Her Güne Bir Hadis (inşAllah)

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
04 Ocak 2011 29 Muharrem 1432

Maksatlı Kullanılan Tek Mekân

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (Tevbe, 18)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Mescidler ne için yapılmışlarsa ancak o maksatlarla kullanılacak mekânlardır.” (Müslim, Mesâcid 80, 81. İbni Mâce, Mesâcid 11)

Ebû Hüreyre (ra)’den gelen bir rivâyette şöyle buyrulmuştur:

“Dünyâda asıl garip olan şu dört şeydir:

Zâlimin hâfızasında bulunan Kur’ân, müslüman bir bölgede bulunup içinde namaz kılınmayan mescid, bir evin duvarında asılı durduğu hâlde okunmayan Mushaf ve fenâ bir zümre içinde yaşayan sâlih kimse.” (Deylemî, III, 108/4301)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Muksit: Adaletle hükmeden, bütün işlerini uygun ve denk olarak yerli yerinde yapan, mazlumların hakkını zalimlerden alan, her işinde dengeyi kuran demektir.

Kısa Günün Kârı

Allah’ın mescitlerini koruyup gözetelim ve imar edilenlere yardım edelim.

Lügatçe

imar etmek: Bayındırlaştırmak.
zümre: Topluluk, grup.
 

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
05 Ocak 2011 01 Safer 1432

Rabbine Dön!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Sen O’ndan, O da senden râzı olarak dön Rabbine!” (Fecr, 28)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Allah, hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar.” (Buhârî, Merdâ 1)

Hz. Yâkûb (as) üstüste gelen musîbetler sebebiyle hâlini, “Bana düşen ancak sabr-ı cemîldir.” diyerek beyân eder.

Dayanılmaz hastalık ve iptilâlara mâruz kalan Eyyûb (as), hanımının: “Rabbine duâ et de bu muzdarip hâlin son bulsun.” şeklindeki talebine:

“– Hak Teâlâ bana seksen sene sıhhatli bir ömür verdi. Henüz o kadar hastalık çekmemişken sıhhat istemekten hayâ ederim.” mukâbelesinde bulunmuştur.

İbrâhim (as) da ateşe atılırken yardıma gelen meleklere:

“– Ateşi yandıran kimdir? O benim hâlimi biliyor. Sizden bir talebim yok!” buyurmuştur.

Aslında nefsin tezkiyesi yolunda kat edilen merhaleler, bunlardan ibâret olmakla berâber, kemâlât ehline tevdî olunan hizmetler îtibâriyle bir merhale daha vardır ki, ona da nefs-i kâmile veya nefs-i sâfiye denir. (Osman Nuri Topbaş, İmandan İhsana Tasavvuf, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Câmi’: Bütün iyilik ve güzellikleri, erdem ve övgüleri zatında toplayan, evrendeki tüm varlıkları, tam bir âhenkle toplayıp düzenleyen, tabiatları zıt olan birçok unsuru birleştiren, insanları birbirlerine sevdirip kalpleri ısındıran, mahlûkatı hesaba çekmek ve insanlara, kazandıklarının karşılığını vermek için, kıyamet gününde bir araya toplayan demektir.

Kısa Günün Kârı

Her şeyin Rabbimizden geldiğini unutmayalım.

Lügatçe

musîbet: Ansızın gelen felaket, sıkıntı.
muzdarip: Sıkıntı, ıstırap çeken.
hayâ: Utanma.
 

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
06 Ocak 2011 02 Safer 1432

Komşularımızın Hakkına Saygılı mıyız?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“…Anaya, babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere ihsân ile muâmele edin, iyi davranın…” (Nisâ, 36)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Cebrâîl bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine mîrasçı kılacak zannetmiştim!” (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140)

Peygamber Efendimiz (sav) komşu haklarını şöyle açıklar:

“Bir kişi, ehline ve malına gelecek kötülükten korktuğu için kapısını komşusuna kapalı tutmak zorunda kalıyorsa, o komşu, gerçek mü’min değildir. Aynı şekilde şer*rinden emîn olunmayan komşu da gerçek mü’min değildir.

