İnsanlar helak oldu, âlimler müstesna.. şeklinde devam eden rivayet ??

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Soru: "İnsanlar helak oldu, âlimler müstesna..." şeklinde devam eden rivayet sahih midir? Nasıl anlamalıyız?

Cevap: Mezkûr rivayet kaynaklarda şu şekilde geçmektedir: "İnsanlar helâk oldu, ancak âlimler kurtuldu. Âlimler de helâk oldu ancak, ilmiyle amel edenler kurtuldu. İlmiyle amel edenler de helâk oldu, ancak ihlâs sahibi olanlar kurtuldu. İhlâs sahibi olanlar da büyük bir tehlike içindedirler." (1).

İmam Gazalî (rh.a) bu sözü, Hz. Peygamber (s.a.v.)’e değil, yakın ifadelerle Sehl’e nisbet ederek kitabına almıştır: "Sehl (Allah ona rahmet etsin) dedi ki: ilmin hepsi dünyalıktır. Ondan ahiret için olanı, kendisiyle amel edilenidir. İhlâs dışındaki bütün ameller ise heba olup gitmiştir. Ve yine dedi ki: Âlimler dışındaki insanların hepsi ölüdür. Amel edenleri müstesna, âlimler de sarhoştur. İhlâslılar dışında amel edenlerin de hepsi aldanmıştır. Muhlis de, amelinin neticesini bilene kadar korkudadır.” (2).

Diğer taraftan, bu söz, Mevzuat (uydurma hadisleri toplayan) kitaplarında, “helak oldular” ifadesi yerine “öldüler” ifadesi ile rivayet edilmiştir: "Âlimler dışında insanların hepsi ölüdürler (ölü gibidirler); amel edenlerin dışında âlimlerin de hepsi ölüdürler; ihlâslılar dışında amel edenlerin de hepsi ölüdürler." şeklinde de rivayet edilmiştir. Bu hadis için Sağanî: “Bu hadis iftiradır ve fasih değildir, mevzudur (uydurma)” dedi (3).

Yine bu rivâyet hakkında Aclûni; mevzu hadis olduğunu belirtmiştir. Aclunî bu hadisi önce;
“Âlimler mustesna insanların hepsi ölüdür; ilmiyle amel edenler mustesna âlimlerin hepsi helak olur; ihlaslı olanlar mustesna amel edenlerin hepsi boğulur. İhlaslı olanlar da büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır” lafızlarıyla vermiş, sonra hadisin farklı lafızlarla rivayet edildiğine işaret etmiştir (4).

Aclûnî, -Sağanî’nin Arapça olan terkibine (ör. illa’l-muhlisun” yerine “muhlisîn” olması gerekirdi diyerek) itiraz edip mevzu demesine karşılık-, Suyutî’nin Ebu Hayyan’dan naklettiği şu ifadeleriyle cevap vermiştir: “İstisnanın bedel şeklinde gelmesi, bazı Arap lehçelerinde vardır. Bakara Suresi 249. ayette geçen “Feşeribû minhu illa kalilün” ayetini de buna örnek olarak vermiştir. (5).

Elbânî bu sözle ilgili şu değerlendirmeleri yapar: “Bu söz sûfîlerin sözlerine benzemektedir. Nitekim Sehl b. Abdillah et-Tusterî (273/886)’nin sözü olarak nakleder ki o şöyle demiştir: “İnsanların hepsi sarhoştur, âlimler hariç. Âlimlerin de hepsi şaşkın ve kararsızdır, ilmiyle amel edenler hariç.” (6).

Beyhakî’nin belirttiğine göre, yine o şöyle demiştir: "Dünya bütünüyle cehalet ve ölümdür, ilim hariç. İlim de bütünüyle mazerettir, kendisiyle amel edilmesi hariç. Amel de bütünüyle boştur, ihlâsla olması müstesna. Sonuç ihlâsla bitmedikçe, İhlâs da büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır." (7).

Zunnûn-u Mısrî de aynı bağlamda şöyle demiştir: “İnsanlar, bütünüyle ölüdür, âlimler müstesna. Âlimler bütünüyle uykudadır, ilmi ile âmil olanlar hariç. Âmiller de aldanmıştır, ihlâslılar hariç. İhlâslılar ise büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı (Ahzâb, 33/8). Evet, Yüce Allah, onların sadakatlerini sorgulayacaktır.” (8).

Diğer taraftan, âlimlerin eserlerinde sıkça rivayet ettiği bu söz insanın "korku ve ümit" dengesini muhafaza etmesine vesile olmaktadır. İnsanın amellerine güvenmesine bir set çekmekte ve Allah'ın rızası ve inayeti olmadan hiç bir şeyin insanı kurtaramayacağını bildirmektedir.

Sonuç olarak: Bu rivayete "hadis-i mevzu bi’l-mana" (yani bu lafızla hadis olduğu sabit olmayan ama mânaca doğru olan hadis) demek daha isabetli olacaktır.


Şüphesiz Allah (cc) en doğruyu bilendir.


Ebu Taha bin Mahmud
25 Şaban 1438
(m. 21 Mayıs 2017)


Kaynaklar:
1. İmam Gazali, İhya, 4/ 45, 179, 414; Bediuzzaman Said Nursi, Yirminci Lem’a, Lem'alar, 133; Mesnevî Nuriye, 157; Rehberler, 241; İhlas Risalesi.
2. Gazâlî, İhyâ, Dâru’d-Da‘ve, İstanbul 1985/1406, 1/67-Ayrıca, Türkçesi için bak. Gazâlî, İhyâ, 1/156.
3. Sağânî, Mevzûât, 39. Şevkânî, Fevâidu’l-Mecmû‘a, 257.
4. Aclûnû, Keşfü’l-Hafâ, II, 433 Hadis No: 2796; 2/280 no: 2795; 2/312.
5. Aclûnî, a.g.e. 2/312, 378. Ayrıca ayette geçen “Kalil” kelimesinin merfu okunması ile ilgili olarak bk. Zemahşeri, Razi ilgili ayetin tefsiri.
6. Muhammed Nasuruddîn el-Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdîsi’z-Zaîfe ve’l-Mevdûa, Riyad, 1992, I, 173-4.
7. Beyhakî, el-Câmi’ li-Şuabi’l-İmân, IX, 180, Hadis No: 6554.
8. Beyhakî, a.g.e. IX, 181.


modify_inline.gif
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Alimlerden kasıt günümü alimsileri hatta ileri gideyim aklı fitne gören aklıeksikler ise, aklı olmayanın dini de imanı da yoktur diyip çekilmek lazım, bu şekilde alimler helakta olma tabi aklı olmayanın sorumluluğu olur mu, adamlar aklı inkar edip, sorgulayan şeytandıra kadar getirmişler olayı
 
Üst