NELER OLuYOR?
- Konbuyu başlatan zebih
- Başlangıç tarihi
dünyada büyük bir ekonomik kriz var. bu krizin boyutu amerika kökenli 20'li yıllardaki krizin düzlem hesabında 10 katı şiddetinde.
amerika, 400 milyar dolar civarı dolar bastı; ama krizin dalga şiddetini hafifletemedi.
kriz, çok ciddi bir dalga ivmeli büyüme seyrinde üstelik. ucunu bucağını hesap etmenin imkanı yok.
bırakınız devasa şirket ve fonları, birçok devletin iflası söz konusu olacak.
türkiye'deki hadiselerin bu kriz dalgasıyla bir bağlantısı var mı diye sormaya luzum var mı?
borçlananlar!
bitirin borçlarınızı!
yatırım düşünenler!
biraz global ekonomiye nazar edin!
hanımlarınızın kolundaki bilezikleri makasla kesip, satacağınız günler yakındır.
amerika, 400 milyar dolar civarı dolar bastı; ama krizin dalga şiddetini hafifletemedi.
kriz, çok ciddi bir dalga ivmeli büyüme seyrinde üstelik. ucunu bucağını hesap etmenin imkanı yok.
bırakınız devasa şirket ve fonları, birçok devletin iflası söz konusu olacak.
türkiye'deki hadiselerin bu kriz dalgasıyla bir bağlantısı var mı diye sormaya luzum var mı?
borçlananlar!
bitirin borçlarınızı!
yatırım düşünenler!
biraz global ekonomiye nazar edin!
hanımlarınızın kolundaki bilezikleri makasla kesip, satacağınız günler yakındır.
Meryem
Komplike
O kadar kusursuz bir yazı dizisi ki... Yazdıklarınıza sizden başka kimse ekleme yapamaz inanın ki. Ben eksik gedik bulamadım, ancak siz gözlemlerinizle onları bulabilirsiniz sanırım... 
İsmail abi sizi Allah için çok seviyorum.
İsmail abi sizi Allah için çok seviyorum.
teşekkür ederim nazik iltifatınız için efendim.
bu vesile ile avrupa birliği'nin kemalizma'nın türk idari sistemindeki etkisini kırmak ve askeri vesayeti bitirmek ile ilgili daha evvelden yayımladığı raporları hatırlamanızı umarım.
mevzu, ak parti ile chp yanlıları arasında süregiden bir güç odağı olma mantaliteli mücadele asla değildir.
büyük hesaplar var. derin çıkarlar ve denge oluşumları söz konusu.
new york enstitüsü yayımlarından Evanjelizm makalesini mevzuya ilgi duyanların okumalarını umarım.
bu vesile ile avrupa birliği'nin kemalizma'nın türk idari sistemindeki etkisini kırmak ve askeri vesayeti bitirmek ile ilgili daha evvelden yayımladığı raporları hatırlamanızı umarım.
mevzu, ak parti ile chp yanlıları arasında süregiden bir güç odağı olma mantaliteli mücadele asla değildir.
büyük hesaplar var. derin çıkarlar ve denge oluşumları söz konusu.
new york enstitüsü yayımlarından Evanjelizm makalesini mevzuya ilgi duyanların okumalarını umarım.
sır
Üye
- Katılım
- 18 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,002
- Tepkime puanı
- 11
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
linkteki yazı ile bu olanların ne ilgisi var ben anlayamadım af burun
linkte yolunu şaşmış, kendilerini hidayet sembolü olarak gören birilerinin daveti var gibi algıladım ... bu gibi makale ve yazılar bir sürü ortalıkta . Tesekkürler..
linkteki yazı ile bu olanların ne ilgisi var ben anlayamadım af burun
linkte yolunu şaşmış, kendilerini hidayet sembolü olarak gören birilerinin daveti var gibi algıladım ... bu gibi makale ve yazılar bir sürü ortalıkta . Tesekkürler..
