İlluminati Nedir?

mgfmilkom

Üye
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
19
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Selamlar ...
Uzunca bir zamandır üzerine düştüğüm ve araştırdığım bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim...

Eminim bu konu hakkında daha önceden bilgsi olan vardır...
O sebeple bilen arkadaşlar konuya destek için bildiklerini bizimle paylaşırsa çok memnun olurum..
Teşekkürler...





Bu yazıda okuyacaklarınızı saçma bulabilirsiniz veya kuşkuyla yaklaşabilirsiniz. Önemli değil.

Ancak sebebiniz ana akım medyada bu tür şeylerden bahsedilmemesiyle, o zaman yanılıyorsunuz demektir.
Ünlü rapçı Eminem üzerinden MTV ve Hollywood starlarının tükenişinin farklı bir analizini okuyacaksınız.
Bu yazıda klasik bir şöhreti kaldıramama hikâyesi beklemeyin.
Tupac Shakur'dan Michael Jackson'a kadar düzene başkaldıran pek çok ismin ortak kaderlerini göreceksiniz.
Eminem’e ne oldu?
2000’lerin başında tavan yapan şöhretinin birdenbire sönüp gitmesi size de tuhaf gelmiyor mu? 2010‘da çıkardığı Recovery (İyileşme) isimli albümü kötü olduğu için mi medyada yer bulmadı, yoksa birileri artık göz önünde olmasını istemiyor muydu?
Öncesinde Eminem bir klibinde lise arkadaşı Proof’un bir bar çıkışında öldürüldüğü sahneyi canlandırmıştı. Canlandırma gerçeğe dönüştü. Eminem’in en yakın arkadaşı rapçi Proof 2006’da bir bardan çıkarken öldürüldü. Bu Eminem için açık bir uyarıydı. Recovery’de de bu olaydan bahsediyor ve diyor ki “ruhumu şeytana sattım/geri alamayacağımı biliyorum/ sadece terk edip gitmek istiyorum.” Bir başka dizesiyse “git ve bir başkasıyla evlen/bir başkasının ruhunu al.” Çoğunluk, bunu boşandığı eşine söylediğini sanıyor ama aynı albümde şeytanın sesini de duyabilirsiniz; “en iyi arkadaşını aldım/karını elinden aldım/şöhret güzel geliyordu/şimdi ne oldu.”
Elbette bu konuşulanları akşam evde otururup televizyon kanalları arasında zap yaparken bulamazsınız. İnternette yani kimilerinin “çöplük” olarak adlandırdığı mecrada biraz araştırma yapmanız gerekiyor.
Denilen o ki, şu “ruhunu şeytana satma” meselesi metaforik bir söylemden çok daha fazlası demek oluyor. ABD’nin 1960’lardan itibaren yürütmeye başladığı MK Ultra projesinin pek çok ünlüyü henüz küçük yaştan itibaren zihinsel kontrol altında tutmak için geliştirdiği bir yöntem olduğu iddia ediliyor.
Rock grubu Muse’un da bir şarkısına isim veren bu yöntemi uzun uzun anlatmak için yerimiz yok ama detaylarını ve ABD hükümetinin çocuk yaşta aile içinde cinsel istismara uğrayan kobaylar üstünde yaptığı deneylerin detaylarını 1994’te yazılan “Transforming America” isimli kitapta bulabilirsiniz.
