Kemalatin gerÇek ÖlÇÜsÜ

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
KEMALATIN GERÇEK ÖLÇÜSÜ

Büyük sahabi ve müfessirlerin piri İbn-i Abbas r.a., ayette geçen çokça zikrin nasıl yapılacağını şöyle açıklamıştır:

“Yüce Allah yapılmasını farz kıldığı bütün ibadetler için bir zaman, şekil ve sınır belirlemiştir. Bunlar için bazı özürleri kabul etmiştir. Ancak zikir böyle değildir. Allahu Tealâ zikir için belirli bir sınırlama getirmemiştir. Onu terk etmek için aklı başından gidip deli olmanın dışında bir özür kabul etmemektedir. Yüce Allah hepimize şu emri vermiştir: ‘Namazı bitirdikten sonra ayakta, otururken ve yanınız üzere yatarken Allah’ı zikrediniz.’ (Nisa, 103) Bu şu demektir: Gece, gündüz, karada, denizde, vatanınızda, yolculukta, zengin iken, fakir iken, rahat ve geniş anlarınızda, sıhhat ve hastalık durumlarınızda, gizli ve açık her halde Yüce Allah’ı zikredin. Onu sabah akşam tesbih edin. Böyle yaparsanız Allah size rahmet eder, günahlarınızı bağışlar, melekler de devamlı sizin için dua ve istiğfar eder.” (İbnu Kesir, Tefsir; Suyutî, er-Dürrü’l-Mensur)

Her durumda zikri tavsiye eden şu hadis-i şerifi de burada hatırlatalım: “Kim bir yere oturur da orada Yüce Allah’ı hiç zikretmezse, bu kendisi için bir noksanlık ve Allah katında kınama sebebi olur. Kim bir yere uzanır da orada Yüce Allah’ı hiç zikretmezse, bu kendisi için bir noksanlık ve Allah katında bir kınama sebebi olur. Kim bir yolda yürür de bu esnada Yüce Allah’ı hiç zikretmezse bu kendisi için bir noksanlık ve Allah katında kınama sebebi olur.” (Ahmed, İbnu Hıbban)

İşte ayet ve hadislerde anlatılan bu hal, halkın içinde Hak ile beraber olmaktır. Allah dostları bu halin peşine düşmüşler ve onu elde etmek için bütün gayretlerini kullanmışlardır. Velilik için keşif ve kerameti değil, bu edebi gerekli görmüşlerdir. Büyük veli Ebu Said Harraz k.s. der ki:

“Kâmil insan, kendisinden türlü kerametler meydana gelen kimse değildir. Gerçek kâmil, halkın arasında oturur, onlarla alış veriş yapar, evlenir çoluk-çocuğa kavuşur, insanlara karışır, fakat bu esnada bir an olsun Yüce Allah’tan gafil olmaz.”
 
Üst