Ben başkan olsaydim...

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Bi husben hakaret için değil durum tespiti için söylüyorum olabildiğince kibarlaştırarak söyleyeceğim: Ciddi manada zeka geriliği var sende. Futbol taraftarlığı yapar gibi parti taraftarlığı yapıyorsun. Aptallıktan öte bir durum bu.

Ülke menfaatinin ak partide olduğunu düşünsem ak partiyi desteklerdim. muhalifler haklı çıkarsa mağlup olan türkiye olacak. Sen zannediyorsun ki muhaliflerin diğer partilerden şahsi menfaatleri var. o genelde size mahsus bir durum.

ezikliğinden ne diyeceğini şaşırdın.Ülke menfaati ve sen. bak arkadaş AK parti benim umurumda değil asil olan ülkenin selameti ülkenin selametide şu an tayyıp ve bahçelinin elindne geçiyor.Embesillik sizde tavan yaptığı için yada bir yerlerden kuyruk acınız olduğu için sapla samanı karıştırıyor olmalısın.Benim zekamın kırıntısına sahıp olsaydın boyle aptalca fikirler üretmezdin.Bazı şeyleri bilmediğin için susup oturman senin ve senin gibi düşünen asalaklar için daha hayırlı oalcak.Ne fetim var ne izan var ne ileri görüş var ne devlet ne millet derdi var

Ağzınıda bir türküdür haburda davul zurnayla karşılandılar yok suryelileri ülkemize aldılar.yok kur şöyle yükseldi.Biraz adam olun adam türkiyenin içinde bulunduğu durumun zerresi kadar bilginiz yok varsa yoksa derdiniz kur yükseldi.bir ülkeniz olmadığında ne döviz ne altın nede değerli gördüğünüz ne varsa olmayacak.don atlet başka yerlere kaçmıyorsanız Önce Allaha sonrada ülkeyi yönetenlere dua edin.Sizi bir kaşık suda boğmak isteyenler pusuda yatmışken hala ak parti demek aptallıktır.Bu durumu farkeden Mhp ve Lideri sence neden Tayyiple ittifak yapma ihtiyacı duydu.Önce vatan derdi olmazssa sence yaparmıydı devlet ey.

soğan patatesten medet umar hale gelmişseniz zekanız bu kadar çalışıyor demektir. Hadi şimdi yürü sen bu işlerden anlamazssın anlayan ağababaların felan varsa onları gönder.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
benim elimde olsa doğu ve güneydoğu illerine suryelileri yerleştirip oy hakkı verirdim

Diyarbakır:250.000
Mardin:100.000
Siirt:100.000
Şırnak:100.000
Batman:100.000
Bitlis:75.000
Van:200.000
Hakkari:100.000
Muş:50.000
Bingöl:50.000
Adıyaman:50.000
Gaziantep ve kiliste yeterınce var gerek yok
Ağrı:100.000
Iğdır:50.000

Bak bakalım HDP bir daha belediye alabılıyormu.barajı asabılıyormu

Kullanılacak oy pusulalarında kişinin adı soyadı olmalı herkesin rengi belli olsun diye

Buna göre teroristleri destekleyenlere en ağır yaptırımlar uygulanacak

Sağlık devlet memurluğu devletten yardım alma gibi haklardan mahrum bırakacaksın

HDP ye atılan her oy pkk destekçiliğidir

Daha ileri gidenleri vatandaşlıktan çokart at
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Ben başkan olsaydım esad ile barışırdım ve suriyelileri ülkelerine gönderirdim. Hiçbir zaman esadın zalim ve kötü olduğuna inanmadım. Halada inanmıyorum.