Biz kısaca özetlersek; kişinin zihninin elektroşok yöntemiyle birkaç parçaya bölünmesi ve zihne farklı kişilikler eklenerek yönlendirilebilir hale gelmesi diyebiliriz. MK Ultra yöntemi üzerine kurulan Monarch projesi kapsamında pekçok Hollywood ve MTV yıldızının kişilik bölünmesine maruz bırakıldığı ve bölünen kişiliklerden birine şeytana tapan, masonik bir bilinçaltı yerleştirildiği söyleniyor. Bu yöntem ne kadar küçük yaşta uygulanırsa o kadar etkili oluyor. Yönteme maruz kalan kişi rüzgârda sallanan bir kelebek gibi ne yaptığını bilmez hale geliyor ve pekçok yıldızın kullandığı kelebek desenli aksesuvarın da buna bir gönderme olduğu söylenebilir.
Monarch’ın en ağır boyutuna maruz kalanlarınsa Britney Spears, Christina Aguilera ve Justin Timberlake gibi sık sık ruhsal sarsıntılarıyla medyanın gündemine oturan isimler olduğu öne sürülüyor.
Hatta Britney Spears’ın bir keresinde saçını kazıtması ve o dönemde ağır bunalım geçiriyor olması bu durumdan kurtulmak için yaptığı girişimlerin bir sonucu olarak gösteriliyor. Yani tıpkı Eminem’in alter egoları Slim Shady ve Marshall Mathers gibi müzik starlarının özdeşleştiği karakterler sahne şovundan ibaret değil.
Peki tüm bu çabalar ne için?
İşin can alıcı kısmı da burada.
11 Eylül saldırılarından, doğal felaketlere, ekonomik krizlere kadar her şeyi örgütlediği öne sürülen şu meşhur -şeytana tapan- İlluminati topluluğunun nihai amacı için. Bu amaçlara konumuz müzik endüstrisi olduğu için şimdilik değinmeye gerek yok.
Öte yandan politikacılardan filmlere kadar pekçok yerde duyduğunuz “yeni dünya düzeni” fenomeni yani tek bir dünya devleti ütopyası için olduğunu söyleyebiliriz. Biz müzik endüstrisine dönelim.
Eminem kızı olduktan sonra endüstriden kendini koparmak istedi. Şarkılarında artık “3 a.m. Rainman” gibi satanizme atıfta bulunan semboller değil yaşadığı süreçle ilgili sözler yer alıyordu. Ancak önceki örneklere bakarsak bu pek kolay bir işe benzemiyor.
Rapçi Tupac Shakur 90’larda milyonlarca gencin hayran olduğu bir isimdi. Sonrasında birden devre dışı kaldı. Önce tecavüzle suçlandı -olayın gerçekleştiğine dair en ufak bir kanıt bulunamadı- sonra da öldürüldü.
Michael Jackson’ın kuşkulu ölümünün ardında da benzer olaylar dizisi vardı. Jackson 1990’da şöhretinin zirvesindeyken yaptığı “Black Or White” klibinin başında yer alan yaklaşık dört dakikalık dans sahnesi sırf seyirciye yeteneğini göstermek için yapılmamıştı. “Music Industry Exposed” isimli belgeselde bu klibin analizi yapılırken Jackson’ın çok açık şekilde bir arınma ayini yaptığı ve şeytanları kovduğu iddia ediliyordu. Yine dans sırasında yaptığı figürlerle aynı zamanda endüstrinin sahiplerine açıkça meydan okuyordu. Sonrasında Michael Jackson’ın imajı yavaşça sarsılmaya başladı. Çocuk tacizi davaları -yine kayda değer bir kanıt bulunamadı- ve cilt hastalıklarıyla ilgili spekülasyonlar ünlü yıldıza zarar verdi. Ancak o yine de dünya çapındaki hayran kitlesiyle egemen sınıf için bir tehditti. 2009’daki röportajlarından birinde sevenlerine “dünyayı kurtarmak için sadece dört yılınız kaldı” diye sesleniyordu.
Bu tarih de bizi Marduk’un dünyaya çarpacağı ya da yeni mesihin gezegenimize iniş yapacağı öngörülen 2012’ye götürüyor. Acaba Jackson çok mu şey biliyordu da eceliyle! öldü.
