Mustafa Yıldırım - Televizyon dizileri yada özendirilen hayat

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
RT 1968'de başladığı yayınlarıyla 44 yıldır hayatımızda. İTÜ'nün 1953 yılında başlayan bölgesel yayınlarını da hesaba katarsak yaklaşık 60 yıllık bir mazisi var televizyonun ülkemizde.
Etkinliği ve toplumu cezbedişi asla inkar edilemeyecek olan televizyonun bu cazibesinin keşfedilmesi uzun sürmedi doğal olarak. Sihirli kutu artık hayatımızı da tehdit eden bir silah aynı zamanda. Kumandası elimizde olsa da zararlı ya da hoş olmayan yayınları "zap"lamak hiç de kolay olmuyor. Tıpkı sabah namazına kalkmakta zorlanan müslümanlar gibi. Gerçekten ne de zordur sabah namazına kalkmak, hele ki soğuk havalarda yatak ne de sıcaktır değil mi? İşte kumandayı da yönetmek böyle zordur. Cicili bicili dizileri bırakıp da ailece izleyebileceğiniz bir programı açmak nefse ne de ağır gelir. Tabi ailece izleyecek bir program bulmak da aynı oranda zordur ya neyse!

Yıllarca TRT'nin tek kanallı siyah beyaz yayınlarını izledik. Sonra renklendi hayatımız. Zamanla Magic Box girdi hayatımıza. Artık TRT'nin de bir rakibi vardı. Star1 TV. Renkli ekranlarda Magic Box'ı izlerken yeni yayınlarla da tanışmaya başladık. TRT'nin klasik programlarının yerini artık cicili bicili programlar almaya başlamıştı. Zamanla özel kanallar pıtrak gibi bitmeye, sayıları onlarla ifade edilmeye başladı. Uydu yayınına geçişimizle birlikte artık yüzlerce kanalı izleme ve keyiflenme (!) şansımız oldu. Neler yoktu ki kanalların içinde; müzik kanalları, alışveriş kanalları, özel dizi-film kanalları, spor kanalları, haber kanalları, çizgi film kanalları... say say bitmez.

Televizyonların sayısının artması ile birlikte izlenme derdi sardı TV'cileri. İzlenme kaygısı da dizi furyasını başlattı. Batılı ülkelerin TV'lerinde oynayan ne kadar dizi varsa inanç, örf ve adetlerimiz gözardı edilerek ülkemize uyarlandı (!) elçabukluğuyla. Hele yarışma programları tam bir felaket oldu. Artık ne giyeceğimizi bile ekrana bakarak seçer olduk.

Toplumu etkilemek adına çekilen dizilerde genelde bohem bir hayat sunuldu insanımıza. 1970-80'lerdeki fakir-zengin insanların ilişki rolleri yerini hep zengin ve özgür insanların ilişkilerine bıraktı. Toplumumuza sürekli din dışı bir hayat dayatıldı, özendirildi. Zengin olan, altında arabası, yatı, katı olan elinde içkisi, yanında metresi olan hayatlar gösterildi hep. Herşeyden önemlisi ise ahlakın, evliliğin, haramın gözardı edildiği bir hayat sunuldu.
TV'lerimizde oynayan dizileri gözünüzde canlandırın hele bir. Müslüman bir ülkenin dini yaşantısına uyan kaç tane dizi var ekranlarda. Muhafazakar kanal diye tabir olunan kanallarda oynayan diziler bile bir alem. Dizi karakterlerinin hiç birinde abdest alan, alnı secde gören, başı örtülü yani mütedeyyin bir oyuncu (rol) var mı? Mekanların içinde cami, kütüphane vb. ne kadar geçiyor? Bu dizilerin senaristleri, yönetmenleri hangi ülkenin insanları? Kendilerini bu toplumdan üstün gören, toplumu ehlileştirmek ve çağdaşlaştırmak gerektiğine inanların çekeceği diziler ancak bu kadar olur tabiki. Kendi yaşadıkları bohem hayatı toplumun genel yaşantısı olarak addedenlerin, toplumdan kopuk bir hayat sürenlerin dizileri de böyle olacaktır tabiki. Burada asıl şaşırmamız gereken nokta İslami camianın bu konuda sessiz hatta hareketsiz kalması.

