Cahit Zarifoğlu Şiirleri

efsun hayal

Profesör
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
1,175
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
...
Yüzlerin İnce Lifinde Korku

İlk teksif harbin kazdığı çukurlara
Adım başında ğöğsü parçalanmış gözleri hâlâ canlı bir ceset
Enerji geliyor elektrik kaynıyor sulardan
Toprak insan
Karmaşık soru bir çabuk cevap

Kimbilir nasıl çikilotalarını yarıda bırakacaklar
İki ucundan da elleri ısırmış
Bütün kan rezervleri boşalmış damarlar
Yalnız kalmış

Şimdi koşacak meydanları kim
Asırlardır söylenen bir isyan susacak nasıl
Kendini ara bul getir şiddetle kucaklaşalım
Dudağımın altına koy adını
Uluslararası çınlayalım çölden ormandan
Uçurum başlarından kumsallardan
Adımıza hazırlanmış bir mesaj olmalı
Ağzını aç ağzını kapa
Gözünü aç
Toprağa bak
Bir de insana

Hayat enerjilerinin sokağımızda koştuğu bir mahalledeyiz
Evimizden el etek çekilmiş
Durmuş insan çok akıllanmışsa eşya
Deniz bu sancıyla kabuk bağlayacak çalkalanaraktan

Halkın yaşamak marşını dinle
Kafiyeleri dünyanın o son ilerleme kitabı
Alınlarında ise saçlarına yakın bir iz
Cemaatın ayakları biçiminde
Ondört asır önce gergeflenmiş
Halılar kilimler renginde hasır mühürler

Nasıl kullanırlar yüzlerinin ince liflerini böcekler
Sanki bunlar
Toprağın başında duran insanlar
Binlerce ayıyı birarada görmüşler

Dehşet an meselesi
Tuzağa ramak kalmış
Ahret kıl payı

Şimdi yüzlerin ince lifleri kımıldıyor
İşte bir memnunluk tümseği
Sonra bunun süreği ve zaman geldi
Korkulu bir mutluluk tırmanıyor
İklimleri


Cahit Zarifoğlu​
 

efsun hayal

Profesör
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
1,175
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
...
Zahmet Vakti

Yaşamak bir sokak lambası gibi
Bir gece evden atılmış bir çocuk sanki
Tek bir damla tek bir ses gibi
Aklıma düşüyor

Artık delirir k oşar şimşeklerim
Yaşamak bu nadir ve gevşek
Hayır bugün hiçbir kimseyi alkışlamıyorum
Ve onların dikilip içi yumurta çürüğü kokan
kristal fanuslarına bakadurdukları gibi bakıp durmuyorum

Ve bazı bey alıkların dediği gibi
Sadece yürek arılığını arı bulmuyorum

Düşünün
Tohumlar ekilir
Yağmurlar başlar
O zaman filizler bir karış boyu yükselmiştir
Köylü davarlarını alır götürür sürer üstüne
Başak dediğimiz rahmet ondan sonra fışkırır
Esas ondan sonra gövdelenir

Görmezik / gördürler
Davarın yedim doydum sandığı
Bir dalgınlık

-çünkü benden bir kahramanlık kalacak
çünkü besmeleyle başladı
çünkü desturla tuttuk ne tuttuksa
çünkü imanla çok şeylere çağrıldık gözümüz
dağlarda kaldı eşya geride kaldı
dünya arkada bırakıldı

bir diş gibi ayrıldık çenemizden
dil çağı kapandı göz bağı koptu
bir tövbe sancağı açıldı bir zevk süreci değil
çünkü bütün o zamanlar toptan kullanılmış oldu

içinde zalimlerin asılma sahneleri
içinde kan akıtanların kanlarının seli
içinde mahzun edenlerin gözyaşı nehirleri
çünkü tövbe edildi izin verildi besmeleyle başlandı

