SAMANYOLUHABER’in ERBAKAN HAZIMSIZLIĞI // Nuray Canan Bezirgan

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
İnternette haberlere bakıyorum. Samanyoluhaber.com sitesinde “Erbakan çok hızlı başladı” başlıklı haber dikkatimi çekti. Son birkaç yıldır Erbakan ile ilgili en ufak bir haberi es geçmeyen site bu olayı da okuyucuları ve kendi kitlesiyle paylaşıyor. Aslında malum cemaat geçmişte hep Erbakan’ı yok sayma politikası güderdi.

Sitede Erbakan ile ilgili ne zaman bir haber çıksa hemen haberin veriliş tarzına ve aşağıda onaylanan yorumlara dikkat ederim. Bu, aslında o kitlenin Hocaya bakışının da bir yansıması gibidir. Aman Ya Rabbi Bunlar Nasıl Yorum!
Bir an kendinizi Cumhuriyet Gazetesinin forum sayfasında sanabilirsiniz.
Galiz hakaretler ve olmadık iftiralara onay verilerek haber okuyucuya sunuluyordu. Belki sadece bu haber için böyledir diye düşündüm ve bir arama yaptım Samanyolu’nun Erbakan bağlantılı haberlerine. Sonuç tahmin ettiğim gibi çıktı. Tıpkı benim hakkımda yaptıkları yalan ve iftira dolu haberler gibi. Neyse ki mahkeme kararıyla hakkımda yaptıkları yalan ve iftira dolu haberleri sitelerinden kaldırmak ve tekzibimi yayınlamak zorunda kaldılar. Manevi tazminat davam ise hala bir üst mahkemede devam ediyor.

Erbakan tasvip etmediğiniz bir siyasi olabilir ancak saygısız yorumlara onay vererek haberi sunmanız kelimenin tek anlamıyla ahlaksızlıktır. Bu kitlenin Erbakan’a olan kininin zekâtına, İslam’a ve örtüye acımasız hakaretler yağdıran Ecevit ve türevlerinde asla rastlayamazsınız. Erbakan Hoca için yorumlar arasına “çakal, ihtiyar moruk, koltuk hırsı, imza atan korkak, Ergenekon figüranı, hırsız, din taciri, Müslümanların yüzkarası, derin devletçi vs..” yazılmış ve onaylanmış editörce.

Erbakan ile ilgili haberlere yapılan yorum sayısı başka haberlerle kıyaslanmayacak derecede fazla. Site yönetimi de bunun farkında ve Erbakan haberleri sitede ki dinamizmi arttırıyor ve olabildiğince hakaret içeren yorumlar yağıyor ışık evlerinde yetiştirdikleri “altın nesil”den.
Sebebi basit. Cemaate içten içe bu aşılanıyor. “Erbakan yüzünden 28 Şubat yaşandı, o imzaladı, onun yüzünden başörtüsü yasaklandı, okullar kapatıldı” vs. Evet, ağlarına düşürdükleri gençlerin kulaklarına hep bu koca ve adi yalanları fısıldıyorlar çünkü.

Peki, gelelim işin perde arkasına. Biraz araştırma yaptığınızda aslında her şey daha net açığa çıkmış oluyor. Cemaatinin bu Erbakan hazımsızlığının sebeplerine:

• Gülen 1970’li yıllarda Yeni Asya ekolünden bağımsız bir hareket oluşturma gayreti içindeydi. O yıllarda muhafazakâr kesimin MSP (Milli Selamet Partisi) etrafında toplandığı gözlenmekteydi. Kendisini toparlamak ve güçlenmek isteyen Gülen’in, MSP’nin atak, girişken gençlerine ihtiyacı vardı ve MSP’ye sıcak mesajlar göndermeye başlamıştı. Öyle ki; Adalet Partisini destekleyen Yeni Asya cemaatini eleştiriyor, Erbakan önderliğinde ki MSP’yi övüyordu. Erbakan Hoca, kurmaylarına "Fethullah Gülen hocamıza sahip çıkın, onun etrafında bulunun, yardımcı olun" talimatı verdiği söyleniyordu. Evet, Gülen cemaatinin çekirdek kadrosu Erbakan Hoca’nın yetiştirdiği gençlerden oluşmaya başlamıştı. Gülen tek başına bir hiçti ve cemaate ihtiyacı vardı.

O yıllarda şuurlu gençleri bulmak oldukça zordu. MSP’nin çevresinden yararlanıyordu. Gelecekte, bu gerçekleri yetiştirdikleri gençlere anlatmayan ve saklayan Gülen ve çevresi “Altın Nesle” (!) Erbakan düşmanlığı aşılayacağını kim bilebilirdi. Yıldızı parlayan Gülen’in Bornova’da ki sohbetlerine akın akın insanlar geliyordu artık. Temelini attığı, alt yapısını oluşturduğu cemaat bir anda hareketlendi. Fethullah Gülen, kendi hareket tarzını oluşturmuştu. Çekirdek tabanı MSP'lilerden oluşuyordu.

• Gülen zekice davranarak birçok insana MSP teşkilatları sayesinde ulaşabilmişti. Artık yeteri kadar güçlenmişti. Bu Erbakan belasından kurtulma yolları arıyordu. Yurt müdürlüğü, çeşitli cemaat içi vazifeler MSP kökenlilerin elinden alınmaya ve kendini “Sadece Fethullahçı” görenlere aktarılmaya başlandı. Hizmette “nöbet değişimi” şeklinde lanse edilerek MSP’lilerin bir müddet değişimin farkına varmamalarını başardı. Ancak bir müddet sonra Milli Selamet Partililer durumu fark etmişlerdi. Birden bire "MSP'lilik-Fethullahçılık" tartışmaları gün yüzüne çıkmıştı. 'Nazik' başlayan tartışmalar giderek büyüdü. En son Fethullah Gülen 24 Haziran 1980'de yaptığı bir vaazda isim vermeden MSP'yi ve MSP'nin yayın organı Milli Gazete'yi eleştirince, gizli süren tartışmalar açığa çıktı. Evet, Erbakan’ı kullanan Gülen, hırsıyla elde ettiği kalabalığa artık yön verebilecek güce erişmişti. Erbakan Hoca’nın Müslüman bir din adamı ve desteğe ihtiyacı var diye yardım ettiği bu şahsın aslında şahsi emellerinin olduğu anlaşılamamıştı. Oynadığı oyunun MSP’lilerce fark edilmesini gören Gülen bir müddet sükut etti ve MSP’lilerin yatışmasını bekledi. Tabi ki bu bir stratejiydi.