Eğer bu söylenenler doğruysa Eminem de şu an aynı sürecin içinde ve kendini kurtarmaya çalışıyor.
Hugo Chavez gibi ABD’nin Japonya’daki depremi tetiklediğini söyleyenlerse deli damgası yiyor. Bu arada Chavez de kısa süre önce kanser teşhisiyle hastaneye kaldırılmamış mıydı?
Amy Winehouse’la bitirmemiz lazım. Müzik tarihinde bir daha bulunamayacak sese sahip olan bu kadın acaba neden öldü?
Uyuşturucu bağımlılığını sebep olarak gösterebilirsiniz ama otopsisinde uyuşturucuya ait bir iz bulunmamasını nasıl açıklayabiliriz.
Yoksa Winehouse da birilerini rahatsız edecek şeyler mi yapmıştı.
Illuminati prensesi RIHANNA
Eminem ve Tupac gibi isimler kendi savaşlarını sürdüredursun. Müzik ve film dünyasındaki pekçok ünlü gizli örgütlerin maşası olmakla suçlanıyor.
MTV’nin gözde ismi Rihanna’nın bir çok klibi incelendiğinde Masonluk ve Satanizm’e ait bilinçaltı mesajları görmek mümkün.
Hatta S&M isimli şarkının klibinde Rihanna’nın arkasında geçen yazılarda açık şekilde Princess Of İllimunati(İllimunati Prensesi) yazısına rastlamak da mümkün.
Yine Beyonce’nin Tiflis tabelası ve üstünde devrim yazısı yazan arabanın etrafında geçen kilbinden bir hafta sonra Gürcistan’da başlayan halk ayaklanmasına tesadüf mü demeliyiz?
Piramitin üstündeki tek göz, damalı zemin gibi pekçok sembolün ortaklaşa kullanıldığı kliplerin MTV’nin en çok izlenenleri arasında olması bir tesadüf mü? Elbette amacımız bir insan avı başlatmak değil ama bu pek yankı bulmayan iddialar da bir hayli ilgi çekici.
Öte yandan bu iddialar gerçekse İllimunati ya da diğer içiçe geçmiş bu gruplar neden kendilerini bu şekilde afişe etmek istiyor?
80’lerde John Todd isimli bir komplo teorisyeni İllimunati ve bağlı örgütlerle ilgili pekçok bilgiyi ortaya çıkardı. Sonrasında Todd, örgüte başkaldıran pekçok sanatçıya benzer şekilde tecavüz suçlamasıyla 30 yıl hapse mahkum edildi. Ancak bu örgütler ağı artık tamamen gizlenemeyeceğini anlayıp kendilerini kontrollü bir şekilde afişe etmek bunu yaparken de insanların gözünü korkutmak istiyor olabilir.
Biraz araştırma yaptığınızda bu isimlerin dışında Johnny Deep, Natalie Portman, Katty Perry ve Kanye West gibi isimlerin de benzer sembollerle ilişkilendirilen yapımlar veya müziklerde yer aldığını göreceksiniz.
Eğlence sektörünün bu konudaki son gözdesiyse Lady Gaga. Şarkı ve kliplerinin kimi zaman açıkça şeytana tapınma ayinleri olduğu iddia edilen sanatçı için çizilen imajın ve hakkında çıkarılan “acaba travesti mi” söylentilerinin de bilinçli ve MTV izleyici kitlesini manipule etmeye yönelik olduğu söyleniyor.
Aslında bu anlattıklarımız çok da gizli şeyler değil. Katty Perry bir röportajında açık şekilde “16 yaşımda müzik dünyasına girdiğimde işler yolunda gitmedi, ben de ruhumu şeytana sattım” diyordu.
Bundan sembolik bir anlam da çıkarabilirsiniz ama bir de Bob Dylan’ı dinleyin. “Bir anlaşma imzaladım” diyor.
Röportajcı soruyor; “kiminle?”
“Bilirsin işte büyük şefle.”
Karşısındaki ısrarlı, “peki ne için?”
Yanıt, “şu anda bulunduğum konuma gelmek için.”