alaka, ilk yazımızla kurulabilir.
dünyanın güçlü bir devletini, idealleri için kullananların büyük hesaplarının deşifresi adına algılayınız.
birbirine girmiş çok mesele var. uygulamalar, plan projeler...
komplo teorisi betimlemesi ile geçiştirelemeyecek kadar gözönünde icraatlar var.
nereden başlamış buyrun:
24 Mart 2003'te AP Dış ilişkiler Komisyonu'nda görüşülecek olan ve Mayıs ayındaki AP Genel Kurul toplantısında da tartışılarak oylanması beklenen 16 sayfalık raporun özeti şöyle:
Türk Devleti'nin temel felsefesi, Kemalizm'dir. Bu ideoloji, Türkiye Devleti'nin bölünmez bütünlüğünün bozulmasına yönelik korku yaratıyor. Aşırı Türk milliyetçiliği körüklüyor. Askerin gücünü artırıyor ve dine karşı esnek olmayan bir tavır yaratıyor. Sonuç olarak bütün bu oluşan unsurları yaratan Kemalizm ideolojisi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma yolunu kapatıyor.
AB'nin beklentileri ve yasal değişiklikler, yüzeysel değişiklikler ve makyajlarla yerine getirilmeye çalışılıyor. Bunlar ve Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar kağıt üstünde kalıyor ve yetersiz. Uygulama gerekiyor.
Son 15 senede görülüyor ki, asker devletin sırtını dayadığı bir taş konumundadır. Halk, devletin öbür kurumlarına ve meclise nazaran, orduya daha çok güveniyor. Ordu, Türkiye'nin çoğulcu demokratik bir devlet olması önünde frenleyici bir unsurdur. Türkiye'nin ülkedeki ordunun siyasi ağırlığını, AB ülkelerinin benzeri seviyeye çekmek zorundadır. Savunma bütçesi, devlet bütçesinden bağımsız ve meclis kontrolünde değil. Ordunun; eğitimde, endüstride, ekonomide ve medya üzerinde gücü var. Tabii ki asker, sivillerin kontrolü altında olmalı. Asker edindiği siyasi görevleri, sivillere iade etmeli.
ABGS
24 Mart 2003'te AP Dış ilişkiler Komisyonu'nda görüşülecek olan ve Mayıs ayındaki AP Genel Kurul toplantısında da tartışılarak oylanması beklenen 16 sayfalık raporun özeti şöyle:
Türk Devleti'nin temel felsefesi, Kemalizm'dir. Bu ideoloji, Türkiye Devleti'nin bölünmez bütünlüğünün bozulmasına yönelik korku yaratıyor. Aşırı Türk milliyetçiliği körüklüyor. Askerin gücünü artırıyor ve dine karşı esnek olmayan bir tavır yaratıyor. Sonuç olarak bütün bu oluşan unsurları yaratan Kemalizm ideolojisi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma yolunu kapatıyor.
AB'nin beklentileri ve yasal değişiklikler, yüzeysel değişiklikler ve makyajlarla yerine getirilmeye çalışılıyor. Bunlar ve Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar kağıt üstünde kalıyor ve yetersiz. Uygulama gerekiyor.
Son 15 senede görülüyor ki, asker devletin sırtını dayadığı bir taş konumundadır. Halk, devletin öbür kurumlarına ve meclise nazaran, orduya daha çok güveniyor. Ordu, Türkiye'nin çoğulcu demokratik bir devlet olması önünde frenleyici bir unsurdur. Türkiye'nin ülkedeki ordunun siyasi ağırlığını, AB ülkelerinin benzeri seviyeye çekmek zorundadır. Savunma bütçesi, devlet bütçesinden bağımsız ve meclis kontrolünde değil. Ordunun; eğitimde, endüstride, ekonomide ve medya üzerinde gücü var. Tabii ki asker, sivillerin kontrolü altında olmalı. Asker edindiği siyasi görevleri, sivillere iade etmeli.
