EbuRudeyha
Paylaşımcı
- Katılım
- 8 Ara 2007
- Mesajlar
- 196
- Tepkime puanı
- 9
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- Ankara
- Web sitesi
- www.ilyasucar.com
Hamd Alemlerin Rabbine, salât ve selam onun elçisi biricik Efendimiz (s.a.v.) üstüne olsun. Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla...
2012 Kutlu Doğum Haftası güzel niyetler, samimi etkinlikler ve görkemli programlar eşliğinde başladı. Şimdiden gazetelerde, televizyonlarda ve internette, bu güzelliklerden bahseden birçok haber görmeye ve okumaya başladık. Bunların en önemlileri ise şüphesiz İstanbul ve Ankara’da yapılan açılış programları idi.
İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu ve Ankara Arena Spor Salonunda yapılan açılış programlarına en üst seviyeden tutun da, en alt seviyeye, Kutlu Doğum temasına uygun her türlü renkten, cinsten, milletten ve anlayıştan binlerce vatandaşımız katıldı. Her yıl İstanbul’da yapılan açılış programına katıldığım halde bu yıl Ankara’da olmam hasebiyle o güzel programa katılamadım ancak nasibim varmış ki, burada da çok güzel ve muhteşem bir açılış programı oldu ve buraya katıldım.
Programın başlamasına daha 2-3 saat varken insanlarımız bu güzelliği yaşamak için uzaktan yakından akın etmeye başlamışlardı. Arena Spor Salonu birkaç saat içinde mahşer meydanı gibi oldu. Hatta o kadar büyük bir katılım gerçekleşti ki birçok kişi salona giremedi ve dışardaki platformdan programı izlemek zorunda kaldı. Havanın da müsait olması içeriye giremeyenlerin bu güzellikten mahrum olmasını engelledi.
Zaman ilerledikçe heyecan artıyor, programın başlamasına az bir vakit kala salon iğne atsan yere düşmeyecek bir hale dönüyordu.
Önce muhteşem Kur’an tilavetleriyle kalplerin pasını alan değerli hocalarımız, zaman ilerledikçe kalp ritimlerimizin hızlanmasına, nefeslerimizin kesik kesik olmasına ve hatta göz pınarlarımızın akmasına sebep oldu. -Allah kendilerini cennetine nail eylesin.- Tilavetin ruhlara kattığı o haz ve sükûnet daha sıcaklığını yitirmemişti ki, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün hazırlattığı tanıtım filmi bizi şöyle tutup silkedi. Pası daha yeni silinen kalplerimiz, ruhumuz, bedenimiz birden bire cilalanıverdi kardeşlik cilasıyla. Hani Kur’an’da Rabbimiz buyuruyordu ya, “Allah’ın boyasıyla boyanın” diye adeta biz Onun bizlere vermiş olduğu manevi bir cila ile cilalandık orada. Her saniye, her an biraz daha fazla kaptırıyorduk atmosfere kendimizi.
İnsanlara bakıyordum, kimi öylece köşeye sinmiş o karanlıkta göz yaşlarını silmeye çalışıyor gizlice, kimi dimdik duruyor ama dudağını koparmak üzere, kiminin yanakları al al, kimin gözleri dolu dolu dokunsan yaşlar boşanıverecek, kimi ise artık kendini koyvermiş bir ummana, bedeni orda, ama ruhu nerde muamma! O manevi havada, o muhteşem atmosferde herkesin aklından geçen farklı şeyler olamaz diye düşündüm. Eminim herkes âhhlar içerisinde kıvranıp duruyordu o esnada ve bu güzellik hiç bitmesin diye dua ediyordu. Çünkü ben de aynı şeyleri düşünüyor ve içimden diyordum “Ya Rabbi! Bu güzel havayı, bu güzel atmosferi ebedi kıl, her günümüzü Kutlu Doğum gibi bereketli eyle, burada yaşattığın geçici ve son erici nimetinin asıllarını, ahirette menba’sından bizlere tattır. Bizi kardeşliğin kadrini kıymetini bilmeyi, Senin ve senin yolunda olanların yolunda gitmeyi, Sana layık güzel bir kul, Habibin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya layık güzel bir ümmet olabilmeyi nasib eyle”
Daha Kutlu Doğum bitmedi bir hafta boyunca sürecek. Tavsiyem size en yakın bir yerde Kutlu Doğum programı olduğunu görür veya duyarsanız hiç tereddüt etmeyin, koşun. Sonra pişmanlıklar içerisinde kavrulmayın.
Mevla kardeşlik başta olmak üzere tüm güzellikleri bir güne, bir haftaya değil tüm bir ömre yayabilmeyi, her günü kutlu doğum şuuru ve bilinci ile yaşabilmeyi ve tekrardan bu güzelliklere ulaşabilmeyi, o güzel havayı teneffüs edebilmeyi, kardeşlik teması vesilesiyle yaşadığımız her günde birbirimize saygı duyabilmeyi, tebessüm edebilmeyi, birbirimize köstek değil destek olabilmeyi, hataları ve kusurları araştırmak yerine onları setreyleyebilmeyi, gerçekten sözde değil özde kardeşlik bağını kurabilmeyi nasib eylesin.