MSP’lilerin müminler kardeştir ve birleşmelidir” düsturuna inanmalarından dolayı aradaki buzları eritmek için Gülen grubuyla yeniden yakınlık kurmak istemişlerdi. Ancak 12 Eylül askeri darbesi olmuş ve MSP kapatılarak Erbakan Hoca cezaevine gönderilmişti. Ancak, Gülen kendisi de aranıyor olmasına rağmen dönemin cuntacılarına Sızıntı dergisinde methiyeler yazıyor ve adeta “ne isterseniz yaparım”ı oynuyordu. Güç dengeleri değişmiş ve artık cuntaya yaranma adına ‘Erbakan Düşmanlığına’ açıkça başlanmalıydı.
Kısaca anlatmaya çalıştığım süreç bu şekilde gelişmişti. Erbakan’a olan düşmanlıklarının temelinde cuntaya yaranma izzetsizliği yatmaktaydı. Halk dilinde buna resmen “adam satma” deniyordu. Yıllar geçti ve Refah partisinin güçlendiği dönemler geldi. Muhafazakâr kesim MNP ve MSP döneminde yapılan çalışmalar sayesinde oldukça güçlenmişti. Her İslami hareketin neşvü nema bulduğu yıllardı. Erbakan Hoca’nın Ecevit koalisyonunda yaptığı çalışmalar ve mecliste ki çalışmaları meyvelerini veriyordu.

Refah partisinin 1994 yılında ki oy patlamasıyla Türkiye de belediyecilik anlamında büyük başarılara imza atılmıştı. Gülen ve cemaati Refah’ın yükselişinden oldukça rahatsızdı. Hatta o kadar ki seçim geceleri Refah’ın kazanmaması için “hacet namazları” kılacak kadar işi cıvıtmışlardı. Erbakan Hocanın Başbakan olmasıyla cemaat adeta ne yapacağını şaşırdı.

 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
28 şubatta ergenekoncularla kolkola olanlar


Fethullah Gülen adeta darbecilerle kol kola çalışıyor duruma gelmişti. Şimdi Erbakan’ı çeşitli medya kanallarına çıktığı için eleştiren cemaat o zaman Gülen’in Radikal, Hürriyet, Showtv vs. gibi kartel medyasında arz-ı endam etmesine ne diyecekler?


Gülen açıkça Erbakan Hocayı eleştiriyor “Beceremediniz Çekin Gidin” tarzında kartel medyasına beyanatlar veriyordu.
İslami uyanışın bir yansıması olarak Refah Partisi iktidara gelmişti. Bu bir süreçti ve demokrasiye inandığını iddia edenlerinde bu hükümete karşı saygı duymaları gerekiyordu. Yapılan oyunlarla Erbakan Hoca yıpratılmaya çalışılıyor ve Gülen cemaati de haklının yanında olması gerekirken o dönemde Ergenekoncularla hareket ederek Hocayı devirmeye çalışıyordu. Partiyi kapatacak olan Vural Savaş’a bilgilendirmelerde bulunuyor “şimdi kapatırsanız daha büyüyerek gelirler” diyebiliyordu. Yine haklının değil zalimin yani güçlünün yanında yer alıyorlardı.

Erbakan Hocanın o dönemde ne kadar haklı olduğunu bugün artık her kesim sesli bir şekilde dillendirmeye başladı hamdolsun. Ne “imam hatipler arka bahçemizdir” lafından dolayı ne de “kanlı mı olacak kansız mı olacak” sözünden dolayı darbenin olduğuna kimse inanmıyor.
Peki, bu gerçekler biliniyor iken bu cemaatin hala Erbakan düşmanlığı yapmasının ardında yatan gerçek nedir?

9 aylık iktidarı süresince o kadar baskıya rağmen ekonomik anlamda vatandaşın yüzünü güldürmeyi başarması ve İslam ümmetinin birliğini sağlayacak D8 projesinin temellerini atmış olması bazı çevreleri oldukça rahatsız etmişti. Düşünebiliyor musunuz Nijerya’dan Endonezya’ya uzayan büyük bir coğrafyayı birleştirme çabası emperyalistleri deliye döndürmüştü. Hemen kollar sıvandı ve yerli işbirlikçilerle Erbakan alaşağı edilmişti.

Evet, yerli işbirlikçiler sadece kartel medyasından oluşmuyordu. Gülen cemaati başörtüsünde nasıl yan çizdikleri gibi halkın iradesine karşı yürütülen antidemokratik müdahalelere de adeta gönüllü katılıyorlardı.
Bakmayın siz onlara bugün “Ergenekon Terör Örgütü” ile bu kadar bağırdıklarına. Daha 10 yıl önce onlarla bir olup Hocanın iktidarını devirmişlerdi. Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde yapılanan bir derin devlet vardı.

Peki, İslam ümmetinin içinde yapılanmaya çalışan ve dış destekli olduğu artık saklanamayan bu Diyalogcu Cemaat hangi süper gücün emrinde derin vazifeler ifa ediyordu?
Kendileri dışında ki Müslümanlara elindeki medya gücünü kullanarak hayasızca saldıran bu hareketin bir an önce ümmet tarafından anlaşılmasını ümit ediyorum. Uzun vadede İslam akidesini ifsat edecek bu hareketin uyuşturulmuş müntesipleri gelecekte ki mücadelemizde “içimizdeki ajanlar” olarak yerlerini alacaklarını seziyorum.
 

