Örtünemeyen Cehalet

aHuZaR

Can kayıp can firarda
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
6,438
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Konum
Gönülistan


Pazar günü bütün türkiyeye hitap eden büyük bir televizyon kanalının çok bilinen bir tartışma programını izlerken, tarafsız bir tavır takınma arzuma rağmen programın sonunda gösterilen kısa bir film benim sabrımı taşırmaya yetti… Program sunucusu o çok meşhur Yahudi bayanın “İşte bir yanda İran diğer yanda Türkiye Manzaraları” anonsuyla verdiği her iki ülkeden görüntüler dehşetti. İran zaten malum, ama o güzelim Fatih semtinde ne kadar tesettürlü insan varsa kamera sırf onları çekmiş. Ve inancı gereği sakal bırakan vatandaşların peşine takılıp gitmiş. Bundan Anadolu’m kadını da nasibini almıştı. İnanır mısınız o karelerde bir tane açık kimse yok (!) Neyse ki herkesin maksadı çok net belli olduğundan, konuklardan birisi (ki o da en çağdaş gazetelerin birisinin yazarıdır) şu soruyu sordu:

-Merak ettim neden hep Fatih semtini çektiniz. Koskoca İstanbul sadece Fatih’ten mi ibaret. Neden Nişantaşı’nı, Şişli’yi çekmediniz.
Hazırlıklıydı sunucu bayan, hemen cevap verdi.:
-“Olur mu efendim, buyurun Nişantaşı görüntüleri” diyerekten…

Aman Allah’ım, kamera çok modern bir şekilde kapanmış iki tesettürlü hanımın peşine takılmış, onlar nereye kamera oraya. Hanımlar bu kayıttan rahatasız oldukça arsızlaşan kameralar daha da sıkı kovalamış ve bu görüntü “ Ey ahmak halkım, bak Türkiye ne kadar İran’a benzemiş” başlığı ile veriliyor… Yine diğer konuklardan önce o az önceki yazar itiraz etti:

- Pes doğrusu, o güzelim Nişantaşı’nı da bu küçücük kareye sığdırdınız ya, helal olsun size. Yahu bu millet bu kadar aptal mı; takıldınız iki örtülü hanımın peşine tin tin tin.. Siz en modern halinizle bu iki tesettürlüye dahi tahammül edemezken insan haklarından nasıl söz edebilirsiniz. Bakın nasıl rahatsız oldular, peki aynı şeyi siz Nişantaşı’nda yürürken size yapsalardı ne yapardınız. Samimi olun siz nasıl davranırdınız bu kameralara karşı”

Bu itiraz sunucu bayanı telaşlandırmış olmalı ki, apar topar gazete yazarının sözünü kesti ve reklam arası verdi. Programın sonrasını seyredemedim. Sanırım reklamlardan sonra zorunlu olarak bitirilmişti..! ! ! İşlerine gelmeyen kendilerinden bile olsa susturulma yöntemi yine aynı!

Çok afallamıştım; bu nasıl bir bakış açısıydı. Yani şimdi taksimde iki travesti bulup peşine takılan kamera onları televizyonda “Türkiye eşcinseller cennetidir “ mi diyecekti. Bu kapsamında örnekler çoğaltılabilir. Türk milletini alenen aptal yerine koyan bu Yahudi menşeyli program mı Cumhuriyetimin ve Atatürk’ün ve dahi devrimlerinin savunucusu. Bu nasıl savunmaktır ey halkım! Evet ülkemi İran’a benzeten siz, aslında bir bakım ahaklısınız.. Benzeyiş sizin öne sürdüğünüz gibi değil tam aksinedir. Orada açık giyinmeyi tercih eden hanımlar yasaklar nedeniyle zulme uğruyor, aşağılanıyor, dayak yiyor. Benim din ve vicdan hürriyetini esas alan Ülkemde ise inancı gereği makul ölçülerde dahi örtünme hakkını kullanan hanımlar! ! ! Bir avuç KARA CAHİL tarafından…

Burada dikkatimi çeken ikinci şey de şudur. Gündemdeki konunun azılı modern taraftarlarının yanında aydın kesimden olup ama güpegündüz yapılan haksızlığa tahammül edemeyen vicdan sahibi kimseler de vardı… Zaten programda bunu dile getiren gerici(!) yani dindar ve inançlı kesimin yazarı olsa idi onu çapraz ateşe tutarlar konuşturmazlardı bile.

