Fatih Kısaparmak Şiirleri

undersecretary

Doçent
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
720
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
73
Yiğittin
Ben seni acılarda tanıdım
Ve sen fırtınada hiç bırakmadın beni
Ortak oldun gözyaşıma....
Kitaplarımı, yorgun yorganımı ve
Gözlerimin gecelere demirlenişini
Her anlatmak istediğimde sana
Elim varmadı kaleme, yazamadım, sustum
Yiğittin....

Taşa yattık seninle kar yedik,
Yağmuru içtik su diye
Soğuktan nasırlarımız çatladı
Sen ağladın yalnızca ve sessizce
Elimi oğuşturdun Yiğittin....

Çığ düştü çatımıza,
Çöktüm dedim, bittim dedim
Sen sardın beni çulunla
Ulu ekmek ettin bölüştük
Anam gibi sen taşıdın sırtında
Sıvasız duvarlarında yoksul odamızın,
Birlikte batırdık yüreğimize tırnaklarını güneşin
Acılar köprüsünde el ele yürüdük
Zemheride ilkbaharı giyindin
Yüreğini diktin beynime
Çorbamız olmasa da terketmedin Yiğittin....

Mavilerin denizinde ve son durağında yıldızların
Soldurmadın sevdamı soldurmadın umudumu
Kan kustum..Ah! çektim...için için inledin
Sarılınca kollarıma kelepçe sende sarılıp öptün
Zehirli akrebini sevdim zamanın,
Seni getirdiğinde her görüş günü

Gözyaşlarına sor beni kirpiklerine sor
Hasretin acısı küstürse de türküleri
Kavalı sevdim sazı sevdim zehri akıtır diye
Yaşlılık caddesinde taşlara sırt verdik
Yorgunluk limanında su serptin alevine kalbimin
Yiğittin......

Yosunlara bulandığımda,
Yaşamın çığlıkları beni sahile ittiğinde
Göğsümdeki fırtınalar ve titreme denizinde
Ayrılığın anası yapıştığında yakama
Yarsız koymadın beni tuz ekmedin gözüme
Yiğittin.....

Dikenin gülü de olsa hayat
yahut gülün dikeni de olsa
Mil çekmedin yüreğime
sen sevdam kadar sen toprak kadar
Yiğittin.......

Kilim oldun kahrıma,
Sır vermedin ser verdin gönül kapımda
Ben seni acılarda tanıdım
Ve sne fırtına da hiiiç bırakmadın beni
Ortak oldun gözyaşıma
Yiğittin.......
Fatih Kısaparmak
 

undersecretary

Doçent
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
720
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
73
Gitmeliyim
Sen benim ruhsatlı sevdam
Ben senin sevda keşin.
Ya sen varsın, yada sen!
Temmuz geldi, gitmeliyim.
Sen şiir olmuşsan, şiir sensizliktir artık
Çünkü yokluğuna kurşun işlemez
Nicedir gözlerim dalıp gider
Ekin tarlasında rüzgar nicedir sarı değil
Sessiz hüzünlerle yazılmış alnıma
Bir güneşin doğuşunu bekleyerek
Ve bir sevdanın dilinden türküler söyleyerek gitmeliyim
Temmuz geldi...
Babamın ismini verdim oğluma
Koçum benim..
Asi kartallar gibi rüzgarlı doruklarda
Ve kaçıp sana sığındığım geceler
Bütün gözlerim hatırımda
Kalbimde uçuşur en deli kuşlar
Yüreğim denizlenir bir şiirin koylarında
Akar boz bulanık seller içimde
Gözlerin gözlerimde direnir
Ellerin tutuşur elini tutsam
Sen çöl çiçeğisin umutlarımın
Ruhsatlı sevdamsın.
Seni sevmek yaşamaksa ben hiç ölmedim.
Temmuz geldi, gitmeliyim........