sevgilinin elinde dertler hoş
bilene/çamur çamur olarak
tekme tekme olarak
on gündür ve kırk gündür daha
aç acına ayakta aç durmak olarak kaydedildi
sevgilinin elinden bağış ve kefaret olarak
bilindi
kabul edildi
razı olundu
ağlanmadı
peki ekmek istanmedi mi istendi tapınmaya
bedensel güç olarak
yalvarılmadı HİÇKİM
SE
YE
ağlanmadı
razu olundu kabul edildi öpüp başa kondu
ve çünkü tövbe edildi
bir tövbe sancağı açıldı bir zevek süreci devrildi
bir isyan kazanı devrilmedi
itiraz isyan akmadı
bir tövbe sancağı açıldı
çünkü bütün zamanlar toptan kullanıldı
içinde zalimlerin asılma sahneleri
içinde kan akıtanların kanlarının seli
içinde mahzun edenlerin gözyaşı nehirleri
çünkü tövbe edildi tövbe edildi

ağıt güzel vakitlerindedir
estağfirullaaaaaallah ve işte böyle uzatarak
kalbim aç
etim yanık
dünya diz çöktüğüm yer kadardır, dizimin yanınıda bir diz
dizimin yanınıda bir diz sağdan bir iki üç
dört beş altı yedi soldan bir iki üç
dört beş altı yedi
bir sana bir sana...avucunu aç avucunu kapa
dilini tut aklını kravatın gibi çözat
şimdi bir damla gözyaşı bir iri yakut


Cahit Zarifoğlu
 

efsun hayal

Profesör
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
1,175
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
...
Konuşmalar'dan...

M. Ruhi Şirin - Nasıl başladınız ?

Cahit Zarifoğlu - Durup dururken, şiirle ilgili bir ilk anım yok. Herhangi bir olay olmadı. Çocuklar ellerine geçen herşeyi, bozulacağını, kırılacağını, patlayacağını hesaba katmadan kurcalamaya başlarlar. Öyle başladı ve ilkindeki gibi devam ediyor. Açılacak bir kutunun, sökülecek bir saatin parçaları sayılıdır ve biter. Ve çocuk son parçayı sökünceye kadar uğraşır. Burada da bir son parça var: son nefes ...

Konuşmalar s.46
 

efsun hayal

Profesör
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
1,175
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
...
Edib Gönenç - Bir şair olarak sorumluluk çevrenizi belirlenmeniz istense neler dersiniz?

Cahit Zarifoğlu- Her insanın bir sorumluluk çevresi var. Mafia babaları dahil. Eh, bir şairin de olacak böyle bir duygusu. Ancak şairlikle ilgili bir sorumluluğu derinlemesine anlamış idrak etmiş değilim. Kendimi bildim bileli şiir yazıyorum. Baş işim olarak. Ancak çok tabii bir işleyişle. Belli düşüncelerle etrafını çevirerek bir yerlere yönlendirerek değil. Buna rağmen bir sorumluluk vardır. Kendiliğinden. Bunu da eğilimlerimiz, dünyaya bakışımız belirliyor. Ancak şahsen bu belirmenin bir filitreden, bir süzgeçten ibaret olduğunu söylemeliyim. Yani doğrudan şiire müdahaleleri yoktur. Aksi halde şiir tehlikeye girer. Şiir bildiriye dönüşür.
 

Kerem Buldu

Doçent
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
564
Tepkime puanı
1
Puanları
0
evet harika bir şiir... seçuk abide güzel seslendirmiş ezgi olarak..

eklenti için teşekkürler...
 

efsun hayal

Profesör
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
1,175
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
...
Menziller

MENZİLLER


Sözün ve yolun başçeşmesi ruhumun
Canım içre sevinç verir sözlerin

Baktığın dağların düşüncesi bile ağlatır beni
Hür olurum buyruklarını bir bir donansam sultanım

Aşkın bin gözlü devasa bir baş imiş
Yur herbirini uykulardan sohbetin

...
...
...


Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın
Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın



Cahit Zarifoğlu​
 

emustafa

Profesör
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
1,782
Tepkime puanı
428
Puanları
0
Ya Hannan

Ya Hannan!

yahannan.jpg


Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim


Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme


Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim


Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme


Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum

Bağışlanmamı diliyorum.


