KUR'AN, ANCAK BU KADAR GÜZEL ÖZETLENEBİLİR!

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,115
Tepkime puanı
1,428
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Diyanet işl Bşk. Şanlıurfa EĞİTİM Görevlisi Sayın Murat Padak Bey bir HASTALIKLI ya müthiş cevap vermiş. Kur 'an'ın hiç bu kadar MÜKEMMEL özet ve tarifine rastlamamıştım " BEN MÜMİNİM " diyen HERKES okumalı. Buyurunuz.

" Mustafa Öztürk'ün Kur'an hakkındaki kabul edilemez konuşmasına binaen şunları söylemek istiyorum.

1- Lütfen Kur'an'ı akademik bir kitap olarak görmeyi bırakın! Bu, kitap dağları yürütmek, yerleri parçalamak, ölüleri diriltmek için gelmedi. Binlerce mesele için geldi ve her meselesi de hayatın içine dairdir. Bu kitap karı koca arasındaki ilişkileri düzeltmek için geldi. Baba oğul arasındaki ilişkileri düzeltmek için geldi. Komşu ile komşunun ilişkilerini düzeltmek için geldi. Zengin ile fakir arasındaki ilişkileri düzeltmek için geldi. Zina edenlerin nasıl tövbe edeceklerini öğretmek için geldi...

2- Kur'an'ın iki yönü vardır. Bu Kur'an kitaptır ve hitaptır. Canlı bir kitaptır. Hayatın içindedir. Evlenirsin, bir dosttan tavsiyeler babından Kur'an sana tavsiye verir. Sana der ki, sen eşinin elbisesi oldun. O çıplaktı, sen onu örttün. Sen çıplaktın, o seni örttü. Boşanmak istersin, seni yine karşısına alır ve tavsiyelerde bulunur. Yeri gelir kızar. Kadınların mihrine karışma der. Birbirinizle o kadar sarmaş dolaş oldunuz yani bu mu der? Eski güzel günleri unutmayın der. Yetim malını yemeyi, ateş yemeye benzetir. . İlmiyle amel etmeyene anladığımız dilden örnek verir. Kitap taşıyan eşek ile ilmiyle amel etmeyen alim aynıdır der. Yeri gelir bağırarak konuşan kişiye der ki, maharet bağırmaksa eşeğin de bağırması var. Bağırdıkça eşeğin sesi gibi çirkinlik yapıyorsun der. Yeri gelir hakkı gizleyen din adamını köpeğe benzetir.

3- Seninle yürüyen bir Kur'an'dır bu. Kadınların avret yerine bakmayın der. Erkeklerin de avret yerine bakmayın der. Evinizin içine girer ve çocuklarınız, uyuduğunuz vakitlerde yatak odanıza paldır küldür girmesinler der. Sonra yemek yerken ister dostlarınla ye ister tek başına ye ister akrabalarınla ye der. Davet edildiğin yerde çok zaman harcama. Ev sahibini küstürmeden oradan ayrıl der. Belki ev sahibi utanıyor da sana söyleyecek yüzü yoktur der. Ama onun adına ben sana söylüyorum. Yemeğini yedin, çayını içtin artık kalk der. Seninle sofrana kadar gelen bir Kur'an'dır bu.

4- Eşinle ilişkiye dikkat et der. Adetli iken ona cinsi münasebetle yaklaşma der. Bu bir ezadır, hastalıktır, mikrop kapmadır der. Helal olan yönden yaklaşın der. Hayvanlar gibi ulu orta sevişmeyin der. Kur’an açıkça söyler. Gizli kapaklı ifade etmez. Cünüp oldunuz mu yıkanın der. Su yoksa toprağı eline yüzüne sürün der. Oruç gecelerinde eşini arzuladığını bilir. Bir ay boyunca birbirinize sabredemeyeceğinizi bilir. Oruç gecelerinde ilişkiye girebilirsiniz der. Yani hayatın her anında seninle yaşayan bir kitaptır bu. Kitaptan ziyade hitaptır bu. Bir kanun metni gibi soğuk değildir.

5- Miras taksiminde yanındadır o. Önceden vasiyetini belirterek her hakkı hak sahibine ver der. Yoksa tüm iş mirasa kaldı mı işler karman çorman olur der. Vasiyet ve borçtan sonra miras gelir der. Herkesin hakkını kesirlerine ve küsuratına kadar anlatır. Ölüyorsun, senin arkandan bıraktığın mali işleri halleden bir kitaptır bu.