Komşu hakkının ne olduğunu biliyor musun? Senden yardım dilediğinde yardım etmen, borç istediğinde vermen, muhtaç olduğunda ihtiyacını görmen, hastalandığında ziyâret etmen, bir hayra kavuştuğunda tebrik etmen, musîbete uğ*radığında tâziyede bulunman, öldüğünde cenâzesine katılman, izni olma*dıkça binânı onun binâsından daha yüksek yapıp rüzgârına mânî olmaman, çorbandan az da olsa ona da göndermek sûretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemendir. Bir meyve satın aldığında ona da hediye et, eğer bunu yapamazsan meyveyi evine (komşuna göstermeden) gizlice getir. Onu çocu*ğun da dışarı götürüp, komşunun çocuğunu özendirmesin.” (Beyhakî, Şuab, VII, 83; Kurtubî, V, 120-123)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Ğaniyy: Kendisindekiyle ve mâlik olduğu şeyle kâmil olup müstağnî olan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, zatında ve sıfatında başkası ile ilgisi olmayan, herkesin kendisine muhtaç olduğu, çok zengin olan demektir.

Kısa Günün Kârı

Bugün en yakın komşumuza bir şey hediye edelim.

Lügatçe

mâlik: Sahip.
taziye: Baş sağlığı dileme.
 

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
Sadaka Malı Eksiltmez

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir.” (Bakara, 271)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Sadaka vermekle kulun malı eksilmez. Uğradığı haksızlığa sabredenin Allâh şerefini artırır. Dilenme kapısını açan kimseye, Allâh fakirlik kapısını açar.” (Tirmizî, Zühd, 17)

Nebî (sav), infâkın mala bereket getirdiğini açık bir şekilde ortaya koyan şu ibretli hâdiseyi anlatmıştır:

“Sahrâda yolculuk yapmakta olan bir adam, semâdaki bir buluttan «Falanın bahçesini sula!» diye bir ses duydu. Bundan sonra o bulut, kara taşlık bir yere saptı ve oraya suyunu boşalttı. Adam, suyun tamâmının bir derede toplandığını hayretle gördü ve suyu tâkip etti. Bir de baktı ki adamın biri, elindeki kürekle suyu oraya buraya çevirerek bahçesini suluyor. Ona:

“-Ey Allâh’ın kulu! Adın nedir?” diye sordu. Adam, daha önce buluttan duyduğu ismi söyledi, peşinden de:

“-Ey Allâh’ın kulu! Adımı niçin soruyorsun?” dedi. O da:

“-Ben şu suyu yağdıran buluttan, senin adını vererek, «Falanın bahçesini sula!» diye bir ses duymuştum da onun için sordum. Sen ne yapıyorsun ki bu lutfa mazhar oldun?” dedi. Bahçe sâhibi:

“-Mâdem ki merak ediyorsun söyleyeyim. Ben bu bahçenin ürününü hesap ederim; üçte birini sadaka olarak dağıtırım, üçte birini çoluk çocuğumla birlikte yerim, üçte birini de tohumluk olarak ayırırım, dedi.”” (Müslim, Zühd, 45)

Bu bahtiyâr zât, sırf cömertliği sâyesinde, çöl gibi suyun çok az bulunduğu bir yerde, Cenâb-ı Hakk’ın eşsiz lutfu sâyesinde, müstesnâ bir şekilde bahçesini sulayabilmekte ve bereketli mahsûller elde edebilmektedir. (Dr. Murat Kaya, Üsve-i Hasene-1, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Muğnî: Kullarından dilediğini zengin kılan demektir.

Kısa Günün Kârı

Sadakalarımızı gizleyerek verelim.

Lügatçe

mazhar: Bir iyiliğe erişmiş, erişen.
müstesnâ: Apayrı.
 

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
08 Ocak 2011 04 Safer 1432

Allah’a Yönelin

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.” (İhlâs, 1,2,3,4)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Dîninde ihlâslı ol! Böyle yaparsan az amel bile sana kâfî gelir.” (Hâkim, IV, 341/7844)

Ebû Cehil’in oğlu İkrime, azılı bir İslâm düşmanı olduğu için Mekke fethedildiğinde ölüm korkusuyla bir gemiye binerek kaçmıştı. Denizde fırtınaya yakalandılar.

Gemidekiler:

“–Artık şimdi ihlâslı olup (yalnız Allah’a yönelin)! Zira burada ilâhlarınız size bir fayda veremez” dediler.

Bunun üzerine İkrime şöyle dedi:

“–Vallâhi, denizde beni ancak ihlas kurtarırsa, karada da ihlastan başkası kurtaramaz. Allah’ım, sana söz veriyorum; eğer beni içinde bulunduğum şu felâketten kurtarırsan, Muhammed (sav)’e gidip elimi eline koyacağım ve onu affedici ve kerem sahibi olarak bulacağım.”