 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Çocuklarda bir merak var, durmadan google da bu ismi aratıp bakıyorlar..
 

mgfmilkom

Üye
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
19
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Makale 2: 25.kare-Subliminal Mesaj(Ebru Çobanoğlu)
http://www.gulenkoyu.com/forum/index.php?topic=15617
Adı: Subliminal mesaj
Doğum Tarihi: 1950’ler
Doğum Yeri: AMERİKA…
İkamet Yeri: Film ve ÇİZGİ FİLM...

Gözümüz saniyede 24 kare algılayabiliyor ancak 25. kare de beynimize yazılıyor.Gözümüzde bulunan “Fovea(simgenin en net oluştuğu sarı bölge)” adında 1mm derinliğinde koni şeklinde bir çukur, gördüğümüz bütün görüntüyü odaklandığımız yerin dışındaki bütün bölümde buna dahil olmak üzere zihne aktarır. Zihin, odaklandığımız bölümü yani 24 kareyi ve 25.kareyi birbirinden ayırır. Odaklandığımız bölüm yaklaşık % 7’lik bölümü kaplar %93 ’lük bölüm ise bilinçaltına gider... Son zamanlarda arkadaşlarımla bir araya geldiğimizde tek konuştuğumuz konu “medyanın insan yaşamında ne kadar hakimiyet kurduğu ve bilhassa çocuk gözündeki bakış açısı” oldu.


Medya bir bireyin yetişmesinde ne kadar bir yere sahip hiç düşündünüz mü? Çocuk gözüyle baktınız mı hiç televizyonlara? Çok sevilen dizilerin, çizgi filmlerin şifrelerinden haberdar mısınız? Subliminal mesajlar yani 25. kare tekniğini hiç daha önce duymuş muydunuz? Duyunca “olmaz canım,küçücük bir kare bana ne empoze edebilir ki, üstelik fark etmiyorum bile”mi dediniz yoksa benim gibi?...İzledikçe, okudukça ve araştırdıkça sizde beynimize yazılan karenin dehşetine kapılacaksınız…

Subliminal mesaj; başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır... Kişi 25. kareyi ne reddeder ne de kabul eder. Doğrudan bilinçaltına hitap eder.İleride yapacağımız tercihlerde etkili bir tekniktir. Ancak, bunu sadece obje olarak ele almamak gerek diye düşünüyorum...Medya sektöründe kişilerin toplumdaki yeri nasıl lanse ediliyor dikkat ediyor musunuz? Git gide tecavüzün doğallaştığının farkına varıyor musunuz? Bir fotoğraf karesinin beğenilme rekoruyla kişinin kendini “Kaf Dağı”nda gördüğünü hissettiniz mi hiç? Silah, sanki su tabancasıymış gibi sağa sola sıkılarak çocuklar nasıl çete liderliğine heveslendiriliyor hiç düşündünüz mü?İşte örnekleri;

Toplumda baş gösteren sapkınlığın sebebiMEDYA? Kimler nelere heveslendiriliyor. Yeni yetme çocukların gözündekadınlık nerelerde? Kurtlar Vadisi değil mi ucuz kahramanlıklarla çocukları silahlandıran?Fatmagüldeğil mitecavüzcüsüyle evlenerek demek ki sonradan aşık olunabilirmiş sorusunu akıllara getirip gençlere “bizde mi tecavüz etsek”ya da “bizde mi tecavüze uğrasak” fikirlerini benimseten? Unutulmaz dizisindeki iki kardeş kime neyi öğretti ekran karşısında? Bunun bir benzeri Lale Devri? Peki, eniştesinin yaptıkları karşısında susan Ömür neye bedeldi? Peki yaİFFET-sizlik alıp başını nereye gitmişti? Yapraklar dökülürken hayat devam mı ediyordu? Ecdadının ŞAHSİYETİNİN ayaklar altına alındığı sahnelere tepkisizleşmemiz neyin sonucu olarak ortaya çıktı bir düşünün? BunlarSANAT için ortaya çıkan ve toplumumuzu böyle aşağılık duruma getirenbilinçaltı teknikleriydi. Kadının yeri ve erkeğin görevlerimedya sayesinde alt-üst olarakböyle tökezleyen toplum oluşturuldu. Payımız büyük bunda, alkışlıyorum kendimizi...Medya, erkeklerin gitgide tökezleyen aile reisliği kavramının yerini metroüelliğin getirmiş olduğu acizlik aldığını rahatlıkla gözler önüne sermemiş miydi? Biz bunu ne kadar fark edebildik? Artık her şey ne kadarda doğallaştı farkında mısınız?