6- Ticaret yapıyorsun. Vefalı ol diyor, akitlere bağlı kal diyor. Ölçü tartını düzelt diyor. Eğer kendin için alırken tam alırsan ama başkasına verirken eksik ölçüp tartarsan tüh sana diyerek azarlar seni. Kul hakkına kendi hakkından daha fazla önem verir. Ortaklık kurmak istersin. İş ortaklarının birbirine yaptığı haksızlığa değinir. Sorunu çözmenin yolunu gösterir. İflas edecek duruma gelirsin, sana borç vermeleri için herkesi teşvik eder. İşlerin rayına bininceye kadar alacaklılarına Kur'an der ki, bekleyin, bu adam işini gücünü toparlasın. Sonra gidip paranızı isteyin. En kötü gününde seninle alacaklıların arasında arabuluculuk yapar. 7- Faiz tuzağına mı düştün? Tefeciyi karşısına alır ve ona der ki, ona faizli kredi verdiğin için bana savaş açtığının farkında mısın? Senin için tefeciyi hizaya getirir ve sigaya çeker. Sana da der ki, adamın parasını geciktirmeden ver! Yani Allah, düştüğün zaman ne halin varsa gör demez. Bilakis senin için tefeci ve faizci ile muhatap olur ve onu uyarır, seni uyardığı gibi. Hayatın içinde yer almasaydı Allah ne bilecekti faiz belasına düştüğünü?

8- Sonra sana der ki, bırak şu içkiyi! Faydası olabilir. Ama bak bakalım zararına! Karın gitti gidiyor! Çocukların senden uzaklaştı. Kazalar, belalar hep bunun yüzünden! Hem içkili olduğun vakit seni huzuruma bile kabul etmiyorum. Üstünden içkinin kokusu ve sarhoşluğun gidinceye kadar yanıma uğrama der. Allah bile sen sarhoşken yanıma gelme diyorsa, kim sana gel diyebilir? Bak işte, sarhoşla konuşan bir kitaptır bu. Onu da muhatap almış.

9- Sonra kendi pisliğini görmeyip başkasına leke atanlara da Kur'an hitap eder. Gözündeki çöpü çıkar, sonra milletin gözündeki çapağa bak der! Soysuzluğunu görmeyip asil bir insan gibi davranan kişiye bak hele der! Nasıl da akıl veriyor millete! Sakın böyle piç kurularına aldırmayın der. Şerefsizin önde gidenine dikkat edin der. Çünkü Kur'an, kendi pisliğinin içinde boğulan kişilerin başkalarının kusurlarıyla ilgilendiğini çok iyi bilir. Bu yüzden burada da hitap eder. Burada da söyleyecek sözü vardır.

10- Kur'an hayatın içindedir. Doğarken yanındadır. Süt emerken yanındadır. Çocuk iken yanındadır. Ergen iken yanındadır. Evinden kaçırılan bir çocuk olsan bile yanındadır. Bir köle olsan yanındadır. Kız ya da erkek isen yanındadır. Evlenmek için seni dürter. Bakara Sûresinde seni evlendirelim der. Nisa da tekrar eder. Nur da tekrar eder. Araf'ta tekrar eder. Evinde huzur mu yok? Sorunu çözmek için hakem ister, aklınızı başınıza almanızı ister. Sonra olmadı mı ayrılın, ikinizi de zengin edeceğim der!

11- Gençlik yıllarında yanındadır. Sana güzel gençlerden örnekler verir. Sonra iş kurmanı ister. Zekât vermeni, infak etmeni, sadaka vermeni, dünyayı iyilikle doldurmanı ister. Malını ve aileni korumanı ister. Bu uğurda gerekirse ölmene izin verir. Sonra ikide bir çocuklardan bahseder. Çocuk sahibi olmanı ister. Çocuğu olmayan peygamberlerin ıstırabını anlatır. Çocuğundan koparılmış bir peygamber babanın halini anlatır sana. Çocuğunu nasıl terbiye etmen gerektiğini öğretir sana. Eşini ve çocuklarını sevmeni ister. Onları ateşten korumanı ister. Onları mutlu edeyim derken kendini de helak etmekten uzak tutmanı ister. Sonra yaşlanır ve çoluk çocuğa karışırsın. Torun torba sahibi olursun. Boynun bükülür. Sana diyecek sözü olmasa da çocuklarına emreder. Şu yaşlı kadına bakacaksın! Şu yaşlı piri faniye hizmet edeceksin! Annen babana bakıyorsan cihattan da hacdan da muafsın!

12- Gördün mü işte doğduğun gün yanında olan kitap yaşlandığın gün de yanında... Ölünce de yanında olacak merak etme! Arkandan sövülmene izin vermeyecek. Onların yaptıkları gelip geçti. Siz halinize bakın der yeni gelen nesle!