Eğer bu ilk seçeneği yapma imkanım yoksa bihüsbenin dediği mantıklı onu yapardım. Fakat seçimler oy pusulası rengi vs konuları için değil. Sadece oradaki nüfus dengesi için.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,662
Tepkime puanı
2,338
Puanları
113
Konum
istanbul
Çocuklara karşı işlenen suçları vatana ihanet kapsamına alırdım. Suçun vasfına göre suçu işleyenin neslini 2 kuşak memuriyetten mahrum eder, cesedini Türk topraklarına gömülmesini yasaklardım. taş bağlayıp denize atsınlar.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Evvela test sisteminden vaz geçilmeli. Yazılı sınav.. Öğrenci dediğin kişi cümle kurmasını bilecek kardeşim. Cümle kurmak! Fikir, sanat, dil, edebiyat, ve daha nice nitelik buradan çıkar. Test nedir yahu manyak mısınız siz? Ha kalemle yazı yazmak tarihe mi karışıyor? O zaman on parmak klavye ile yazı yazmayı öğreteceksin. Sınavını pekâlâ önündeki klavyeyi kullanarak yapabilir, ve sınıfta bulunan yazıcıdan bunu bastırıp öğretmenin önüne koyabilir. Ama cümle kurdurmak zo-run-da-sın. Yazı yazmayı da öğret, on parmak kalvye kullanmayı da. Eskiden okuma yarışmaları yapılırdı, kelimeler sayılırdı. Şimdi on parmak yazı yazma yarışmaları yap. Bu elzemdir.

Neden on parmak? Kendimden örnek vereyim. Ben bu bu işi 3 hafta içinde öğrendiysem çocuklar bunu 1 haftada sökerler. Eskiden internet ortamını oyun için kullanırdım. Neden derseniz kelime yazmak çok zahmetli gelirdi. Tek tek harfleri ara falan. Bir gün mağazada on parmak öğretim programı gördüm, aldım. Öyle güzel dizayn etmişlerki oyun oynar gibi öğreniyorsunuz. 50 level sonra tüm tuşlara alt tuşlarıyla birlikte klavyeye bakmadan yazacak şekilde hakim oluyorsunuz. Tabi ondan sonra dur durabilirsen. Konuşur gibi on parmağınızla yazmak forum kültürünü ve araştırma arzusunu kamçılıyor. Çok hoş, bir şey. Hele yabancı ortamlarda bilgisayar başına geçip şakır şakır bakmadan on parmak yazınca millet şöyle bi ''aa nasıl yapıyorsun onu'' falan oluyor. Hele hem başkalarıyla konuş hem yaz, daha sükseli.. :p

Bunu niye anlatıyorum? İnterneti doğru kullanan bir nesil mi istiyoruz? O zaman on parmağı okulda öğreteceksin. Bu on parmak öyle kendi kendine kara düzen öğrenilecek bir şey değil. Belli kuralları var. Mutlaka sistemli öğrenilmelidir.

....

Bütün vatandaşlara ortak bir dil ve düşünce kalıbı (bu kavramı olumlu anlamda kullanıyorum) edindirmek şart. Çünkü siyasetten bürokrasiye, medyadan sanata varıncaya kadar tüm iletişim bu kalıp üzerinden yürüyecektir. Örnek: Film senaristi senaryo yazarken hikayesini kendi bildiğinden ziyade izleyicinin bildiklerine bina eder. Bu böyledir. Bu ortak temel platform öyle olmalı ki üzerine bina edeceğiniz her şeyi kaldırmalı. Gelişime ve değişime müsait sağlamlıkta olmalı. Bunun olması için bütün öğrencilere 7. sınıftan itibaren Psikoloji, Pedagoji ve Sosyoloji'nin temel kaideleri öğretilmelidir. En azından lazım olduğu kadarını.

Mesela:

İvan Pavlov'un klasik kondüsyonlama tekniğini (-ki askerlik tarzı eğitim usûlü bu herifin geliştirdiği modele dayanır! Ödül-ceza modeli. Faşizan düzenler bu modeli genel halka uygulamışlar. Mesela 10 Kasım'da sirenler çalınca herkesin saygı duruşu yapması!!! Eleştirilen bir model. Günümüzde artık bu model sirk hayvanlarını ve polis köpeklerini eğitmekte kullanılıyor.)