ABGS
bugün ne oluyoru geçmişte arayın. millet çatır çatır yazmış!
Kemalizmin ikilemi
İşte tam da burada Kemalizmin temel ikilemi ortaya çıkıyor. AB'nin dayattığı çoğulculuk (liberalleşme), Kemalizmin olmazsa olmazı olan kendine özgün devletin/milletin bekası anlayışına ters düşerken, AB, Kemalizmin yakalayıp aşmaya çalıştığı muasır medeniyet seviyesinin tam da kendisini temsil ediyor. Bu demektir ki, artık Kemalizmin temeli olan Batıyla içiçe ancak devletinin ve milletinin gruplara ayrılmadığı yekpare bir Türkiye imkansızlaştı.
Bu noktada yazının başında yaptığım iki gözleme dönmekte fayda var çünkü Kemalizmin bu açmazı günümüz Türkiye'sindeki siyasal kutuplaşmanın ana eksenlerini oluşturuyor. Bir taraftan, MHP, İP çizgisi ve CHP'nin de kısmen yer almaya başladığı grup milliyetçi/devletçi bir çizgiyi vurguluyor ve etnik gruplaşmalardan, toprak taleplerinden ve Türkiye'yi içten fethetmelerden dem vurarak Avrupa karşıtlığına dönüyor. Yani Kemalizmin yol gösteren üst-ilkesi medeniyetçilikten vazgeçiyor. Öbür taraftan da liberal/Batıcı grup, Türkiye'deki bireysel, kolektif, etnik (kısmen de dinsel) özgürlüklerin kısıtlılığının temel sorun olduğunu vurgulayarak Avrupacı bir konum alıyor. Yani Kemalizmin devletçilik, halkçılık, milliyetçiliğinde vücut bulan milletin yekpareliği ve onun çıkarlarını devletin temsil ettiği kuramını dışlıyor. Peki, Kemalizmin bu iki olmazsa olmazından da vazgeçmek istemeyenlerin durumu ne? Kanımca onlar ideoloji/kimlik bunalımı yaşıyorlar. Dünyaya baktıkları gözlüğün çizdiği çerçeve bir yandan çoğulculuğu dışlıyor ve liberalizmin birçok etkisini tehlike olarak görüyor, öbür yandan bu tehlikeleri gereklilik yapan dünyaya ait olma mecburiyeti yaratıyor.
04.02.2007 YUNUS SÖZEN: New York Üni., doktora
kaynak
Kemalizmin ikilemi
İşte tam da burada Kemalizmin temel ikilemi ortaya çıkıyor. AB'nin dayattığı çoğulculuk (liberalleşme), Kemalizmin olmazsa olmazı olan kendine özgün devletin/milletin bekası anlayışına ters düşerken, AB, Kemalizmin yakalayıp aşmaya çalıştığı muasır medeniyet seviyesinin tam da kendisini temsil ediyor. Bu demektir ki, artık Kemalizmin temeli olan Batıyla içiçe ancak devletinin ve milletinin gruplara ayrılmadığı yekpare bir Türkiye imkansızlaştı.