13- Yatak odanda yanında, banyoda yanında, abdest alırken yanında, çarşıda, pazarda, sokakta, savaşta, sevişte, barışta, borçta, günahta, samimiyette, riyada, ibadette, kavgada, yemekte... Her yerde yanında! Yolda mı kaldın? Merak etme zekât alanların listesine dahil oldun!

14- İşte özellikleri anlatmakla bitmeyen kitabın hikayesi budur! Bu kitap aşktan da söz eder, zıkkım ağacından da söz eder. Fahişeden de söz eder, gaydan söz eder. Ömrünü ibadet ediyormuş gibi iki yüzlülükle geçirenden de bahseder, zina edip tövbe eden ve kurtulandan da bahseder. Muz salkımından da bahseder, gıybet etmenin insan eti yemek kadar iğrenç olduğundan da bahseder.

15- Çünkü bu kitaptır ve hitaptır. Hayatın içinden bir kitaptır. Hayatın içinde bu halleri yaşayan herkese bir hitaptır. "Nerede olursanız olun o, sizinle birliktedir" ayeti işte budur. Her nerede olursak olalım, hangi konum ve pozisyonda olursak olalım, hangi hali ve ahvali yaşıyor olursak olalım o, bizimledir ve bize söyleyecek bir kaç çift lafı var. "

Murat Padak
Şanlıurfa Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,115
Tepkime puanı
1,428
Puanları
113
Konum
Muamma...!
KUR’ÂN HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ

1- Kur’ân, Allah’ın tüm insanlara gönderdiği son kelamdır. Kur’ân, tüm insanlığa hitap etmektedir. Belli bir bölgeyi, belli bir ırkı ve milleti değil, tüm kıtaları ve tüm milletleri kuşatan bir kitaptır. Kur’ân, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak ve insanlara hem dünya hem ahiret saadeti kazandırmak için gönderilmiştir. Kur’ân, okunmasıyla dahi ibadet olan bir kelamdır. Dünyada en çok okunan, en çok tekrar edilen, en çok ezberlenen ve hakkında en çok açıklama ve tefsir yazılan kitaptır.

2- Kur’ân bir asırda nazil oldu ama tüm asırlara meydan okuyacak güçtedir. Kur’ân, Allah’ın koruması altındadır. Allah onu hafızların, Kur’ân aşıklarının, âlimlerin ve ilim adamlarının çabalarıyla koruma altına almıştır. Allah, Kur’ân’ı koruyacak kişileri her nesilde var etmiş ve onlara Kur’ân sevgisi aşılamıştır. Kur’ân’ı koruma görevini hakkıyla yerine getirenlere selam olsun!

3- Kur’ân tek seferde nazil olmamıştır. Gelişen olaylara, ortaya çıkan durumlara, insanların iman ve teslimiyetlerine göre 23 yılda nazil olmuştur. Yani ilk vahiyle son vahiy arasında 23 yıl gibi uzun bir süre vardır. Kur’ân’ın tek seferde değil de bu kadar uzun bir sürede tamamlanmış olmasının birçok hikmeti vardır. Bunlardan belki de en önemlisi Kur’ân’ın kalplere iyice kök salması içindir.

4- Kur’ân hesap soran bir kitaptır. Mazlumlar adına zalimlere, yoksullar adına cimrilere, aldananlar adına aldatanlara ve hakkını korumaktan aciz olanlar adına despotlara hesap soran bir kitaptır.
Kur’ân en büyük mucizedir. Aciz ve çaresiz bırakan bir kitaptır. Kur’ân, sıradan ve sade bir metin gibi gözükmesine rağmen hiç kimsenin alt edemediği bir kitaptır. Kur’ân tüm insanlara ve tüm canlılara meydan okur. Hiç kimse onun meydan okumasına karşılık veremez. Kur’ân muciz, insan ise acizdir.

5- Kur’ân ne şiirdir ne düz yazıdır. Kur’ân Kur’ân’dır. Onun, kendisine özgü bir dizilimi, ifadesi, sanatı, edebiyatı ve belagati vardır. Hiçbir şiir türü onu sınıflandıramaz ve hiçbir dil kuralı onu kural dışı bırakamaz. Kur’ân eşsiz bir kitaptır. Bir benzeri yoktur. En karmaşık olayları en sade dille anlatır. İnsanı, kendisine hayran bırakacak kelimelerle konuları izah eder.