Abdurrahman Cahit Zarifoğlu

 

Azra

Eylül yüzlü kız...
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
1,061
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Konum
İstanbul
Cahit ZARİFOĞLU Şiirleri

Cahit Zarifoğlu (1940-1987)

Cahit Zarifoğlu, 1940’da Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Öğrencilik yıllarında sırasıyla ilkokullarda öğretmen vekilliği, çeşitli gazete ve haftalık dergilerde musahhih ve teknik sekreterlik, bazı özel şirketlerde tercümanlık, muhasebe yardımcılığı yaptı. Askerliğinin kıta hizmetini Sarıkamış Dağcı Alayı’nda ve 1974 Kıbrıs Harekâtı’nı müteakip Kıbrıs’ta ikmal etti.

Goethe Enstitüsü’nün dil kurslarına katılmak üzere iki defa Almanya’ya gitti. Bu sırada belli başlı Avrupa ülkelerini ve kültürlerini tanıdı. 1975’de Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nda mütercim olarak çalışmaya başladı. Bir grup arkadaşıyla “Mavera” dergisinin kuruluşunda ve yayınında görev aldı. 1976’da TRT Genel Müdür Mütercim Sekreteri görevine atandı. Aynı kurumun değişik ünitelerinde raportör, araştırma görevlisi, uzman ve şef olarak çalıştı. İstanbul Radyosu’nda denetçi olarak görev yaptığı sırada 7 Haziran 1987’de vefat etti.

Zarifoğlu, kendisine özgü şiiriyle tanındı. Zarifoğlu’nda şairlik mizaç olarak belirir. Şiiri dıştan çok içe dönük bir anlatıma yönelir. İç ürpertileriyle, hayretle başlayan şiiri metafizik ürpertiyle bilgeliğe ulaşır. Hikâye, roman ve günlük türünde yazdığı kitaplarında şair duyarlığı egemendir. Çocuklar için yazdığı kitaplarda fantezi ile olağanüstü gerçekler dünyası ile hayaller dünyası iç içelik gösterir.

Yayınlanmış eserleri:
“İşaret Çocukları” (Şiirler, 1967), “Yedi Güzel Adam” (Şiirler, 1973), “İns” (Hikâyeler, 1974), “Menziller” (Şiirler, 1977), “Yaşamak” (Günlükler, 1980), “Serçekuş” (Uzun Hikâye, 1983), “Ağaçkakanlar” (Masal, 1983), “Katıraslan” (Masal, 1983), “Yürek Dede ile Padişah” (Masal, 1984, Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü), “Savaş Ritimleri” (Roman, 1985), “Korku ve Yakarış” (Şiirler, 1986), “Bir Değirmendir Bu Dünya” (Denemeler, 1987), “Motorlu Kuş” (Masal, 1987), “Sütçü İmam” (Tiyatro, 1987), “Gülücük” (Şiir, 1989), “Ağaç Okul” (Şiir, 1990).


Cahit Zarifoğlu, Zarifoğlu, Abdurrahman Cem, Ahmet Sağlam, Vedat Can ve Adem Yaşar müstearlarını yazılarında kullandı.


hanzt.jpg


Beyrut'un gözyaşları şimdi,
Kudüs'ün yanıbaşında,
Müslümanlarsa uzakta,
Sanki başka,
Gelinmez bir dünyada.

Acın, bir vadi,
Zehirli çiçekler, bir ova gibi karşımda.

Gözüm baksın sadece,
Ayrıntıları,
Kıvrılıp kırılmış bilekleri,
Kemikten yakılmış etleri,
Kuma serilmiş cesetleri,
Büyük ajansların yaydığı resimleri,
Bir seyirci gibi görsün dursun,
Bir kadın gibi ağlasın..

Beyrut yengeç kıskacında,
çoğu Müslüman kafir yanında,
Yaslanmış yastıklara sonunu beklerler filmin.

Sen Filistin, hokkaları doldur kanla,
Şairler eğer ahın varken
Uzanırlarsa tomurcuklara güllere
Herbiri kanlı bir ateş gibi korku
Bir azar, bir şamar olsun.

Filistin, sen işine bak, kar toprağını,
Yoğur gazabını Yaradanın..

Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde?
çam ormanlarının salınışında,
Kuşların cıvıldayışında,
Otların serin tenlerinde.
Eğer varsan bakıp görmeye
Şeffaf perdenin az ötesini,
Bir ateş bulutu var en bildik yerde,
En emin yerde.

Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlar
Hissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,
Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar.

Farzet körsün, olabilir,
Elele tut,
Taş al ve at,
Kafiri bulur.

