdi.


Bunun en tipik örneği başörtüsü. Örtü artık örtmüyor. Kadınlar ve erkeklerde de tesettür duyarlığı büyük ölçüde buharlaştı.

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/28-subat-bitmedi-bizi-bitirdi-hayatimizi-collestirdi-2027107
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
28 Şubat vebası, İslâmî kesimleri zihnî bir savrulmanın eşiğine yuvarladığında, tam anlamıyla bir turnusol kâğıdı işlevi gördü: Dökülenler döküldü: Yerlerini, duruşlarını ve dünya-tasavvurlarını değiştirmekten çekinmeyenler görüldü. Konjonktürel dalgalanmalara göre savrulanlar oldu; hem de kitleler hâlinde!

Kacak, bu yusuf kaplan ne diyo böyle :)
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
İSLÂM, TEK VAZGEÇİLEMEZ GERÇEĞİMİZ Mİ?

Cevabı ve hesabı verilmesi gereken yakıcı soru şuydu: İslâm, tek vazgeçilemez gerçeğimiz olabilmiş miydi 28 Şubat'a kadarki yarım asırlık süreçte?


Hayır! Ne yazık ki, hayır!


İslâm, sekülerleşen kesimler için değil, bizzat İslâmî kesimler için bile kolaylıkla vazgeçilebilir bir “şey”e dönüştü!


İnsanlar, kalıcı olan'ın izini sürmek yerine, geçici olan'ın (konjonktürlerin) peşinden sürüklenmeyi tercih etti! İşte İslâmî kesimler tam da bu noktada kendi varoluşsal yokoluşlarının tohumlarını kendi elleriyle ekti.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
ROTA BULUNDU AMA İSTİKAMET YİTİRİLDİ

Rota bulundu ama istikamet yitirildi!


Yön bulundu ama kıble kaybedildi: İslâmî kesimlerin kıbleleri, İslâm'ın, insanı derinden kavrayan, düştüğü anlarda tutup kaldıran değişmez, eskimez, pörsümez, bütün zamanlara ve mekânlara meydan okuyan muhkem hakikatleri değil artık: İnsanların kıbleleri, gücü ele geçirme, kariyer sahibi, makam sahibi, mülk sahibi, para-pul sahibi olma kaygısı.


Özal'dan -hatta Menderes'ten itibaren- Müslüman Anadolu insanı, yalnızca gücü kutsadı, hakikati ıskaladı.


Güç somut gerçekti, hayatın gerçeğiydi: Gücü ele geçirirsek, İslâm'ı hayatımızın omurgası hâline getirebiliriz, diye düşünüldü. Hakikat ise, soyut gelecek olarak görüldü. O yüzden defterimiz dürüldü kolayca!
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
ARAÇLAR, AMAÇLARI UYUTTU, İNSANLARI “UYUTTU”!

Hakikat'i hayatımızın somut, vazgeçilmez gerçeği hâline getirme mücahedesi verilmedi. Gücü, hayatımızın yegâne sahip olunması gereken gerçeği hâline getirme mücadelesi verildi. Burada gücün araç, hakikat'in amaç olduğu yakıcı gerçeğini altını çizerek hatırlatmak isterim.


Sonuçta Menderes'ten bu yana, özellikle de Özal'dan itibaren güce (siyasî, ticarî, idarî güce, güç üreten araçlara) sahip olduk. Ama şunu göremedik: Sahip olduğu şey (araç/güç) insana sahip olur sonunda.


Böylelikle araçlar amaçların önüne geçti, amaçları yuttu, insanları da uyuttu. Her şeyi abarttık; abarttıkça ayartılma katsayımız arttı hatta tavan yaptı.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Konjonktürlere göre “el çabukluğu marifet” diyerek yeni durumlara uyumlananlar çoğunluğu oluşturdu: Yeni durumlar, şuydu: Kendini, kendi duruşunu sorgulayacağına, İslâmî ilkeleri, ölçüleri sigaya çekme savrukluğu.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
İslamî kesimin fikri yoktu ki zaten. Şöyle ki, fikri, duygusal tepkilerle şekillenmişti. Bu yüzden hep devletin kurumları ile çatışarak siyaset yaptı.. İktirada gelince yönetemez oluşunun sebebi buydu.. Rasyonel olarak düşünürseniz bu ta temelden sakat bir stratejiydi.. Strateji bile değil.. Hiç sorgulanmadı bile.. Sen beyin olmaya adaysın ama el, kol, kalp, göz ve kulaklarla zıtlaşa zıtlaşa yönetime talip oluyorsun. Beyin olunca ellerin ve kolların seni dinlememesi, ve bununla devletin felç olması gayet anlaşılır bir durumdur.