.::zeynep::.

{MİLLİ GÖRÜŞ}
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
711
Tepkime puanı
152
Puanları
0
Konum
Karaman
Allah razı olsun ablacım.gerekli bir paylaşım herkezin okuması ve idrak etmesi dileğiyle....
 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
Neden AKP?

Evet, Erbakan düşmanlıklarının temelinde AKP’ye olan hayranlıkları yatıyor. Çünkü AKP ve icraatları cemaatin arzuları ile hemen hemen örtüşüyor. AKP tabanında bulunan muhafazakâr seçmenin Erbakan tarafından uyandırılabileceğinin farkındalar ve bunun önüne geçmek için Erbakan’ı “hırs düşkünü, 28 Şubat’ın mimarı, hırsız” yaftalarıyla haberleştirip muhafazakâr seçmenin AKP den kopmasını engellemek istiyorlar.
Milli Görüş’ü bu manada bir tehdit olarak görüyorlar. AKP iktidarının bitmesi demek onların da sömürdükleri kaynakların bitmesi anlamına geliyor adeta. Daha önce hiçbir iktidar döneminde bu derece büyüyemedikleri ve misyonlarına uygun icraatlara imza atan bir hükümet bulamadıkları için Milli Görüş’ü bir tehlike olarak görüyorlar.

Refah döneminde siyasetten güya uzak duran cemaat artık açıkça AKP destekçiliği yapmakta ve hatta “Oy vermeyenlerin vebale” gireceği" saçmalığını yaymaktalar. Vebali bu kadar düşünenlere “neden 28 Şubatta haklının yanında değil de zalimin yanında yer aldınız?” diye sormak lazım gelir sanırım?
 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
Gerçekten 28 şubat’ta gülen grubu zarar gördü mü?

Bu soruyu şöyle açabiliriz? Tabanına “28 Şubat’ın mimarı ve İslami çalışmaların kesintiye uğramasının baş müsebbibi Erbakandır” iddiasını yayan bu cemaatin 28 Şubat’ta kaç tane okulu kapatılmıştır?
Hangi dernek ya da vakıfları kapatılmış ve hangi mallarına el konulmuştur?
Hangi partileri kapatılmış ve taraftarlarından kaç kişi cezaevine girmiş ve yasaklı hale gelmiştir?

Bilakis 28 Şubat’tan sonra cemaat bir çığ gibi büyümüş ve ekonomik anlamda da bir güç haline gelmiştir. Hiçbir okulu kapatılmamış aksine bu dönemden sonra hem Türkiye’de hem de dünyada okullarının sayılarını daha da arttırmışlardır.
İmam Hatiplerin kapatılmasını kendi özel okullarına müşteri çıkacağı için desteklemeleri de ayrıca irdelenmesi gereken bir konu. İmam Hatiplerin kapatılmasından dolayı muhafazakâr zengin Müslümanların çocuklarını kendi özel okullarına göndermelerini “her işte bir rahmet var” mantığı ile açıklıyorlar idi. Bu işte bile rant düşündüklerini saklayamıyorlardı.

28 Şubat’ın mimarı diye suçladıkları Erbakan’ın ise partisi kapatılıyor, Milli Gençlik Vakfı kapatılıyor, mallarına el konuyor, Hocaya siyasi yasak geliyor, İmam Hatipler kapatılıyor, Kuran Kursları kapatılıyor ve adeta Milli Görüş’e ve ona destek veren bütün İslami oluşumlara ders veriliyordu.
Oysa bu dönemde Gülen grubunun ise işleri katlanarak büyüyor, hiçbir sıkıntı ile karşılaşmıyorlardı. Başörtüsü yasağını bile Erbakan’ın üstüne yıkan bu zihniyet aslında bilmiyor mu ki başörtüsü yasağı cumhuriyet kurulduğu yıldan beri memur hanımlara ve ilk, orta ve lise öğrencilerine uygulanıyordu.

Ancak başörtüsü konusunda da kendince çıkarımlarda bulunan ve bu çıkarımlar cemaatce bir fetva gibi algılanınca, örtü mücadelesini de baltalamış oluyorlardı. O yıları iyi bilenler anımsarlar; yasakçıların pilot bölge olarak seçtikleri Cerrahpaşa’da bu cemaatin kızları örtülerini hiçbir direnç göstermeden açmışlardı. Tepeden emir o şekilde gelmişti. Bu ilkesiz tavır sayıca kalabalık olan bu kitle tarafından gayet rahat uygulanmış ve bu baş açma furyası yasakçıların iştahını daha da kabartmıştı. Tepkiyi ölçen ve sonuçtan oldukça memnun kalan yasakçılar örtü yasağını daha da genişleterek İstanbul’un bütün üniversitelerine yaymışlardı. Diğer üniversitelerde de bu cemaat aynı izzetsizliği göstererek yasağın tüm Türkiye’ye yayılmasını da sağlamışlardı.

Yasakçılar karşısında ciddi bir direniş gösterilemedi. Bizler okul önlerinde eylem yapmaya başlayınca cemaate ait medyada “karaçarşaf içinde ki devlet düşmanı provakatörler” şeklinde algılanmaya başlanmıştık.
Yani başörtüsü yasağı da bu kesim için bir sorun teşkil etmedi. Zira onlar “Hocaefendileri” için “her şeyi” yapmaya hazırlardı. Ellerinde Gülen’in fetvasıyla okullarını da bitirdiler, iş sahibi de oldular. Olan, bu konuda hassasiyet sahibi olan Milli Görüş tabanına ve diğer İslami cemaatlere olmuştu. Dillendirildiği gibi 28 Şubat’ta hiçbir zarara uğramadılar.