William Dember'in öncülüğünü yaptığı kognitif devrim 1974 (Kognitif öğretim usûlü. Eğitim değil, öğretim. Pavlov'unkisi eğitim oluyor yani eğiyor şekil veriyor zorla. Öğretim kognitif, yani akla mantığa anlayışa hitap eder. Pavlov'un pabucunu dama atan usüldür, ve genele yayılmıştır. Anlayışa hitap eden bir modeldir. Der ki insan bir çeşit hayvan olsada ödül veya ceza olmadan da mantıklı misaller üzerinden de öğrenebilir. Okullardan dayağın kalması falan buradan gelir. Bu yüzden devrim niteliği taşır.)


Paul Watzlawick'in 5 aksiyomu. İletişimin babası sayılır. Geliştirdiği 5 aksiyomu lise çağına gelmiş her öğrencinin anlayıp içselleştirmesi şart arkadaşlar. Verbal iletişim, non verbal iletişim, bilgiyi taşıyan medyumun (zarfın) doğru adreslenmesi, .... Hele tüm gelişmiş ülkelerde bütün 7. sınıf öğrencilerin bildiği bu herif hakkında bizim sitelerde hiç bilgi yok yahu. Bu kadar mı yavan olur?


Friedemann Schulz von Thun. Bu herif müthiş.. Geliştirdiği ''4 kulak-4 ağız'' teorisiyle iletişim alanında dünyayı sarstı. İletişimde 4 frekans yani kanal olduğunu söyler. Bir ucunda verici, diğer ucunda alıcı vardır. Bu kanalların 5. yoktur.

1. Ya emrediyordur
2. Ya bir şey ima ediyordur
3. Ya tarafsız, direk, neyse odur
4. yahut kendi kendine konuşuyordur

Örnek olarak bir cümleyi ele alalım: Lamba yeşil oldu.

1. Mana: Emir: Lambadan geç.
2. Mana: İma: Daha ne bekiyorsun uyuma. Duygu içeriklidir, şikayet, bir şeyi ima etme gibi anlamlar taşır. Hakaret bile olabilir. Tartışmaya sebep açan iletişimdir. Mesela alıcıdan ''sen ne demek istedin şimdi?'' şeklinde bir yanıt geldiğinde Meta-Komünikasyon moduna geçilir. Meta komünikasyon, yani iletişimden çıkıp o iletişimin içeriğini tartışmaktır. Yok öyle demedim, beni yanlış anladın tarzında olan iletişim boyutu..
3. Mana: Hal bildirme: Lamba yeşil. Yani neyse o.
4. Mana: Kendisi ile iletişim: Lamba yeşil. Yani alıcıya hitap etmiyor. Sadece kendi kendisine söylüyor. Alıcı bu frekansta sadece gözlemcidir, vericinin muhatabı değildir.

Bütün iletişimler bu 4 frekans üzerinden yürür. Anne sofrayı kurar, ''yemek soğuyor'' diye seslenir, herkes gelir çünkü bu hitapta emir vardır. Kimse sofraya gelmediği zaman tekrarlar ''yemek soğuyor''. Bu sefer 2. frekansa geçmiştir. Ben o kadar uğraşıyorum siz ***ınızı kaldırıp gelmiyorsunuz demeye gelir..

Soruyorum: Tefsircilerimizin acaba bu yeni geliştirilen usûlden haberleri var mıdır? Neticede Allah'ımız bize hitap ediyor ve bizler hangi frekanstan alıyoruz? Bu dört frekansın işlevini tam bi anlayıp Kur'an okumayı denemenizi öneririm.

Bunlar genel olarak tek çırpıda geçtiğim noktalar. Bu ve buna benzer temel bilgiler her lise öğrencisinin sınıfında hocalarıyla tartışa tartışa bilmesi ve anlaması gereken temel iletişim, pedagojik ve sosyolojik bilgiler olmalı, sınavlarda bunlar sorulmalı.

Bu misalleri biraz açtım ki önemi anlaşılsın. Donanımlı nesiller yetişsin istiyorsak en azından bunlara vakıf olmalı. Matematik, Türkçe, Fizik, Kimya gibi konulara girersem bu yazı bitmez kitap olur..

Neyse devam edelim.

