Epİlepsİ Ve Tİplerİ

Samsa

Üye
Katılım
5 Eyl 2007
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
İstanbul
Halk arasında sara olarak adlandırılan epilepsi, Santral Sinir Sisteminin ( SSS ), kortikal ve subkortikal bölgelerinde yer alan nöron gruplarının içindeki elektriksel boşalımların yarattığı; kasılmalar, bilinç kaybı gibi belirtilerle ortaya çıkan bir klinik semptom kompleksidir. Bir çok değişik nedene bağlı olarak ortaya çıkan epileptik nöbetler, aşağıda sınıflandırıldığı gibi çok değişik formlarda görülmektedir.
  1. Jeneralize :
    • Jeneralize Tonik - Klonik ; Eski adı Grand - Mal epilepsi. Ani bilinç kaybı ile başlar vücudun her iki yanında önce tonik sonra klonik kasılmalar olur, hastanın bilinçsizliği derin bir koma ile sürer, fokal başlangıç yoktur.
    • Absans ; Eski adı Petit - Mal epilepsi. Hafif derecede motor tutulum ile veya hiç motor tutulum olmaksızın bozulmuş bilinç durumu ( 5 - 7 sn gibi çok kısa süreli bilinç bozukluğu olur ve hastanın çevresi ile ilgisi kesilir ) post iktal konfüzyon yok ( nöbet sonrası koma ya da uyku hali görülmez ), nadiren aura ( hastanın nöbeti, bir şekilde hissetme duygusu ).
    • Bilateral Myokloni
    • İnfantlar ve çocuklar ; İnfantil spazmlar, atonik spazmlar, tonik nöbetler.
  2. Parsiyel : Bu tür epilepside beyin korteksinde bir epileptik fokus vardır ve foküsün bulunduğu bölgenin işlevine uygun olarak motor, duyusal veya psişik belirtilerin aniden belirip kaybolduğu nöbetler söz konusudur. Lokal olarak başlar eski adı fokal epilepsidir. Yeni başlamış bir fokal epilepsi aksi kanıtlanıncaya kadar yapısal bir patolojiyi gösterir. Parsiyel epilepsinin basit tipinde genellikle bilinç kaybı yok, lokal olarak başlayan motor belirtiler ( Örn. Elde, kola yayılan kasılmalar ) ile birlikte sensoriyel ve otonom belirtiler de beraber bulunur. Kompleks Tip te genellikle bilinç kaybı veya otomatizm bulunur psikosensoriyel ve psikomotor belirtiler bulunur.
  3. Sınıflandırılamayan epileptik nöbetler.
Yeni Başlamış Nöbetler
İlk defa ortaya çıkan nöbet ile gelen hastalardaki nedenler şöyle sıralanabilir.
  1. Serebro - vasküler hastalığı takiben akut olarak ( 1 haftadan daha erken ) veya daha eski olay.
    • Serebro - vasküler patoloji.
    • Kafa Travması
    • SSS enfeksiyonu
    • Febril nöbetler ( yüksek ateş )
    • Doğum Asfeksisi ( Doğumda oksijensiz kalma )
  2. Altta bir SSS bozukluğunun olması ;
    • Doğumsal SSS anomalileri
    • Dejeneratif SSS hastalığı
    • Beyin tümörleri ( primer veya :):):):)statik )
    • Hidrosefali
    • AVM ( Arterio - Venöz Malformasyonlar )
  3. Akut sistemik :):):):)bolik bozukluk
    • Elektrolit bozuklukları; üremi, hiponatremi, hipoglisemi, hiperkalsemi
    • Alkol kesilmesi
    • Eklampsi
  4. İdiopatik ( nedeni belli olmayan )
İlk nöbet ile gelen hastaların genel istatistik olarak % 70 i febril nöbet, % 20 si idiopatik ve yaklaşık % 10 u da semptomatiktir. Belirli bir neden olmadan ( Örn. Alkol kesilmesi ) erişkinde yeni başlamış bir nöbet altta yatan nedeni araştırmaya yöneltmelidir. BT veya MR gerçekleştirilmelidir. Ayrıca sistemik bir inceleme yukarıda belirtilen nedenleri ekarte etmek için gereklidir. Bunların hepsi negatif ise ve yapılmamış ise MR tetkiki yapılmalı, yine negatif ise tümör olasılığını elimine etmek için 1 -2 yılda BT veya MR kontrolleri gerçekleştirilmelidir.
Status Epileptikus
Bir epileptik nöbetin kesilmeksizin ardışık olarak devam etmesi Status Epileptikus olarak adlandırılır ve acil bir durumdur. Status epileptikus 30 dakikadan daha fazla süren nöbetler olarak tanımlanmasına rağmen 10 dakikadan daha uzun süren herhangi bir nöbet için süratle nöbeti önleyici tedavi uygulanmalıdır. Genellikle, Antiepileptik ilaç kullandığı bilinen bir kişide tedavi esnasında ilacın ani olarak kesilmesi, enfeksiyon, ateş yükselmesi gibi nedenlere bağlı olabilir. Serebrovasküler aksidanlar, Santral sinir sistemi enfeksiyonları elektrolit dengesizliği, özellikle kokain olmak üzere drog entoksikasyonları, travma, beyin tümörü ve anoksi de status epileptikus nedenleri arasında sayılabilir. Çocuklarda % 70 SSS enfeksiyonu ve elektrolit dengesizliğine bağlı olarak çıktığı halde erişkinlerde eğer nöbet hastalığı biliniyorsa status epileptikusun en sık nedeni subterapötik ( tedavi düzeyi normalde olması gereken seviyenin altında )antiepileptik ilaç seviyesidir.
Status epileptikus ta ölüm oranı % 10 un altındadır, bu oran çocuklarda % 6 olup % 1 i nöbet esnasında gerçekleşir. Ölüm; nöbete bağlı sistemik nedenlerden ( kardiyak, respiratuvar, renal, :):):):)bolik ) veya nöbet esnasında beyinde gelişen geri dönüşümsüz hasarlardan ya da nöbeti ortaya çıkaran beyindeki primer hasardan dolayı olmaktadır.
Tedavi
Epilepsi tedavisinde amaç nöbetleri tamamen kontrol altına almak veya nöbet sayılarını mümkün olduğunca azaltmaktır. Bu da ancak iyi bir hasta hekim diyaloğu ve kullanılan ilacın düzenli ve yeterli tedavi edici dozda alınması ile mümkündür.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Tıbbın hiçbir şey yapamadığı hastalık!

