Çalışan İnsan Huzurludur…

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,307
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
Çalışan İnsan Huzurludur…

Masalar dolusu yemekte açlıktır. Neyi alayım dersin, hepsinden az az alırsın ki, doymuşsun ama hiç birinin tadı yoktur ağzında. O bollukta böylesi yemek, Obezite ruhu kamçılar, tıpkı para verdim deyip de beş yıldızlı otelde istediğin kadar yiyebilirsin hizmeti verilmişse… Yirmi dört saat yersin, ağzın yorulur, dinlendiremezsin. Hatta az uyuduktan sonra yemekhaneye gider, o gecenin son kırıntıları yer ve rahatlarsınız. Değimli ya, para verdik, karşılığını almalıyız, bedeli ne olursa olsun.


O an Somali’de ön dört aylık bebeğin ölen görüntüsü gösterseler, yemeye devam eder, film seyreder gibi oluveririz belkide. Hakikat sadece yemek yemektir o anda. Çevrede ne olmuş bitmiş, yemekler yenmemişse çöpe gitmişi düşünmeyiz. Midemiz, bağırsaklarımızda bir nevi çöplük gibi çalışır. Fazla mesai yaparlar.

Sanki çok çalışmış, tatil yapmalıyız fikri bize verilmiş. Dinlenmeliyiz. Hesaplarımızı ve birikimlerimizi yapar, en iyi yeri ayarlar, arabamıza atlar ve gideriz. Kafamızda beyaz şapka da varsın olsun değil mi? Tatiller nedense emeklilik fikrini çağrıştırır kafamda. Emekli olup, gezmeliyiz, yan gelip yatmalıyız, kahveye gidip, dumanlar arasında okey oynamalıyız. Emekliyiz ya hazine değerindeki vakti başka nasıl öldüreceğiz ki… Öğrendiklerimizi, tecrübelerimizi, doğru şekilde topluma aktarmaya çalışmanın ne âlemi var ki, ya işte emekli oldum diyorum ya… Kısa bir süre sonra bu yaşadıklarımızın ne kadar anlamsız olduğunu anlarız ama alışkanlık haline gelen bu işkenceden de kurtulamayız. Bu ruhsal gerilim, beraberinde hastalıklar ve büyük sorunlara hızlı bir zemin hazırlar… Ölüme adeta koşarak ve istemeyerek gideriz. O kadar çeşit yemekten zevk almadığımız gibi.


Mutluluk tencere tavada değil
Taze nefes aldığın yaylada değil
Hasat zamanı zengin tarlada değil
Çalışan ve her daim parlayan tende!

Gelin emekli olmayalım derim kızmayın ama
Gelin soframızda tek çeşit aş kasmayın ama
Haddini bilip yeteri kadar ye, iç, uyu aşmayın ama
Emanet geldik kiramızın bedelini ödeyelim sonda!

İsraf etmeyelim, mal biriktirmeyelim, her elimizdekini doğru yerde kullanalım. Sözümüzde, özümüzde, gözümüzde gereksiz dağları, taşıyamayacağımız yükleri, küfeleri atalım. Başkasının tarlasına girmeyelim, hırsız gibi yaşamayalım. Her anımız beklenti olmadıkça gerçek bir eğlenceye dönüşecek, yaptığımız ibadet dahi bizi aşacak… Dünyaya değil sonsuz evrene sarılacağız, abartısız!


İşe yaradığını hisseden insanda yaşama umudu artar heyecanları ile. Yaşama sıkı sıkıya sarılır böylece. Tıpkı yeteri kadar yiyen insanın, doymuşluğun şekaveti içinde ayakları yere değmeyecekmişcesine yürüdüğü gibi. "Mevla gelecekte kimseye muhtaç etmesin..." hadisine tüm insanlığı müptela etsin. Kimse kimseye yük olmasın inşaallah!

Saffet KURAMAZ
 
Üst