_____________

Meslek eğitimi:

Her bir mesleğin, ama her bir mesleğin okulu olmalı. Okul deyince kocaman binalar gelmesin aklınıza. Rahmetli Necmeddin Okyay ustanın (hayatta olsaydı tabi) geleneksel osmanlı okçuluğunu öğretmek için lazım olan bir göz oda ve bir atölyeyide pekâlâ okul ilan edebilirdiniz (zamanında bu sisteme geçilseydi! Şimdi geçti, geçmiş olsun). Mesleklere Rağbet çoğaldıkça okulun ebatları ve adeti büyütülebilir. Okul okuldur, yeterki resmi olsun. Ama bu yapılmadığı için nice geleneksel meslekler yok olup gidiyor. Çarıksa çarık, kalaycılıksa kalaycılık, bakır kazansa bakır kazan. Mutlaka yapılış tekniklerini ve takımlarını kayıt altına alacak, kitaplaştıracaksın. Diploma vereceksin arkadaş. Mesleğin büyüğü küçüğü olmaz. İmtihan heyeti olacak. Fahri heyette olabilir. Başı boş kalırsa yok olur gider böyle.. Dünyada örneği var mı? Var. Almanya bu işi böyle yapıyor ve Alman Meslek Diplomaları dünyada birincidir. Mesela kaborta boyacısı diploman var diyelim. Amerikaya Almanyadan aldığın bu diplomayla gittiğin vakit seni havada kapıyorlar. Ouu bu Almanyada öğrenmiş diye. Çünkü Amerika'nın meslek okulu sistemi yok. Bizdeki gibi. Ama adam imajla kendini besliyor, Almanya'dan usta çekiyor. Senin neyin var? Kimi çekebilirsin de Amerika gibi kalitesizliğe yatıyorsun? Sonra da liyakat ehli yok diye kıvran dur. Böyle olmaz. Amerika'nın meslek okulu yok diye kendine örnek alamazsın. Derhal bu meslek eğitim sistemine geçeceksin, başka çaren yok.

Unutulmak üzre olan mesleklerden örnek verdim, bu elzem çünkü. Yaygın meslek dallarını buradan kıyaslayarak daha gelişkin ve donanımlı düşünün.

___________

Üniversite eğitimi

Mahalle sistemini öneriyorum. Bu sistem Meslek okullarına dahi uygulanmalı..

Üniversite bölümlerinin her birisinin kendi mahallesi olmalı. Mahalleden kastım sosyal bir çevre. Yani tıp okuyan tıpçılarla takılacak, onlarla yatıp kalkacak. Kahvede okey oynayacaksada onlarla oynayacak. Ben buna Tekke usülü diyorum. Mutlaka bu mahallelerde sivrilen sevilen rolmodeller olacaktır. Bu rolmodeller üzerinden işin geleneğini, dilini, kültürünü alacak öğrenci. Oturması kalkması mesleğini belli edecek bu şekilde. Hem böyle bir mahalle ortamı olursa paylaşım da olacak, birbirleriyle kuracakları iletişim üzerinden o dallar gelişecektir. Dergiler, dernekler, farklı örgütlenmeler falan böylece işlevini görecektir. Dizinin dibinde.. Hem böyle olursa belli bir samimiyet oluşacaktır. Öğrenci sevdiği bu mahallesinde mutlu olacağı için her şeyi para odaklı düşünmeyecektir. İslâm geleneğinin temel eğitim modeli budur. Bunu bir şekilde hayata geçirmek zorundayız.

Sahip çıkacaksın kardeşim. Öyle dal gibi ortada bırakmayacaksın öğrenciyi. Yalnızlık çekmemeli. Cep telefonuna gömülmemeli. Aklı beş karış havada dolaşmamalı. Mahalle önemli. Çorbasını da orada içecek, nevresimimini de orada yıkayacak. Bu böyle..

İşinize gelirse. Ha bu çok pahalıya mâl olur bize falan diyorsanız devam edin. On yıl içinde bu sisteme geçmezseniz tövbe billah daha geçemezsiniz. Vaktimiz yok. Anadolu'yu şimdilik daha ayakta tutan bir 40 yaş üstü kuşak var. Bu kuşağın altı fos haberiniz olsun. Eğer alttan ön açıcı bir kuşak gelmezse bu millet biter, benden söylemesi. İşine gelmeyenler bunu göremez.