Ne hazindir ki bedel ödeyen Erbakan iken, bugün yavuz hırsız misali cemaat 28 Şubat’ın faturasını Erbakan Hoca’ya keserek onu töhmet altında bırakıyor ve cemaate yeni katılan genç dimağlar bu şekilde zehirleniyordu.Başka bir siyasi hareketin güçlendiğini gördükleri anda AKP’yi de anında satabilecek bu oluşumu izleyin ve agâh olun. Her kademede kendi derin devletlerini oluşturduklarını ve dünya gemisinin kaptanı dedikleri Amerika’nın ümmet içine sızmış Ergenekon’u olabileceklerini de göz ardı etmeyin.
Sadece Rabbimizin emir ve yasaklarına amade, tüm baskı ve dayatmalardan azade günlerin gelmesi dileğiyle…
 

_sercan_

Doçent
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
687
Tepkime puanı
89
Puanları
0
İnternette haberlere bakıyorum. Samanyoluhaber.com sitesinde “Erbakan çok hızlı başladı” başlıklı haber dikkatimi çekti. Son birkaç yıldır Erbakan ile ilgili en ufak bir haberi es geçmeyen site bu olayı da okuyucuları ve kendi kitlesiyle paylaşıyor. Aslında malum cemaat geçmişte hep Erbakan’ı yok sayma politikası güderdi.

Sitede Erbakan ile ilgili ne zaman bir haber çıksa hemen haberin veriliş tarzına ve aşağıda onaylanan yorumlara dikkat ederim. Bu, aslında o kitlenin Hocaya bakışının da bir yansıması gibidir. Aman Ya Rabbi Bunlar Nasıl Yorum!
Bir an kendinizi Cumhuriyet Gazetesinin forum sayfasında sanabilirsiniz. Galiz hakaretler ve olmadık iftiralara onay verilerek haber okuyucuya sunuluyordu. Belki sadece bu haber için böyledir diye düşündüm ve bir arama yaptım Samanyolu’nun Erbakan bağlantılı haberlerine. Sonuç tahmin ettiğim gibi çıktı. Tıpkı benim hakkımda yaptıkları yalan ve iftira dolu haberler gibi. Neyse ki mahkeme kararıyla hakkımda yaptıkları yalan ve iftira dolu haberleri sitelerinden kaldırmak ve tekzibimi yayınlamak zorunda kaldılar. Manevi tazminat davam ise hala bir üst mahkemede devam ediyor.

Erbakan tasvip etmediğiniz bir siyasi olabilir ancak saygısız yorumlara onay vererek haberi sunmanız kelimenin tek anlamıyla ahlaksızlıktır. Bu kitlenin Erbakan’a olan kininin zekâtına, İslam’a ve örtüye acımasız hakaretler yağdıran Ecevit ve türevlerinde asla rastlayamazsınız. Erbakan Hoca için yorumlar arasına “çakal, ihtiyar moruk, koltuk hırsı, imza atan korkak, Ergenekon figüranı, hırsız, din taciri, Müslümanların yüzkarası, derin devletçi vs..” yazılmış ve onaylanmış editörce.

Erbakan ile ilgili haberlere yapılan yorum sayısı başka haberlerle kıyaslanmayacak derecede fazla. Site yönetimi de bunun farkında ve Erbakan haberleri sitede ki dinamizmi arttırıyor ve olabildiğince hakaret içeren yorumlar yağıyor ışık evlerinde yetiştirdikleri “altın nesil”den.
Sebebi basit. Cemaate içten içe bu aşılanıyor. “Erbakan yüzünden 28 Şubat yaşandı, o imzaladı, onun yüzünden başörtüsü yasaklandı, okullar kapatıldı” vs. Evet, ağlarına düşürdükleri gençlerin kulaklarına hep bu koca ve adi yalanları fısıldıyorlar çünkü.

Peki, gelelim işin perde arkasına. Biraz araştırma yaptığınızda aslında her şey daha net açığa çıkmış oluyor. Cemaatinin bu Erbakan hazımsızlığının sebeplerine:

• Gülen 1970’li yıllarda Yeni Asya ekolünden bağımsız bir hareket oluşturma gayreti içindeydi. O yıllarda muhafazakâr kesimin MSP (Milli Selamet Partisi) etrafında toplandığı gözlenmekteydi. Kendisini toparlamak ve güçlenmek isteyen Gülen’in, MSP’nin atak, girişken gençlerine ihtiyacı vardı ve MSP’ye sıcak mesajlar göndermeye başlamıştı. Öyle ki; Adalet Partisini destekleyen Yeni Asya cemaatini eleştiriyor, Erbakan önderliğinde ki MSP’yi övüyordu. Erbakan Hoca, kurmaylarına "Fethullah Gülen hocamıza sahip çıkın, onun etrafında bulunun, yardımcı olun" talimatı verdiği söyleniyordu. Evet, Gülen cemaatinin çekirdek kadrosu Erbakan Hoca’nın yetiştirdiği gençlerden oluşmaya başlamıştı. Gülen tek başına bir hiçti ve cemaate ihtiyacı vardı.

O yıllarda şuurlu gençleri bulmak oldukça zordu. MSP’nin çevresinden yararlanıyordu. Gelecekte, bu gerçekleri yetiştirdikleri gençlere anlatmayan ve saklayan Gülen ve çevresi “Altın Nesle” (!) Erbakan düşmanlığı aşılayacağını kim bilebilirdi. Yıldızı parlayan Gülen’in Bornova’da ki sohbetlerine akın akın insanlar geliyordu artık. Temelini attığı, alt yapısını oluşturduğu cemaat bir anda hareketlendi. Fethullah Gülen, kendi hareket tarzını oluşturmuştu. Çekirdek tabanı MSP'lilerden oluşuyordu.

