Kampus Silah Deposu!

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Akdeniz Üniversitesi’nin “kurtarılmış bölgeye” döndüğünü gözler önüne seren Vakit, kampustaki çalışmalarını sürdürürken korkunç bir gerçeği daha tespit etti:

“Kampus alanı silah deposu. Arkalarında büyük bir destek bulan PKK’lı öğrenciler, okula istedikleri çap ve markada silahı sokabiliyor ve etrafa hava atmak için “arkadaşlarına” gösterebiliyorlar…

SİLAHLI PKK YANDAŞLARINDAN TEHDİT!
Bir kafede görüştüğümüz M.K., T.U ve A.K. adlı kız öğrenciler, “Sosyal demokrat eğitimli bir aileye mensup olduklarının” altını özellikle çizdikten sonra şunları söylediler: “üniversitede, ağırlığı oluşturan PKK’lılarla, azınlıktaki ülkücüler arasında bir çekişme var. Biz bunların tamamen dışındayız. Ancak etkileniyoruz. Alışık olduğumuz görüntüler değil, PKK sempatizanı bazı kız arkadaşlarımız, içeriye silah getiriyorlar.

Kampusun güvenlik noktalarında hiçbir arama yok. Kampusun dört giriş kapısı var. Bunlardan ikisinde göstermelik olarak arama yapılıyor. İkisinde ise giriş serbest. Hiçbir aramadan geçmeden, içeriye dünyanın silahını sokuyorlar. Bunları yurtta görüyoruz. Kız arkadaşlar, affedersiniz özel malzemelerinin yanında bu silahları tutuyorlar. Bazen de bize gösteriyorlar. ‘Ayağınızı denk alın, biz tehlikeli insanlarız. Bizimle iyi geçinmekte fayda var’ demeye getiriyorlar. Son bir senede, sekiz kız öğrenci, koridorlarda kıstırılıp darp edildi!..”

SADECE öĞRENCİLER DEĞİL PERSONEL DE TERöR BASKISI ALTINDA!..
Bu arada, Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Süleyman Gökçen ile sohbet ederken ilginç bir noktaya geliyor konu: “Dünkü haberinizi okudum. üniversitenin kurtarılmış bölgeye döndüğüne dair tespitleriniz son derece yerinde. Ancak, bir noktayı ihmal etmişsiniz” diyen Gökçen şöyle devam ediyor: “üniversite personeli arasında bir tek Eğitim Bir Sen üyesi yok. Bu konuda çok çaba sarf ettik.

Ancak, bizi gönülden destekleyen bazı arkadaşlar, ‘Maddi kaybımız olsa problem değil. Ancak başımıza çok başka işler gelir’ diyorlar. PKK’ya yakın bir sendika, bu psikolojiyi oluşturuyor. Olayın bu boyutu son derece önemli. Sadece öğrenciler değil, öğretim üyeleri ve diğer personel de baskı altında. Akdeniz üniversitesi, terörle ilgisi olmayan herkes için bir azaphane hâline gelmiş durumda. Ben buradan, başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere, bütün ilgili devlet yöneticilerini göreve davet ediyorum!..”

REKTöRE çAĞRI!..
Akdeniz üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın’a da bir çağrıda bulunan Gökçen, “üniversite yönetimi olaya ideolojik bakarsa, mesele bitmiş demektir!.. Sayın Akaydın, üniversitede her vesileyle AK Parti zihniyetiyle mücadeleden bahsediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bir ülkenin rektörü, kendisini hükümetle kavgaya adayabilir mi? Siz böyle yaparsanız, öğrenciler de okulu Vakit’in haberinde gözler önüne serdiği biçimde kurtarılmış bölgeye döndürürler!..”

SAĞIR: SAVCILIĞA İNTİKAL ETTİRDİK AMA!..
Aynı zamanda bir hukukçu olan MHP eski İl Başkanı Nizamettin Sağır; üniversitedeki PKK’lı saldırılarını takip ettiklerini ve en meşru yolu kullanarak, yargıya başvurduklarını belirtiyor.