Bu noktada ''bu sisteme geçelim iyi ama nasıl?'' denebilir. Vakit kaybetmeden geniş çaplı araştırma ve planlama komisyonları kurulmalı. Ama işi bilenlerden müteşekkil bir komisyon. Öyle yalakalardan, ağzı laf yapanlardan değil, iş bilenlerden, bilhassa fonsiyona kafası çalışanlardan oluşan bir komisyon.. Bu komisyon ne kadar un var, ne kadar şeker, yağ, tava ve ateş var bakacak. Sonra aşçılar bulunacak. Meydan ortada zaten. Kolları sıvayıp işe koyulacaksın. Eksik gedik varsa da yolda tamamlanır. Yeter ki bi yola çıkılsın Allah bereketini verir.

Fakir, ilk olarak tüm gelişmiş ülkelerin okul ve meslek kitaplarını getirtir, tercüme ettiririm. Bu gelişmiş ülkelerde her meslekten Türk var mı var. Getirt arkadaş, kendi mesleğini kitaplarını tercüme etsin. Türkçe bilmiyorsa yanına Türkçesi iyi birini koy ona tarzanca izah etsin. Yeni kavramlar bile geliştirilebilir bu yolla. Eğitim sistemlerini inceletir elekten geçirtirdim. Mesela Hint programcılar. Nasıl oluyor da oradan çıkıyor hep? Bu kabiliyeti genetiğe bağlamak kusura bakmayın ama kolaycılığa kaçmaktır. Eğer bu iş genetik olsaydı bugün Alman mühendisler geri zekâlı olmazdı. İlk uzaya çıkan Ruslarda öyle. Şimdi bina yapmaktan acizler! Alman ve Rus bu kabiliyeti kaybetmişse bu iş genetik değildir arkadaş. Alıp getireceksin, işin başına koyacaksın, anlattıracaksın, anlayacaksın, hemen iyi kötü kendi mahallesini kuracaksın, hayata geçireceksin. Mesela 2. Dünya Savaşı'nda ABD'ye kaçan kabiliyetleri Amerikan sistemi nasıl işletmiş, bi onu incele ve anla bakim. Wernher von Braun buna en güzel örnek. Roketten anlayan tek kabiliyeti nasıl aldı ve hemen nasıl mahalle kurdu ona? Bir kişi yahu, bir kişiden koca bir NASA ve uzay teknolojisi nasıl çıktı? Başka bir örnek istihbarat sistemi. Başka bir örnek jet uçakları, nükleer enerji, tıp, .... Bütün bilim adamlarını nasıl işletmiş. Buralara bak kardeşim, bunlar gizli saklı işler değil. Yazılıp çizilmiş. Aynısını bizde yapalım demiyorum. Ama bunu önce bi anlamak lazım. Oradan bugüne doğru işi anlayarak gelirsek bugünün iletişim çağında bu işin nasıl olacağını planlayabiliriz.

Kıt aklım ve eksik donımımla ilk aklıma gelenler bunlar.

Vesselam.

DostunDostu
 
Son düzenleme:

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,684
Tepkime puanı
372
Puanları
83
5816 yı kaldırırdım, AYASOFYA yı açardım, gerisi her şey süt liman sıraya girerdi ALALH ın inayetiyle.
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
TAM PROFESYONEL askerliğe geçerdim, zorunlu askerliği 1 ay yapar, bu süre içinde de ilgili kişi ÜCRETLİ İZİNLİ SAYILSIN derdim ve şu zıkkım olası BEDELLİ ASKERLİK olayını tümden ülke gündeminden kaldırırdım.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,163
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Mobil davetçi, uyarıcı, danışman, tebliğci din görevlisi atardım. Parklarda stand açtırır, mahalleleri gezdirtir fakir ile zengin arasında köprü kurdurturdum
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Dostundostu eğitim meselesini eğitimcilere bırak.

Herkes hükümete akıl vermeye kalkıyor. Herkes her alanda prof maşallah.
 