• Gülen zekice davranarak birçok insana MSP teşkilatları sayesinde ulaşabilmişti. Artık yeteri kadar güçlenmişti. Bu Erbakan belasından kurtulma yolları arıyordu. Yurt müdürlüğü, çeşitli cemaat içi vazifeler MSP kökenlilerin elinden alınmaya ve kendini “Sadece Fethullahçı” görenlere aktarılmaya başlandı. Hizmette “nöbet değişimi” şeklinde lanse edilerek MSP’lilerin bir müddet değişimin farkına varmamalarını başardı. Ancak bir müddet sonra Milli Selamet Partililer durumu fark etmişlerdi. Birden bire "MSP'lilik-Fethullahçılık" tartışmaları gün yüzüne çıkmıştı. 'Nazik' başlayan tartışmalar giderek büyüdü. En son Fethullah Gülen 24 Haziran 1980'de yaptığı bir vaazda isim vermeden MSP'yi ve MSP'nin yayın organı Milli Gazete'yi eleştirince, gizli süren tartışmalar açığa çıktı. Evet, Erbakan’ı kullanan Gülen, hırsıyla elde ettiği kalabalığa artık yön verebilecek güce erişmişti. Erbakan Hoca’nın Müslüman bir din adamı ve desteğe ihtiyacı var diye yardım ettiği bu şahsın aslında şahsi emellerinin olduğu anlaşılamamıştı. Oynadığı oyunun MSP’lilerce fark edilmesini gören Gülen bir müddet sükut etti ve MSP’lilerin yatışmasını bekledi. Tabi ki bu bir stratejiydi.

MSP’lilerin müminler kardeştir ve birleşmelidir” düsturuna inanmalarından dolayı aradaki buzları eritmek için Gülen grubuyla yeniden yakınlık kurmak istemişlerdi. Ancak 12 Eylül askeri darbesi olmuş ve MSP kapatılarak Erbakan Hoca cezaevine gönderilmişti. Ancak, Gülen kendisi de aranıyor olmasına rağmen dönemin cuntacılarına Sızıntı dergisinde methiyeler yazıyor ve adeta “ne isterseniz yaparım”ı oynuyordu. Güç dengeleri değişmiş ve artık cuntaya yaranma adına ‘Erbakan Düşmanlığına’ açıkça başlanmalıydı.
Kısaca anlatmaya çalıştığım süreç bu şekilde gelişmişti. Erbakan’a olan düşmanlıklarının temelinde cuntaya yaranma izzetsizliği yatmaktaydı. Halk dilinde buna resmen “adam satma” deniyordu. Yıllar geçti ve Refah partisinin güçlendiği dönemler geldi. Muhafazakâr kesim MNP ve MSP döneminde yapılan çalışmalar sayesinde oldukça güçlenmişti. Her İslami hareketin neşvü nema bulduğu yıllardı. Erbakan Hoca’nın Ecevit koalisyonunda yaptığı çalışmalar ve mecliste ki çalışmaları meyvelerini veriyordu.

Refah partisinin 1994 yılında ki oy patlamasıyla Türkiye de belediyecilik anlamında büyük başarılara imza atılmıştı. Gülen ve cemaati Refah’ın yükselişinden oldukça rahatsızdı. Hatta o kadar ki seçim geceleri Refah’ın kazanmaması için “hacet namazları” kılacak kadar işi cıvıtmışlardı. Erbakan Hocanın Başbakan olmasıyla cemaat adeta ne yapacağını şaşırdı.

ne desen ne nakıştır ne desen..Osman dayı bilmezler anlamazlar ne desen..

özellikle şu kırmızı ile işaretli yerlere bir çok kere denk geldik..
 

feridun41

Asistan
Katılım
21 Ara 2006
Mesajlar
341
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.turaneli.net
stv ve zaman zaman zaman dizileri ile yayınları ve haberleri ile diğer islami grupları alaya alıyor eleştiriyor onlar hakkında şüphler uyandırıyor... amacı ne??
kafirle diyalog kurup onları hoşgörür onlara yakınlaşırken ilami gurplara neden bu acımasız(?) tavrı takınıyor? yakışıyor mu? amacı ne?
diğer islami grupları hizya sokmak sindirmek mi? ılımlı islam projesi çerçevesinde sözde radikal islami grupları hizaya sokmaya mı çalışıypr. misyonu bu mu?? birkaç yıldır gazete ve tv lerinde izlediğim kadar edindiğim izzlenimim bu.
üzlüyorum.
 

Zinnur£yn

 s î
Katılım
2 Kas 2009
Mesajlar
920
Tepkime puanı
386
Puanları
0
Anlayabilene...

Bu(nlar) ancak bizim gayretimizi ve davaya olan sadâkatimizi artırır.

Sağolasınız Azimli...
 

Asr-i SaadeT

Asistan
Katılım
8 Ara 2006
Mesajlar
370
Tepkime puanı
78
Puanları
0
Konum
Munih
N. Canan Bezirgani severim,basina gelenler icin üzülmüstüm...

Köse yazisimi yaziyor? Hangi Gazete ?

Fethullah Gülen´ci, yada Saadet ci degilim ama Samanyoluhaberdeki Erbakan yorumlari nasil cirkinse, kendisinin Akparti, Fethullah Gülen hakkinda söyledikleride zanlarida okadar cirkin olmus !:thumbdown:
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
İnternette haberlere bakıyorum. Samanyoluhaber.com sitesinde “Erbakan çok hızlı başladı” başlıklı haber dikkatimi çekti. Son birkaç yıldır Erbakan ile ilgili en ufak bir haberi es geçmeyen site bu olayı da okuyucuları ve kendi kitlesiyle paylaşıyor. Aslında malum cemaat geçmişte hep Erbakan’ı yok sayma politikası güderdi.

