Fetih 1453 rekorları alt-üst etti

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Mehter kanuniden sonra Osmanlı hanedanına yerleşti diye biliyorum


Mehter Takımının Tarihçesiyle ilgili asagdaki belgeseli izleyiniz:

http://www.facebook.com/video/video.php?v=102330297704[/QUOTE]

"Fatih zamaninda mehter yoktu" yalanina cevab:



MEHTERİN TARİHÇESİ


Mehter Dünyanın ilk ve en eski alaturka Ordu bandosudur.
Hun'lar zamanındaki adı Tuğ olan ve vurmalı sazlarla nefesli sazlardan oluşan askeri mızıka okulunun Fatih'ten sonra aldığı isim, Hun'lardan beri Türk savaş tekniğinin vazgeçilmez unsuru olan askeri müziğin amacı, çok uzaklardan duyulan ve gitgide yaklaşan gök gürültüsüne benzer yabancı bir müzmin sesiyle düşmanın moralini bozup savaşacak güç bırakmamak, düşmanı teslim almak suretiyle harbi en kısa zamanda bitirmek ve böylece bir bakıma insan kıyımını önlemektir.

Dünyanın en eski askeri bandosu olan mehtere ilk olarak Orhun Kitabelerinde rastlanmaktadır. Bu kitabelerde “Kübürge” ve “Tuğ” olarak anlatılan askeri bandonun,11. yy. yazılmış Divan-ü Lügat-it Türk’te Hakanların huzurunda müzik yaptığını anlatılır. O zamanlarda küvrük (kös), tomruk (davul), çenk (zil) ve nay-i Türkî adındaki sazlardan oluşan “Tuğ” lar, savaşlarda ve özel günlerde müzik yapmaktaydılar. Ayrıca “Tuğ” Türklerde hâkimiyetin de sembolü olmuştur.

Selçukluların T'abılhâne veya Nevbet hane dediği bu kurumda Hunlardan beri ikisi nefesli, dördü vurmalı altı temel çalgı yer almıştır: İslamiyet ten sonra adları zurna, boru (nefir veya şahnay), çevgan, zil, davul ve kös'e çevrilen yurağ, boygur, çöken, çanğ, tümrük ve küvrük. Savaşta ordunun önünde giden kös, davul, nakkare, zil, çevgan, çalpara, çengi harbi, zurna ve boru gibi yüzlerce vurmalı ve nefesli çalgının çalacağı müzik, savaş, tören ve oyun (spor) amaçları için özel olarak bestelenirdi.

Osmanlı imparatorluğuna Anadolu Selçuk Türklerinden geçmiştir. Şöyle ki Osman Gazi'nin kurduğu Beylik; Bizanslılara karşı birçok önlemli savaşlar kazanmış olup topraklarını genişletmiştir. Bu savaşlar neticesinde Osman Gazi'nin, Selçuklu hükümdarı Aladdin Keykubat'a yararlığını göstermek ve bu savaşlarda kazandığı bazı harp ganimetlerini Selçuklu Hükümdarına hediye olarak göndermiştir. Bu arada İnegöl kalesini de kuşatarak beyliğine dâhil ederek büyütmüştür.

Bu olaylardan çok memnun kalan Anadolu Selçuklu Hükümdarı adamlarında KARA BALABAN ÇAVUŞ vasıtasıyla 1284 tarihinde Osman Gazi ' ye bir ferman göndererek kendisini kutlamış ve Emirlik payesi ile İstiklal (EGEMENLİK) sembolü sayılan Tuğ, Âlem Tabıl (DAVUL) Nakkare (ÇİFTENARA) Hakkaniyeti, Adaleti temsilinde Ak (BEYAZ) renkte sancak göndermiştir. Osmanlılarca TABLI ALI'i OSMAN adı ile anılan ilk mehter nevbeti (KONSER) 1289 tarihinde Bileciğin bir kasabası olan söğüdün büyük Mescit meydanında Osman Gazi ve silah arkadaşlarının huzurunda bir ikindi vakti ayakta dinledikleri bir nevbet (KONSER) ile Osmanlının hazarda ve seferde çok büyük hizmetler verecek olan Mehter takımı kurulmuş olur.