Bana öyle geliyor ki Siyasal İslam, İngiliz laboratuvarlarında kristalize edildi. Biz ise hiç sorgulamadan buna uyduk. İslama hizmet ettiğimizi sandık.. Ne zaman ki başa geldik, neyin ne olduğunu anladık. İçimize bu kodları yerleştirenler meğersem bizi, zamanı gelince devleti felç etmek için kodlamışlar. Bana öyle geliyor ki RP'nin bölünmesi ve içinden Ak Parti hareketini çıkartmasının temelinde bu yatıyor. Neyin ne olduğunu anlıyanlar ayrıldılar.. Siyasal islamcılar ise bunu kalben hissedip olgunlaştılar.

Bakın, ihvan hareketine, adı Arap Baharı olan işler üzerinden neler yaptırdılar.

Kardeş, ben neticeye bakarım. Bu işler satranç oyunu gibidir. Ben kafayı aydım, sizlerede bunu tavsiye ederim. Sorgulama kültürü geliştirin. Bi'at kültürüyle olsa olsa dış güçlerin maşası olursunuz.. Tek bir adamın lafıyla sokağa çıkılmaz. Tek bir adamın lafıyla meydanlara birikilmez.

Zaten hükümet, FG'nin yaptıkları üzerinden de eskiden ne olduğunu anladı. Paralel yapı, bir bakıma siyasal islamın ayna karşısında kendisiyle yüzleşmesi olmuştur.. İktidarda Ak parti değilde CHP falan olsaydı bugün hepimiz İSTİSNASIZ FG'nin arkasında dururduk, onu sonuna kadar desteklerdik değil mi? Bu soruları sorun kendinize!!!

Mesele Yusuf Kaplan'ın iddia ettiği gibi protestanlaşmak felan değil.. Elhamdülillah İngilizin projesi bizde tutmadı.. Uykudan uyandık.. Fikir mi? O Bundan sonra yazılacak, bundan sonra arayışa başlanacak..

Beni korkutan şey şu: İçten siyasal islamı harekete geçirerek kaos çıkarma projesi her yerde tuttu ama bizde ve birkaç islam devletinde tutmadı.. Bu tutmayan devletlerde şu an mezhep asabiyyetini tetikliyorlar. Hemde karıştırdıkları ülkeler üzerinden bunu iyice perçinliyorlar. Yusuf Kaplan, acaba sık sık ''sünniliğin omurgasıyız biz'' derken bu projeye hizmet etmiş olabileceğini hiç sorguladı mı? Zira kendisinin bir ucu İranda aynı kendisinin burada yaptığını yapıyor.. Bu yolun sonu nereye dayanacak? Eğer bu kadar basit bir denklemi bile anlamaktan acizsen kusura bakmasın ama tefekkürün beş para etmez..

Yusuf Kaplan'ın derin tefekkürlerine saygı duyuyorum lakin kendisi zannettiği kadar da derin düşünemiyor. Birgün hususi kendisiyle tartışmak için yanına gideceğim. Fikirlerinde çok toksin birikti, biraz terlemeye ihtiyacı var.. :)
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
sen hayal kurmaya devam et

yusuf kaplan diyor ki; biz, kalici olan'in izini sürmek yerine, gecici olan'in yani konjonktürlerin pesinden sürüklenmeyi tercih ettik.

aynen öyle oldu

"hak davada batil yollar kullanilmaz" dedik yillarca
"necis suyla abdest almaya benzer" dedik
hatta cok affedersiniz "tezekten terazinin boktan olur dirhemi" de dedik :)

dedik diye hayalci, fundamentalist, radikal islamci olduk
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
sen hayal kurmaya devam et

yusuf kaplan diyor ki; biz, kalici olan'in izini sürmek yerine, gecici olan'in yani konjonktürlerin pesinden sürüklenmeyi tercih ettik.

aynen öyle oldu

"hak davada batil yollar kullanilmaz" dedik yillarca
"necis suyla abdest almaya benzer" dedik
hatta cok affedersiniz "tezekten terazinin boktan olur dirhemi" de dedik :)

dedik diye hayalci, fundamentalist, radikal islamci olduk
Fikir mi diyorsun sen buna?
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
ulan Erbakan bunlardan samimiydi be
islam birligi, islam ortak pazari, islam ortak savunma pakti...gibi gelecege dönük somut projeleri vardi

sizin neyiniz var?

erbakan'i yasatmayanlar erdogan'i neden yasatirlar?
kabul edin artik "patates dinindensiniz" iste
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,192
Tepkime puanı
3,197
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
küresel seküler güçlerin ürettiği hedonistik, post-modern, liberalist akimlar; dünyanın, son 15 yıldır kuresel bir köy haline gelmesi hasebiyle korkunç bir yıkım üretiyor. Böyle bir yıkımdan sadece cumhurbaşkanını yada hükümeti sorumlu tutmak sığ bir yaklaşımdır. Şeriatçısi, tasavvufcusu, ılımlısı,cihadcisi, tebliğcisi, nurcusu vs vs hep birlikte önce deccalin sofrasını çöpe dökmeliyiz. Böyle karşılıklı sataşmalar ümmeti güçten dusurmekten başka bir şeye yaramaz. Önce ana düşman yok edilir; sonra birbirimizle hasbihal ederiz.