Bu noktada yazının başında yaptığım iki gözleme dönmekte fayda var çünkü Kemalizmin bu açmazı günümüz Türkiye'sindeki siyasal kutuplaşmanın ana eksenlerini oluşturuyor. Bir taraftan, MHP, İP çizgisi ve CHP'nin de kısmen yer almaya başladığı grup milliyetçi/devletçi bir çizgiyi vurguluyor ve etnik gruplaşmalardan, toprak taleplerinden ve Türkiye'yi içten fethetmelerden dem vurarak Avrupa karşıtlığına dönüyor. Yani Kemalizmin yol gösteren üst-ilkesi medeniyetçilikten vazgeçiyor. Öbür taraftan da liberal/Batıcı grup, Türkiye'deki bireysel, kolektif, etnik (kısmen de dinsel) özgürlüklerin kısıtlılığının temel sorun olduğunu vurgulayarak Avrupacı bir konum alıyor. Yani Kemalizmin devletçilik, halkçılık, milliyetçiliğinde vücut bulan milletin yekpareliği ve onun çıkarlarını devletin temsil ettiği kuramını dışlıyor. Peki, Kemalizmin bu iki olmazsa olmazından da vazgeçmek istemeyenlerin durumu ne? Kanımca onlar ideoloji/kimlik bunalımı yaşıyorlar. Dünyaya baktıkları gözlüğün çizdiği çerçeve bir yandan çoğulculuğu dışlıyor ve liberalizmin birçok etkisini tehlike olarak görüyor, öbür yandan bu tehlikeleri gereklilik yapan dünyaya ait olma mecburiyeti yaratıyor.
04.02.2007 YUNUS SÖZEN: New York Üni., doktora
kaynak
Yad-i Daşt
Üye
- Katılım
- 28 Ağu 2007
- Mesajlar
- 14
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
İsmail Arslan
bütün fikirlerinize katılıyor ve teşekkür ediyorum...
fikrilerinizi paylaşmaya devam edeceğinize inanıyor ve bekliyorum...
bütün fikirlerinize katılıyor ve teşekkür ediyorum...
fikrilerinizi paylaşmaya devam edeceğinize inanıyor ve bekliyorum...
Bîdâr
Aktifleşmemiş
- Katılım
- 31 Tem 2007
- Mesajlar
- 5,222
- Tepkime puanı
- 207
- Puanları
- 0
Büyük pazarlık başladı.
Pazarlığı başlatanlar her kimse İlhan Selçuk'u aracı olarak Kullanıyorlar.
Erdoğan Çok ciddi manada önde.
Rest Çekmekte.
Ve bu pazarlık nasıl sonuçlanacak bilmiyoruz.
Bu pazarlıkta 3 ay sonra atanacak olan 23 rektör konuşulacak.
Ağustosta ki YAŞ kararları konuşulacak.
Ve Zannımızca başörtüsü serbest kalacak önümüzdeki dönemde.
50 yılımızın pazarlığı yapılacak.
Ve şuan Erdoğan=Millet 3-0 önde.
Allah'ım Bu Millete yardım Et.
Pazarlığı başlatanlar her kimse İlhan Selçuk'u aracı olarak Kullanıyorlar.
Erdoğan Çok ciddi manada önde.
Rest Çekmekte.
Ve bu pazarlık nasıl sonuçlanacak bilmiyoruz.
Bu pazarlıkta 3 ay sonra atanacak olan 23 rektör konuşulacak.
Ağustosta ki YAŞ kararları konuşulacak.
Ve Zannımızca başörtüsü serbest kalacak önümüzdeki dönemde.
50 yılımızın pazarlığı yapılacak.
Ve şuan Erdoğan=Millet 3-0 önde.
Allah'ım Bu Millete yardım Et.
amerika paramparça olacak!
evet...
aynen öyle
bütün göstergeler, görüntünün saklanması artık imkansız cinsinden bu gerçeğe işaret ediyor.
dış politikada başarısız
hükmetme erkinde başarısız
ekonomide başarısız
iç dengelerinde başarısız
osmanlı'ya söylerlerdi: hasta adam!
osmanlı, hasta adamdı ya!, bunlar şu an komalık!
az kaldı
bu devletin paramparçalığı, çok şeyi de değiştirecek.
hazırlıklı olun
üç yıl veya beş
ama çok yakında
şu an afganistan'da, ırak'ta, iran politikasında son derece başarısız bir amerika
rusya çin, onun tehditlerine aldırmıyorlar
sırtını avrupa'da, asya'da türkiye'ye dayamak istiyor.