Osman Gazi ve silah arkadaşlarının ayak üzre dinledikleri bu nevbet (KONSER) Selçuklu hükümdarına gösterdikleri hürmetten dolayıdır. Bu adet Osman Gazi'den sonraki Padişahlarca da devam etmiştir.

Mehterin aynı makamda birçok parçayı art arda çalıp söylemesine nevbet vurma denirdi. Önceleri günde beş kez her namazdan önce nevbet vuran Mehterhane-i Hakanı, II. Mehmet döneminde yalnız ikindi namazlarından önce çalmaya başladı. Bunun dışında cüluslarda, kılıç alaylarında, zafer müjdesi geldiğinde, arife divanlarında, şehzade ve sultanların doğum ve sünnet düğünlerinde de çalardı. Barış zamanında özel yerinde çalan Mehterhane-i Hakanı, seferde padişahın (o yoksa serdarın) çadırı önünde nevbet vururdu.

17. yüzyılın sonunda ve 18. yüzyılda Topkapı Sarayı'nda Demirkapı denen yerde, ayrıca Eyüp sultan, Kasımpaşa, Galata, Tophane, Beşiktaş, Rumelihisarı, Yeniköy, Kavak, Beykoz, Anadoluhisarı, Üsküdar gibi semtlerde geceleri yatsı namazından sonra ve halkı sabah namazına kaldırmak için güneş doğmadan hemen önce nevbet vurulurdu.
Bu olayı tevid eden Hadidi tarihinde şöyle der:

HENÜZ (HALEN) VAR PADİŞAHLARDA ADET
AYAK ÜZRE DİNLERLER ÇALINSA NEVBET

Mehter takımı yüzyıllar boyunca 3 kıtada Asya, Afrika ve Avrupa'da hazarda ve seferde önemli görevler yapmıştır. Bilhassa savaşlarda Türk ordularına verdiği heyecan ve kahramanlık ifade eden Mehter musikisi marşları ile Türk ordusu karşısında bunalan düşman orduları Türk Sancağından önce Mehter takımına hücum ederek onu susturup saf dışı bırakma faaliyetlerine girişmişlerdir.

16, 17 ve 18. yy.da yetişen Bestekâr ve icracıları eliyle askeri musiki sanatının zirvesine ulaşan mehter musikisi hem savaşlar, hem Osmanlı elçi veya heyetlerine eşlik eden şatafatlı takımlar münasebetiyle tanındığı Avrupa'da önce ordu birliklerini, sonra da bestecileri etkilemekte gecikmedi. Daha 1683'te Viyana'ya yürüyen Jan Sobieski'nin ordusuna mehter etkisiyle vurmalı çalgı arttırılmış bir askeri bando eşlik etmişti. Batılıların çoğunlukla Yeniçeri müziği anlamına gelen terimlerle adlandırdıkları mehteri ilk uygulayan Lehler oldu (l741): Avusturya, Rusya, Prusya ve İngiltere de arkalarından geldi.

Daha sonra mehter, bünyesinde barındırdığı sazlardaki değişikliklerle kapatıldığı 1826 tarihine kadar gelişmesini sürdürür.

Mehterhane 1828'de II. Mahmut tarafından kapatılmış, bunun yerine III. Selim'in yakın dostu Napolyon'un emekli bando subayı Giuseppe Donizetti'ye Mızıka-i Hümayun adlı Batı kopyası saray bandosu oluşturulmuştur.
Dünyanın ilk askeri bandosunun tekrar yaşatılmaya başlanması ise Eski Yeniçeri bandosunu ve ordusunu sembolik olarak temsil etmek için mehter: 1914 yılında askeri müze bünyesinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemde Mehter musikisini icra eden icracılara ek olarak, bir tuğ takımı ile yeniçeri ortalarını sembolik olarak temsil eden tarihi birlikte mehtere ilave olmuştur. Böylece askeri müzede faaliyete geçirilen mehtere tarihi bir hüviyet kazandırılmıştır.