Sitede Erbakan ile ilgili ne zaman bir haber çıksa hemen haberin veriliş tarzına ve aşağıda onaylanan yorumlara dikkat ederim. Bu, aslında o kitlenin Hocaya bakışının da bir yansıması gibidir. :clap2: Galiz hakaretler ve olmadık iftiralara onay verilerek haber okuyucuya sunuluyordu. Belki sadece bu haber için böyledir diye düşündüm ve bir arama yaptım Samanyolu’nun Erbakan bağlantılı haberlerine. Sonuç tahmin ettiğim gibi çıktı. Tıpkı benim hakkımda yaptıkları yalan ve iftira dolu haberler gibi. Neyse ki mahkeme kararıyla hakkımda yaptıkları yalan ve iftira dolu haberleri sitelerinden kaldırmak ve tekzibimi yayınlamak zorunda kaldılar. Manevi tazminat davam ise hala bir üst mahkemede devam ediyor.

Erbakan tasvip etmediğiniz bir siyasi olabilir ancak saygısız yorumlara onay vererek haberi sunmanız kelimenin tek anlamıyla ahlaksızlıktır. Bu kitlenin Erbakan’a olan kininin zekâtına, İslam’a ve örtüye acımasız hakaretler yağdıran Ecevit ve türevlerinde asla rastlayamazsınız. Erbakan Hoca için yorumlar arasına “çakal, ihtiyar moruk, koltuk hırsı, imza atan korkak, Ergenekon figüranı, hırsız, din taciri, Müslümanların yüzkarası, derin devletçi vs..” yazılmış ve onaylanmış editörce.

Erbakan ile ilgili haberlere yapılan yorum sayısı başka haberlerle kıyaslanmayacak derecede fazla. Site yönetimi de bunun farkında ve Erbakan haberleri sitede ki dinamizmi arttırıyor ve olabildiğince hakaret içeren yorumlar yağıyor ışık evlerinde yetiştirdikleri “altın nesil”den.
Sebebi basit. Cemaate içten içe bu aşılanıyor. “Erbakan yüzünden 28 Şubat yaşandı, o imzaladı, onun yüzünden başörtüsü yasaklandı, okullar kapatıldı” vs. Evet, ağlarına düşürdükleri gençlerin kulaklarına hep bu koca ve adi yalanları fısıldıyorlar çünkü.

Peki, gelelim işin perde arkasına. Biraz araştırma yaptığınızda aslında her şey daha net açığa çıkmış oluyor. Cemaatinin bu Erbakan hazımsızlığının sebeplerine:

• Gülen 1970’li yıllarda Yeni Asya ekolünden bağımsız bir hareket oluşturma gayreti içindeydi. O yıllarda muhafazakâr kesimin MSP (Milli Selamet Partisi) etrafında toplandığı gözlenmekteydi. Kendisini toparlamak ve güçlenmek isteyen Gülen’in, MSP’nin atak, girişken gençlerine ihtiyacı vardı ve MSP’ye sıcak mesajlar göndermeye başlamıştı. Öyle ki; Adalet Partisini destekleyen Yeni Asya cemaatini eleştiriyor, Erbakan önderliğinde ki MSP’yi övüyordu. Erbakan Hoca, kurmaylarına "Fethullah Gülen hocamıza sahip çıkın, onun etrafında bulunun, yardımcı olun" talimatı verdiği söyleniyordu. Evet, Gülen cemaatinin çekirdek kadrosu Erbakan Hoca’nın yetiştirdiği gençlerden oluşmaya başlamıştı. Gülen tek başına bir hiçti ve cemaate ihtiyacı vardı.

O yıllarda şuurlu gençleri bulmak oldukça zordu. MSP’nin çevresinden yararlanıyordu. Gelecekte, bu gerçekleri yetiştirdikleri gençlere anlatmayan ve saklayan Gülen ve çevresi “Altın Nesle” (!) Erbakan düşmanlığı aşılayacağını kim bilebilirdi. Yıldızı parlayan Gülen’in Bornova’da ki sohbetlerine akın akın insanlar geliyordu artık. Temelini attığı, alt yapısını oluşturduğu cemaat bir anda hareketlendi. Fethullah Gülen, kendi hareket tarzını oluşturmuştu. Çekirdek tabanı MSP'lilerden oluşuyordu.

• Gülen zekice davranarak birçok insana MSP teşkilatları sayesinde ulaşabilmişti. Artık yeteri kadar güçlenmişti. Bu Erbakan belasından kurtulma yolları arıyordu. Yurt müdürlüğü, çeşitli cemaat içi vazifeler MSP kökenlilerin elinden alınmaya ve kendini “Sadece Fethullahçı” görenlere aktarılmaya başlandı. Hizmette “nöbet değişimi” şeklinde lanse edilerek MSP’lilerin bir müddet değişimin farkına varmamalarını başardı. Ancak bir müddet sonra Milli Selamet Partililer durumu fark etmişlerdi. Birden bire "MSP'lilik-Fethullahçılık" tartışmaları gün yüzüne çıkmıştı. 'Nazik' başlayan tartışmalar giderek büyüdü. En son Fethullah Gülen 24 Haziran 1980'de yaptığı bir vaazda isim vermeden MSP'yi ve MSP'nin yayın organı Milli Gazete'yi eleştirince, gizli süren tartışmalar açığa çıktı. Evet, Erbakan’ı kullanan Gülen, hırsıyla elde ettiği kalabalığa artık yön verebilecek güce erişmişti. Erbakan Hoca’nın Müslüman bir din adamı ve desteğe ihtiyacı var diye yardım ettiği bu şahsın aslında şahsi emellerinin olduğu anlaşılamamıştı. Oynadığı oyunun MSP’lilerce fark edilmesini gören Gülen bir müddet sükut etti ve MSP’lilerin yatışmasını bekledi. Tabi ki bu bir stratejiydi.