Söylediklerine destek olarak, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri suç duyurusu dilekçelerini gösteren Sağır; “İsim isim tespit edip bildirmişiz. Bundan sonrası devletten beklenir!.. Maalesef, ideolojik darp olayları gerçekleştiren adamları bildirmeniz işe yaramıyor. Adam serbest dolaşıyor ve bir başka eylemde görünüyor. Hukuk, caydırıcı olmazsa terör caydırıcı olur!.. Maalesef Antalya bunu yaşıyor!..”

AZLEDİLEN BAŞKAN: BENİ BIRAKIN, PKK’LI YAPILANMASINA BAKIN!
Olayların ardından, bir provokatörü etrafında barındırdığı gerekçesiyle MHP İl Başkanlığından azledilen Mustafa Akar; Vakit’in sorularını cevaplandırırken, “azil” olayıyla ilgili bir değerlendirmede bulunmayacağını belirtti. Akar, üniversitedeki karışıklıklar hakkında ise şu ifadeleri kullandı: “Burada beni bir kenara bırakın. üniversiteye bakın. Maalesef alan hakimiyetini PKK’lılar ele geçirmiş!.. Devletimiz bunların üzerine gitmeli!.. üç beş kuruş harçlıklarıyla ayı geçirmeye çalışan çocuklar, okullarından kopuyorlar. Yurtlarından kopuyorlar!.. Böyle bir şey kabul edilebilir mi?.. üniversitedeki bütün PKK’lıların hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını istiyoruz.”

BBP İL BAŞKANI: BARLARA DİKKAT!..
BBP Antalya İl Başkanı Rasim Küçük ise suçluların sadece Aü’de aranmasına tepki gösteriyor. Vakit’in Organize İşler manşetinin çok şeyi ifade ettiğini dile getiren Küçük; “Bu organize işlerin üniversitede uzantısı var. Hatta Tıp Fakültesi bu işin elebaşlığını üstlenmiş. Ancak bu işin üniversitedeki boyutu. Bir de, Barlar bölgesi var. Orada çalışma yürüttük. Maalesef, PKK’lıların alanda büyük hâkimiyet sağladıklarını, her türlü kirli ticareti yönlendirdiklerini gördük. Ve hemen Emniyet’e başvurarak, 2002 yılından bu yana kaç içkili yere ruhsat verildiğine dair bilgi istedik. Araştırmalarımız boyunca şunu gördük ki, üniversitedeki olaylarla Barlar bölgesi ilişkili. Bu konuda önümüzdeki günlerde çok önemli duyurularımız olacak!..”

CEMİYET BAŞKANI YENİ: SENARİST BULUNMALI
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, ortada sıradan bir üniversite olayı olmadığını belirterek, “Oyuncular çok önceden içeride düzenek almışlar. Basit bir olay olsa 3 bin öğrenci yurdu terk eder mi? Gazetenizin, olayların başlangıcına dair belirgin emare olarak Abbas Güçlü’nün programını göstermiş. Yanına bir bilgi ekleyeyim. Abbas Güçlü’nün programının o gün 1 saat geç başlamasının sebebi, bomba ihbarı idi. Bomba ihbarı nedeniyle salon boşaltılmış ve yayın bir saat sonra başlamıştı. Daha o dakikalar, yaşanabilecekler hakkında ipuçları veriyordu. Kimse önlem almadı” diye konuştu.

üNİVERSİTEYİ BIRAKTI BAŞöRTüSüYLE UĞRAŞTI
Antalya Gündem Gazetesi Genel Koordinatörü Ahmet Demir ise rektör Akaydın’ı eleştirerek şunları sordu: “Sayın Mustafa Akaydın, yetkileri dâhilinde olmamasına rağmen, eğitimi etkilediği iddiasıyla başörtüsü konusunu üAK gündemine getirmişti.

Yıllardır görmezden gelinen ve nihayet patlak veren bu olaylar üniversitedeki eğitimi etkilemiyor mu? üniversiteyi kontrol altında tuttunuz, hiçbir probleminiz kalmadı da siyasi meselelerle mi uğraşıyorsunuz? Kopya çekilmesine yol açar gibi komik bir gerekçeyle başörtüsüne karşı çıkarken, neden PKK bayrakları ile ilgili sorulara ‘renklere takılıp kalmamak lazım’ diyorsunuz?”

(Serdar Arseven – Vakit)


 
Üst