MezhepsizlikEn Büyük Bid’attir
Abdullah b.Abbâs (r.a.)'dan rivâyet edilen bir hadiste şöyle buyrulur: "Allah, bid'atsahibinin amelini, bid'atından vazgeçinceye kadar kabul etmez." (İbn Mâce,Mukaddime, 7/50).
”Bid’at sahibi bid’atini terk etmedikçe Allah onun hiç bir amelini kabul etmez.”(ramuz-ul-ehadis/37, Kütüb-ü Sitte), “Kim bid’at sahibine saygı gösterirse, İslamın yıkılmasına yardım etmişolur.” (Ramuzul-Ehadis 5569 Kütüb-ü Sitte), “Allah bid’at sahibinin nenamazını, ne orucunu, ne zekatını, ne haccını, ne cihadını, ve ne de diğer amellerini asla kabul etmez;hamurdan kılın çıktığı gibi İslamdan çıkar.” (Ramuz-ul Ehadis/6093)
Şu sorunun meymenetsizliğine bir bakın: "Peygamberzamanında mezhep mi vardı?" Elbette yoktu, olamazdı, çünkü dinhenüz tamamlanmamıştı, ceste ceste Kur'ân iniyordu, Peygamber Ashabına İslâm'ıöğretiyordu. Peygamberin ölümünden hemen sonra fıkıh mezhepleri kurulmadı.İslâm dünyaya yayıldı, doğuda Çin sınırına, Batı'da Atlas okyanusuna ulaştı.Zaruret karşısında büyük din imamları, müctehidler varyantlarıyla birlikte yüzbinlerce hadisi incelediler ve 20 kadar mutlak müctehid, fıkıh hükümleriniformüle etti. Bunların dördünün fıkıh sistemi yaşadı, diğerleri yaşamadı.
Peygamber zamanında mezhep mi vardı diyen çok bilmişlere sorarım: Peygamberzamanında Mushaf yâni tek bir kitap nüshası halinde Kur'ân var mıydı? Yoktu...Sizin sakat zihniyetinize göre mezhep bid'at olduğuna göre Mushaf da mıbid'attir?
Mushaf, Kur'ân'ın tamamını bir araya geçirmiştir. Mezhep de, hadislerinışığında Kur'ân hükümlerini bir araya toplayıp sistemleştirmiştir.
Mezhep bid'atmiş, mezhepler birer putmuş... Bütün bu lâflar hezeyandanibarettir.
Mezhep olmadan, fıkıh olmadan bir Müslüman doğru şekilde, Peygamberin kıldığışekilde iki rekat sahih namaz bile kılamaz.
Dört hak mezhep usûlde (asıllarda), temelde, esasta birdir. Teferruatta, küçükayrıntılarda bazı çeşitlilikler vardır, onlar da bu Ümmet için geniş birrahmettir.
Adam mutezile mezhebinden, bu hususu açık ve mert şekilde açıklayamıyor. Sünnîmezheplere sövüp sayıyor.
Adam Vehhabî ama mertlik edip, cesaret gösterip açıkça ben Vahhabîyimdiyemiyor, mezheplere saldırıyor.
Adam, 72 bid'at fırkasından birine mensup... Mezhep düşmanlığı yapıyor.
Mezhepler putmuş... Mezhebe put diyen fıkha put demiş olur. Fıkıh, yüce İslâmdininin hükümlerini bir araya getiren sistemdir. Fıkha put diyene ne lazımgelir? Sakın küfre düşmesin?..
Dört büyük mezhep imamı, mutlak müctehid rütbesinde alim ve fakih kişilerdir.Dördü de salihtir, zahiddir, takvalıdır, muhlistir, velîdir. Resul-i KibriyaEfendimizin vekilleri, varisleri, halifeleri makamındadır. Onlar Müslümanlarınvelinimetleridir.
Fıkıhları, mezhepleri devam etmemiş olan diğer büyük müctehid imamefendilerimiz de böyledir.
Mezheplere saldıranlar, mezheplere put diye sövüp sayanlar, Mason CemaleddinAfganî'yi göklere çıkartırlar.
