Mustafa Caymaz Şiirleri

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
GÜLTANEM

Bir daha görmez oldum yüzünü,
Halim nedir bilmez misin bir tanem?
Ben seninle söndürmüştüm yanan gönlümü,
Rüyalarıma bir kez daha gelmez misin Gültanem!

Cemal’in gözümün perdesi olsun,
Başka şey görmeyeyim bir tanem,
Emsali bulunmaz güzelliğin gönlüme dökülsün,
Başka şey ister miyim Gültanem!

Dünyada hiçbir şey senden ihtişamlı değil,
Gel de rüyalarımı süsle bir tanem,
Gönlüm; henüz muradını almış değil,
Gördükten sonra uyandırmasınlar beni Gültanem!

Anladım kavuşmak; başka bahara kaldı,
Sensiz bu kâbus kaç asır sürecek bir tanem!

Beni görenler; delirdiğimi sandı,
Ne zaman geleceksin artık Gültanem!

Gözlerimi kapattığımda hep seni aradım,
Gelirsin diye rüyalarıma diye ne dualar okudum,
Çatlamış tohum gibi bittim, susuzum,
Gel de sula gönlümü en sevgili Gültanem!

Gel!
Gel artık gel!


Mustafa CAYMAZ
 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Gözümün nuru

Doğduğunda yetimdin,
Baba şefkati görmedin,
Çocuklar sarılırken babalarına,
Gözümün nuru ne hissettin?

Yıllar geldi geçti,
Bir kez olsun sarılamadın babana,
Hastalandın yattın da,
Gözümün nuru kim sabahladı başında?

Altı yaşına basmıştın, öksüz kaldın,
Anneler evlatlarını öpüp koklarken,
Sen annesiz, sessiz
Gözümün nuru ne hissettin?


Annesizlik zordur herkes bilir,
Boynu bükük olur öksüzün,
Yatağına her girdiğinde,
Gözümün nuru ne hissettin?

Allah sahiplendi seni bırakmadı kimseye,
Çocuklar taşlarken bile Taif’te,
Avuçlarını açtın dua ettin Rabbine,
Gözümün nuru gözlerin buğulanırken ne hissettin?

Kavuşmuşken Rabbine Miraçta,
Kim dönerdi bir daha dünyaya?
Ümmetini bırakmadın boynu bükük ve yetim,
Gözümün nuru en sevdiğinden ayrılırken ne hissettin?

Ümmetin için aşkla yanarken,
Şefkatinle âleme bakarken,
Veda hutbesinde son nasihati yaparken,
Gözümün nuru ne hissettin?


Mustafa CAYMAZ
 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Zamanı Kolluyorum

Zamanı kolluyorum her an,
Geçen günler ömürden,
Düşündükçe donuyor içimdeki kan,
Sana olan düşkünlüğümden.

Yıllar geldi geçti hep yalan oldu,
Sayılı günler tez geçermiş diyorlar,
Sana olan hasretimden rengim sararıp soldu,
Seven sevdiğine kavuşucunca açarmış diyorlar.

Bırak açmasam da olur senin yanında.

Beni hasır olarak serin ayağının altına.
Her bastığında üzerime; ruhum semaya açılır.
Senin ayağının tozu cennetten daha tatlıdır.

Ey güzeller güzeli efendim,
Layık olabilmek mümkün mü sana,
Sen ki; ümmetin için şevkle yandın,
Bizler layık olamadık sana.

Kılavuz belli anlayan yok,
Gelse de görse O Nebi hâlimizi,
Şefaati hangimiz hak ettik diyebiliriz?
Bizim için üzülmesin o gül kokulu efendimiz.

Mustafa CAYMAZ
 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hz.Muhammed'im

Ey yalan dünya!
Kapılmışım bende senin dümen suyuna,
Çirkefe bulanmış günahkâr ağzımla,
Ben kimim ki; O’nu methedeyim.

Yalan dolan içinde,
Yuvarlanırım bela içinde,
Darda kalınca anarım ismini,
Ben kimim ki; O’nu methedeyim.

Yüce Allah O’nu sevmiş,
Alarak miraçta sohbet etmiş,
O ümmeti için ağlarken,
Ben kimim ki; O’nu methedeyim.