1.Dünya savaşı, Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında askeri müzede varlığını sürdüren mehter: 1935 yılında tekrar kaldırılmıştır.
1952 yılında ise askeri müze bünyesinde Mehter takımını yeniden kurdurularak daha sonraki yıllarda kurulacak Mehter takımlarının da önünü açmıştır. Bu tarihten sonra da Cumhuriyet Türkiye’sinde günümüze kadar yaşatılmıştır.


http://www.mehter.biz/anasayfalar/Turkce/tarih/tarih.htm


İSTANBUL'UN FETHİNDE MEHTER


Fatih Sultan Mehmet, Fethin devam ettiği bir sabah şafakla beraber topçularının yanına gitti. Toplar atılırken, Okmeydanı'na dolmuş binlerce ulema, hep bir ağızdan tekbir getirmeye başladılar. Yüzlerce davul ve zurnadan oluşan devasa bir mehteran düşünün. Osmanlı ordusuyla beraber, savaş meydanında bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul surlarının önüne geldiğinde, 300 kişilik mehter takımında, 100 zurna, 70 davul durmadan çalıyor; kalp ve ruhları coşku ve heyecana getiriyor. Okmeyda'nındaki ikinci mehter de Haliç surlarına hücum eden kıtaların harp şevkini artırıyordu. Gök gürültüsünü andıran korkunç ve insanın içini ürperten sesler çıkarıyorlar, topların seslerini bile susturuyorlardı. Yine Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'a giren muhteşem zafer alayının ortasında, gözlerini yıkılmış surlara dikti, sonra atını ileri sürdü. Maiyet bölükleri, yeniçeri arkasındaki mehteran, davul ve zurnalarını çalarak devirler açıp kapayan, asırlar önce müjdelenmiş olan bu mutlu güne mutluluk katıyor ve cenk havası çalıyordu. Zaferlerden sonra ezan okunur ve mehter çalınırdı.


http://www.mehter.biz/anasayfalar/Turkce/tarih/tarih.htm
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
"Ey Fitneciler"miş :) Girişe bakın. Küfürden sonra yönetim seni kısa bir süre dinlendirdi -ceza vermek yerinde dinlendirmeyi seçtiler kısacık bir süre-, sen de hızlı bir giriş yaptın yine. Küfürbaz adam bize fitneci diyor, neden, film izlenebilir dediğimiz için ve bir gerçeği söylediğimiz için :)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
"Ey Fitneciler"miş :) Girişe bakın. Küfürden sonra yönetim seni kısa bir süre dinlendirdi -ceza vermek yerinde dinlendirmeyi seçtiler kısacık bir süre-, sen de hızlı bir giriş yaptın yine. Küfürbaz adam bize fitneci diyor, neden, film izlenebilir dediğimiz için ve bir gerçeği söylediğimiz için :)

Şimdi Yeni Osmanlı neden ceza aldı merak ettim, yoksa yine aynı küfrü mü etti? Ona göre yönetimin çirkin işini söyleyeyim, eğer öyle ise...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Herhalde öyle olmuş, gelen profil mesajına göre. ŞİMDİİİ... Bakın ceza nasıl anlatılıyor:

"Yeni-OSMANLI daha önce kullanıp uzaklaştırıldığı ithamı futursuzca yinelediği için iki hafta forumdan uzaklaştırılmıştır."

itham: Suçlama, suçlu görme

Yeni Osmanlı "deyyus" diye küfrediyor, bunun adı küfür değil itham oluyor. Yönetim bu küfre itham demiş. Yani Yeni Osmanlı beni o şekilde suçlamış sadece. Küfür değil. Peki deyyus ne demek? Deyyus karısını, kızını pazarlayan insana denir. Bunun adı küfür değil yönetimce itham etmek oluyor. Peki ceza da vermeyin o zaman, suçlamasında hata etmiş, yanılmış deyin geçiiştiririn. Zaten ceza da vermiyorlar. Dinlensin diye kısa bir süre yazmadan takip et deniliyor. Demek ki birileri aşk ile bağlı Yeni Osmanlı'ya.