MSP’lilerin müminler kardeştir ve birleşmelidir” düsturuna inanmalarından dolayı aradaki buzları eritmek için Gülen grubuyla yeniden yakınlık kurmak istemişlerdi. Ancak 12 Eylül askeri darbesi olmuş ve MSP kapatılarak Erbakan Hoca cezaevine gönderilmişti. Ancak, Gülen kendisi de aranıyor olmasına rağmen dönemin cuntacılarına Sızıntı dergisinde methiyeler yazıyor ve adeta “ne isterseniz yaparım”ı oynuyordu. Güç dengeleri değişmiş ve artık cuntaya yaranma adına ‘Erbakan Düşmanlığına’ açıkça başlanmalıydı.
Kısaca anlatmaya çalıştığım süreç bu şekilde gelişmişti. Erbakan’a olan düşmanlıklarının temelinde cuntaya yaranma izzetsizliği yatmaktaydı. Halk dilinde buna resmen “adam satma” deniyordu. Yıllar geçti ve Refah partisinin güçlendiği dönemler geldi. Muhafazakâr kesim MNP ve MSP döneminde yapılan çalışmalar sayesinde oldukça güçlenmişti. Her İslami hareketin neşvü nema bulduğu yıllardı. Erbakan Hoca’nın Ecevit koalisyonunda yaptığı çalışmalar ve mecliste ki çalışmaları meyvelerini veriyordu.

Refah partisinin 1994 yılında ki oy patlamasıyla Türkiye de belediyecilik anlamında büyük başarılara imza atılmıştı. Gülen ve cemaati Refah’ın yükselişinden oldukça rahatsızdı. Hatta o kadar ki seçim geceleri Refah’ın kazanmaması için “hacet namazları” kılacak kadar işi cıvıtmışlardı. Erbakan Hocanın Başbakan olmasıyla cemaat adeta ne yapacağını şaşırdı.

Refah partisinin 1994 yılında ki oy patlamasıyla Türkiye de belediyecilik anlamında büyük başarılara imza atılmıştı. Gülen ve cemaati Refah’ın yükselişinden oldukça rahatsızdı. Hatta o kadar ki seçim geceleri Refah’ın kazanmaması için “hacet namazları” kılacak kadar işi cıvıtmışlardı. Erbakan Hocanın Başbakan olmasıyla cemaat adeta ne yapacağını şaşırdı

ALLAH ŞAHİDİMDİRKİ

O zaman Cemeatte belirli bir yerde idim ASLA HACET NAMAZINI duymadım Diyenleride ALLAH cc havale ediyorum.


Aman Ya Rabbi Bunlar Nasıl Yorum!
Bir an kendinizi Cumhuriyet Gazetesinin forum sayfasında sanabilirsiniz
.

Cumhuriyet gazesinde Tüm YILLAR F.Gülen ve Cemeati hakkında alehte yazılar yazılmış ve yazılmaktadır.

CUMHURİYET GAZETESİNDE SON DÖRT SENEDİR ERBAKAN ve SP partisi için alehte KAÇ YAZI GÖSTEREBİLİRSİNİZ ?
 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
Refah partisinin 1994 yılında ki oy patlamasıyla Türkiye de belediyecilik anlamında büyük başarılara imza atılmıştı. Gülen ve cemaati Refah’ın yükselişinden oldukça rahatsızdı. Hatta o kadar ki seçim geceleri Refah’ın kazanmaması için “hacet namazları” kılacak kadar işi cıvıtmışlardı. Erbakan Hocanın Başbakan olmasıyla cemaat adeta ne yapacağını şaşırdı

ALLAH ŞAHİDİMDİRKİ

O zaman Cemeatte belirli bir yerde idim ASLA HACET NAMAZINI duymadım Diyenleride ALLAH cc havale ediyorum.


Aman Ya Rabbi Bunlar Nasıl Yorum!
Bir an kendinizi Cumhuriyet Gazetesinin forum sayfasında sanabilirsiniz
.

Cumhuriyet gazesinde Tüm YILLAR F.Gülen ve Cemeati hakkında alehte yazılar yazılmış ve yazılmaktadır.

CUMHURİYET GAZETESİNDE SON DÖRT SENEDİR ERBAKAN ve SP partisi için alehte KAÇ YAZI GÖSTEREBİLİRSİNİZ ?
siz daha önce yazdığım bir mesajada Allah şahidimki böyle birşey olmadı dediniz
ben sizemi inanayım gözlerimemi
uludağda çadır çadır gezdiler diyorum siz hayır diyorsunuz!
sizin dünyadan haberiniz yok sanırım
 

seyyah80

Üye
Katılım
22 Ocak 2010
Mesajlar
62
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
39
Konum
ANKARA
butun cematler bitti sira nurculara mi geldi.laf ettirmemi hic bir cemaate hele ki bu benim cemaatimse ne saygi kalir ne cizgi dilimde.bende dokmesini bilirim icimdekileri ama sizin gibi igrencce degil,ne cumlelerinizde saygi var nede saygisizliginizda firen.ne demek ya hocaefendinin kanali dinle alaymi ediyormus.ferudun41 zaten cosmus iyice.once bir gelin sadece bir sohbette bulununda varsa yuzunuz kizarsan.bu ulkede nurcular kimi desteklerse basa o geciyor.ne kiskandiniz mi akp ye destek verdiler diye.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Nuray CANAN bezirgan IN YAZISI kendi hazımsızlığının AYNASI GALİBA.


Tavsiyem Nuran Hnm a DOĞAL KAYNAKLI MADEN SUYU Marka önemli değil kasalarca içse Nuray Hnm.ın HAZIMSIZLIĞI GEÇMEZ.
 