Bütün övgüler azdır sana,
Mütevazı yaşadın ömrün boyunca,
Ben ise yaşıyorum çılgınca,
Ben kimim ki; O’nu methedeyim…

Taif’te taşlanan ben olaydım,
Uhud’ta kırılan dişin olaydım,
Bindiğin deven, yaslandığın kütük olaydım,
Ben kimim ki; O’nu methedeyim.

Ben kapında ağlayan aciz biçareyim,
Hayalinde olsa seni bir kez göreyim,
Cemalini seyrederken ruhumu teslim edeyim.
Çağır beni bende geleyim!
Eşiğinde yüzümü yerlere süreyim.

Yolunda sararıp solmuş çok mu?
Bütün âlemler senin için yok mu?
Bu kul hicranınla kavruldu kül oldu.
Çağır beni bende geleyim!
Eşiğinde yüzümü yerlere süreyim.

Bu gözlerin dili olsa da konuşsa,
Bu eller, ayaklar neler yapmadı hayatta,
Bu kalp başkası içinde boş attı ya.
Çağır beni bende geleyim!
Eşiğinde yüzümü yerlere süreyim.

Seninle var oldum asıl ben,
Bütün âlemin umudusun sen,
Paramparça olup da yoluna serilsem.
Çağır beni bende geleyim!
Eşiğinde yüzümü yerlere süreyim.

Mustafa CAYMAZ
 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Asır O Asırdı

Düştüm senin aşkına,
Bağrımda yanıyor alevin,
Hangi deniz söndürür ateşimi,
Sen olmayınca Muhammed’im.

Sen olmadan güler mi yüzüm?
Ölümden sonra dirildiğim o gün:
Ne annemi, ne eşimi, ne de evlatlarımı arar gözüm.
Seni arar, seni arar Ya Muhammed iki gözüm.

Aşkından oldum mecnun,
Yaşamak vardı senin devrinde,
Vallahi değişmezdim çöl sıcağına,
Cennetin en güzel yerine.

Asır O Asırdı…
Güneş başka parlar,
Çiçek ayrı açardı,
O’nu gören göz;
Hz. Davut’un demiri gibi erirdi,
Hz. İbrahim’in ateşi gibi yanar,
O’nu göremezse Hz. Eyüp gibi yatardı.

Ne çekmedi ki;
Taif’te taşladılar,
Mekke’den kovdular,
Uhut’da dişini kırdılar.

Aç, susuz bıraktılar da,
Beddua dahi etmedi,
O ne sabırdı!
Nurların nurunun yaşadığı asırdı.

O asırla bu asrı mukayese,
Köre renkleri anlatmak gibi,
O zatı anlatmak ise,
Denizler mürekkep,
Ağaçlar kalem,
Günler sayfa olsa imkânsız!

Ne muhteşem yaratmış yaratan,
Ay’dan parlak yüzüne,
Baldan tatlı sözüne,
Sakalının bir teline,
Canını verir O’nu tanıyan.


Ahir zaman boğdu beni,
Umudunla yaşıyorum,
Aklımdan çıkaramam seni,
Kavuşmak için yanıyorum.

Cennette köşkler varmış,
Irmaklar baldan akarmış,
Yanında da huriler.
Bir elin yağda, bir elin balda,
Kimin umurunda,
Sen varsan her şey var.
Yoksan hiç.
Anlamı yok ki sensiz var olmanın.


Mustafa CAYMAZ

 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ona Yandım

Ben yandım herkes yansın,
Sevdiğime âlem sevdalansın,
Yanmadan giden varsa,
Yaşadığı yıllara utansın.

Ben eridim herkes erisin,
Sevdiğimi âlem sevsin.
Sevmeden giden varsa,
Âlemde sevilmediğini bilsin.


Bulunmaz derdime çare,
Derman olmaz aşk bende imiş,
Lokman Hekimi getirsen ne çare,
Dermanım sende imiş.

Çağır beni koşarak geleyim,
Senin yanında mum gibi eriyeyim,
Diz çöküp efendim.
Cemalini sonsuza dek seyredeyim.

Ah, ne zaman bitecek sürgün hayatım,
Ebedî âlemdedir asıl saltanatım,
Efendimin gittiğindendir bu matemim,
Cennet bile sensiz sürgündür be efendim.