Aynı yönetim, bana deyyus diye küfreden -ki bu küfür yüzünden insanlar birbirini öldürür ama burada sadece dinlensin tekrar gelsin küfretsin diye kısa bir süre uzaklaştırılıyor- bu adamın yaptığı işi sadece bir "itham" olarak değerlendirip dinlendirirken o şahsı, şu şahıs bana şöyle küfretti diye lafını alıntılamam yüzünden bana şöyle bir ceza vermiş:

"Argo Kelime Kullanmak" :)

Adam terbiyesizliğin ve ahlaksızlığın en nihayetinde bir şekilde küfredecek, itham etti diye dinlendirilecek, ben lafı alıntıladım buna ceza yok mu dedim diye argo konuşmuş oldum :) Neyse dediğim çıktı, dinlendi geldi yine küfretti. Ay pardon itham etmiş sadece! Biraz daha dinlensin güç toplasın daha büyük ithamını da eder, birileri mutlu olur.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Allah rızası için azıcık merhamet
Bir yandan başka bir konuya bakıyorum
dün yedi buçukta yazmış mesajı fark etmemişsin raporlamamışsın
geneli kast ederek filmde müstehcenlik yok demenin tanımını yine o kelimeyi vererek yapmış

itham dan kastım küfür idi,küfür yazmak istemediğim için itham kelimesini tercih ettim
@talib kardeşim inanın çok üzerime geliyorsunuz...
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
internete düşse de bi de biz izlesek şu filmi neymiş degilmiş :)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Allah rızası için azıcık merhamet
Bir yandan başka bir konuya bakıyorum
dün yedi buçukta yazmış mesajı fark etmemişsin raporlamamışsın
geneli kast ederek filmde müstehcenlik yok demenin tanımını yine o kelimeyi vererek yapmış

itham dan kastım küfür idi,küfür yazmak istemediğim için itham kelimesini tercih ettim
@talib kardeşim inanın çok üzerime geliyorsunuz...

küfrün adı itham oldu..

ben de dedim ki, lafı alıntılayıp bana böyle küfür var. argo konuşmak cezası verilmiş tecrübe puanlarında. Bu nasıl iş Allah aşkına.

küfredene ki küfür öyle ağır ki, kızını, karısını satıyor diyor adam, tümden yasaklanmasını geçtim, bir hafta dinlendiriliyor, aynı küfü tekrar ediyor, iki hafta dinlendiriliyor, ki küfürden değil ithamdan sayılıyor. ne dememi beklerdiniz, Yeni Osmanlı kardeşim hata ediyorsun, ithamın yanlış, ben eşimi kızlarımı satmıyorum, kusura bakma demek böyle bir intiba bıraktım sen de mi demem lazım? ya hu porno site olsa, böyle küfredene site kurallarına aykırı diye ceza verilir, ikincisini etse hiç durdurulmaz. burada küfürden bile sayılmıyor, küfrü yiyine de argo konuştun deniliyor. Bir garip iş. Çok bilinçli bir yönlendirme var sanki. Benim profilime bakan argo konuşan biri zanneder, Yeni osmanlıya bakan bir şey görmez, cezaları araştırsa, sadece bir iki itham etmişde, ufak tefek uzaklaştırımış zanneder.

Kimseyi de Yeni Osmanlı'yı seviyor diye yargılayamam. Sever, görmek ister, küfrüde hoşuna gider, ayrı şeyler. Ama yönetim bu demek değil. Tabi kime diyorsun? Bilnçli işler varsa içeride... Oyun belki de onların istedikleri gibi devam ediyor.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Filmin en önemli kısmını yazmayı unutmuşum
En sonunda Fatih Sultan Hristiyan bir kız çocuğunu kucağına alıp onu öpüyor
Ve onlara diyor ki 'istediğiniz şekilde inancınızı yaşamaya devam edebilirsiniz'

Diyalog tartışmalarını görünce aklıma geldi film bile olsa bu mesajı son nokta vermişler ...
Sireti yeniden gözden geçirelim ,benzer bir hadise hatırlayanınız var mı?
Hz Ömer fitne sebebiyeti nedeniyle şahısları bile sürgüne gönderebilirken
Nefsin en çok zorlanacağı ve etkileneceği dini hayata geçirme noktasında bu derece esneklik olabilir mi?
 