Hani ceylanların,
Hani cihat marşın?

Bir yumruk harbinden nasıl kaçtın?
En arka safta bile kalmadın,
Cengi attın, dünyaya daldın,
Tezeğe konan sinekler gibi.

Dönüyor burgaç,
Dünya üstten, yanlardan daralıyor.
Ovalardan,
Dar geçitlere sürülen sığırlar gibi,
Bir gün ister istemez,
Karşısında olacaksın kaçtıklarının.


Dua et,
O gün henüz mahşer olmasın...

Cahit Zarifoğlu
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
İşaret Çocukları

Yasin okunan tütsü tüten çarşılardan
Geçerdi babam
Başında yağmur halkaları

Anam yeşil hırkalar görürdü düşünde
Daha ilk güzelliğinde
Alnını iki dağın arasına germiş
Bir devin göğsüne benzer
Göğsünden dualar geçermiş

Çarşılar ellerinde ekmek iğneleri
Cami avlularına açılan
Havuz sularına kapılan çocuklar
Görmeden güneşin bütün renklerini
Götürmezlerdi dükkandaki babalarına
Ocaktan akan kaynar yemekleri
Nenelerinin koyduğu avuç taslarına

Başı ve yüreği şahbaz
Kaleleri ağırlayan kadınların
Süslerini kemerlerini
Başlarını ağırlaştıran
Ağır siyah şelale saçlarını
Tutunca gençleşirdi erkekler

Sonra insan o ki denizde
Küçük ve büyük nehirde
Bedeni ıslatan afsunlu suda
Önce niyet sonra yıkanırdı

Zaman dert getirdi sulara
İçinde eski balıkların yattığı kayalar
Savaşan insanların elinde
İnce yontulup taşındı balta mızrak şekline

Anam kanları kuruyan
Kavga ayıran bir kargı elinde
Kara ocağın taşlarına
İşaret koydu çocuklarını
Belinde gezdiren babamın
Beyaz yazılarla kazandığı adları

Yüreği korkuyla kuvvetlendi babamın
Unutup genç gelen günleri
Zamanın sürerken çektiği günleri
Çetin bilmecelerle
Sürdü atını şehirlere

Yün ören at güden kadınlar
Ormanlara tepeden eğilen toprak evlerde
Küçük pencereli karanlık dar odalarda
Uzaktan uzayıp gelen kurt seslerinin
Uzağa çekilip giden
Ayazda donan gülmeler içinde
Ormanlarda süt emziren anne
Unuttu gittikçe uzayan çocuğunu

Hep kaçarmış şehirlerin
Demir dağlarına
Uyuyunca toprak beşiğimde
Sahipsiz kalan
Ellerimden kayan aydınlık günlerim

Cahit Zarifoğlu
 

Ümmî Ebiha

KuzeyiN Kızı
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
1,125
Tepkime puanı
276
Puanları
0
avatarbh7.jpg


Evet hatırladım
Küçük basit şeyler
Yetiyor kederlenmeye
Ya mutluluğa…


Cahit Zarifoğlu
 

Azra

Eylül yüzlü kız...
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
1,061
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Konum
İstanbul
istanbul.jpg