En acısı, bebek bezi reklamında kız çocuklarının “on sekizlik çıtır görüntüsü” sübyancılığa ve çocuk tacizine nasılda “gel” diyordu...

Subliminal mesaja bir de alıntı yaptığım paragrafın gözüyle bakalım: “TV’de ya da sinemada kullanılan diğer bir bilinçaltı tekniği de 25 ve 25. kare tekniği. Gördüğümüz bir anlık bir görüntü 655 satır ve frame denilen 24 küçücük kareden oluşuyor. Her 24 kare ise -bu sinemada 25’dir- bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de ´control-track´ denilen aralık vardır. İşte bu aralıktan görüntüler kesilip aralarına başka görüntüler atılıyor.”

Rusya’da yapılan araştırmalar neticesinde çıkan sonuç şaşırtıcı; televizyonda çizgi film izlerken 25. Kareye "Coca Cola İç" yazısı koyuyorlar ve canınız cola çekmeye başlıyor... Bu da cola satışını arttırıyor...

Bizim ülkemiz açısından üzücü olan durum ise kendi izlediğimiz ya da çocuklarımıza izlettiğimiz her dizi ve filmdebilinçaltımıza büyük bir gayretle ve her türlü bilinçaltı yöntemi ile“s..x ve cinsellik”temalarının kazınmasıdır. Özellikle“Disney” yaptığı çizgi filmlerde cinsellik temasını yıllardır çocuklarımızın bilinçaltına kazımıştır.

İşte birkaç örnek;

Alâeddin çizgi filminde ise “evet gençler soyunun” (good teenagers take of clothes) sesi hipnotik bir tonda gizli olarak tekrarlanmaktadır.
Aslan Kral (The Lion King) adlı meşhur çizgi filmde yıldızlarla gökyüzüne“s..x” kelimesi yazılmıştır.Aslan kral erkektir,eşcinsel senaristi sayesinde yürüyüşü ve kuyruğunu kibar şekilde tıpkı bir dişi gibi salınarak yürümesi maalesef ki erkek çocuklarının bilinçaltında EŞCİNSELLİK hasarlarına yol açmıştır. Etrafımıza bakarsak günümüzdeki etkileriyle doğruluk payını çözebiliriz bence.
Tom ve Jerry en çok sevdiğimiz ve eskimek bilmeyen çizgi filmdir. Onda da Siyonistlerin hedeflediği illüminati (şeytana tapma, din karşıtlığı) yaygınlaştırılıyor yani “göz” karesi (şeytan simgesi) koyuluyor. “Göz” nerde durursa dursun zevke hitap eder. Tıpkı nazar boncukları gibi. Göz manadır ancak bunlar film ve çizgi film karelerinde manasını ŞEYTANA kaydırmaktadır.
• Zamanın akımı Benten ,pokemon gibi çizgi filmler çocukları vurup kırmaya ŞİDDETE bir hayli sevk etmiştir.
Süperman ile birlikte uçmak isteyen kaç çocuk bir yerlerini kırdı unuttunuz mu?