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Fetih 1453 hakkındaki izlenimlerimiz!

Fetih 1453 Filmini Tarihini seven kişiler HEYECANLA BEKLEDİK doğal olarakta olarak ilk günü izledik … malesef.



Selamun Aleyküm, Filmi ilk gün izledik. Heyacanlada bekledik nede olsa ecdaddan haber var. Hemde görsel olarak bişeyler göreceğiz umuduyla hakaten seyretmeden tavsiyelerde ettik. Sitemize dahi aldık .

ilk olarak,

Teknik, ekipman ve görsellik olarak bu zamana kadarki en fazla çaba sarfedilen emekler harcanan türk filmi deyebiliriz ama tarihi bir film olarak biraz ağır olacak amma beş para etmez.!!!

Sebebi mi ?

Çünkü bizim tarihimiz normal bir tarih değildir. Yani tarihimizin hep Allah ın izni ile ilahi bir boyutu vardır. Sefere çıkan Osmanlı ordusunda, Rabbimizin Cihad emrini yerine getirme ve Dini Mübini İslamı Aziz etme gayreti vardır.

Yani bizim tarihimize baktığımızda 1/100 veya 1/10 gibi farklı boyutlarda düşmanla şavaşmışız. Mantık yok. Asker yok. Teçhizat yok. Kazanma şansımız matematiksel olarak sıfır olduğumuz savaşlar yapmışız.

Hep iman ile, Allah, Peygamber aşkı ile Din namus sevdası uğruna savaş yapmışız. Heleki bu Fatih Sultan’ın ordusu olunca Hakkında da hadisi şerif olunca durum tamamen ilahi bir boyut kazanıyor .

__________________________

İsmail Hakkı Bursevi’nin Ruh’ul Beyan Tefsirinde şu olay anlatılır ” Musa A.s Bir orduyla savaşa girecekken, karşı tarafın düşman komutanı dedi ki ” Bu peygamberdir muhakkak yardımı bizden fazladır. Amma kadınlarımızdan birini onların içlerine gönderelim onlardan biri zina ettimi hayatta kazanamazlar.”

Hakatende kadınların geceleyin Musa A.s askerlerinin içine geceleyin gizlice saldılar. Musa a.s Komutanlarından biri çadırında bir kadınla zina etti. Sabaha karşı da 2 ordu savaşa tutuştu.

Başlarında Musa a.s olduğu halde kazanamadılar. !!!

Neden ? Peygamber başlarında iken emrindeki biri zina etti. Musa. a.s o zatı def etti amma savaşta kaybedilmiş oldu.

BURADANDA ANLIYORUZ Kİ HAKKINDA HADİS OLAN BU FATİH SULTAN ve ORDUSU Yeminde etsek başımız ağrımaz Tüm hepsi sünnet üzere idi. Yoksa Rasulullah Hepsine neden hayırlı desin. İşte yardımda Allah’ın izniyle böyle geldi.

__________________________




Ama gelgelelim çok övülen FETİH 1453 filmine;

Filme baktığımızda Peygamberimizin müjdelediği Fatih Sultan Mehmet Han ve askerleri 2. planda kalırken ön plana 2 kişinin aşkı çıkıyor.!!!

Filmde İslami ilimlerle yatişen Fatih’in daha 21 yaşında ulaştığı cihat ruhu yerine kanı kaynayan, gençliğin verdiği bir külhanbeyliğinin olduğu işlenmiş, İslam ve cihat vurgusu es geçilmiştir. Yani sanki Fatih Sultan Mehmed bu fethi Peygamberi’nin müjdesine nail olmak için değil de, kendisini ispatlamak için yapmış… Böyle bir izlenim veriyorlar.

Şu gerçeği bütün tarihçiler kabul eder ki, Osmanlı’nın fethe katılan komutanlarından askerlerine kadar hepsi iman yönünden zirvede olan insanlardır. Filmde ise Fetih tamamen maddiyata dökülmüş, askerin iman islam Ehl-i Sünnet değerleri yok sayılmıştır.