Mustafa CAYMAZ
 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kütük ve İnsan

Bir hurma kütüğü vardı mescitte,
Peygamberimiz; yaslanırdı ona hutbede,
İlim verir, aydınlatırdı ashabını,
Kuru kütük de dinlerdi, sessizce.

Yeni bir minber yapılınca mescide,
Kütüğü kaldırmışlardı, başka bir yere,
Acı acı hıçkırarak ağlıyordu kütük,
Ashabı da dayanamadı o hâli görünce.

Sevgilisinden ayrılmanın acısıydı,
Hiçbir şey teselli etmiyordu O’nu,
Peygamberimizin yanına getirilince sustu,
Okşanınca başı adeta sevinçten uçtu.

Peygamberimiz buyurdu ki;
Seni dikeyim istersen kök sal dünyaya,
İstersen cennete dikeyim, meyve ver insanlara,
Kütük bile ebediyeti seçti fani dünyada.

Ey dostlar bizler olamadık bir kütük kadar,
Kavuşmasaydı Nebi’ye, ağlayacaktı kıyamete kadar,
O kuru bir kütükken gerçekleri biliyor da,
Bizler insan olarak nasıl yaşıyoruz dünyada?

Mustafa CAYMAZ
 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bir Yiğit Vardı

Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Yaşadığı asırda; bir örneği bulunmaz unvanı vardı,
Cemiyetin imanını kurtarmak için dünyasını harcadı,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.

Harp meydanlarında, esaret zindanlarında,
Memleket hapishanelerinde, mahkemelerde,
Görmediği ceza, çekmediği eza kalmadı,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.

Divan-ı Harplerde cani gibi yargılandı,
Bir serseri gibi diyar diyar sürgüne yollandı,
Zindanlara atıldı, vücuduna defalarca zehir yapıldı,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.

Bir kış mevsimiydi Afyon’da,
Altmış kişilik koğuşta tek başına,
Zemin buz, camlar kırık, sızan kar koğuşta,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.

Bir köşeye yaslanmıştı, bir yiğit ihtiyar,
Abdest alınacak sular; donmuş, oturacak yer yok,
İnsanların imanlarını kurtarmaktan başka derdi de yok,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.

Hayatının son demleriydi, Isparta’da,
Hz. İbrahim Aleyhisselam’ı gördü rüyasında,
Urfa’ya çağırıyordu çilekeş dostunu,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.

Davete icabet etti, yerleşti Urfa’da İpek Palas’a,
O zatın Hakk’a kavuştuğu son nokta,
Kadir Gecesi 23 Mart’ta,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.

Arkasından bıraktığı dünya mirası;
Bir çift lastik, dört adet sefer tası,
Bir adet çinko tencere, bir küçük çaydanlık,
Bir eski gömlek, bir sarık, bir adet kırık gözlük,
Ve milyonlarca seveni,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.


Mustafa CAYMAZ
 

yryapim

Üye
Katılım
25 Mar 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hz.muhammed (a.s.m.)


Bütün âleme kitap nazarıyla baksan,
Hz. Muhammed (a.s.m.) O kitabın kâtibinin mürekkebidir,
Bütün âleme ağaç nazarıyla baksan,
Hz. Muhammed (a.s.m.) O ağacın hem çekirdeği hem de meyvesidir.

Bütün kâinata canlı nazarıyla baksan,
Hz. Muhammed (a.s.m.) O canlının ruhudur,
Bütün dünya’yı insan tasavvur etsen,
Hz. Muhammed (a.s.m.) O insanın aklıdır.

Bütün dünya’yı cennet kabul etsen,
Hz. Muhammed (a.s.m.) O cennetin en güzel bülbülüdür,
Bütün dünya’yı saray kabul etsen,
Hz. Muhammed (a.s.m.) O sarayın haşmetini tanıtan rehberidir.

Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün Resullere Seyyiddir,
Hz. Muhammed ( a.s.m.) bütün Enbiyanın imamıdır,
Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün Asfiya’nın serveridir,
Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün Allah’a yakınların en yakınıdır.

Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün mahlukâtın en mükemmelidir,
Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün insanların en olgunudur,
Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün mahlukâtın en kusursuzudur,
Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün insanlığın tek umududur.
 
Üst