Taner777

İhvan Forum Üye
Katılım
19 Tem 2018
Mesajlar
54
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Tüm cemaat tarikatları kaldırırdım
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Damadı ve oğlumu değil, vatanı ve milleti düşünürdüm. Dolar 5 tl oldu diye, hiç düşünmeden istifa ederdim.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Dolar 5 tl oldu diyerek, damadıma ve oğluma laf eden, bana oy verip istifamı isteyenleri en yakın psikiyatri hastalıkları uzmanına yönlendirirdim.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Dolar 5 tl oldu diyerek, damadıma ve oğluma laf eden, bana oy verip istifamı isteyenleri en yakın psikiyatri hastalıkları uzmanına yönlendirirdim.

Damadı ve oğlu siyasetin dışında insanlar mı? Siyasetçiyi konuşmayacak isek, kimi konuşalım. Akp ve bazı akp liler doların 5 tl olmasından rahatsız değilki. Ben gibi gariban yazıyor işte. Yoksa millet iyi götürüyor oradan malı. Daha dün Feto putu eleştirilemez idi. O gün biz bunların gerçek yüzünü aynen şimdi ortaya çıkanlar gibi anlattığımiz zaman, deli diyenimız daha çoktu. Hased de dediler, deli de dediler, cahil de dediler, işi anlamayan boş konuşan da dediler. Burada bile kaç defa ceza aldık. Yani bize ilk deli diyen, boş konuşuyorsun diyen sen değilsin ki, dün de senin gibi diyen çoktu. Baktım şimdi onlar daha çok Feto düşmanı!

Hakikat taraftarı olun, birini put edinmeyin.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Damadı ve oğlu siyasetin dışında insanlar mı? Siyasetçiyi konuşmayacak isek, kimi konuşalım. Akp ve bazı akp liler doların 5 tl olmasından rahatsız değilki. Ben gibi gariban yazıyor işte. Yoksa millet iyi götürüyor oradan malı. Daha dün Feto putu eleştirilemez idi. O gün biz bunların gerçek yüzünü aynen şimdi ortaya çıkanlar gibi anlattığımiz zaman, deli diyenimız daha çoktu. Hased de dediler, deli de dediler, cahil de dediler, işi anlamayan boş konuşan da dediler. Burada bile kaç defa ceza aldık. Yani bize ilk deli diyen, boş konuşuyorsun diyen sen değilsin ki, dün de senin gibi diyen çoktu. Baktım şimdi onlar daha çok Feto düşmanı!

Hakikat taraftarı olun, birini put edinmeyin.
Olayı alakasız yerlerden birbirine bağlıyorsun.Put edinmek ne alaka !Albayrak ın damadı olması onun siyaset dışında kalmasını mı gerektirir?Bir önceki kabine de gerek hitabeti gerek bakanlığı ile ilgili aktif çalışmalarından dolayı beğeniyorum mahsuru mu var! Erdoğan ın Vatanı ve milletini düşünmediğine mi alamettir? Doların 5 tl olduğunu seçimden önce gördün,istifa ettirmeyi düşündüğün bir insana neden oy veriyorsun?Fetö yü kendine referans yapman dam üstünde saksağan misali,piyasada da senden farklı şekilde bütün tarikatları fetö mantığı ile eleştiren adamlar ile dolu .Onlara göre de her göz altına alınan cemaat görünümlü yapılar için tarikat muamelesi yapıp kendilerine referans gösteriyorlar..Bak bu tarikatlar için ben böyle demiştimciler dolu ortalık!Neticede herkesi kendine göre yakalamaya çalıştığı bir kulp var!Kulp takmak istedikten sonra............
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,662
Tepkime puanı
2,338
Puanları
113
Konum
istanbul
Ev ve iş yerleri için taban ve tavan kira/fiyat uygulamasına geçerdim.