6- Kur’ân, karmaşık konular arasında çok hızlı geçişler yapar. Bazen aynı ayetin ara cümlelerinde bile farklı bir konuya temas ve işaret vardır. Kur’ân’ı okuyan kişi hiçbir zaman tekdüze gitmez. Bazen bir yokuşa çıkar gibi okur, bazen bir vadide dolaşır gibi okur ve bazen de kıvrımlı yollardan geçer gibi okur.

7- Kur’ân bireyin eğitimi; bireyin kendisini tanıması ve bilmesidir.
Kur’ân hem hitaptır hem kitaptır. Ama o her şeyden önce bir hitaptır. Tüm insanlığa hitaptır. Herkese anladığı dille hitap eder. Yeri gelir kızar, yeri gelir sever, yeri gelir tehdit eder ve yeri gelir öfkelenir. Kur’ân hitaptır. Müminlere hitap eder. Kâfirlere hitap eder. Münafıklara hitap eder. Müşriklere hitap eder. Mazlumlara hitap eder. Zalimlere hitap eder…

8- Kur’ân hayat kitabıdır. Hayata dokunan bir kitaptır. Bazen sessizce dokunur, bazen de korkutarak dokunur. Kur’ân, hayata çekidüzen veren bir kitaptır. Hayatı düzelten, hayata düzen veren, hayatın çıkmazlarını açan ve hayata renk katan bir kitaptır.

9- Kur’ân aile rehberidir; eşlere yol gösterir. Onlara hayat yolculuklarında eşlik eder. Kur’ân, onların evlenmelerinden önce yanlarındadır. Evlendiklerinde yanlarındadır. Birbirlerini sevdiklerinde yanlarındadır. Kavga ettiklerinde, küstüklerinde, tartıştıklarında, birbirlerine seslerini yükselttiklerinde yanlarındadır. Ayrılmaya karar verdiklerinde de yanlarındadır. Ayrıldıktan sonra da onları yalnız bırakmaz; yine yanlarındadır. İddet bekleyen, doğum bekleyen, yeni bir hayat kurma hayalleri içinde olan kadınların yanındadır. Kur’ân, yetim ve öksüz kalan çocukların da yanındadır.

10- Kur’ân hayatın içinde ve merkezindedir. Kur’ân, doğan her insanın yanındadır. Süt emen her çocuğun yanındadır. Büyüyen her çocuğun yanındadır. Ergenlik dönemine geçen her bireyin yanındadır. Kur’ân hem kadınların hem erkeklerin yanındadır. Gençlerin, yaşlıların ve iki büklüm olmuş pirifânilerin yanındadır.Kur’ân, hayata göz açanların yanında olduğu gibi, hayata veda edenlerin de yanındadır.

11- Kur’ân; gizem, sır, şifre, tılsım ve ölü kitabı değildir. O, tüm bunların fevkindedir. Kur’ân, hayatın içinde olan bir kitaptır. Sadece okunmak için gelmemiştir. Bilakis yaşanmak için gelmiştir. O, makamların icrası için değil, dünyalık makamların geçici olduğunu hatırlatmak için gelmiştir. Sadece dillerde okunmak için değil, gönüllere dokunmak için gelmiştir. Kalplerde korunmak için değil, kırık kalpleri onarmak için gelmiştir.

12- Kur’ân, doğruya ve doğruluğa ulaşma çabasında olanlar için bir rehberdir. Kur’ân, yanlışları düzeltme, hayata dair hataları terk etme ve insanî ilişkilerde yanlış olanı bırakıp doğruyu yakalama gayretinde olanlar için eşsiz bir kılavuzdur.
Kur’ân, sınırlı metinlerle sınırsız sorunları çözüme kavuşturan bir kitaptır. O, bir asrın değil, tüm asırların kitabıdır. Bir nesli değil, tüm nesilleri ihya etmek için gelmiştir.

13- Kur’ân, zorlukların üstesinden gelme kitabıdır. Zor şeyleri emretmez. O, terk edilen insanî hasletlerin ihya edilmesini ister. İnsanda olması gereken duyguların ve davranışların ortaya çıkmasını ister. Paylaşmayı, doyurmayı, giydirmeyi, diğerkâmlığı, cömertliği, vefayı, doğru sözlülüğü ve samimi olmayı ister. Bunlar insanda olan ancak zamanla köreltilen hasletlerdir. Kur’ân tüm bunları filizlendirmek, ortaya çıkarmak, ihya etmek ve geliştirmek için gelmiştir.

