Karanlıkta kaldığımda düşünmek için vakit kazandığıma inanıyorum, çünkü bilgisayar, tv vs. herşeyden kopuyorum, karanlık benim için ışıklı tüm şeylerden uzak olmak demek...
Yaptıklarımı, yapmadıklarımı hesapladığım, "keşke"lerimle "iyi ki"lerimin yan yana geldiği tek ortam; karanlık... : )
Pencereden bakmaya bayılıyorum, bu şekilde saatlerce oturabilirim, o kadar lezzetli geliyor. : ) Bir de Radyo Alaturka karanlığa en yakışan fon müziği, kulaklarımı gıdıklamasını çok seviyorum...
Ben çok düşünürüm, bazı kimseler hindi der bu yüzden.
Ama karanlıkta bir başka düşünürüm, hem neler düşünürüm, neler... O yüzden her gece yattıktan tam 2 3 saat sonra ancak uyuyabilirim. : ) Keşke böyle olmasaydım dediğim de oluyor hani, gamsız olsaydım canım daha mı az yanardı dersiniz?
Karanlık yani aslında gece...
Benim gündüzün dağdağasından sığındığım tek yer... En çok da bu yüzden seviyorum. Belki de gündüzün var olduğuna, sabahın/günün/güneşin de geleceğine delil olduğu için seviyorum, bilemiyorum. : ) Daha fazla uzatırsam sırlarımı dökmekten korkuyorum, çok sırlı bir insanım da...
Herneyse işte...