Özellikle; çizgi film karelerine sokuşturulan bu teknik sapkınlık derecesinde ve uyanıp evlatlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Biz annelerin en büyük sıkıntısı çocukların yaramazlık yapmasıdır. Bir çizgi film açıp onları susturup bir iki iş yaparız en azından bu kısacık zaman dilimi birazcık ferahlamamıza yeterde artar bile. Peki, kendi menfaatimiz için çocuklarımızı heba edişimizin farkına varamamak hangimizin vicdanını rahatsız edecektir bilemiyorum ancak bu karelerde bizlerinde yok oluşunu izlemek son derece canımı sıkmakta...Masum sandığımız çizgi filmler aslında birer canavar...Bir bireyde karakterlerin şekil aldığı 0-7 yaş aralığına lütfen dikkat edelim... Bu teknikle çok sayıda ülke mücadele etmekte peki ya Türkiye?...
Makale 3:Filmlerdeki bilinçaltı mesajlara dikkat(Zaman Cumaertesi)
Filmlerdeki bilinçaltı mesajlarına dikkat! / MEDYA HAYAT - Medyaya bir de bu pencereden bakın!
Bilinçaltımız, buzdağının görünmeyen kısmı gibi. Zihnimizdeki gizli sistem.
Bu nedenle biz farkında olmadan pek çok şeyden etkileniyor. Özellikle sinemada, daha çok reklam amaçlı kullanılan 25. kare tekniğinden...
Televizyon kanallarında ve sinemalarda gösterilen filmler kuşkusuz insanların en büyük eğlencelerinden biri. Ortalama 2 saat kadar süren filmler kişiyi eğlendirse de bazı riskleri beraberinde getiriyor. Seçilen kanallar karşısında saatlerini geçiren kişiler olumlu olumsuz birçok uyarana maruz kalıyor. Bilinçaltı mesajlar da bunlardan sadece biri.
Evlerinde herhangi bir televizyon kanalındaki dizi, film ya da çizgi filmi seyreden insanlar aynı zamanda "Sübliminal Mesaj, 25. Kare" denilen yöntemle bilinçaltlarına gönderilen mesajlara maruz kalıyor. Seyirciler izledikleri yayınlardan farkında olmadan etkilenebiliyorlar. Özellikle bazı filmlerde algılanamayacak kadar kısa sürelerle gösterilen fotoğraf kareleri reklam amaçlı olabilirken kimi zaman şiddet ya da cinsellik içerikli kareler halinde insanların bilinçaltına s
aldırıyor.
Bilinçaltı kavramına açıklık getiren uzman psikolog Zafer Akıncı, "Bilinçaltı bizim otomatik, düşünmeden ve istemsizce yaptığımız duygu, algı ve davranışlarımızın kontrol edildiği zihin bölümüdür. Bilinçaltı, insan yapısında buzdağının görünmeyen kısmına benzer. Kişinin davranışları üzerinde oldukça etkili olan zihinde yer etmiş gizli bir sistemdir.Bilinçaltı bilinçli bir halde yapılan sorgulama gibi zihinsel faaliyetlerde bulunamaz. İnsana baskı yapan doğrudan uygulayıcı bir sistemdir.Bilinçaltına yerleşmiş düşünceler, bilgiler bireyde bir davranış ve duyguya dönüşür. Dolayısıyla bilinçaltına giren bir bilgibireyin karar, davranış, duygu, algı, tepki gibi tüm zihinsel faaliyetlerininasli belirleyicisidir. Zihinsel tüm faaliyetleri ya doğrudan ya da dolaylı yoldan etkiler. Bu, alışverişteki alacağınız markadan oy vereceğiniz partiye ve seveceğiniz filmlere kadar hemen her şeyi kapsar." diyor ve ekliyor: "Bilinçaltına bir mesajı iletmeyi başarabilirseniz o kişinin seçimlerini, kararlarını, hayata bakışını, görüşünü, tepkilerini, duygularını ve davranışlarını etkilersiniz."
Çizgi filmlerde bilinçaltı mesajlar kullanılıyor