14- Kur’ân; dağları yerinden sökmek, yıldızları düşürmek, göğe yükselmek, ölülerle konuşmak ve kulaklara zevk vermek için gönderilmedi. Bilakis kabirde yatan ölüler gibi görmeyen, duymayan ve anlamayan insanların gözünü, kalbini, kulağını ve basiretini açmak için gönderilmiştir.

15- Kur’ân bir şahsın değil, tüm şahısların kitabıdır. Sadece bir şahsa hitap eden bir kitap değildir. O, tüm şahıslara hitap eder. Tek tip insana hitap etmez. Her çeşit insana ve her tip karaktere hitap eder. Bu Kur’ân aç olana da tok olana da hitap eder. Yoksula da zengine de hitap eder. Vatandaşa da yöneticiye de hitap eder. Bekâra da evliye de hitap eder. Herkes kendi durumuna göre bu kitaptan nasibini alır.

16- Kur’ân harekete geçiren bir kitaptır. Yerinde duranı ayağa kaldıran, ayakta olanı yürüten, yürüyeni koşturan ve ölü gibi bir hayat sürenleri ihya eden bir kitaptır.
Kur’ân tarihî bir vesikadır. Her satırı, her cümlesi, her kelimesi ve her harfi önem arz eder. Bir arkeolog için binlerce yıllık bir eşyanın en ufak parçası nasıl önemliyse bir Müslüman için de Kur’ân’ın her detayı önemlidir.

17- Kur’ân akademik bir kitaptan fazlasıdır. O, okunan makamlardan yüce ve satırlardaki yazılardan ötedir. O, tüm mucizliğine ve eşsizliğine rağmen hayatın merkezine yerleşmek için gelmiştir. O, hayata dair binlerce meselenin çözümü için geldi. O, gerçekçi bir kitaptır. O, hayali değil, gerçeği vadeder.

18- Kur’ân; karıyla kocanın, babayla oğlun, komşuyla komşunun ve zenginle fakirin arasındaki ilişkiyi düzeltmek için gelmiştir. O, yaratıcıya karşı günah ve insanlığa karşı suç işleyenlerin nasıl tövbe edeceklerini ve pişmanlıklarını nasıl göstereceklerini öğretmek için gelmiştir.

19- Kur’ân hem kitaptır hem hitaptır. O, canlı bir kitaptır. Hayatın içinde olan bir kitaptır. Hayatın her anında insanla birliktedir. Kur’ân, kitaptan yani söz ve yazıdan ziyade bir hitaptır. İnsanların yazdığı kanun metinleri gibi soğuk ve itici değildir.

20- Kur’ân, güzel ahlaklı gençlerden örnekler verir. İşsizlere çalışmalarını ve iş sahibi olmalarını öğütler. Zekât vermeyi, infak etmeyi, sadaka vermeyi ve dünyayı iyilikle doldurmayı ister. Kur’ân, malın da ailenin de korunmasını ister. Bu uğurda gerektiğinde mücadele etmeyi emreder.

21- Kur’ân, çocuğundan koparılmış peygamber bir babanın halini anlatır. Bir çocuğun nasıl terbiye edilmesi gerektiğini öğretir. Eşlerin birbirlerini sevmelerini öğütler. Kur’ân, yatak odasıyla ilgili emirlerde ve yasaklarda bulunur. Kur’ân; banyoda yanında, abdest alırken yanında; çarşıda, pazarda, sokakta, savaşta, barışta, borçta, samimiyette, ibadette, kavgada ve yemekte yanındadır.Kur’ân’ın hayata dair özellikleri anlatmakla bitmez. Çünkü o hem kitaptır hem hitaptır.

22- Kur’ân bir reçetedir. Manevî açıdan iyileşmek isteyen kişi Kur’ân reçetesinde yazılan ilaçları okumalı ve ona göre bir hayat sürmelidir. Kur’ân ilacını düzenli kullanmayan kişi şifa bulamaz. Reçeteyi ezberleyip iyileşen hiç kimse olmamıştır. Reçetedeki ilaçları alıp ancak onları kullanmayan hiç kimse iyileşmemiştir. Sadece reçeteye bakıp iyileşen olmamıştır. Doktorun, okunması zor olan yazısını temize çekip güzel bir yazıya döken hiç kimse de iyileşmemiştir. Kur’ân müminin ilacıdır. İlacı almadan ve onu hayata geçirmeden iyileşmek mümkün değildir.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve sessiz olun ki merhamete nail olasınız.” (A’râf 204.) Kur’ân’ı dinlemek ve Kur’ân okunurken susmak bile merhamet vesilesidir.

Murat Padak

Konu Başlıklı ve Açıklamalı Kur'an'ı Kerim Meali
 
Üst