Bu haber önümde ilginç bir pencere açtı.
Canlılar arasındaki beslenme rekabeti ile çiftleşme rekabetinin farklı olduğuna delil olacak bir tefekkür penceresi: Düşünün! Yemeğini yiyemeden ölene duyulan üzüntüyle çiftleşirken ölene duyulan üzüntü(!) birbirinden çok farklı. Birincisinde vicdan var ikincisinde tuhaf bir oh olsunluk! Delilin ne derseniz, hiç kimse ekmeği başında öleni mizah konusu yapmaz, ama diğeri mizahın dibidir artık!
Bunun nedeni ne acaba?
Muhtemelen biri insanın fıtratından geliyor, diğeri ise doğasından geliyor. Belki ruh cinsiyetsiz olduğu için bu meydan tamamen cinsiyet sahibi olan nefse kalıyor. Ve nefisler birbirlerinin kurdudur, ruhlar ise birbirinin yurdu.
Bu bağlamda İslam'ın insan fıtratına uygun olduğunu şuradan anlayın: Ekmeğimizi paylaşmakla emrolunduk, namusumuzu değil. Lakin bu böyle emredildiği için biz bu hisleri duymuyourz. Tam tersine fıtratımız buna uygun olduğu için böyle. Eminim kutuplarda yaşayan eskimolar, yani eşlerini misafirlere sunan kültürlerde dahi bu duygular değişmiyordur.