Sevgili Müslüman kardeşlerimi uyarıyorum. Aşağıdaki hususlara dikkat etsinler:
1. İslâm'ı hayatımıza ve hayata uygulamak için mezhep ve fıkıh şarttır.
2. Dört hak mezhep vardır.
3. Bir Müslüman bir mezhebi bütün olarak kabul eder ve onu uygular.
4. Diğer üç mezhebe de saygı duyar.
5. Mezhepsizlik çok korkunç bir bid'attir.
6. Mezhep ve fıkıh olmadan nasıl abdest alınacağını, nasıl namaz kılınacağını,dünya işlerinin nasıl halledileceğini öğrenmek ve bilmek mümkün olmaz.
7. Usûlde, temelde, esasta bir olan dört fıkıh mezhebi Müslümanlarıbirleştirir.
8. Mezhepsizlik kaos, anarşi ve esaret doğurur.
Mezhepsizlik bize Arap dünyasından gelmiştir. Biz Türkiyeliler Arapça bilmeyiz,Kur'ân'ı ve hadîsleri asıl metninden okuyup anlayamayız. Mutlaka ulemânın,fukahanın hocalığına, yardımına ihtiyacımız vardır.
Kur'ân meal ve tercümeleri Kur'ân'ın kendisi değildir.
Para kazanmak, köşeyi dönmek, dünya malı edinmek için, içinde bozuk yorumlar veanlatışlar bulunan Kur'ân tercümeleri ve mealleri nice cahil Müslümanınsapıtmasına sebep olmaktadır.
Ülkemizdeki İslâm düşmanları, bir asırdan beri "Yobaz ulemâ aradan çıksın,halk dinini Türkçe tercümelerden öğrensin" diye propaganda yapmaktadır.
Şu anda Türkiyemizde din konusunda dehşetli bir kafa karışıklığı hükümsürmektedir.
Müslümanlar parça parça olmuş, yüzlerce, hattâ binlerce gruba, fırkaya, hizbeayrılmıştır.
"Allah gerçek bir Janus'tur" diyenzındığı bile baş tacı eden Müslümanlar vardır. Janus iki çehreli bir Romaputunun adıdır. Allah'ı bir puta benzetmek küfürdür. Mezhepsizliğin, fıkhıinkârın sonu dalalettir.
Zahid el-Kevserî'nin dediği gibi "Mezhepsizlik dinsizliğeköprüdür." (Makalât)
Cahil Müslümanların din konusunda tartışmaları, birbirlerine saldırmaları,sövüp saymaları acınacak bir haldir.
Fıkıh ve mezhep düşmanlarından ne köy olur, ne kasaba.
Bizim sözümüz şudur: Müslümanlar, esasta bir olan dört fıkıh mezhebinden birinebağlansınlar ve dinî konularda tartışıp çekişmesinler.
Onlar ise şöyle diyor: Mezhepler puttur. Peygamber zamanında mezhep mi vardı?Herkes Kur'ân tercüme ve meallerinden dinini kendi kafasına göre öğrensin...Daha bunlar gibi bir sürü hezeyan.
Tarihe bakalım: Osmanlı İslâm devleti Ehl-i Sünnet ve Cemaat, fıkha, mezhebebağlıydı. Osmanlılar zamanında "Mezhep puttur" diyenlerikonuşturmazlardı. Bu devlet, Ehl-i Sünnete, mezhebe, fıkha bağlılığı sayesindeİslâm'ı doğru anlamış, doğru uygulamış ve bugün enkazından kırka yakın devletçıkmış olan bir cihan barışı kurmuştu. Tanzimattan sonra Batı'ya yöneldiği içinde batmıştır.
Osmanlılar mezhebi, fıkhı inkâr etmiş olsalardı, 622 yıl değil, 60 yıl pâyidarolamazlardı.
Fıkıh demek, mezhep demek Kur'ân'ın, Sünnetin hükümleri demektir. Bunları inkâreden kendi dinini yıkmış olur.