Şimdi, görselliğe takılıp kalmayalım diyen fikir yobazları, ben de soruyorum, nerede çığırtkanlığını yaptığınız insan hakları… Küresel dünya bazında barışı, hoşgörüyü, adaleti tekelinde bulunduranlar! Siz daha kendi ülkenizde, üstelik çoğunluğu Müslüman olan bir ülkedeki din kardeşim dediklerinize hoşgörü göstermekten acizsiniz. Onların inancını yaşaması sizi kendi eksikliklerinizle yüzleştirdiği için tahammülsüzsünüz…Onları çevrenizde görmeye dahi dayanamıyorsunuz.. Bölüyorsunuz gün be gün, kısımlara ayırıp tecrit ediyorsunuz adeta. Cumhuriyet ve laiklik gereği, onların sizlerle eşit olan anayasal haklarına yasaklar koymaya yelteniyorsunuz.. Ne için? Kendi bencilliğiniz ve egonuz için. Görünen köy kılavuz istemezken çarpık fikirlerden oluşan kendi doğrularınızı meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz. Oysa tesettür Allah’ın emri ile meşru olan bir şeydir, ki bizlerin dahi onu meşrulaştırmamıza hiç ihtiyacı yoktur… Ve siz, kendi ülkenizde attığınız yobazlık çığlıklarınızın dünya barışına ne gibi faydası olabilir ki… Hele de yaktığınız mumlar mum dibini dahi aydınlatamazken..


Benim üniversite eğitimi gördüğüm yıllarda bu sorun yoktu. Herkes örtüsü ile dersine giriyordu. Ama sonra ihdas edilen bazı saçmalıklar sebebi ile bu insanlara çağdaş zulüm uygulandı. Ki hala da uygulanmaktadır... İnancı gereği örtü tasarrufunda bulunan insanlara siyasal yaftalar yapıştırılmak sureti ile dirençlerinin kırılması yoluna gidilmektedir. Eğer kısıtlanan haklarına ve özgürlüklerine yeniden kavuşmak için onlar bir siyasi oluşuma detsek verdiler ise bu da en doğal haklarıdır. İnsanımızı kandırıp oylarla bir yerlere geldikten sonra gerçek niyetini deşifre ettiler diyenlere gelince, bu millet örtüleri dolayısı ile uğradıkları insanlık dışı zulümden kurtulmak için bunu yaptı... Yani bu mağduriyetlerinin giderilmesi için siyasilere sarıldı. O zamanki siyasiler buna mecbur bırakmasaydılar şimdi çalçene konuşup durmazlardı. Aslında işte çığırtkanlıklarının sebebi bu, zorbalığa dayanan baskı ve erk güçlerinin ellerinden gidişidir onları meydanlara döken. Ne cumhuriyettir. Ne de bu ülkenin çağdaş geleceği. Onların dillerindeki model her ne kadar cumhura dayanan model olsa da kafalarındaki ve icraatlarındaki model polis devleti modelidir. Kusura bakmasınlar kimseyi kandırmazlar.