İlyas Uçar – 16.04.2012
Kaynak: http://www.ilyasucar.com/kimim-ben/...ye-hergun-bayram-bize-hergun-kutlu-dogum.html
2012 Kutlu Doğum Haftası güzel niyetler, samimi etkinlikler ve görkemli programlar eşliğinde başladı. Şimdiden gazetelerde, televizyonlarda ve internette, bu güzelliklerden bahseden birçok haber görmeye ve okumaya başladık. Bunların en önemlileri ise şüphesiz İstanbul ve Ankara’da yapılan açılış programları idi.
İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu ve Ankara Arena Spor Salonunda yapılan açılış programlarına en üst seviyeden tutun da, en alt seviyeye, Kutlu Doğum temasına uygun her türlü renkten, cinsten, milletten ve anlayıştan binlerce vatandaşımız katıldı. Her yıl İstanbul’da yapılan açılış programına katıldığım halde bu yıl Ankara’da olmam hasebiyle o güzel programa katılamadım ancak nasibim varmış ki, burada da çok güzel ve muhteşem bir açılış programı oldu ve buraya katıldım.
Programın başlamasına daha 2-3 saat varken insanlarımız bu güzelliği yaşamak için uzaktan yakından akın etmeye başlamışlardı. Arena Spor Salonu birkaç saat içinde mahşer meydanı gibi oldu. Hatta o kadar büyük bir katılım gerçekleşti ki birçok kişi salona giremedi ve dışardaki platformdan programı izlemek zorunda kaldı. Havanın da müsait olması içeriye giremeyenlerin bu güzellikten mahrum olmasını engelledi.
Zaman ilerledikçe heyecan artıyor, programın başlamasına az bir vakit kala salon iğne atsan yere düşmeyecek bir hale dönüyordu.
Önce muhteşem Kur’an tilavetleriyle kalplerin pasını alan değerli hocalarımız, zaman ilerledikçe kalp ritimlerimizin hızlanmasına, nefeslerimizin kesik kesik olmasına ve hatta göz pınarlarımızın akmasına sebep oldu. -Allah kendilerini cennetine nail eylesin.- Tilavetin ruhlara kattığı o haz ve sükûnet daha sıcaklığını yitirmemişti ki, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün hazırlattığı tanıtım filmi bizi şöyle tutup silkedi. Pası daha yeni silinen kalplerimiz, ruhumuz, bedenimiz birden bire cilalanıverdi kardeşlik cilasıyla. Hani Kur’an’da Rabbimiz buyuruyordu ya, “Allah’ın boyasıyla boyanın” diye adeta biz Onun bizlere vermiş olduğu manevi bir cila ile cilalandık orada. Her saniye, her an biraz daha fazla kaptırıyorduk atmosfere kendimizi.
İnsanlara bakıyordum, kimi öylece köşeye sinmiş o karanlıkta göz yaşlarını silmeye çalışıyor gizlice, kimi dimdik duruyor ama dudağını koparmak üzere, kiminin yanakları al al, kimin gözleri dolu dolu dokunsan yaşlar boşanıverecek, kimi ise artık kendini koyvermiş bir ummana, bedeni orda, ama ruhu nerde muamma! O manevi havada, o muhteşem atmosferde herkesin aklından geçen farklı şeyler olamaz diye düşündüm. Eminim herkes âhhlar içerisinde kıvranıp duruyordu o esnada ve bu güzellik hiç bitmesin diye dua ediyordu. Çünkü ben de aynı şeyleri düşünüyor ve içimden diyordum “Ya Rabbi! Bu güzel havayı, bu güzel atmosferi ebedi kıl, her günümüzü Kutlu Doğum gibi bereketli eyle, burada yaşattığın geçici ve son erici nimetinin asıllarını, ahirette menba’sından bizlere tattır. Bizi kardeşliğin kadrini kıymetini bilmeyi, Senin ve senin yolunda olanların yolunda gitmeyi, Sana layık güzel bir kul, Habibin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya layık güzel bir ümmet olabilmeyi nasib eyle”
Daha Kutlu Doğum bitmedi bir hafta boyunca sürecek. Tavsiyem size en yakın bir yerde Kutlu Doğum programı olduğunu görür veya duyarsanız hiç tereddüt etmeyin, koşun. Sonra pişmanlıklar içerisinde kavrulmayın.
Mevla kardeşlik başta olmak üzere tüm güzellikleri bir güne, bir haftaya değil tüm bir ömre yayabilmeyi, her günü kutlu doğum şuuru ve bilinci ile yaşabilmeyi ve tekrardan bu güzelliklere ulaşabilmeyi, o güzel havayı teneffüs edebilmeyi, kardeşlik teması vesilesiyle yaşadığımız her günde birbirimize saygı duyabilmeyi, tebessüm edebilmeyi, birbirimize köstek değil destek olabilmeyi, hataları ve kusurları araştırmak yerine onları setreyleyebilmeyi, gerçekten sözde değil özde kardeşlik bağını kurabilmeyi nasib eylesin.
İlyas Uçar – 16.04.2012
Kaynak: http://www.ilyasucar.com/kimim-ben/...ye-hergun-bayram-bize-hergun-kutlu-dogum.html