Cenâb-ı Hak cümlemizi doğru yolda yürütsün.
alıntıdır
Abdullah b.Abbâs (r.a.)'dan rivâyet edilen bir hadiste şöyle buyrulur: "Allah, bid'atsahibinin amelini, bid'atından vazgeçinceye kadar kabul etmez." (İbn Mâce,Mukaddime, 7/50).
”Bid’at sahibi bid’atini terk etmedikçe Allah onun hiç bir amelini kabul etmez.”(ramuz-ul-ehadis/37, Kütüb-ü Sitte), “Kim bid’at sahibine saygı gösterirse, İslamın yıkılmasına yardım etmişolur.” (Ramuzul-Ehadis 5569 Kütüb-ü Sitte), “Allah bid’at sahibinin nenamazını, ne orucunu, ne zekatını, ne haccını, ne cihadını, ve ne de diğer amellerini asla kabul etmez;hamurdan kılın çıktığı gibi İslamdan çıkar.” (Ramuz-ul Ehadis/6093)
Şu sorunun meymenetsizliğine bir bakın: "Peygamberzamanında mezhep mi vardı?" Elbette yoktu, olamazdı, çünkü dinhenüz tamamlanmamıştı, ceste ceste Kur'ân iniyordu, Peygamber Ashabına İslâm'ıöğretiyordu. Peygamberin ölümünden hemen sonra fıkıh mezhepleri kurulmadı.İslâm dünyaya yayıldı, doğuda Çin sınırına, Batı'da Atlas okyanusuna ulaştı.Zaruret karşısında büyük din imamları, müctehidler varyantlarıyla birlikte yüzbinlerce hadisi incelediler ve 20 kadar mutlak müctehid, fıkıh hükümleriniformüle etti. Bunların dördünün fıkıh sistemi yaşadı, diğerleri yaşamadı.
Peygamber zamanında mezhep mi vardı diyen çok bilmişlere sorarım: Peygamberzamanında Mushaf yâni tek bir kitap nüshası halinde Kur'ân var mıydı? Yoktu...Sizin sakat zihniyetinize göre mezhep bid'at olduğuna göre Mushaf da mıbid'attir?
Mushaf, Kur'ân'ın tamamını bir araya geçirmiştir. Mezhep de, hadislerinışığında Kur'ân hükümlerini bir araya toplayıp sistemleştirmiştir.
Mezhep bid'atmiş, mezhepler birer putmuş... Bütün bu lâflar hezeyandanibarettir.
Mezhep olmadan, fıkıh olmadan bir Müslüman doğru şekilde, Peygamberin kıldığışekilde iki rekat sahih namaz bile kılamaz.
Dört hak mezhep usûlde (asıllarda), temelde, esasta birdir. Teferruatta, küçükayrıntılarda bazı çeşitlilikler vardır, onlar da bu Ümmet için geniş birrahmettir.
Adam mutezile mezhebinden, bu hususu açık ve mert şekilde açıklayamıyor. Sünnîmezheplere sövüp sayıyor.
Adam Vehhabî ama mertlik edip, cesaret gösterip açıkça ben Vahhabîyimdiyemiyor, mezheplere saldırıyor.
Adam, 72 bid'at fırkasından birine mensup... Mezhep düşmanlığı yapıyor.
Mezhepler putmuş... Mezhebe put diyen fıkha put demiş olur. Fıkıh, yüce İslâmdininin hükümlerini bir araya getiren sistemdir. Fıkha put diyene ne lazımgelir? Sakın küfre düşmesin?..
Dört büyük mezhep imamı, mutlak müctehid rütbesinde alim ve fakih kişilerdir.Dördü de salihtir, zahiddir, takvalıdır, muhlistir, velîdir. Resul-i KibriyaEfendimizin vekilleri, varisleri, halifeleri makamındadır. Onlar Müslümanlarınvelinimetleridir.
Fıkıhları, mezhepleri devam etmemiş olan diğer büyük müctehid imamefendilerimiz de böyledir.
Mezheplere saldıranlar, mezheplere put diye sövüp sayanlar, Mason CemaleddinAfganî'yi göklere çıkartırlar.