Cumhuriyet temel hak ve hürriyetlerde eşitliği, laiklik de din ve vicdan özgürlüğünü öngörürken, milletimin ortak değerlerini hangi cüretle tekelinize almaya kalkışırsınız.. ve inançlı insanların özgür olması gereken tasarruflarına dil uzatırsınız. Bu gün Müslüman türk kadınını rencide etmek için atını itini nallayanlar, yarın Müslüman türk erkeklerinin sünnet gereği olan sakallarına takacaklar.
Ertesi gün camileri kapattıracaklar. Zaten ezan seninden yeterince şikayetleri var, camilere olan alerjileri kadar… Dünyanın neresinde görülmüştür, bir ülkenin azınlığının, çoğunluğunun yaşantısı ve inancı üzerinde tasarrufu. İşte onların korktukları şey bu tasarruf atılımlarının ellerinden alınması…

Bir de asıl çirkin olanı Müslüman tük kadınının bu çağdaş (!) zihniyet tarafından aptal yerine konulmasıdır.. Öyle ya, örtülü kadın düşünemez, kendi kararlarını veremez, güce bağımlı, bireysel özgürlük yoksunudur onların gözünde… Kardeşim neyin özgürlüğüdür bu. Doğru ya etini sunmakta ve teşhircilikte sizlerle birlikte olmadığı için esarettedir bu hanımlar. Kafaları çalışmadığı için de bunda ısrar etmektedirler, öyle mi? Yoksa tam tersi mi? Kafası çok iyi çalıştığı için midir, kendisini meta olmaktan kurtarması. Bir düşünün derim! ! Ve onları bu tasarruflarından vazgeçirtmek için ihdas ettiğiniz saçmalıklarla mücadele ettikleri için güç olarak da sizden daha önde olduklarını da görün…. Sahi, sizlere bu kadar baskı yapılsa idi ne olurdu haliniz bir düşünün derim hazır sırası gelmişken. O çokça sevdiğiniz empatiniz nerede kaldı? Bari onlar için değil, kendiniz için icra edin empatinizi, çağdaşlığınızın hatırına. Bir kerecik..

Bu gün bu din düşmanları laikliği dinsizlik olarak lanse ederken, tesettürü de araba dayandırmak gayretindedir… Bunun sebebi, meşru olanı gayri-meşru hale getirme çabalarıdır. Kendileri ile olan bu çelişkilerini de aynı dayatma modeli ile milletime empoze etmekteler…
İyi hoş ta nereye kadar…..
Yalanlar ve yanlışlarla nereye kadar.
Uydurmalar ve saptırmalarla nereye kadar?
Rahmetli babaannemin bir sözü var (unutmadan o da tesettürlüydü) :
-Doğru eğrilene kadar eğrinin canı çıkar…








Sevim Yakıcı​
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Us ile uslanmayacakları belli
Çünkü bu insanlar yobaz ve bağnaz
yazık ya
Şu başörtülüler yeni mi icat olundu hayret yani
Rahatları bozuluyor bu bağnazlık ve yobazlıkları ondan
 

adalı

Profesör
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
1,907
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
adali81.blogcu.com
Bahsettiğiniz programın bugünkü konuklarından biri dedi ki:

Bu ülke Avrupa malı sattı. Alman malı sattı. ....Çin malı sattı... Ama şimdi milletin dini duyguları satılıyor...


Ne müthiş bir tespit...
 

aHuZaR

Can kayıp can firarda
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
6,438
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Konum
Gönülistan
Bu millet alman malini tüketirken ses etmedi...
Cin mali tüketirken ses etmedi....
dini satilirken yine ses etmiyor
i$in acikli tarafi bu....
 

Turkbeyi

Ordinaryus
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
2,960
Tepkime puanı
273
Puanları
83
Konum
Karaman
olacak bukadar herkes ona hosgoru buna hosgoru coook hosgoru taviz verdirir vatanda hosgoru dinde hosgoru. hosgoru olsun olmasin degil ama bukadar tavizler hos goruler sayesinde oldu. simdi hosgoru esittir= taviz ama herseyde taviz herseyde hosgoru :):D... yazik ki degilmi
dinde satilir vatanida dinini satan zaten vatanini satmazmi saniyorsunuz arkadaslar.
 
Üst