elinde kalan son koz bu.
ama planlar hesabınca gitmiyor.
büyük bunalım krizinden on katı daha şiddetli bir ekonomik krize -önlenmesi imkansız bir şekilde- dünyayı sürüklüyor.
amerika sovyetler gibi de değil, daha beter parçalanacak!
paramparça olacak!
evet...
aynen öyle
bütün göstergeler, görüntünün saklanması artık imkansız cinsinden bu gerçeğe işaret ediyor.
dış politikada başarısız
hükmetme erkinde başarısız
ekonomide başarısız
iç dengelerinde başarısız
osmanlı'ya söylerlerdi: hasta adam!
osmanlı, hasta adamdı ya!, bunlar şu an komalık!
az kaldı
bu devletin paramparçalığı, çok şeyi de değiştirecek.
hazırlıklı olun
üç yıl veya beş
ama çok yakında
şu an afganistan'da, ırak'ta, iran politikasında son derece başarısız bir amerika
rusya çin, onun tehditlerine aldırmıyorlar
sırtını avrupa'da, asya'da türkiye'ye dayamak istiyor.
elinde kalan son koz bu.
ama planlar hesabınca gitmiyor.
büyük bunalım krizinden on katı daha şiddetli bir ekonomik krize -önlenmesi imkansız bir şekilde- dünyayı sürüklüyor.
amerika sovyetler gibi de değil, daha beter parçalanacak!
paramparça olacak!
Şeyh Nazım Kıbrısi hazretleri'nin ' Risale okuma devri geçti' dediği sözünü hatırladım. ne sansasyon olmuştu! geçelim işin bu sansasyonu da, şimdi okuyoruz, duyuyoruz: 'bu ergenekon v.s hadiselerinin üstüne kararlılıkla giden, ciddiyetle eğilen ve ifşa eden o cemiyetin muhibleri emniyet mensuplarıdır' diye söyleniyor.
tarikat meşayıhından şu son hadiselere dair herhangibir beyanat işitmiyoruz, en azından kamuoyuna yansımıyor. Seyh Nazım Efendi'nin de hiçbir beyanını okumadık, duymadık. vardır bir hikmeti.
lakin, eğer risale okuyarak bu insanlar, bu millet sevgisini tahsil etmişler ve dürüst bir yönetim için çırpınıyorlarsa, risalelerin vakti geçmiştir' cümlesi yadırganıcı bir cümle olmuş oluyor.
hesap ne olursa olsun, milletin kanını serum yapmışları deşifre edenler, örgütlenmelerini kıranlar eğer hakikaten bu risale okuyanlar iseler, onlara tebrik ve şükranlarımı sunarım.
sağolsunlar.
tarikat meşayıhından şu son hadiselere dair herhangibir beyanat işitmiyoruz, en azından kamuoyuna yansımıyor. Seyh Nazım Efendi'nin de hiçbir beyanını okumadık, duymadık. vardır bir hikmeti.
lakin, eğer risale okuyarak bu insanlar, bu millet sevgisini tahsil etmişler ve dürüst bir yönetim için çırpınıyorlarsa, risalelerin vakti geçmiştir' cümlesi yadırganıcı bir cümle olmuş oluyor.
hesap ne olursa olsun, milletin kanını serum yapmışları deşifre edenler, örgütlenmelerini kıranlar eğer hakikaten bu risale okuyanlar iseler, onlara tebrik ve şükranlarımı sunarım.
sağolsunlar.
ergenekon sulandırıldı diye diye sulandırdırdılar. baksın da ak parti sulandıranlardan usul öğrensin.
bir avuç jakoben baasçı soytarı, 'soytarı' diye diye soyutladılar kendilerini.
aferin yani, ne diyelim!
bir avuç jakoben baasçı soytarı, 'soytarı' diye diye soyutladılar kendilerini.