Sevgili Müslüman kardeşlerimi uyarıyorum. Aşağıdaki hususlara dikkat etsinler:
1. İslâm'ı hayatımıza ve hayata uygulamak için mezhep ve fıkıh şarttır.
2. Dört hak mezhep vardır.
3. Bir Müslüman bir mezhebi bütün olarak kabul eder ve onu uygular.
4. Diğer üç mezhebe de saygı duyar.
5. Mezhepsizlik çok korkunç bir bid'attir.
6. Mezhep ve fıkıh olmadan nasıl abdest alınacağını, nasıl namaz kılınacağını,dünya işlerinin nasıl halledileceğini öğrenmek ve bilmek mümkün olmaz.
7. Usûlde, temelde, esasta bir olan dört fıkıh mezhebi Müslümanlarıbirleştirir.
8. Mezhepsizlik kaos, anarşi ve esaret doğurur.
Mezhepsizlik bize Arap dünyasından gelmiştir. Biz Türkiyeliler Arapça bilmeyiz,Kur'ân'ı ve hadîsleri asıl metninden okuyup anlayamayız. Mutlaka ulemânın,fukahanın hocalığına, yardımına ihtiyacımız vardır.
Kur'ân meal ve tercümeleri Kur'ân'ın kendisi değildir.
Para kazanmak, köşeyi dönmek, dünya malı edinmek için, içinde bozuk yorumlar veanlatışlar bulunan Kur'ân tercümeleri ve mealleri nice cahil Müslümanınsapıtmasına sebep olmaktadır.
Ülkemizdeki İslâm düşmanları, bir asırdan beri "Yobaz ulemâ aradan çıksın,halk dinini Türkçe tercümelerden öğrensin" diye propaganda yapmaktadır.
Şu anda Türkiyemizde din konusunda dehşetli bir kafa karışıklığı hükümsürmektedir.
Müslümanlar parça parça olmuş, yüzlerce, hattâ binlerce gruba, fırkaya, hizbeayrılmıştır.
"Allah gerçek bir Janus'tur" diyenzındığı bile baş tacı eden Müslümanlar vardır. Janus iki çehreli bir Romaputunun adıdır. Allah'ı bir puta benzetmek küfürdür. Mezhepsizliğin, fıkhıinkârın sonu dalalettir.
Zahid el-Kevserî'nin dediği gibi "Mezhepsizlik dinsizliğeköprüdür." (Makalât)
Cahil Müslümanların din konusunda tartışmaları, birbirlerine saldırmaları,sövüp saymaları acınacak bir haldir.
Fıkıh ve mezhep düşmanlarından ne köy olur, ne kasaba.
Bizim sözümüz şudur: Müslümanlar, esasta bir olan dört fıkıh mezhebinden birinebağlansınlar ve dinî konularda tartışıp çekişmesinler.
Onlar ise şöyle diyor: Mezhepler puttur. Peygamber zamanında mezhep mi vardı?Herkes Kur'ân tercüme ve meallerinden dinini kendi kafasına göre öğrensin...Daha bunlar gibi bir sürü hezeyan.
Tarihe bakalım: Osmanlı İslâm devleti Ehl-i Sünnet ve Cemaat, fıkha, mezhebebağlıydı. Osmanlılar zamanında "Mezhep puttur" diyenlerikonuşturmazlardı. Bu devlet, Ehl-i Sünnete, mezhebe, fıkha bağlılığı sayesindeİslâm'ı doğru anlamış, doğru uygulamış ve bugün enkazından kırka yakın devletçıkmış olan bir cihan barışı kurmuştu. Tanzimattan sonra Batı'ya yöneldiği içinde batmıştır.
Osmanlılar mezhebi, fıkhı inkâr etmiş olsalardı, 622 yıl değil, 60 yıl pâyidarolamazlardı.
Fıkıh demek, mezhep demek Kur'ân'ın, Sünnetin hükümleri demektir. Bunları inkâreden kendi dinini yıkmış olur.
Cenâb-ı Hak cümlemizi doğru yolda yürütsün.
alıntıdır