Fırtınadan kurtulan İkrime (ra), kararını tatbik ederek hemen Peygamber Efendimiz’e geldi ve müslüman oldu. (Nesâî, Tahrîmu’d-Dem, 14/4064)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Mâni’: Kötülüklere engel olan, dilemediği şeylerin olmasına izin vermeyen, kendilerine zarar verecek şeylere mani olmak sûretiyle dostlarına yardımda bulunan demektir.

Kısa Günün Kârı

Allah’a içtenlikle bağlı olalım.

Lügatçe

samed: 1. Pek yüksek, ulu, ali. 2. Daim, ebedi. 3. Kendisine muhtaç olunan.
ihlâs: 1. Temiz sevgi ve yürekten bağlılık. 2. Saf ibadet.
 

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
Ben Artık Isınamıyorum!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.” (Hucurât, 10)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)

Hz. Mevlânâ buyurur:

“Şems (ks) bana bir şey öğretti:

“Dünyada bir tek mü’min üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin!”

Biliyorum ki yeryüzünde üşüyen mü’minler var; ben artık ısınamıyorum!..”

Çile çekenin hâlinden, yine çile çeken anlar. Çilekeşin dostu, yine çilekeştir. Mü’min, mâtemlerin civârında, yalnızların yanıbaşında olmalıdır. (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Aralık-2010)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

ed-Dârr: Zarar verenleri ve zararlı yönleri de olmak üzere her şeyi yaratan, elem verici şeyleri de halk eden demektir.

Kısa Günün Kârı

Kendimizi düşündüğümüz gibi başkalarını da düşünüp yardımcı olalım.

Lügatçe

uzuv: Organ.
 

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
Peygamberimizin Sünnetine Sarılalım!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Rasûlullah, nefsinin arzû ve istekleri doğrultusunda konuşmaz. Onun söyledikleri kendisine vahyedilenlerden başka bir şey değildir.” (Necm, 3,4)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Herhangi bir konuyu size emredip yasaklamadığım sürece, siz de beni kendi halime bırakınız. Sizden önceki ümmetleri çok sual sormaları ve peygamberlerine karşı münakaşaya dalmaları helâk etti. Size herhangi bir şeyi yasakladığım zaman ondan kesinlikle sakınınız, bir şeyi emrettiğimde de onu, gücünüz yettiği ölçüde yerine getiriniz.” (Buhâri, İ’tisâm 2; Müslim, Hac 412, Fezâil 130-131)

Ebû Necih İrbâz İbni Sâriye (ra) şöyle dedi:

“Rasûlullah (sav) bize çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten dolayı kalpler ürperdi, gözler yaşardı. Bizler:

“-Ey Allah’ın Rasûlü! Bu öğüt, sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, öyleyse bize bir tavsiyede bulun,” dedik. Bunun üzerine:

“-Size, Allah’a çok saygı duymanızı, başınıza bir Habeşli köle bile yönetici olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra sağ kalıp uzunca bir hayat sürenler pek çok anlaşmazlıklar görecekler. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn’in sünnetine sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at sapıklıktır” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 16)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

en-Nâfi’: Hayır ve menfaat verici şeyleri yaratan, iyiliğe ve maksuda ulaştıran, kulunu hayra ve iyiliğe yönelten kapıları açan, ahretine faydalı olacak şeye kavuşturan demektir.

Kısa Günün Kârı

Gücümüz yettiğince Peygamber Efendimiz’in sünnetleri uygulayayım.

Lügatçe

Hulefâ-yi Râşidîn: Peygamber Efendimiz (sav)’den sonra halifelik yapanlar.
bid’at: Kelime itibariyle sonradan ortaya çıkan şey, yenilik olup, İslam hukukuna göre örneksiz bir şey yapmak, yepyeni bir iş ortaya koymak, genel kanaata aykırı davranışta bulunmak ve daha önce benzeri olmayan bir şeyi icat etmek gibi anlamlara gelir.
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...



Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar.

"Buhari, Enbiya 2"
 

cicek demeti

Sükut
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
11,683
Tepkime puanı
3,778
Puanları
0
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)


Enes'in (r.a.) naklettiğine göre: Hz. Peygamber (a.s.) büyük günahlar olarak şunları saydı: "Allah'a ortak koşmak, ebeveyne eziyet etmek, cana kıymak ve yalan söylemektir."

Müslim, İman, 144 (l, 91)
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...



Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Nimetleriyle sizi beslediği için Allah'ı sevin. Beni de Allah sevgisi için sevin. Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin

"Tirmizi, Menakıb"
 

MECZUP

Profesör
Katılım
5 Ağu 2010
Mesajlar
887
Tepkime puanı
178
Puanları
0
Konum
Bî mekân..