"Bizden" diyebileceğimiz bir kaç dizi de maalesef hep "başka" dünyaların insanlarını sundu bize ne yazıkki. Mesela Kurtlar Vadisi Pusu bunlardan birisi. yapımcısının, oyuncusunun ehli tarik olması nedeniyle bir kısım çevreler tarafından eleştirilen dizide karşımıza nasıl bir model çıkıyor? Vatanı için iç dış düşmanlarla mücadele eden insanlar var değil mi? Vatanını seven uğrunda canını verebilecek insanlar. Peki asıl kahraman olan Polat'ı abdest alırken, namaz kılarken ya da Ramazan ayında oruç tutarken izleyebildiniz mi? Hayır! Ya nasıl izledik ara sıra elinde kadeh olan. Devleti uğrunda (!) evlilik dışı çocuk edinen, sonrada bunu örtbas etmek için evlenen bir idölümüz var elimizde. Ömer baba karakteri dışında İslami bir motif var mı? O da nasıl bir motifse ney çalarak, tasavvufi bir iki kelam ederek verilen satırarası mesajlar, minareden ezan okumalar ve bir de hakkını yemeyelim arada bir namaz kılmalar. Gerisi yok. Dizide İslami tesettüre sahip bir oyuncu var mı? Yok. Ama olsun yapımcısı oyuncusu ehli tarik ya yeter değil mi? Sahi çok mu zor İslami motiflerle bezemek dizilerimizi?

Bir de ekranlarda sigara konusunda gerçekten çok hassasiyet var. Elinde sigara içen bir oyuncu varsa sigarayı hemen kapatıyorlar ne güzel değil mi tebrik etmek lazım RTÜK'ü? Peki masada kadehler, elinde bardak olan ve şerefe çin çin diyen oyunculara niye müdahale etmez sevgili RTÜK? Yengesiyle birlikte olanlar, çarpık ilişkiler yumağında olanlar neden ilgilendirmez RTÜK'ümüzü? Ya toplum neden izleyerek prim verir bu dizilere içi kaldırmasa da?
Muhteşem Yüzyıl'ın içinde olduğumuz bu zamanda Adını ister Feriha koyun, ister Pis Yedili oynayın, sevdiklerinizin yanağına MUCK kondurun, Arka Sıralarda ve Sokaklarda dolaşın, Yaprakları dökün, Fatmagül'e suç isnat edin, Behzat'a ceee deyin, umutsuz ev kadınlarına umut dağıtın her ne yaparsanız yapın ama bir şeyin farkına vararak kandırılmayın. Bize yaşamamız için verilen bu hayatın bir hesap dönemi olacak ve yaptıklarımızın neticesi bize sunulacak. Tıpkı karne alan öğrenciler gibi. O karneyi önden ve sağ tarafından alanlara ne mutlu! Ya bir de sol taraftan veya arkamızdan verilirse karnemiz halimiz nice olur bir düşünelim. Bize sunulan bu hayatın daha doğrusu olmamız istenilen bir yaşantının parçası olmamaya çalışalım ve aile efradımız başta olmak üzere etrafımızı da bu konularda -elimizden geldiğince- uyaralım. Küresel aktörlerin oyununa gelmeyelim. Yazımı sanal alemde hoşuma giden bir sözle nihayete erdireyim: "Elalem film yapıp Rambosunu kahraman yapar, bizimkiler film yapıp padişahını zampara yapar."
Herhalde işin özeti bu olsa gerek değil mi?

Mustafa Yıldırım
http://milligazete.com.tr/makale/televizyon-dizileri-yada-ozendirilen-hayat-229275.htm
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Ercan HOCAM

Güzel bir konuya aslında vahimiyeti çok önemli bir konuya değinmişsiniz.

SİYONİSTLERİN PİSİKOLOJİK SAVAŞTA ETKİLİ GÖRSEL MEDYA SİLAHI

Birde önerilerinizi getirseniz bilgilensek.Lütfen
 
Üst