aferin yani, ne diyelim!
raportörün sunumuna bakacağım.
kapanması taraftarı bir tavrı sunumlarsa, iki ihtimal var:
darbe
cumhurun -iyi kötü- iktidarı, ki bu amerika patentli olursa farklı, avrupa patentli olursa daha farklı netice doğurur. patenti bizden olursa aliyyul a'la olur.
kapanmaması taraftarı bir sunumda ise
çeteler ile kendini perdeleyen derin jakoben baasçılar ile uzlaşı
hele bir sunumlasın bakalım
kapanması taraftarı bir tavrı sunumlarsa, iki ihtimal var:
darbe
cumhurun -iyi kötü- iktidarı, ki bu amerika patentli olursa farklı, avrupa patentli olursa daha farklı netice doğurur. patenti bizden olursa aliyyul a'la olur.
kapanmaması taraftarı bir sunumda ise
çeteler ile kendini perdeleyen derin jakoben baasçılar ile uzlaşı
hele bir sunumlasın bakalım
raportör aynı anda ikisini de teklif etmiş
bir başkadır benim memleketim
bop eşbaşkanını harcamak kolay değil tabi....
not: bop 27 ülkenin sınırlarının değiştirileceği ilan edilmiş büyük ortadoğu projesi
bir başkadır benim memleketim
bop eşbaşkanını harcamak kolay değil tabi....
not: bop 27 ülkenin sınırlarının değiştirileceği ilan edilmiş büyük ortadoğu projesi
yukardaki ibareyi bir tayyib erdoğan karşıtlığı gibi algılamayınız.
bir süreç var orta yerde. siz müdahil olsanız da olmasanız da planları neyse üzerinde çalışıyorlar zaten.
tayyib bey'in eşbaşkan veya başka bir vasıfla o projede olması zararı azaltabilecek bir konuma binaen de olabilir. olabilir yargımız, hüsnü zannımızla birleşince, öyledir bile diyoruz.
yani o ve temsiliyetinin gücü olmasaydı bizim vatanımıza yönelik belki daha farklı bir model ile, zulum ve istibdat ağırlıklı bir strateji kurma ihtimalleri hiç de az değildi.
herkesin bir hesabı var neticede...
bendeniz tayyib bey ve liderliğinin bile bile bir ihanet içinde olduğunu asla düşünmüyorum.
bir sel gelince ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor kanaatim var.
bir süreç var orta yerde. siz müdahil olsanız da olmasanız da planları neyse üzerinde çalışıyorlar zaten.
tayyib bey'in eşbaşkan veya başka bir vasıfla o projede olması zararı azaltabilecek bir konuma binaen de olabilir. olabilir yargımız, hüsnü zannımızla birleşince, öyledir bile diyoruz.
yani o ve temsiliyetinin gücü olmasaydı bizim vatanımıza yönelik belki daha farklı bir model ile, zulum ve istibdat ağırlıklı bir strateji kurma ihtimalleri hiç de az değildi.
herkesin bir hesabı var neticede...
bendeniz tayyib bey ve liderliğinin bile bile bir ihanet içinde olduğunu asla düşünmüyorum.
bir sel gelince ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor kanaatim var.
Kapatma Davası ve yaşanan süreç için;
Dün, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan: Kürt devleti 2 yılda kurulur!
Bugün, Hasan Celal GÜZEL: Kürt devletinin kuruluş aşaması
dediler..
Bizden 14 gün sonra...
