Ahmet Haşim Şiirleri

AdımcA

Akşam ... Yine Akşam ...
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,420
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Haşim sıkıntılı, bunalımlı bir insan...
Şiirlerinde de zaten bunu farkedebiliyoruz.
Akşam vaktini, o loş karanlığı çok seviyor.
Kendisi çirkin olduğunu düşünen bir insan.
Aydınlığı hiç sevmiyor.
Kadınların kendisini beğenmeyeceğini düşünerek gençliğinde evlenmemiş.
Ömrünün son günlerinde evleniyor, hasta yatağında yatarken.
O da, kendisine bakan hizmetçi kadınla...
Karanlık çirkinliği örttüğü için, bu vakti çok seviyor..
Şiirlerinde de hep akşam teması üzerinde duruyor.
Türk edebiyatında şiir deyince ben, üç-beş kişi bilirim;
Bunlardan biri de Ahmet HAŞİM'dir.
Şiirlerindeki âhenk beni âdetâ büyülüyor.
Bu şairimizin beğendiğim şiirlerini sizinle paylaşmak istedim. (AdımcA)

ŞAFAKTA
Dönsek mi bu aşkın şafağından,
Gitsek mi ekâlîm-i leyâle?
Bizden daha evvel erişenler,
Ağlar bugün, evvelki hayâle...


Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek?
Düştüyse gönüller bu melâle?
Bir eldir ufuklardan uzanmış,
Zulmet bizi çekmekte visâle...


Ahmet Haşim


MERDİVEN
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak ...
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak.


Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta...
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...


Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller,
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı, neden tunca benziyor mermer?


Bu bir lisan-ı hafîdir ki ruha dolmakta...
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...

Ahmet Haşim

 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
Haşim bolca Şeyh Galib'ten etkilenmiştir. İmgeleri çok zengindir Haşim'in. Divan şiirinde Naili, Neşati, Şeyh Galib neyse benim için sonraki devrede Asaf Halet Çelebi, Behçet Necatigil, Hilmi Yavuz, Lale Müldür neyse ortadaki devrede de Haşim odur.

Onun annesinin hastalığı, o henüz daha çocukken ölmesi,çocukluğunun bir bölümünün sıcak bir memlekette geçmesi onun şiirindeki mübhemiyeti artırmıştır. O şiirlerindeki imgelerin çoğunu o çocukluk yıllarından alır. Muhterem Orhan Okay'ın Haşim'in şiiri üzerine bir doktora seminer çalışması (makalesi) vardır ki tek kelimeyle enfes açılımlar sağlamıştı.
 

urban

Paylaşımcı
Katılım
24 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
3
Puanları
0


KARANLIK
Aşkın bu karanlık gecesinde,
Bülbül yine vahşi müterennim.
Mecnûn'u terk etti mi Leylâ?
Vahşî sesi firkat sesi sandım.
Aşkın bu karanlık gecesinde,
Hicrânımı duydum, seni andım,
Firkatzede bülbül gibi yandım.

Ahmet Haşim



MUKADDİME
Zannetme ki güldür, ne de lale,
Âteş doludur, tutma yanarsın,
Karşında şu gülgûn piyale...

İçmişti Fuzûlî bu alevden,
Düşmüştü bu iksîr ile mecnûn
Şi'rin sana anlattığı hâle...

Yanmakta bu sâgardan içenler,
Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı,
Baştan başa efgân ile nâle...

Âteş doludur, tutma yanarsın,
Karşında şu gülgûn piyale...


Ellerine sağlık şiirlerini bende severim
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
TAHATTUR
Bir Acem bahçesi, bir seccâde,
Dolduran havzı ateşten bâde.
Ne kadar gamlı bu akşam vakti...
Bakışın benzemiyor mu'tade.

Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar,
Dalmış üstündeki kuşlar yâda;
Bize bir zevk-i tahattur kaldı,
Bu sönen, gölgelenen dünyâda!

Ahmet Haşim


YARI YOL
Nasıl istersen öyle dinle, bakın,
Dalların zirvesindeyiz ancak,
Yarı yoldan ziyade yerden uzak.
Yarı yoldan ziyade mâha yakın.

Ahmet Haşim
 
Üst