Çocukların seyrettiği birçok çizgi filmde de bu yöntemin kullanıldığını anlatan Akıncı şunları sıralıyor: "Mesela Aslan Kral, Jessica Rabbit, The Rescuers çizgi filmlerinde müstehcen gizli içerikler ve bilinçaltı mesajlar çokça kullanıldı. Europa, Kuzuların Sessizliği, Dövüş Kulübü filmlerinde ve birçok reklam filmlerinde de bilinçaltı mesaj içeren kareler var. Bu yöntemi kullananlar, yahassasiyet gösterilen küçük çocuk ve bebekleriya dakadın cinselliğini kullanıyorlar. Bilimsel olarak da ortaya çıkarıldı ki cinsel uyaranlara fazla maruz kalan insanlarda ağır kişilik bozuklukları görülebiliyor. Dolayısıyla film seyrederken dahi dikkatli olunması gerekiyor."
Psikolojik danışman Nevzat Özer de çocuğuna birçok çizgi film ve televizyonu yasakladığını söylerken şunları dile getiriyor:"Kimi çizgi filmlerde bayan figürleri çocuklara cinselliği çağrıştıracak tarzda abartılı şekilde seçiliyor. Küçük yaşlarda bu uyaranlarla tanışan çocuklarda bazı şeylerle erken yaşlarda irtibatlı olmasından dolayı ergenliğe giriş yaşı da düşüyor. Bize gelen kimi vakalarda 13-14 yaşlarında kız çocuklarının hamile kaldıklarını öğreniyoruz. İyiyi kötüyü ayırt edemeyecek yaşta bu tür şeylere maruz kalan çocuğun kişilik gelişimi de altüst oluyor. Baktığınız zaman çizgi filmlerin yaklaşık yüzde 80'işiddetiçeriyor. Bunları gören çocuk akranlarına da aynısını yapmaya başlıyor. Daha da kötüsü, ölüm olgusu çocuğa zamanla sıradan geliyor."
25. kare tekniği nedir?
Sinema filmleri art arda gelen fotoğraf kareleri ile ortaya çıkıyor. Gördüğümüz bir anlık görüntü, 24 fotoğraf karesinden oluşuyor. Sonrasında verilmek istenen mesajla birlikte 25. kare oluşturuluyor. Son kare olan 25. kare de anlık bir görüntüden ibaret oluyor. 1 saniyede 24 fotoğraftan oluşan bir görüntü ortaya çıkacakken 1 saniyede fotoğraf sayısı bir artırılarak 25'e çıkarılıyor ve 25. fotoğraf karesi de verilmek istenen mesajdan oluşuyor. Filmi izlerken fark edilmesi neredeyse imkânsız olan 25. fotoğraf karesi ilk bakışta algılanamasa da insanların bilinçaltına ulaşıyor.
1971'den beri kullanılan bir teknik
5 Temmuz 1971 tarihli Time'ın arka kapağında çıkan bir içki markasının reklamında sübliminal mesaj tekniği kullanılmıştı. Reklamda bardaktaki buzlar üzerinde gizlenmiş bir şekilde cinsel içerikli yazılar yazılırken reklam sayesinde firma 1,5 milyon dolarlık satış yapmıştı. Bunun üzerine reklamla ilgili yapılan araştırmada bu reklam deneklere gösterildiğinde, deneklerin yüzde 60'ı reklamın kendilerinde uyandırdığı etkiyi, heyecanlanma, romantizm, duyguları okşayıcı gibi ifadelerle tanımlamıştı.
Cihad Kaya / Zaman Cumaertesi
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
Piramitin üstündeki tek göz, damalı zemin gibi pekçok sembolün ortaklaşa kullanıldığı kliplerin MTV’nin en çok izlenenleri arasında olması bir tesadüf mü?

[/CENTER]
oynadığım serious sam-first encounter oyununda bu üzerinde tek göz işareti olan piramitler vardı.
 

mgfmilkom

Üye
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
19
Tepkime puanı
0
Puanları
0
oynadığım serious sam-first encounter oyununda bu üzerinde tek göz işareti olan piramitler vardı.

evet kardeşim..oyunlarda,dizilerde sinemalarda,reklamlarda ve daha nice yerlerde bu sembollere rastlamak mümkün..
Artık daha da artıyor..evet..çok gizli bir yapılanmaya sahip olmalarına rağmen güçlendikçe artık kendilerini gizleme gereği duymuyorlar..
Ki bizim şu anki paylaşımlarımızda geçen projelerin birçoğunu uygulamaya koymuşlar zaten..
Bize düşen dikkatli olmak ve çok daha fazla çalışmaktır..
vesselam..
 
Üst