[dn]Mavi yerler birer link'tir ve sizi ilgili konuya götürür.[/dn]
AşK_€r
arabeskçi
AKP kalabalıklara malesef aldandı,ve hala aldanmaya devam ediyor.
oysa ona oy veren %47 insanımızın tamamı başörtülü değil,
hatta büyük bir kısmı açıktır.birçok vatandaşımız,ekonominin iyiye gittiğini düşünerek oy vermiştir.
oy verenlerin has,akpli türbanlı,şeriatçı olanları %5,bilemediniz en fazla %10dur.
ve başbakanımızın şu anda en büyük yanılgısı...
kendine ve partisine açılan bu davayı 16 milyona açılmış gibi görüyor.
oysa kapatma davası,kendi yanlışlarından ibarettir.
zamanında dayı abiminde dediği gibi"onlar hep kapattırıyor partiyi "diyorlardı
büyük söylediler,etme bulma dünyası işte,
gülme komşuna gelir başına:O
esasen 16milyon oy verenin en az 14milyonu ak partinin merkez tabanı değil.
mhp,dyp ve anaptan kaymalarla bu kadar oya ulaştığını her seferinde unutuyor bu başbakan.
oysa ona oy veren %47 insanımızın tamamı başörtülü değil,
hatta büyük bir kısmı açıktır.birçok vatandaşımız,ekonominin iyiye gittiğini düşünerek oy vermiştir.
oy verenlerin has,akpli türbanlı,şeriatçı olanları %5,bilemediniz en fazla %10dur.
ve başbakanımızın şu anda en büyük yanılgısı...
kendine ve partisine açılan bu davayı 16 milyona açılmış gibi görüyor.
oysa kapatma davası,kendi yanlışlarından ibarettir.
zamanında dayı abiminde dediği gibi"onlar hep kapattırıyor partiyi "diyorlardı
büyük söylediler,etme bulma dünyası işte,
gülme komşuna gelir başına:O
esasen 16milyon oy verenin en az 14milyonu ak partinin merkez tabanı değil.
mhp,dyp ve anaptan kaymalarla bu kadar oya ulaştığını her seferinde unutuyor bu başbakan.
Aşk_er kardeşim,
bu ülkede laik jakoben kültürün başörtüsü meselesini rejim sorunu haline getirmesini haz etmeyenler, inanınız % 80'i bulacaktır.
ifade şekli farklı olsa da bu oran hakikatte böyledir.
mevzu bu açıdan çok sade bir mevzu...
hiç karışıklığa luzum yok.
yine o açıdan
bizim halkımız şeriatın baskın yönetiminden de haz etmez; ama dinini kıyısından köşesinden ucundan astarından da illaki yakalamıştır. din onun bir şekilde hayatının içindedir yani.
eğer bu hadiseler vesile edilip, başörtüsü meselesi tekrar raflanırsa, unutun artık en az bir nesil dillendirilmesini...
onlar bunu laikizmadan taviz diye algılayıp bastırıyor...
kim onlar?
% 20'yi temsil eden; ama gücü % 80'e yeten bir azınlık!
işin burasında mesele sulanacağı kadar sulandı zaten de emin olunuz şu an olagelenlere bu sadece çerezlik bir malzeme...
iş daha ötede bir şey ile alakalı...
bu yazdıklarımız çok da mühim değil yani, asıl niyetler açısından.
ama bu arada da,
modern, reformize edilmiş, etlisi sütlüsü hormonlu yepisyeni bir İslam modeli çalışmaları ile ortadoğu'ya etki edecek bir kabiliyet ve önderlik modeli Türkiye mankeni üzerinde deneniyor.
bop, 27 ülkenin sınırlarını değiştirecek bir proje.
bu işin kansız olması mümkün mü, hele patladı patlayacak global ekonomik kriz arefesi!?
bölgemizde büyük savaşlar beklememiz abartılı bir korku ve endişe paranoyası değil...
kıyametin kopması için örgütlenen tarikat, sandığımızdan daha metodik bir eylem planı dahlinde çalışıyor ve çok kapsamlı öngörüleri var.
ergenekon, kürt devleti v.s arzuladıkları ve olmasına çalıştıklarının yanında devenin kulağındaki sivilce...
bu ülkede laik jakoben kültürün başörtüsü meselesini rejim sorunu haline getirmesini haz etmeyenler, inanınız % 80'i bulacaktır.
