Şeyh Galip Şiirleri (R.H.)

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,152
Tepkime puanı
1,432
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Müseddes-i mütekebbir

1-Tedbirini terkeyle takdir hüda'nındır
Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümanındır
Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır
Devran olalı devran erbab-ı safanındır
Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır
Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır

2-Meyhaneyi seyrettim uşşaka mataf olmuş
Teklif ü tekellüften sükkanı maaf olmuş
Bir neşe gelüp meclis bi havf u hilaf olmuş
Gam sohbeti yad olmaz meşrebleri saf olmuş
Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır
Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır

3-Ey dil sen o dildara layık mı değilsin ya
Da'va-yı mahabete sadık mı değilsin ya
Özrü nedir Azra'nın Vamık mı değilsin ya
Bu gam ne gezer sende aşık mı değilsin ya
Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır
Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır

4-Mahzun idi bir gün dil meyhane i ma'nade
İnkara döşenmiştim efkar düşüp yade
Bir pir gelüp nagah pend etti alel- ade
Al destine bir bade derd ü gamı ver bade
Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır
Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır

5-Bir bade çek efzun kap mecliste zeber-dest ol
Atma ayağın taşra meyhanede pa- best ol
Alçağa akar sular Pay i huma düş mest ol
Pür cuş olayım dersen Galib gibi düş mest ol
Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır
Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır

Şeyh Galib



AÇIKLAMA

1.Tedbirini terket; takdir Allah'ındır. Sen yoksun; o benlikler hep vehmindir; zannındır. Birdenbire aşkı bul, bu armağan bulanındır. Devran , devran olalı , temiz kişilerindir. (İlahi zevk sahiplerinindir)

Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır. (Pir-i Mugan, ateşperestlerin piri , ulusu, dini lideri demektir. Şarap ateşe benzetilmiş, meyhaneciye de pir-i mugan denmiştir. Mecazen bu kainat , bereket ve neş'e meyhanesi; şarap da neş'e, feyz ve bereket gibi düşünülmüştür. Pir-i mugan o neş'eyi sunan bir tekke şeyhidir).

2. Meyhaneyi seyrettim; aşıkların, çevresinde dönüp durdukları yer olmuş; orada oturanlar tekliften de , tekellüften de affedilmişler. Bir neşe gelmiş; mecliste ne korku kalmış, ne aykırılık; gama dair bir sohbet yapılmıyor, çünkü hepsinin de meşrebi tertermiz bir hale gelmiş.

Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır.

3. Ey gönül, sen o gönül alana layık mı değilsin; yoksa sevgi davasında gerçek mi değilsin? Azra'nın özrü nedir; sen Vamık mı değilsin. Sen de bu gam ne gezer; yoksa aşık mık değilsin. (Vamık ve Azra, Fars edebiyatında işlenmiş hikayelerden biridir. Azra, Vamık adlı erkeğin sevgilisidir).

Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır.

4.Bir gönül , mana meyhanesinde mahzundu; hatıra fikirler düşmüştü; inkara döşenmiştim. Bir pir, ansızın geldi alelade öğüt verdi; eline bir şarap kadehi al, dedi ve gamı yele ver gitsin dedi.

Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır.

5. Bir kadeh şarao çek, içtikçe iç ; meclisten yücel; sözün üstün olsun, ayağını dışarıya atma; meyhanede ayak dire, oraya bağlan. Sular alçağa akar; sen de küpün ayak ucuna düş; mest ol. Coşup köpüreyim dersen Galib gibi sarhoş ol.

Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır.

Not: Mef'ulü Mefa'ilün Mef'ulü Mefa'ilün kalıbında aruz vezniyle nazmedilen şiir Sahabeden Günümüze Allah Dostları Cilt 8 Sahife 450-452'den alıntıdır. Şeyh Galib'in (r.h.) hayatını anlatan Yrd. Doç. Dr. Abdullah Uçman Hazretin Divan'ından aktardığı bu şiire alıntıladığımız eserde yukarıdaki açıklamayı düşmüştür.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,152
Tepkime puanı
1,432
Puanları
113
Konum
Muamma...!
MÜSEDDES NAAT-I ŞERÎF-İ NEBEVÎ


Sultan-ı rûsül şâh-ı mümeccedsin efendim,
Bî-çârelere devlet-i sermedsin efendim,
Divân-i ilâhide ser-âmedsin efendim,
Menşur-ı 'le-amrük'le müeyyedsin efendim.

Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammedsin efendim,
Hak'dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim.

Hutben okunur minber-i iklim-i bekâda,
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-ı cezâda,
Gülbank-i kudümün çekilir arş-ı Hudâ'da,
Esmâ-i şerifin anılır arz ü semâda.

Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim,
Hak'dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim.

Ümmideyiz ye's ile âh eylemeyiz biz,
Sermaye-i imanı tebâh eylemeyiz biz,
Babın koyup agyâre penâh eylemeyiz biz,
Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz.

Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim,
Hak'dan bize sultan-ı müeyyedsin efendim.

Bîçâredir ümmetlerin isyânına bakma,
Dest-i red urup hasret ile dûzaha yakma,
Rahm eyle aman âteş-i hicrânına yakma,
Ez-cümle kulun Gâlib-i pür-cürmü bırakma.

Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim,
Hak'dan bize sultan-ı müeyyedsin efendim.

 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,152
Tepkime puanı
1,432
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Hoş Geldin Eyâ Berîd-i Cânân
Tardiyye

Hoş geldin eyâ berîd-i cânân
Gel ver bana bir nüvîd-i cânân
Cân ola fedâ-yı ıyd-i cânân
Bî-sûd ola mı ümîd-i cânân
Yârin bize bir selâmı yok mu

Yârabbî ne intizârdır bu
Geçmez mi nice rûzigârdır bu
Duysam ki ne şîvekârdır bu
Hep gussa vü hârhârdır bu
Vuslat gibi merâmı yok mu

Ey Hızr-ı fütâdegân söyle
Bu sırrı edip iyân söyle
Ol sen bana tercemân söyle
Ketm etme yegân yegân söyle
Gam defterinin tamâmı yok mu

Kâm aldı bu çerhden gedâlar
Ferdâlara kaldı âşinâlar
Durmaz mı o ahdler vefâlar
Geçmez mi bu etdiğim duâlar
Hâl-i dilin intizâmı yok mu

Dil hayret-i gamla lâl kaldı
Gâlib gibi bî-mecâl kaldı
Gönderdiğim arz-ı hâl kaldı
El'ân bir ihtimâl kaldı
İnsâfın o yerde nâmı yok mu



(Şeyh Gâlip'in Tardiyyesini
Bugünün Türkçesi ile
Yeniden Söyleyiş)


Hoş geldin, ey habercisi cânânın!

Gel de ver müjdesini cânânın.

Bayramına canım fedâ cânânın.

Ümidinde yok mu fayda cânânın;

Yârin bize bir selâmı yok mu?



Nasıl bir bekleyiş, Ya Rahman bu?

Hiç geçmez mi, nasıl bir zaman bu?

Duydum düşkünlüğünü naza bunun,

Verdiği hep sıkıntı eza bunun;

Kavuşmak gibi bir merâmı yok mu?



Ey düşkünlerin Hızır'ı, söyle

Apaçık eyle bu sırrı, söyle

Hâlime sen ol tercüman, söyle

Teker teker saklamadan söyle;

Gam defterinin tamamı yok mu?



Keyf aldı tâlihden dilenenler,

Yarına kaldı iyi bilinenler.

Nerede o ahdler, o vefalar?

Geçmez mi bu ettiğim dualar?

Gönül hâlinin intizamı yık mu?



Gamla şaşkın gönül dilsiz kaldı,

Galip gibi mecalsiz kaldı.

Gönderdiğim arzıhal haldı,

Şimdi bir tek ihtimal kaldı;

İnsafın o yerde namı yok mu?
 
Üst