Masumduk çocuklar kadar
Acılarla olgunlaştık
Hayattan öğrendik ne biliyorsak
Bu yüzden öfkeliyim yaşanmamış günlere
Çünkü, bir hayat yetmedi seni sevmeye.
Yüzü cama dayalı bir çocuğun
Baba hasretiyle kaç gece bekledim seni.
Kırık bir cam parçasıyken gençliğim
Her gün biraz daha suskunken
Daha bir yorgunken her günden
Üzüm ekşisi bir yeşile cinasken gözlerin
Temmuz geldi, gitmeliyim...
Şarkılar söylerdin, bilinmez makamlardan
Şiirler dökülürdü yüreğinden
Gözyaşlarım mezesiydi hüzünlerinin.
Ya sana doymadan çekip gidersem
Artık, ipe dizip türküleri, tesbih yaparsın sapına
Son kuşlarda gidince, bir gökyüzü az gelir
Gizli bir yas gibi büyür sessizliğim
Ağaçta bir kuş yuvası olurum.
Yabancı gözlerle aynalardayım şimdi
Bir sen kaldın zulasında hayatın birde ben
Birde ayaklanmış öfkem...
Hem dünüm yeniktir sana, hem yarınım
Soframda bir kırmızı gül
Hastayken baş ucumda çorba, ütülü gömleğim
Ekmeğim, aşım, kadınım, can yoldaşım
Kundağım, mezarım, karım
Ve de sevmek kadarımsın
Derdimin tek anlayanı, yüreğimin güleç yanısın
Gün ışığım, gökkuşağım, deli kanımsın
Yürekliysen sende beni sev bu gece
Kunduramı bağlamayı öğrendiğim gün
Kendimi sevdiğim kadar..
Yaşamaksa seni sevmek
Ben hiç ölmedim.
Fatih Kısaparmak
 

undersecretary

Doçent
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
720
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
73


Git

Demek gidiyorsun...
Ben bunu hakketmedim!
Ne varsa aşka ve cesarete dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla gidiyorsun demek!!
Git........
Oysa
Sen öğretmen çıktığın yıl
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi yaprak dökmüştü dar ağacı
Akşamlarım olmuştu ve kuduz gecelerim
Göz yaşlarım ağlarken
Bir uzun yolculuk düşmüştü peşime
O gün bugündür tetikte bir ömrün son kurşunusun
Hiç aklıma gelmezdi gülüm
Buda bana ders olsun!!!!
Demek gidiyorsun...
Böyle olsun istemezdim oysa!!
Hazin vedaların bu baş dönmesi
Cellat kırmızısı bir hüsrandı yollarda.
Sen öğretmen çıktığın yıl
Çırılçılgın bir ağaca soyunmuştu vişneler
Eyvahhhhh.......
Esmer bir ağadı bileylemişsem
Cinnetin ucunu yakmışsam bir kez
Cehennemin nizamiye kapısındaysam
Ateşten bir nehre dönen bu isyan
Hep o gül yangınına kanat çırpar
Ve en korsan şarkılar yüzünü şarapla yıkar.
Gidiyorsun demek...
Ben bunu hakketmedim!!
Ne varsa aşka ve cesarete dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla git.
Hadi durma,gençliğimin vebalini,
Ve sevgisiz hayatımızın bedelini ödemeden git..
Bu şiiri sana armağan ettim
Yanına almayı unutma sakın
Issız gecelerde okur ağlarsın
Kimseler görmese de kanarsın gülüm
Neler çektiğimi o gün anlarsın!!!
Sonbahar yağmuruyla ıslandım sokaklarda
Ağladım ikimize senden çoook uzaklarda.
Şimdi hüzün makamında bütün şarkılar
Bu yorgun ses,bu kör lamba,bu ateşi sönmüş soba
Tanığıdır yanlızlığın,pişmanlığın tanığıdır.
Çünkü,çünkü benim kitabımda, aşk bir defa yaşanır..
Demek gidiyorsun...
Git..........................
Bir yanda ölümün alnındaki ter
Bir yanda suya düşen sardunya
Ve sabahın saçlarındaki kırağı kadar ışıyorsun
Hadi durma,
Sırtlayıp o büyük yangının vebalini
Ve sevgisiz bir hayatın bedelini ödemeden git.
Bilirsin,gecenin en karanlık olduğu an
Sabahın en yaklaştığı zamandır
Ve hiç bir şey hakkında bildiğimiz her şey
Aslında YALANDIR....
Demiştim ya...
Sen öğretmen çıktığın yıl
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi yaprak dökmüştü dar ağacı,
Hüzün sarısı yapraklarını
Akşamlarım olmuştu,kuduz gecelerim
Göz yaşlarım ağlamıştı
Bir uzun yolculuk düşmüştü peşime
Çırılçılgın bir ağaca soyunmuştu vişneler.
Demek gidiyorsun...
Git...
Bu şiiri sana armağan ettim
Yanına almayı unutma
Belki soban sönmüş,kitabın bitmiş,dizlerinde battaniye
Yanlızlığın iç çekişini duyarsın
Paketteki son sigaran
Ve titrek bir mum alevi hüznüyle geçmişe dalarsın
Kimseler görmese de kanarsın gülüm.
SENDE YANARSIN ??????
Fatih Kısaparmak
 

undersecretary

Doçent
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
720
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
73
Ağaçlar Ayakta Ölür