Mesela Beylikdüzü'nde mahalle mahalle değişmek kaydıyla 1-10 yaş arası evin metrekare kira fiyatı (atıyorum) 20 TL- 11-20 yaş arası 15 TL gibi...
Kira sözleşmelerini e-devlet onayından geçirirdim. Yani kiracı ve ev sahibi -sorumlu emlakçı varsa (evet evin sorunlu çıkması durumunda emlakçıda bu işten sorumlu olacak) e- devlet şifreleriyle gerekli sözleşmeyi onaylayacak ve e devlette yazan mal sahibinin hesabına her ay kira yatması durumunda bir onay mesajı gidecek. 3 ay kira yatırılmadığında yahut 1 yıllık dönemde 4 ay ve üzeri 10'ar güne varan gecikme olduğunda mal sahibinin e-devlet üzerinden tahliye talebi olacak. Belediye ilgili daireye gidip ailenin maddi durumunu tespit edecek. Eğer sosyal yardımlık bir durum varsa öncelikli olarak ilçedeki sivil toplum kuruluşlarına eğer onların gücü yetmiyorsa kendi bütçesinden 6 ay süreyle kirayı karşılayacak. Kiranın ödenmemesi durumu dışında ev sahibi tahliye davası açamayacak. (Ahlakı bozan haller yahut suç şüphesi hariç) Sistem otomatik engelleyecek. Evin satılması durumunda eğer kiracı 5 yıldan eskiyse yeni mal sahibi boşaltma talep edebilecek. Değilse 5 yılı doldurana kadar bunu talep edemeyecek.
Kentsel dönüşüm bina bina değil, mahalle mahalle gerçekleştirilmeli. Yani farazi söylüyorum fatih semtinin akşemsettin mahallesini komple yıkıp şehir hastaneleri gibi devasa boyutlarda 2-3 blok ( altında deprem süspansiyonu olan, otoparkı olan ) bina dikilmeli. kalan alanlar yeşil alan olarak kullanılmalı... vs vs vs
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,684
Tepkime puanı
372
Puanları
83
Ev ve iş yerleri için taban ve tavan kira/fiyat uygulamasına geçerdim.

Mesela Beylikdüzü'nde mahalle mahalle değişmek kaydıyla 1-10 yaş arası evin metrekare kira fiyatı (atıyorum) 20 TL- 11-20 yaş arası 15 TL gibi...
Kira sözleşmelerini e-devlet onayından geçirirdim. Yani kiracı ve ev sahibi -sorumlu emlakçı varsa (evet evin sorunlu çıkması durumunda emlakçıda bu işten sorumlu olacak) e- devlet şifreleriyle gerekli sözleşmeyi onaylayacak ve e devlette yazan mal sahibinin hesabına her ay kira yatması durumunda bir onay mesajı gidecek. 3 ay kira yatırılmadığında yahut 1 yıllık dönemde 4 ay ve üzeri 10'ar güne varan gecikme olduğunda mal sahibinin e-devlet üzerinden tahliye talebi olacak. Belediye ilgili daireye gidip ailenin maddi durumunu tespit edecek. Eğer sosyal yardımlık bir durum varsa öncelikli olarak ilçedeki sivil toplum kuruluşlarına eğer onların gücü yetmiyorsa kendi bütçesinden 6 ay süreyle kirayı karşılayacak. Kiranın ödenmemesi durumu dışında ev sahibi tahliye davası açamayacak. (Ahlakı bozan haller yahut suç şüphesi hariç) Sistem otomatik engelleyecek. Evin satılması durumunda eğer kiracı 5 yıldan eskiyse yeni mal sahibi boşaltma talep edebilecek. Değilse 5 yılı doldurana kadar bunu talep edemeyecek.
Kentsel dönüşüm bina bina değil, mahalle mahalle gerçekleştirilmeli. Yani farazi söylüyorum fatih semtinin akşemsettin mahallesini komple yıkıp şehir hastaneleri gibi devasa boyutlarda 2-3 blok ( altında deprem süspansiyonu olan, otoparkı olan ) bina dikilmeli. kalan alanlar yeşil alan olarak kullanılmalı... vs vs vs
gayet mantıklı ne ev sahibinin hırsına ve gaddarlığına ne de kiracının gerçekten çıkması gerekmesi durumunda efelik yapmasına müsaade edilmemeli.
 
Üst