Türk filmciliği teknoloji ile tanışınca ilerlemeye başladı lakin işin acı tarafı türkçelerin bozuk olması ve diyalogların uyumsuzluğu. Türkçenin bozuk olmasından kastım, yerel lehçeler falan değil ha yanlış anlaşılmasın. Lehçelere vakıf olmak teatral kabiliyettir. Benim kastettiğim kavramları doğru yerinde kullanamıyorlar. Müthiş bir genelleme var. Diyorum ya, nüans, nüans, nüans..
Film demek %80 diyalog demektir..
Yeni kuşakların nüans görme kabiliyeti sıfır.. Ve bunlarla bir ilerleme olacağını hiç sanmıyorum.
Sosyeteyi bilmiyorlar, toplumsal katmanları tanımıyorlar.. Katmanları bırak daha kendi yaşadıkları çevreyi dahi gözlemleyemiyorlar. Örneğin bir askerin, polisin, işçinin, köylünün, şehirlinin argosu başka başkadır. Ama bu nesil ne yapıyor? Filmde oyuncuya polis, asker, köylü kıyafeti giydirince iş halloldu sanıyor. Böyle olmaz.. Bunlara diploma verenler, ileride öğrenirler diyor.. Yahu ne öğrenecek? Ortalığı meşgul etmekten başka bir şey yaptıkları yok. Öğrenmek için altyapı lazım. O altyapı yoksa hiçbir şey öğrenemez kardeşim, hatta öğrendiğini de unutur..