Osmanlı ordusunun savaş için bıraktığı pala bıyık ve olmazsa olmazı sakala yer verilmemiş, yiğit Osmanlı askerleri sıradan figüranlar ile canlandırılmıştır. Bazılarındaki Amerikan traşı da gözlerden kaçmayan ayrıntılardır. (Ebu Eyyüb-el Ensarinni kabrinin fetihten önce bulunması gibi bir çok saçmalık mevcuttur. Bunlar tarih kitaplarına hiçmi bakmadı ?)

Her sinemada olduğu gibi olmazsa olmazları kadınlar unutulmamış, örtü ve tesettür olayı çok açık bir şekilde çarpıtılmıştır. Osmanlı’nın bazı önemli askerleri karı-kız düşkünü ve çapkın olarak lanse edilmiştir.

Hadis-i Şerif le sabit bu askerler en hayırlı askerler iken böylemi anlatılması lazımdı. Ön Plana 2 şey çıkacakken 2′side arka plana itilmiş.! Arka plana itilen bir diğer zatta Akşemsettin hazretleri filmin neredeyse yarısında olaya dahil oluyor. Halbuki fetih öncesinden itibaren Fatih Sultan Muhammed han’ın odasından ayrılmadığı bu büyük zata gereken önem verilmemiş. Fatih Sultan ” istanbul’a girdiğinde ” Fethin asıl sahibi budur. Şehrin anahtarını ona veriniz.” buyurup eliyle işaret ettiği zat ne kadar önemsiz olabilir ki !

Kaldı ki mübarek bir zat olan hatta Sahibul fetih dedikleri Ulubatlı Hasan’ı da haşa çapkın asker gibi göstermişler. Ya Akşemsettin hazretlerinin tavsiri ve filmdeki dialoğları tam bir saçmalık örneği.

Gemiler 2 dakika yürüdü karada evet, ve cup diye düştü biri denize ama bu kadar mı ? bu muazzam olay için 2 dakka bile sürmeyen sahneler hazırlanmış. !!

Hatalardan biride 2.Bayezid’in annesi Gülbahar Hatun denilmiş. Hatta filmde lanse edilen Emine Hatun’la Gülbahar Hatun’un farklı kişiler olduğu da doğru değildir. İkisi de aynı kişidir.

Kısaca film resmen islamiyetten önceki türk filmlerinin tadında olmuş desek yeridir. Fark yapan görsellik var sadece.

Seyredenler olur diye detaylara girmiyoruz. Aslında söylenecek çok şey var. Seyredenler olurda etkilenen olur belki ecdaddan.

İşte bizimkilerde bundan öteye gidemiyor malesef.

Bizim için muhteşem Yüzyıl filminden görsellikten başka pek farkı olmadığı kanaati oluştu.

Keşke bir tarih kitabına bakılsaydı. Yada uzmana danısılsaydı. Sadece seyretmek için bir film olmasaydı ! Feridun M. Emecen ‘in fetih ve Kıyamet adlı eserini tavsiye ederiz. Muazzam anlatmış tarihi kaynak ve vesikalarla.

Fatih Sultan Muhammed Han’ın Şahsi dünyası, kişisel görüşleri, evliya ve ulemaya Bağlılığı 21 yaşında “Fatih” olmasını sağlayan etkenler anlatılsaydı. İstanbul’u almak için kurduğu hayalleri yorumlansaydı, islam ve dini mübini islamı aziz etme gayreti işlenseydi belkide ortaya bambaşka bir ” FETİH ” çıkabilirdi.



Bakın şiirinde ne diyor o büyük sultan ….



İmtisal-i cahid-ü fillah oluptur niyyetum
Din-i İslâm’ın mücerred gayretidur gayretum

Fazl-ı Hakk ü himmet-i cünd-i Ricalullah ile
Ehl-i küfrü ser-teser kahreylemektir niyyetum

Enbiya vü evliyaya istinadım var benum
Lütf-i Hak’tandır hemen ümid-i feth-i nusretum

Nefs ü mal ile nola kılsam cihanda ictihad
Ham-ü lillah var gazaya sad-hezaran rağbetum

Ey Muhammed mucizat-ı Ahmed-i Muhtar ile
Umarım galip ola a’da-yı dine devletum …
….