Gün gelir bunları da unutursun
Gün gelir gözyaşını kurutursun
Gün gelir bunları da unutursun
Gün gelir yüreğini avutursun
Zamanla öyle değişirki insan
Gün gelir ateşini soğutursun

Ağlama yaşamak kumar olsada
Ağlama seni vuran yar yar olsada
Ağlama mevsim sonbahar olsada
Ağaclar ayakta ölür
Ağlama seni vuran yar olsada
Ağlama saclarında kar olsada
Ağlama yaşamak kumar olsada
Ağaclar ayakta ölür

Şimdiki aklınla yeniden başlaya bilseydin herşeye
Pişmanlıkların olmazdı bugüngü kadar
Doya doya gülmeleri zaten unuttun
Ve sevmeleri
Ve sevilmeleri
Seneler nasıl da su gibi aktı
Hatırası bile öyle uzak ki
Başını koyupta bir omuza
Güzel şeyleri duymayalı cok oldu
Lanet olsun
Varsın kimseler bilmesin hayatta mısın
Ah``Bu şarkıların gözü kör olsun``

Gün gelir hayata yine doğarsın
Gün gelir kahrolduğuna yanarsın
Gün gelir hayata yine doğarsın
Gün gelir üzüldüğüne yanarsın
Yüzünde acı bir gülümseyişle
Anarsın geçmiş günleri anarsın

Ağlama seni vuran yar olsa da
Ağlama saçlarında kar olsa da
Ağlama yaşamak kumar olsa da
Ağaclar ayakta ölür
Ağlama seni vuran yar olsa da
Ağlama buraya kadar olsa da
Ağlama sonu intihar olsa da
AĞAÇLAR AYAKTA ÖLÜR
Fatih Kısaparmak
 

undersecretary

Doçent
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
720
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
73


Hayat Bana Yalan Söyledi


İlk kez hesaplaşıyorum kendimle...
Tuhaftır kalemi,kâğıdı ve seni
Onca sevmeme rağmen,
Sana ilk kez yazıyorum...

Şimdi sen yoksun, seni düşünmek var.
Çocukkende seni düşünürdüm her gece,
Radyo dinler, şiir yazardım,
Her Çarşamba pazara giderdik annemle,
Babam maaş aldığında baklava yerdik.
Dondurmayı da çok severdik,
Ablam üç top yerdi, ben iki top,
Yalnızca bu yüzden kavga ederdik.

Oysa, oysa hayatımın vaz geçilmeziydi ablam,
Onun da yüzü hiç gülmedi,
Hayırsızın birine kaçıp mahvetti hayatını,
Aklımdan hiç çıkmaz gittiği günkü karanlıklar.

Hüznümü büyüttüm o günden beri, kendimi değil,
Gözlerimde hâlâ bir çocuk ağlar,
Düşlerimi gezdirdiğim bulutlar,
Bir tohumun özlemiydi çiçeğe,
Ve hâlâ kulaklarımda annemin sesi,
Bitirsen şu okulu, bir işe girsen...

Şiirle karın doymadığı doğruydu,
Bak Cemil okudu mühendis oldu,
En güzel kızıyla evlendi Üsküdar’ın,
Evinide aldı arabasını da...

Ben ise bağlama çalardım kendi halimce,
Sesim güzelmiş öyle derlerdi,
Nereden bilirdim,
Hep hüzünlü türküleri söyleyeceğimi?
Hayat bana yalan söyledi.

Mektuplar yazardım Almanya da ki abime,
Okulu bitireceğime söz verirdim,
Masum düşlerimin o en sürgün adasında,
Bakışları uzaklara dalıp giden şarkılar
Ve mevsimsiz solmuş bir çiçek gibi,
Ayaklar altında nasıl ezilirse umut,
Benim de güneşimi işte öyle çaldılar.
Öyle tutsak aldılar sevinçlerimi.


Sensiz geçen ger günü hesabıma yazdılar,
Şimdi öyle uzak ki...
Çay içip simit yediğimiz o günler,
Kardeşine karne hediyesi, uçurtma yaptığım günler
Öyle uzak ki...

Oysa saçaklarda titreyen bir serçenin,
Ekmek tanesine kanat çırpması,
Ve bir anne duası kadar içten sevmiştim seni.
Fener stadında Beşiktaş maçı,
Ve parasızlığımız devam ederken,
Bütün mavilerimi sana vermiştim.
Kaybetmek alnıma yazılmış sanki
Olmadı bir tanem...
Hayat bana yalan söyledi.

