Memuriyetimiz Mecburiyetimiz
İnsanımızın iptal edilmiş hislerini iade etmek üzere...
İnsanımızın mefluç ruhuna ve maddesine hayat nefhasını üflemek üzere...
Tepetaklak devlet ehramını yerli yerine oturtmak üzere...
İnsanımızın muhtaç olduğu ahlâki bir şahmerdan baskısıyla dışardan içeriye doğru mühürlemek üzere...
Devlet ve mahkemede insani bileklerden kelepçelerken, mektep ve ailede vicdanından kelepçeleyici adalet sistemini mahyalaştırmak üzere...
Bütün insanlığın, farkında olmadan beklediği devlet ve cemiyet nizamını, münadilerle meydan meydan haykırmak üzere...
İnsanımızı çiğköfte yaparcasına düşünce teknesinde pişinceye kadar yoğurmak üzere...
İlimde, fende, fikirde, sanatta, her şeyde, Peygamber ne dediyse gerçeğin ve toplamın onda
olduğunu ve sayıları o yekûne uydurmak gerektiğini öğretmek üzere...
Tarihimizi lif lif ayıklamış ve sahte kahramanları gerçeklerinden ayırmış olarak...
Allah için buğz ve Allah için aşk ölçüsüne uygun şekilde, bas nefret kutbu ile bas muhabbet kutbunu tayin etmiş olarak...
Batı dünyasını bütün oluş sırları ve olamayış hikmetleriyle süzgeçten geçirmiş olarak...
Bâtıl olanı güzelleştirmeyi bilen Batıya karşılık, Hakkı çirkinleştirmeyi beceren kaba softa ve ham yobaz tipini, kökünden budayıcı idrake ulaşmış olarak...
En çarpıcı ve cezbedici estetik ölçüleriyle pırıldamak zevk ve gayesine ulaşmış olarak...
Batınınn baş çilesi, insanoğlunu Homongolos'a çevirici makine bilmecesini en derinden çözmüş olarak...
Bir kuzu öksürse ağlayacak kadar rikkat sahibiyken, binlerce insanı gözünü kırpmadan ipe
çekecek prensip iradesine ve irade prensibine malik olarak...
Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü bir nesil istiyordun...
GELİYORUZ... BUNA MEMURUZ!..BUNA MECBURUZ !
İnsanımızın iptal edilmiş hislerini iade etmek üzere...
İnsanımızın mefluç ruhuna ve maddesine hayat nefhasını üflemek üzere...
Tepetaklak devlet ehramını yerli yerine oturtmak üzere...
İnsanımızın muhtaç olduğu ahlâki bir şahmerdan baskısıyla dışardan içeriye doğru mühürlemek üzere...
Devlet ve mahkemede insani bileklerden kelepçelerken, mektep ve ailede vicdanından kelepçeleyici adalet sistemini mahyalaştırmak üzere...
Bütün insanlığın, farkında olmadan beklediği devlet ve cemiyet nizamını, münadilerle meydan meydan haykırmak üzere...
İnsanımızı çiğköfte yaparcasına düşünce teknesinde pişinceye kadar yoğurmak üzere...
İlimde, fende, fikirde, sanatta, her şeyde, Peygamber ne dediyse gerçeğin ve toplamın onda
olduğunu ve sayıları o yekûne uydurmak gerektiğini öğretmek üzere...
Tarihimizi lif lif ayıklamış ve sahte kahramanları gerçeklerinden ayırmış olarak...
Allah için buğz ve Allah için aşk ölçüsüne uygun şekilde, bas nefret kutbu ile bas muhabbet kutbunu tayin etmiş olarak...
Batı dünyasını bütün oluş sırları ve olamayış hikmetleriyle süzgeçten geçirmiş olarak...
Bâtıl olanı güzelleştirmeyi bilen Batıya karşılık, Hakkı çirkinleştirmeyi beceren kaba softa ve ham yobaz tipini, kökünden budayıcı idrake ulaşmış olarak...
En çarpıcı ve cezbedici estetik ölçüleriyle pırıldamak zevk ve gayesine ulaşmış olarak...
Batınınn baş çilesi, insanoğlunu Homongolos'a çevirici makine bilmecesini en derinden çözmüş olarak...
Bir kuzu öksürse ağlayacak kadar rikkat sahibiyken, binlerce insanı gözünü kırpmadan ipe
çekecek prensip iradesine ve irade prensibine malik olarak...
Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü bir nesil istiyordun...
GELİYORUZ... BUNA MEMURUZ!..BUNA MECBURUZ !