kilicarslan
Kıdemli Üye
- Katılım
- 14 Mar 2013
- Mesajlar
- 4,054
- Tepkime puanı
- 41
- Puanları
- 0
Yüce Allah, elcisini müminlere "güzel örnek" olarak göstermistir. O, Kurani aciklamasiyla da örnektir.
Onun Kuran´i aciklarken, eski vahiylerin mensuplari araciligiyla teverüs eden caglar üstü Islam`a dair ibadet ve uygulamalari hicbir komplekse kapilmadan almis, kirlenen yerlerini yikamis, egilen tarafini dogrultmus, sahte ilaveleri cikarmistir. Allah Rasulü Kuran`i önceki vahyin mensuplari araciligiyla nesilden nesile tasinan ibadetlere dair uygulamalari alarak aciklamistir. Abdest, namaz, zekat, oruc, hac,kurban bunlarin basinda gelir. Bu ibadetlerde bozulmus olan kisimlari ilahi rehberlik altinda düzeltmis, geri kalanina müdahele etmemistir.
Ilahi talimatlarin iller ve maksatlarindan yol cikarak onlarin kapsamini tayin ve tesbit etmek de Allah Rasulü`nün aciklama görevleri arasindadir.
Mesele o, Nisa 51´de reddedilen cibti aciklarken söyle demistir. "Iyafe ve zecrut-tayr, yani kusun isimleri, sesleri ve gectigi yerlerden ugur ya da ugursuzluk anlamalari cikarmak; tiyera, yani önünden ceylan, tavsan sagdan sola gecmesini ugursuzluk, soldan saga gecmesini ugur saymak cibtendir (Ebu Davud 3907)
Rasulullah aciklama görevini yerine getirirken bazen dili kullanmistir. Mesela (Dogurganlik organi) rahim, Rahman´dan bir daldir" demesi buna örnektir.
Insirahta iki kez gelen "Her zorlukla beraber bir kolaylik vardir" (5-6) ayetlerini Allah Rasulü söyle aciklamistir:
"Bir zorluk iki kolayliga asla galip gelmez" (Malik, Muvatta, Cidah 6)
Allah Rasulünün bu tefsiri , su dil kuraliyla aciklanmistir: Arapcada marife isim tekrar ederse, ikincisi birincisinin ayni oldugu icin ikisi tek kabul edilir, nekira isim tekrar ederse, ikincisinin birincisinden farkli oldugu anlamina gelir. Belirli gelen " el-usr:zorluk" tek kabul edilirken, belirsiz gelen " yusran:kolaylik " iki sayilmis, hadiste birin ikiye galip gelemeyecegi vurgulanmistir. Dogrusu Allah Rasulü döneminde böyle bir dil kuralinin olup olmadigini bilmiyoruz. Tüm yorumumuz, "eger hadis sahihise" kaydina baglidir.
Kuran mübin bir hitaptir. Özünde acik ve hakikati aciklayicidir. Aksini iddia edenler olsa da, Allah Rasulü`nün aciklama ihtiyaci duydugu ayet sayisi sinirlidir(Ibn Temiyye, Mukaddime, s45)
Allah Rasulü`nün yaptigi fiili ve kavli aciklamalar, daha sonralari "sünnet " ve "hadis " adi altinda disiplinlesmistir. Allah Rasulü`nün kitabi ve imani Kuran`la tanidigi ayetle sabit olduguna göre, onun dine iliskin hicbir fiili ve kavli aciklamasi Kuran`dan bagimsiz olamaz. Hele Kuran`aykiri olmasi asla düsünülemez. Kuran "sünnetullah" adi verilen kainattaki ilahi yasalarin degismeyecegi ve bozulmayacagini haber verdigine göre, sünnet ve hadis, sünnetullaha da aykiri olamaz.
Zira Sünentullah, Allahìn varliga attigi imzadir. O imzanin her birinde, Allahín kudret parmaginin izi görünür
*Kuran´i anlama usulü, s.352-353
Onun Kuran´i aciklarken, eski vahiylerin mensuplari araciligiyla teverüs eden caglar üstü Islam`a dair ibadet ve uygulamalari hicbir komplekse kapilmadan almis, kirlenen yerlerini yikamis, egilen tarafini dogrultmus, sahte ilaveleri cikarmistir. Allah Rasulü Kuran`i önceki vahyin mensuplari araciligiyla nesilden nesile tasinan ibadetlere dair uygulamalari alarak aciklamistir. Abdest, namaz, zekat, oruc, hac,kurban bunlarin basinda gelir. Bu ibadetlerde bozulmus olan kisimlari ilahi rehberlik altinda düzeltmis, geri kalanina müdahele etmemistir.
Ilahi talimatlarin iller ve maksatlarindan yol cikarak onlarin kapsamini tayin ve tesbit etmek de Allah Rasulü`nün aciklama görevleri arasindadir.
Mesele o, Nisa 51´de reddedilen cibti aciklarken söyle demistir. "Iyafe ve zecrut-tayr, yani kusun isimleri, sesleri ve gectigi yerlerden ugur ya da ugursuzluk anlamalari cikarmak; tiyera, yani önünden ceylan, tavsan sagdan sola gecmesini ugursuzluk, soldan saga gecmesini ugur saymak cibtendir (Ebu Davud 3907)
Rasulullah aciklama görevini yerine getirirken bazen dili kullanmistir. Mesela (Dogurganlik organi) rahim, Rahman´dan bir daldir" demesi buna örnektir.
Insirahta iki kez gelen "Her zorlukla beraber bir kolaylik vardir" (5-6) ayetlerini Allah Rasulü söyle aciklamistir:
"Bir zorluk iki kolayliga asla galip gelmez" (Malik, Muvatta, Cidah 6)
Allah Rasulünün bu tefsiri , su dil kuraliyla aciklanmistir: Arapcada marife isim tekrar ederse, ikincisi birincisinin ayni oldugu icin ikisi tek kabul edilir, nekira isim tekrar ederse, ikincisinin birincisinden farkli oldugu anlamina gelir. Belirli gelen " el-usr:zorluk" tek kabul edilirken, belirsiz gelen " yusran:kolaylik " iki sayilmis, hadiste birin ikiye galip gelemeyecegi vurgulanmistir. Dogrusu Allah Rasulü döneminde böyle bir dil kuralinin olup olmadigini bilmiyoruz. Tüm yorumumuz, "eger hadis sahihise" kaydina baglidir.
Kuran mübin bir hitaptir. Özünde acik ve hakikati aciklayicidir. Aksini iddia edenler olsa da, Allah Rasulü`nün aciklama ihtiyaci duydugu ayet sayisi sinirlidir(Ibn Temiyye, Mukaddime, s45)
Allah Rasulü`nün yaptigi fiili ve kavli aciklamalar, daha sonralari "sünnet " ve "hadis " adi altinda disiplinlesmistir. Allah Rasulü`nün kitabi ve imani Kuran`la tanidigi ayetle sabit olduguna göre, onun dine iliskin hicbir fiili ve kavli aciklamasi Kuran`dan bagimsiz olamaz. Hele Kuran`aykiri olmasi asla düsünülemez. Kuran "sünnetullah" adi verilen kainattaki ilahi yasalarin degismeyecegi ve bozulmayacagini haber verdigine göre, sünnet ve hadis, sünnetullaha da aykiri olamaz.
Zira Sünentullah, Allahìn varliga attigi imzadir. O imzanin her birinde, Allahín kudret parmaginin izi görünür
*Kuran´i anlama usulü, s.352-353