Arkadaşlar, benim çocuğum bu hastalıkla büyümüş ve dolayısıyla konu başından geçen biri olarak bazı hususları açıklamak istiyorum.
Halk arasında SARA ve tıp dilindeki adı ise EPİLEPSİ olan bu hastalığa maalesef tıp hiçbir şey yapamamaktadır. Şöyle ki, en önce hastalığın beynin hangi bölümünden ve neden kaynaklandığını öğrenebilmek için hastanın Beyin Grafiği yani EEG'si çekilmektedir. Çocuğumun EEG'si çekildikten sonra bize o zaman hastamızı tamamen uyuşturan ve sarhoş edici yan tesirleri olan LİMUNALETTEN adındaki ilaç verildi. Baktık ki, hastamızı ilaçları kullanırken daha yakından sürekli takip etmemiz gerekiyor ilaçları kestik ve durumu doktorlara bildirdik... Bu kez bize afedersiniz nöbet geldiğinde makattan uygulanacak bir fitil tavsiye ettiler. Hastanın ne zaman nöbet geçireceği bilinmediğinden bu fitil uygulamasının yapılması çok zor olacağı aşikardır. Çünkü, siz fitili atana kadar hastanız belki de nöbeti bitmiş ayılmış olacaktır. Netice itibariyle böyle bir hastalığı Rabbimiz kimsenin başına vermesin ve dermanını da aratmasın diyorum.
Küçük çocuk sahiplerinin ateşlenem konularına çok dikkat etmelerini ve havale ile gelen ateş yükselmeerinde kesinlikle çocuğu sarıp-sarmalamamlarını ve mümkünse hemen soğuğa yakın ılık bir banyo yaptırlamalarını salık veriyorum. Çünkü, bu havaele ve ateşlenme konusundaki ihmaller çocukalrın Sara=Epilepsi'ye yakalanmalarının birinci sebebi olarak görülmektedir.
Herekse Sağlık ve Esenlikler dilerim.
 

yesil

Üye
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
64
Tepkime puanı
0
Puanları
0
allah razı olsun....

ben de sara hastasıyım.yaklaşık 10 yıldır.belki daha fazladır. allah tüm hastaların yar ve yardımcısı olsun. amin.....
 

BeHReM

Doçent
Katılım
2 Nis 2007
Mesajlar
618
Tepkime puanı
27
Puanları
28
çok yakınımda da bu hastalık mevcut.ama ne zaman ki bu yazıyı okudum Efendimiz'in(sav)müjdesini duydum üzülmek bir kenara mutlu bile olduğum söylenebilir.


İbn Abbas -radıyallahu anhumâ-dan rivâyete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e bir hâtûn müracaat edip:
-Ya Rasûlallah, ben sar'a illetine dûçar oluyorum. Hem de sar'a hâlinde açılıyorum. Allah Teâlâya duâ ediniz ki, bu illeti benden izâle eylesin, dedi.
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kadına hitaben:

-Dilersen sabret, bu illet mukabilinde sana cennet verilsin. Dilersen sıhhat ve afiyetin için Allah Teâlâya duâ edeyim, buyurdu.
Sonra o hâtûn:
-Yâ Resûlallah, böylece sabrederim. Yalnız sar'a hâlinde açılmamam için Allah teâlâ Hazretlerine duâ ediniz, dedi.
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de, o halinde açılmaması için duâ buyurdular.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Tam olarak bilmiyorum ama

Sara hastalığının bir çeşidinin Cinler sebeb olduğunu söylüyorlar.

Yanlış yorumlamayın bir duyum dan bahsettim.
 
Üst