Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
İnsan Hakları Gözetleme Teşkilatı HRW'nin Genel Başkanı Kenneth Roth, Almanya'da yayımlanan haftalık dergi 'Focus'un internet sitesine konuşarak, Arap baharının başarılı olduğunu, oradaki insanlara da konuşma ve düşüncelerini ortaya koyma hakkı verilmesi gerektiğini söyledi. Avrupa'da Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlüğün giderek arttığına dikkat çeken Roth, Avrupalıların çifte standartlı ahlakından şikayetçi oldu.
Focus dergisinin Kuzey Afrika'daki devrimlerden sonra başa gelen yöneticilerin İslamcı olmaları bir tehlike teşkil etmiyor mu şeklindeki sorusuna, 'Tüm insanların kendi hükümetlerini kurma hakkı vardır.' diyerek cevap veren Roth, bu konuda dünyanın hiçbir yerinde istisna yapılmaması gerektiğini, Arap dünyasına da bu hakkın tanınmasını savundu.
Gelişmeleri dikkatli bir şekilde takip etmek gerektiğini belirten Roth, Tunus'ta Ennahda'nın ve Mısır'da Müslüman Kardeşlerin diğerlerinin haklarına da riayet edeceklerini açıklamalarını cesaret verici olarak bulduğunu kaydetti.
Focus'un 1980'lerde Afganistan'da iktidarı Taliban'a vermekle hata yapıldı şeklindeki benzetmesine itiraz eden Roth, Afganistan'da Taliban'ın silah zoruyla geldiğini, Mısır ve Tunus'taki gibi serbest seçim yapılmadığını söyledi.
Daha çok ABD ve İsrail'in insan haklarını ihlalinin dikkat çektiğini iddia eden Focus'a karşı Roth, ABD'nin küresel bir süper güç olmasından dolayı elbette onun işlediği insan hakları ihlalinin tüm dünyada Uluslar arası insan hakları standartlarını olumsuz etkilediğini belirtti.
İsrail'in de yıllardan beri batılı bir demokratik yapıya sahip olmasına rağmen işgal ettiği yerlerdeki insanlara karşı insan haklarını ihlal etmesinin, tabiiki Uluslar arası bazda insanlar tarafından tepkiye neden olduğunu kaydetti.
Focus'un 'batıyı eleştirmekte sınır aşılmıyor mu?' sorusuna cevaben Roth, tam aksine çoğu zaman batının, sadece batılı olmayan ülkelerde insan haklarının ihlal edildiğini sandığını, bunun yanlış olduğunu, batılı ülkelerin de aynı ölçülere göre değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Roth, Avrupa'da da özellikle Müslümanlara ve göçmenlere karşı büyük oranda bir hoşgörüsüzlük artışı olduğunu, bunun şahsen kendisini de endişelendirdiğini belirtti. Ayrıca ABD'de de terörle mücadele adına göçmenlere ve hapishanedeki insanlara yapılan zulmün de İnsan Hakları Gözetleme Teşkilatı HRW'nin gözünden hiç de kaçmadığını vurguladı.
Dünya Bülteni
Focus dergisinin Kuzey Afrika'daki devrimlerden sonra başa gelen yöneticilerin İslamcı olmaları bir tehlike teşkil etmiyor mu şeklindeki sorusuna, 'Tüm insanların kendi hükümetlerini kurma hakkı vardır.' diyerek cevap veren Roth, bu konuda dünyanın hiçbir yerinde istisna yapılmaması gerektiğini, Arap dünyasına da bu hakkın tanınmasını savundu.
Gelişmeleri dikkatli bir şekilde takip etmek gerektiğini belirten Roth, Tunus'ta Ennahda'nın ve Mısır'da Müslüman Kardeşlerin diğerlerinin haklarına da riayet edeceklerini açıklamalarını cesaret verici olarak bulduğunu kaydetti.
Focus'un 1980'lerde Afganistan'da iktidarı Taliban'a vermekle hata yapıldı şeklindeki benzetmesine itiraz eden Roth, Afganistan'da Taliban'ın silah zoruyla geldiğini, Mısır ve Tunus'taki gibi serbest seçim yapılmadığını söyledi.
Daha çok ABD ve İsrail'in insan haklarını ihlalinin dikkat çektiğini iddia eden Focus'a karşı Roth, ABD'nin küresel bir süper güç olmasından dolayı elbette onun işlediği insan hakları ihlalinin tüm dünyada Uluslar arası insan hakları standartlarını olumsuz etkilediğini belirtti.
İsrail'in de yıllardan beri batılı bir demokratik yapıya sahip olmasına rağmen işgal ettiği yerlerdeki insanlara karşı insan haklarını ihlal etmesinin, tabiiki Uluslar arası bazda insanlar tarafından tepkiye neden olduğunu kaydetti.
Focus'un 'batıyı eleştirmekte sınır aşılmıyor mu?' sorusuna cevaben Roth, tam aksine çoğu zaman batının, sadece batılı olmayan ülkelerde insan haklarının ihlal edildiğini sandığını, bunun yanlış olduğunu, batılı ülkelerin de aynı ölçülere göre değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Roth, Avrupa'da da özellikle Müslümanlara ve göçmenlere karşı büyük oranda bir hoşgörüsüzlük artışı olduğunu, bunun şahsen kendisini de endişelendirdiğini belirtti. Ayrıca ABD'de de terörle mücadele adına göçmenlere ve hapishanedeki insanlara yapılan zulmün de İnsan Hakları Gözetleme Teşkilatı HRW'nin gözünden hiç de kaçmadığını vurguladı.
Dünya Bülteni