Çok güzel bilmeyerek de olsa cahelatlede olsa dış ülkelerin bu oyunlarını uyguluyorsunuz. Aferin devam edin.
Ama bu ülkede ne kadar uğraşsanızda alevi sünni çatışması çıkaramayacaksınız inşallah. Yedirmeyiz
Çıkardılar maalesef, hem de defalarca. Sonra da Türk-Kürt meselesini çıkardılar.
Sonra Cumhuriyetçi-Demokrat.. Sonra da başka şeyler..
Çoğu kimse anlamıyor bunu. Sanırsınız Sünni İslam ile yönetiliyoruz da Alevilik sorun oluyor.
Halbuki sünnisi de alevisi de örneğin; faiz-bankacılık sisteminden zarar görüyor. Ses eden yok.
İnsanlar parti-purti, ırk, mezhep vb. bölünüyor. Sistemin yanlış çarkları da bu minvalde daha hızlı dönderiliyor.
Kredi kullanım istatistiklerine bakın, dediğimi anlarsınız.
Yakında; Diyanet faizi helal ilan eder. İtiraz edenler ise, yandaşlarca, komünistlikle itham edilirse şaşırmayalım.
Hâsıl-ı Kelam, düzende yanlışlıklar var ama insanlar birbirleriyle uğraşıyor-uğraştırılıyor işte. Bazı yeni yetme sözde Müslümanlar da şimdi kalkmış; itikaf diyor. "Kale yıkılırken, duvar boyasının derdindeler", Yasaklanan Farzlar, "helal hoş olsun" denilen Haramlar varken, ikinci derece şeyler gündeme getirilerek yalnızca itikafa işaret edip itirazın kendisi değersizleştiriliyor.
Çok değil, 20-30 sene bile önce hatırlıyorum, insanların düzen hakkında fikirleri vardı. Dini veya ideolojik fikirleri vardı. Doğru ve Yanlışa dair düşünceleri. Şimdi ise ya yancılar. Hükümeti masum görürler, itiraz edenleri hatalı. Diğer kesim de hükümeti eleştirirken yanlış başka bir cepheden bakarak (chp, hdp) eleştirirler.
Nazarımda hükümeti sünni sanıp destekleyen sünni ile... Hükümeti sünni sanıp karşı çıkan alevi aynıdır...
Sistem ise bu kavganız sürerken sünnilik dışı uygulamalara tam gaz devam eder...
Ama boşverin; sorun yalnızca itikafa izin verilmemesinde... Veya birilerin Alevi olmasındadır sorun...
İki sene önce kulak misafiri olmuştum; Bektaşilerin semahından, Aleviler hakkında sözde mum söndü yaparlar diye bahseden bir camii imamının 5 saniye sonra "Heyt! Çift bittim" diye bağırmasına. Evet, bu adama göre Hz. Peygamber (s.a.a) haşa okey oynarmış. Kendisi bunu yapınca sünni oluyormuş. Kendisi Sünni, çünkü bu ismi parsellediğini düşünüyor. Ne halt etse de sünni sayılacak ve cennete girecek zannınca. Garantisini bile almıştır. Kurtulmuş fırkadandır. Alevilere attıkları iftiraları kendileri yapsa da, ve hatta Esra Erol ve Müge Anlılara konuk olup 80 milyon Müslümana tanıtsa da bunu ve normal kabul etse-ettirse de; sonuçta fırka-i naciyedendir bu efendiler. Affolunurlar. Ama Alevi olanlar, bu haltları yemeseler dahi sapkın fırkadırlar, helak olurlar.
İlginç bir durum yani. İnsanların Alevilik ve Sünnilik gibi yüce ve birbirinin lazım-ı gayr-ı mufarıkı (ayrılması mümkün olmayan, birbirini gerektiren) terimleri parsellemesi... Peygamberin yaşamı ile zerre kadar alakası olmadığı halde sünni adını alması.. Başkasını ise Peygambere benzeyen yaşantısına rağmen sünni olmamakla itham etmesi yani...
Nice Aleviler gördüm; Sünnilik iddiasında bulunanlardan daha sünnete uygun yaşayan... Nice Sünniler gördüm; Alevilik iddiasında bulunanlardan daha çok Ali'ye uyan...
Hasıl-ı Kelam, insanlar, etiketlere pek takılmasınlar. "Kurtulan fırka cemaattir" hadisini; VAHDET-BİRLİK için uğraşanlar kurtulur şeklinde anlasınlar. Yoksa, fırkalardan bir fırkaya "Cemaat" adını verip ve ismi parselleyip yalnızca kendilerinin kurtulacağını sanmasınlar.
Bu bağlamda Aleviyyun, RedYellow ve Cemaliii kardeşlere katkıları için teşekkür ederim.
Bihusben ve Alkanaga kardeşlere de Aleviliği Bektaşilikten ayırt etmeleri ve bu konuda daha çok araştırma yapmalarını tavsiye ederim, izinleri ile. Özellikle 12 İmam/Halife inancı ki, hadislerde vardır, araştırsınlar. Yalnız, Aleviler bu imamları ismen bilir. Sünniler-Sufiler de (İki asır öncesine kadar) bilirlerdi. Vahhabilik peyda olunca çoğuna unutturuldu.
İki site vereyim; gerçek Alevilik hakkında:
araştırmalarını orada yapabilirler inşallah. İlk site okumak-araştırmak, ikinci site ise yazışmak içindir.
ilke kardeşe ise kendisini sünni ilan etmeden önce, insanlarla sakin konuşmasını, ünlem işaretleri ve alaycılık yerine mantıkla hareket edip doğru bildiğine güzelce çağırmasını öneririm.
Al-i İmran Suresi, 159 değil mi?