:::mobil ileti:::
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
küresel seküler güçlerin ürettiği hedonistik, post-modern, liberalist akimlar; dünyanın, son 15 yıldır kuresel bir köy haline gelmesi hasebiyle korkunç bir yıkım üretiyor. Böyle bir yıkımdan sadece cumhurbaşkanını yada hükümeti sorumlu tutmak sığ bir yaklaşımdır. Şeriatçısi, tasavvufcusu, ılımlısı,cihadcisi, tebliğcisi, nurcusu vs vs hep birlikte önce deccalin sofrasını çöpe dökmeliyiz. Böyle karşılıklı sataşmalar ümmeti güçten dusurmekten başka bir şeye yaramaz. Önce ana düşman yok edilir; sonra birbirimizle hasbihal ederiz.

:::mobil ileti:::

ana düsmani yok etmek zor degil adi üstünde "düsman"
asil sorun bizdenmis gibi görünen, imanimiza tasallut olan icteki düsman "münafiklar"dir
öyle kimselerin tahribati kafirin tahribatindan daha tehlikelidir
önce icimizdekileri bi temizleyelim, düsman zaten orada duruyor bir yere kactigi yok
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
düsünüyorum da 28 subatta mazlum olan biz, oh ceken karsi tarafti
simdi ise biz (!) oh cekiyor karsi taraf mazlum
demek ki mesele hak-hukuk meselesi degilmis arkadaslar
onlar zulmetti simdi de biz zulmedelim ???

bugün 28 subat, ne degisti?
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
o zaman o şekil müslüman idin, iki taşın arasında ezilerek dinledi seni Rabbül Alemin

çatı katlarında, bodrum katlarında, merdiven altlarında kılınan namaz, yapılan secde ve durulan kıyâm'ın varıdı

şimdi ! sıcak mescidlerin, büyük salonların, orta hanesi "ak" plakalı mercedeslerimiz var, amma...... ihlas yok be garındaşım

madem iki taşın arasında ezilince ihlas oluyor ve Alemlerin Rabbi ihlası da seviyorsa, kim bilir, belki de yakında yine eziliriz iki taş arasında....

Allah cc bizim akılsızlığımız yüzünden, bizi cezalandırmasın

Allah cc içimizdeki akılsızlar yüzünden, bizi cezalandırmasın

Allah cc ilmiyle amil salih mü'minlerden eylesin (amin)

-----

Dün 28 şubat belgeselleri varıdı, bakmak istemedim açıkçası, kendimi de alamadım

başı kapalı diye ünv. alınmayan, başları omuzlarından örtülü hanım ablalarımı gördüm

o zaman televizyondan görünce kahroluyorduk

şimdi o ablalar büyümüş ve değişmişler...

baş örtüleri de değişmiş, setreleri de

değiştik gardaşlar, hepimiz değiştik

akıl gitti baştan, şuurumuzu kaybettik

Yusuf Kaplan Hoca'nın söylediği de buydu belki de

-----

Yusuf Kaplan'ın, Menzil'de toplantıya gittiğini bilse Kaptan bu konuyu buraya açar mıydı ?

orası da ayrı muamma tabi :)
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
sen hayal kurmaya devam et

yusuf kaplan diyor ki; biz, kalici olan'in izini sürmek yerine, gecici olan'in yani konjonktürlerin pesinden sürüklenmeyi tercih ettik.

aynen öyle oldu

"hak davada batil yollar kullanilmaz" dedik yillarca
"necis suyla abdest almaya benzer" dedik
hatta cok affedersiniz "tezekten terazinin boktan olur dirhemi" de dedik :)

dedik diye hayalci, fundamentalist, radikal islamci olduk


İyide boyle değilde necıs suyla abdest almak istemeyenleride terorist ilan ediyorusnuz bu iş nasıl olacak red kaptan
talıban terorıst el nusra terorıst işid terorist
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,128
Tepkime puanı
1,244
Puanları
113
Konum
bâbil...
Yusuf Kaplan bazen bol romantizm içeren yazılar yazar.

Bunlarda onlardan biri...

Dünya değişiyor insanlar değişiyor hadi bizde tesettürün içinin boşalmasının sorumlusu iktidar nimeti ve 28 şubat...

Diğer İslam ülkeleri de aynı durumda bunu nasıl anlatır yusuf amca?

Tek problem var; samimiyet sorunu...

Herkes kapısını temizlerse şehir tertemiz olur
 
Üst