اَلدِّءنء النَّصِءحَةء قءلْنَا: لِمَنْ )ءَا رَسءولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسءولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمءسْلِمِءنَ وَعَامَّتِهِمْ

(Allah Rasûlü) “Din nasihattir/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

Müslim, Ymân, 95.
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...



Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Üç şey vardır; her birine Allah garanti vermiştir: "Allah yolunda cihad etmek üzere yola çıkan kimse: Bu öldüğü takdirde cennete koyma hususunda, ölmeyip döndüğü takdirde ganimet ve sevapla gelme hususunda garantilidir. Mescide giden kimseye, öldüğü takdirde, Allah cennete koyma hususunda garanti vermiştir. Kişi (fitne zamanında bulaşmayıp) evine çekildiği takdirde Allah ona da garanti vermişti."

"Ebu Davud, Cihad 10"
 

m-angel

Nam-ı diğer TÜRBEDAR
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
1,629
Tepkime puanı
260
Puanları
0
Yaş
55

Peygamberimiz (SAV) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor:

Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
Buhârî, Edeb, 57, 58
 

m-angel

Nam-ı diğer TÜRBEDAR
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
1,629
Tepkime puanı
260
Puanları
0
Yaş
55
Peygamberimiz (SAV) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor:

Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:

Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası.

İbn Mâce, Dua, 11
 

umeyme

...'SessizLik'...
Katılım
31 Eki 2007
Mesajlar
1,833
Tepkime puanı
883
Puanları
0
Sevdiğin kişiyi ölçülü sev. Yoksa, bir gün gelir o insan gözünde sevimsizleşir de önceki aşırı muhabbetinden dolayı elemin iyice ziyadeleşir. Kızdığın kimseye karşı da ölçülü ol ve nefret hissinin önünü kes. Aksi halde, gün döner de o şahıs dostun oluverirse evvelki öfkeli tavırlarının mahcubiyeti seni çok üzer.HZ.Muhammed(s.a.v)
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Dahhâk bin Kays (radıyallahü anh)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) şöyle buyurur:

Yaptıklarınızı Allah için yapma hususunda teyakkuz halinde olun ve bilin ki, Allah halis olmayan ameli kabul etmez.

(Ed-Dârakutnî, es-Sünen, 1/51; el-Beyhakî, Şuabü’l-İman, 5/336; el-Makdisî, el-Ehâdîsü’l-Muhtâra, 8/90)
 

kordoncelil

Asistan
Katılım
12 Ağu 2010
Mesajlar
324
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Ağarmış saç mü'minin nurudur
06 Haziran 2011 / 05:30
Günün Hadis-i Şerif'i...

Bismillahirrahmanirrahim
Abdullah bin Amr'dan rivayetle:
Ağarmış saç mü'minin nurudur. Bir kişi îslâm yolunda saçını ağartırsa, ağaran her kıl karşılığında bir sevap kazanır ve bir derece yükseltilir.
Camiu's-Sağir [4:184, Hadîs No: 4967]
 

kordoncelil

Asistan
Katılım
12 Ağu 2010
Mesajlar
324
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Ebu Musa Radiyallahu Anh anlatıyor: Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) buyurdular ki:

"Kur'an okuyan mü'minin misali portakal gibidir. Kokusu güzel, tadı hoştur.

Kur'an okumayan mü'minin misali hurma gibidir. Tadı hoştur fakat kokusu yoktur.

Kur'an'ı okuyan facir misali reyhan otu gibidir. Kokusu güzeldir, tadı acıdır.

Kur'an okumayan facirin misali Ebu Cehil karpuzu gibidir, tadı acıdır, kokusu da yoktur."

(Buhari, Et'ime 30)
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Enes İbni Mâlik (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar:
Allah ve Rasûlünü (bu ikisinden başka) herkesten daha fazla sevmek.
Sevdiğini Allah için sevmek.
Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.”
(Buhârî, İman 9; Müslim İman 67)
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
İbnu Mes’ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Allah’tan hakkıyla hayâ edin!” buyurdular. Biz: “Ey Allah’ın Resûlü, elhamdülillah, biz Allah’tan hayâ ediyoruz” dedik. Ancak O, şu açıklamayı yaptı: “Söylemek istediğim bu (sizin anladığınız hayâ) değil. Allah’tan hakkıyla hayâ etmek, başı ve onun taşıdıklarını, batnı ve onun ihtivâ ettiklerini muhâfaza etmen, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim âhireti dilerse dünya hayatının zinetini terketmeli, âhireti bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah’tan hakkıyla hayâ etmiş olur.”
| Tirmizî, Kıyâmet 25, (2460)
 
Üst