Babanın tayini çıkıp ta gittiğiniz o kış,
Yine pençe yaptırmıştık ayakkabılarımıza,
Sana söyleyememiştim ama, işten ayrılmıştı babam,
Kapanmıştı çalıştığı lokanta.

Senet zamanları daha bir çökerdi omuzları,
Ve akşam trenlerinin işçi yorgunluğuyla
Daha bir uzardı raylar.
Sitemlerim bile eğlenmişti hayata,
Öfkeli bir yanardağ isyanlara uyanmıştı,
Üstelik, üstelik sen de yoktun artık,
Oysa, yalnızca sen öpmüştün gözlerimi,
Bir yanı hep eksik kalmış çocukluğumun.

Aslında her insan yenikti hayata,
Ve birazda küskün...
Son trende kaçınca istasyondan,
Öyle kala kalırdık yorgun ve üzgün,
Kendime düşmanlığım bu yüzden,
Hep kendime pişmanlığım...
Şimdi her şeyim yarım,
Fotoğrafının arkasına ne yazdığımı bile çoktan unuttum.

Bir silâhım olsaydı, bir silâhım,
Yoksulluğu şakağından,
Kaybetmeyi kalbinden,
Ve sensizliği alnının tam ortasından vururdum.

Düzmece duygular harcım değildi,
Uzak denizlerin fırtınasıydım,
Karlı dağların kekliği...
Yoksuldum yoksul olmasına ama onurluydum.

Şimdi ne sen varsın, ne o eski sevdalar,
Olsun, üstüme devrilse de bu sağır karanlık,
Akşam olur şairlere gün doğar,
Bir kerecik söyle demiştin, söyleyememiştim hani
İşte şimdi söylüyorum:
Seni seviyorum.
Fatih Kısaparmak
 

undersecretary

Doçent
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
720
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
73
Bugün


Rüzgarın önünü kestiler bugün
Halaya zincir vurdular
Yaprakların bahara borçlu gününü
Çerrahpaşa hastanesine uğurladılar.
Yürüdü topalı rüzgar,gündüzlerin üstüne
Kanatları kırıldı ak bulutlu sabahın
Dilinde türkülerle ve dirençle
Geceye karşı, yürüdü yalın ayak.
Ben bahar demiştim sana
Sen sonbaharı oldun gençliğimin....
Eğrili çarkın eğrileri çoktu
Oysa,eğrinin yanında doğruya yer yoktu.
Rüzgarın önünü kestiler bugün
Halaya zincir vurdular
Sersefil zamanın kırık dökük kızıydın
Tohumların özlem yüklü bulutundasın şimdi.
Ağlasam toprak çatlar utancından.
Sabahın alacası tükenir
Sırıl sıklam uyanır yürüdüğümüz yollar
Bilmeyiz saatler kaça kurulur
Yarınlara sancılanır şafaklar
İçimdeki yangın korkutur seni
Edirne kapıda bir grup vakti
İçimde yemyeşil bir dal kırılır.
Otuz bahar sonrada olsa
Adı sensizlikte olsa yılların
Bir ambulans sireninde ve sedyesinde çaresizliğin
Hatırlarım seni.
Yaşamak türküsü erken bitince
Ömür son limana demirleyince
Anlatacak çok şey kalır doğmamış bebeklere
İşte böyle Zeynep
Kimbilir kaç hasta sabahı bekledi
Benim seni beklediğim kadar.
Bir çocuğun ölümü kadar hazin
Bir segah taksimi kadar yaralı
Ve öylesine aç ki her taze mezar.
Kalem olsa dünyadaki bütün ağaçlar
Bütün denizler mürekkep olsa
Senin şiirini yazamam yinede.
Rüzgarın önünü kestiler bu gün
Halaya zincir vurdular
Görecek göz olmayınca ışığın ne anlamı var
Fatih Kısaparmak
 

izem

Asistan
Katılım
14 Kas 2006
Mesajlar
844
Tepkime puanı
0
Puanları
0
paylaşım için teşekkürler Undersecretary.Yüreğine sağlık şiirlerin hepsi çok güzeldi:)
 

undersecretary

Doçent
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
720
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
73
beğendiğinize sevindim...
Fatih Kısaparmak en sevdiğim sanatçılardandır...
Şiirleri de beni çok etkilemiştir...
Paylaşmak istedim...
Teşekkürler...
 
Üst