Allah yolunda savaşmaktır niyetim, İslam dininin mücerred gayretidir gayretim ,
Allah’ın ve evliya ordusunun yardımıyla, Küfür ehlini baştan başa kahreylemektir niyetim,
Peygamberlere ve evliyaya dayanmışlığım var benim , Allah’ın lütfundandır fetih ümidim ve kuvvetim,
Nefsimi ve malımı dünyada feda etsem ne olur? Hamd olsun, var yüzbinlerce gazaya rağbetim ve kudretim,
Ey Mehmed! Muhammed Mustafa’nın mucizeleriyle Umarım galip olur din düşmanlarına devletim.



BİR TARİHİ KAPATAN BU OLAY BÖYLEMİ ANLATILMALIYDI ? Kafirin elinde böyle bir malzeme olsa neler yapabileceklerini siz düşünün !!!

ÜZÜLEREK BELİRTİYORUZ Kİ; KESİNLİK LE BU FİLM FETİH 1453 değildi…



____________________________

Not: Muhteşem Yüzyıl’ın Tarih danışmanı Doç. Dr. Erhan Afyoncu filmi eleştirmiş demiş ki aklınca “eksiklikler var tam uyulmamış kitaplara ” buyurmuş efendi !!! Şimdi ne demek lazım burda ………… artık noktaları siz tamamlayın tükürsek yüzüne tükürüğe yazık olur herhalde. Bu adamın Kanuni ‘yi haremden çıkmayan biri gibi göstermesi kitaplara uygun oluyor ama Fetih 1453 olmuyor !! Geçenlerde tv programında bizzat işitmiştik kendisinden şu aşağılık lafını “Bizde tarih gereğinden çok kutsal sayılıyor”…

Karakter olarakda neresinden tutsak elimizde kalan bu adamlar başımıza şimdi tarihçi olmuş. Ecdad Din uğrunda İslami aziz etme uğrunda cihad etti mantığını kendisine yediremeyen tek dertleri midesi olan fakat değerleri arkalarından çıkan dışkısı olan bu gibiler bizim nezdimizde ancak ecdad’ın lağım atıkları olur…

Ağır mı oldu ? Vallahi onların bu tv dizileri ve sözleri bizim ağrımıza daha çok gidiyor.

Kanlarını, canlarını ve mallarını bizim için, bizden sonraki nesillere islamı aktaralım hristiyan yahudi olmasın için harcayan bu ecdada vefa borcumuz varken malesef biz daha yaşarken küfür ettiriyoruz. Hata onlarda değil aslında. Onlar ********liklerini yapıyor.

Hata Ecdada sahip çıkamayan onların mantelitesinde olamayan bu uğurda tırnağını bile veremeyen çekinen korkan ve hep arkasına bakan bizlerde ….


http://www.sapitanlar.com/index.php/fetih-1453-hakkindaki-izlenimlerimiz/
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Gişede büyük başarı yakalayan "Fetih 1453" filminden büyük sürpriz. ...

[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]6, 5 milyon gişe ile Türk sinema tarihinin en çok izlenen filmi olan 'Fetih 1453'ün yeni yayın döneminde 'Fetihten Sonra' isimli dizisi geliyor. [/FONT]

[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]İlk dört bölümü Fetih 1453 filmi oluşturacak. Devamını ise Fatih Aksoy dizi olarak çekecek. Böylece Show TV de dönem dizisi açığını kapatmış olacak.

Habertürk'ün haberine göre İstanbul'un fethini konu alan Faruk Aksoy imzalı "Fetih 1453" filmi daha vizyona girmeden ses getirmiş, fragmanı 24 saatte 1 milyon 670 bin kişi tarafından izlenmiş ve 16 Şubat'ta seyirciyle buluştuktan sonra da yaptığı gişe ile sinema salonlarını kasıp kavurmuştu.
[/FONT]
 
Üst