ifade şekli farklı olsa da bu oran hakikatte böyledir.
mevzu bu açıdan çok sade bir mevzu...
hiç karışıklığa luzum yok.
yine o açıdan
bizim halkımız şeriatın baskın yönetiminden de haz etmez; ama dinini kıyısından köşesinden ucundan astarından da illaki yakalamıştır. din onun bir şekilde hayatının içindedir yani.
eğer bu hadiseler vesile edilip, başörtüsü meselesi tekrar raflanırsa, unutun artık en az bir nesil dillendirilmesini...
onlar bunu laikizmadan taviz diye algılayıp bastırıyor...
kim onlar?
% 20'yi temsil eden; ama gücü % 80'e yeten bir azınlık!
işin burasında mesele sulanacağı kadar sulandı zaten de emin olunuz şu an olagelenlere bu sadece çerezlik bir malzeme...
iş daha ötede bir şey ile alakalı...
bu yazdıklarımız çok da mühim değil yani, asıl niyetler açısından.
ama bu arada da,
modern, reformize edilmiş, etlisi sütlüsü hormonlu yepisyeni bir İslam modeli çalışmaları ile ortadoğu'ya etki edecek bir kabiliyet ve önderlik modeli Türkiye mankeni üzerinde deneniyor.
bop, 27 ülkenin sınırlarını değiştirecek bir proje.
bu işin kansız olması mümkün mü, hele patladı patlayacak global ekonomik kriz arefesi!?
bölgemizde büyük savaşlar beklememiz abartılı bir korku ve endişe paranoyası değil...
kıyametin kopması için örgütlenen tarikat, sandığımızdan daha metodik bir eylem planı dahlinde çalışıyor ve çok kapsamlı öngörüleri var.
ergenekon, kürt devleti v.s arzuladıkları ve olmasına çalıştıklarının yanında devenin kulağındaki sivilce...
akesga
Asistan
- Katılım
- 8 Ocak 2007
- Mesajlar
- 205
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
Selamlar,AşK_€r;526846' Alıntı:AKP kalabalıklara malesef aldandı,ve hala aldanmaya devam ediyor.
oysa ona oy veren %47 insanımızın tamamı başörtülü değil,
hatta büyük bir kısmı açıktır.birçok vatandaşımız,ekonominin iyiye gittiğini düşünerek oy vermiştir.
oy verenlerin has,akpli türbanlı,şeriatçı olanları %5,bilemediniz en fazla %10dur.
ve başbakanımızın şu anda en büyük yanılgısı...
kendine ve partisine açılan bu davayı 16 milyona açılmış gibi görüyor.
oysa kapatma davası,kendi yanlışlarından ibarettir.
zamanında dayı abiminde dediği gibi"onlar hep kapattırıyor partiyi "diyorlardı
büyük söylediler,etme bulma dünyası işte,
gülme komşuna gelir başına:O
esasen 16milyon oy verenin en az 14milyonu ak partinin merkez tabanı değil.
mhp,dyp ve anaptan kaymalarla bu kadar oya ulaştığını her seferinde unutuyor bu başbakan.
16 milyon ne düşünür bilmem ama aynen bu davanın bizzat muhatabı benmişim gibi hissediyorum. AKP'nin merkezi bilmemnesi şahsen beni ilgilendirmiyor. Benim oyum, kişisel kararım paspas ediliyor hatta kendimi gerizekalı muamelesine uğramış gibi hissediyorum. ekonomi iyi gidiyor diye oy verdi millet diyorsunuz.. evet aynen öyle düşünerek ilk seçimde vermediğim oyu verdim. 'oyum paspas oldu ama neyse ben ekonomi için oy vermiştim neyse problem değil' filan diye düşündüğümü sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Kusura bakma hocam ama bana mantıklı gelmedi bu düşünceniz.