İSTANBUL

Bir tohumdan daha az değil

Fatihin büyük güvercin kanatları

Meleklerin sık aralıklarla

Dokunduğu toprak

Güzel buyruklar

Gürbüz havalar

Boğaziçi bir akımdır

Bir akan sudur

Nice dergahlar

Dinler gibi nabzını

Yeni doğan çocukların

Yamaçlarda mezarlıklar

Sever gibi bazıları

Açık havada gömülmeyi

Çocuklar Topkapıda

Sedef kabzalı kılıçlar ellerinde

Rahlelerde Kur’an

Tefsir

Arapça

Farsça

Dikkatle önünü iliklemede

Padişah ve şehzade

Açılıyor dev bir kapı

Dikiliyor dev gibi bir sütun

Sütun başı sütun ayağı

Dibinde dilek şikayet sahipleri

Birer gürz gibi sağ ellerinde

İradeleri

Bir ellerinde arzuhalleri

Oğullarım

Dikkat edin

Hak yemeyin

Oğullarım

Mümkündür

Topal bir karınca

Mihnettir

Oğullarım

Mümkündür ki

Bir baş kesilir avluda

Akın, akan kanla

Cihangir

Taş yokuşlar

Eyüp

Sıla sıla Medine

Acı

Bu tortu

Karartır camları

Yorar küpleri

En berrak sular bile

Ve kapanıyor saray kapısı

Saklanıyor

Sarı sarı altınlar

Korkup

Şimdi birden Eminönü kalabalığı

Kimseyi tanımazsın

Kıyafetinden

Yüz çizgisinden

Katil efendi

Hırsız baş köşede

Haksız haklı

Şer belalı

Örtünmüş güneş

Çoktandır, yüzü nerde

Ya o ay

Kara bir zıbın biçmiş kendine

Bir düş

O buyruk

Şefaat

Gürbüz hava

O güzelleri İstanbulun

Dönüyor demir teker...​


Cahit Zarifoğlu
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
ANILAR DEFTERİ

Anılar defterin de gül yaprağı gibi
unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kim bilir
Rüzgarlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin
Ben sensiz bu sessizlikle
deliler gibiyim
sensiz bu sessizlikte
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevirme gözlerimden
Yoksa sensiz bu sessizlikte
Kahrolacağım
sensiz bu seslikle
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
ÖLÜ ATLAR

Karışık bir iç deniz bunalımı
Zafersiz bir kalyonda
Ölümün her anki hatırasından uzak
insanı her halinden tanıyan
sakat bir ölü atlar alıcısı

Ucuza kilitlenmiş bir dağ ceylanı
Ancak bir tabuyu öldürecek bir zamanda
göğün bütün ön görmelerinden uzak
fenerler tutulup tekmeler atılan
önemli bir es çağ tanrısı

Telaşla yenilen analarda kayboluşları
sevgisiz kalan babalarla
lekesiz bir güneşle ancak
çocuğunu sardığı bezler arınan
ağrıtmaz sanılan bir yaşamak şarkısı

ikisinden birini örter kanadı
durulmayıp tabessüm ettirilen şarkıda
sevinçsiz canlara dayanmak
her an bir başka ışıksızı arayan
acıması bir çocuğun masal cücelerine
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
01.jpg
]

şimdi geç kaldığımın telaşıyla ruhen çırpınıyorum.
her secdenin ele geçmez bir fırsat olduğunu anlıyor
ve "secdede olmadan secdede olmak"larımı ah-vahile anıyorum.
utanç içerisindeyim.

cahit zarifoğlu-yaşamak
 

Ümmî Ebiha

KuzeyiN Kızı
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
1,125
Tepkime puanı
276
Puanları
0
3654530_l.jpg


buruşturularak atılmış bir kağıt parçası gibiyim.
içimde kalkıp gidenlerden doğan boşlukların ağırlığı.
ve sevmek.
ve korkmak;
ve nasıl,
uzaydaymışım gibi yalnızım.


cahit zarifoğlu

(5 kasım 2001)

 

Ümmî Ebiha

KuzeyiN Kızı
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
1,125
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Hayat boş , geri kalan korkulu , her adımım dolu olsa işe yaramaz katında biliyorum..

bağışlanmamı diliyorum..


3854836627_615286b6ff.jpg

Hayat bir boş rüyaymış , geçen ibadetler özürlü , eski günahlar dipdiri , seçkin bir kimse değilim..
ismimin baş harflerinde kimliğim..

bağışlanmamı dilerim..

acz
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
kendimle
bir dönemeçte koşan iki çocuğun çarpıştığı gibi
karşılaşmışım da hangisinin
ben olduğuma karar veremediğim o çok kısa zamanın
habire tekrarlanmasından
perişan çarcaput gibi ağzım,
yorgunum.
biraz da...

cahit zarifoğlu- yaşamak
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs
/çocuk
Bir tane.Dayanmış yanağını cama
Karşı evin balkonuna bakıyor
Orada bir çocuk
Tutunmuş demirlere../

Acz-Aralık günleri için bir aşk denemesi
 

Ümmî Ebiha

KuzeyiN Kızı
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
1,125
Tepkime puanı
276
Puanları
0
"Hayat beni çağırıyor, yokluğumu hissetti"

Cahit Zarifoğlu
 
Üst