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
68
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
Şehr-i Gurbet
Web sitesi
www.sonsuzlukkervani.com
stv ve zaman zaman zaman dizileri ile yayınları ve haberleri ile diğer islami grupları alaya alıyor eleştiriyor onlar hakkında şüphler uyandırıyor... amacı ne??
kafirle diyalog kurup onları hoşgörür onlara yakınlaşırken ilami gurplara neden bu acımasız(?) tavrı takınıyor? yakışıyor mu? amacı ne?
diğer islami grupları hizya sokmak sindirmek mi? ılımlı islam projesi çerçevesinde sözde radikal islami grupları hizaya sokmaya mı çalışıypr. misyonu bu mu?? birkaç yıldır gazete ve tv lerinde izlediğim kadar edindiğim izzlenimim bu.
üzlüyorum.



bilmediğin şey de yorum yapmayacaksın arkadaş

pes yada bir de bu yazı altına teşekkür kondurulmuş!
bu kadar mı düşünce ufkumuz geniş!?

İslam din elden gidiyor denilecek bu da yetmezmiş gibi
kafirdir(!) bu camia altında toplananlar diye söylentiler de
çıkarsa hiiiiç şaşırmam...


şahsımca pek bulaşmam siyasi ve cemaat adı altındaki tartışmalara
ama insanın da bir yer de dur diyesi geliyor...

sadece şunu diyorum şimdi bu çatı altında olan insanları
yadırgamak bi kenara dursun yerden yere vuranlar!
acaba ecdad bildiğimiz fatihlere de mi onunda ötesi Efendimiz'e de mi
(utanarak söylüyorum) bu yakıştırmaları yapacak

yok muydu asrı saaddette bu tür örnekler
yok mu Fatihler döneminde bu tür örnekler

yapmayın kardeş yapmayın Allah aşkına
dilin kemiği yoktur diye ben bu yorumlara teşekkürlere derim!
sürü fikriyle zikriyle adım atmayın
hiç mi iyi bir icraat yok bu eleştirmesini çok sevdiğiniz kişilerde?
İnsan hiç değilse sırf Allah ismini zikrettiği için Şems-i Tebrizi örneği gibi o insanlara saygı duyar senin yolun sana benimki bana der

O zman buyrun meydan sizin kürt çalıp çingene oynasın

yada susacaksanız bırakacaksanız birilerin yakasını
tamam sizin dediğiniz gibi olsun!
herşey ortada deyip geçmek gerekiryor

başka söze ne hacet!
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
siz daha önce yazdığım bir mesajada Allah şahidimki böyle birşey olmadı dediniz
ben sizemi inanayım gözlerimemi
uludağda çadır çadır gezdiler diyorum siz hayır diyorsunuz!
sizin dünyadan haberiniz yok sanırım

Bak hatırlatayım

1 RP % 22,40 Aldığı OY2.048.494 6

2 ANAP % 21,79 Aldığı Oy 1.992.281

Sonuç olarak TOPLAM yanlış hatırlamıyorsam 6 İl i kazandı.

Birde İstanbul adayı ERDOĞAN dı değilmi ?

Kısacası okadar KORKULACAK bir oy almadı RP si.

Benim DÜNYADAN hem geçmiş için hemde gündem iyi bilirim merak etmeyin.

ERBAKAN ın BARAJI geçemeyecek korkusu ile geçmişte DİĞER PARTİLER le İTTİFAK KURDUĞUNUDA UNUTMADIM
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Türkiye tarihine, kara bir sayfa olarak geçen 28 Şubat Darbesi`nin bugüne kadar hiç konuşulmayan, bilinmeyen çok önemli bir sırrı ortaya çıktı.

O dönemde Refah-Yol Hükümetine karşı duruşuyla bilinen DYP Milletvekili Tevfik Diker, TV5`e yaptığı açıklamalarda Refah-Yol`u yıkmak için Amerika`da CIA Başkanı ile kimlerin gizli görüşme yaptığını ilk kez anlattı. Hükümeti yıkma planlarının nasıl devreye sokulduğunu bir bir anlatan Diker, Erbakan`ı anlayamadığı için özür diledi.
Darbenin iç ve dış destekçileri
Diker, darbenin iç ve dış destekçilerinin olduğunu belirterek isimler tek tek şöyle sıraladı: Dışarda Amerika, CIA, İsrail ve MOSSAD`ın içerideyse başta Demirel olmak üzere, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve kurmayları, 5 sivil toplum örgütü, medya patronları ile sermaye...
Çevik Bir ve İlhan Kılıç`ın CIA Başkanı ile gizli görüşmesi
O dönemle ilgili şimdiye kadar hiç açıklanmayan bir sırrı ifşa eden Diker, zamanın Genelkurmay ikinci başkanı Orgeneral Çevik Bir ile MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç`ın bir Amerika seyehatine çıktıklarını Washington`da CIA Başkanı George Tenet`le gizlice görüştüklerini öne sürdü. Diker, o toplantıda bulunan ama güvenliği sebebiyle adını veremediği bir arkadaşından aldığı kesin bilgiye dayanarak, o gün toplantıda Refah-Yol hükümetinin yıkılması için düğmeye basıldığına ilişkin bir karar alındığını açıkladı. Bir ve Kılıç o gün toplantıda CIA Başkanı Tenet`e neden böyle bir hükümetle devam edilemeyeceğine ilişkin gerekçelerini anlattıklarını ve kabul ettirdiklerini söyleyen Diker, düğmeye orada basıldığını, bu bilginin CIA`de de olduğunu ileri sürdü.
Erbakan`a övgüler
O gün Refah-Yol`a karşı duran Tevfik Diker, bugün ise Erbakan`ı anlamadığı için özür diliyor. Diker, Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan`ın bazı çevrelerce bilerek yanlış tanıtıldığını öne sürerek, şu itiraflarda bulundu: Sayın Erbakan`ın Milli duruşu ve ağır sanayi hamlelerine biz hiç bir zaman geniş açıdan bakamadık. Bize onu bir öcü gibi sundular. Bir tabu yarattılar. Bir tehlike gibi algılamamıza yol açtılar...

Kaynak:TevhidHaber.com
 
Üst