saf deha
Profesör
Herkes pala diyor ona. Dendiğinde ise kızmıyor. Bıyıkları kalın ve çenesinden aşağıya sarkıyor. 165 cm boylarında, zayıf ve ne satacağını biliyor. İlk tanıdığımda bir traktörü vardı. Görünüşü sert ve itici gelmişti. Sonraları alış-veriş yaptıkça tanımaya başladım. Asıl adı Yaşar idi. İsmi gibi satıcılığı yaşadı. Çevresinde sevilen bir satıcı oldu. 50 metre aşağıda ve yukarıda market olmasına rağmen sebze ve meyve satmaya hala devam ediyor. Hatta kamyonet-minibüs türü bir araba aldı son zamanlarda. Bir dükkânı da kiraladı. Arabası yol kenarında tezgâhını her çeşitten mallar koyarak teşhir ediyor. En güzel özelliği malın kaliteli, fiyatın hesaplı ve müşteriye seçtirerek kendisinin almasına izin vermesi sanırım. Perşembe günleri pazar kurulmasına rağmen hala satmaya devam ediyor.
Bazen emekli olacağını, çok yorulduğunu söylemesine rağmen işine başka asılıyor ve her şeye yeniden devam ediyor. Her gün başka bir değişiklik yapıyor tezgâhında. Bazen da tatlı sert müşteriye kızıyor. Onun bağırması veya sinirlenmesine kimse aldırış etmiyor. Bir nevi alıcıyı malını almaya motive eder gibi bir şey sanki…
Başlangıçta çok şikâyet eden olmasına rağmen nerdeyse beş yıldır burada. Kimseden torpili olduğunu sanmıyorum. Çünkü ciddi uğraşlar veren oldu market gibi. Bazen marketleri eleştiriyor malını satmayı bilmediğini söylüyor. Haklıda belki. Çığ gibi büyüyen marketler zincirleri asgari ücretten 12 saat çalıştırdıkları gençlere nasıl bir isteklendirme verebilir ki… Para az, çalışma süresi uzun, izin de doğal olarak ona göre! Müşteriye güler yüzle değil de, öldürecekmiş gibi bakar haline geliyorlar zamanla.
Küçük ticaret erbabının bittiği, iflas ettiği, evini geçindiremediği günümüzde kartelleri kıskandıracak bir örnekle hala ayakta kalabiliyor ve çalışıyor Yaşar. Eğer bu mahallede yaşarsam ve hala hayatta kalırsam nerelere kadar büyüyeceğini merak ediyorum. Her önünden geçerken, hayatın basitliği içinde fark edilmeyen Yaşar, Sabancı gibilerin büyüdüğü modelle ticaret hacmini büyütmeye devam ediyor. Üstelik çok yakın iki markete rağmen. Ben çok şaşkınım… Sanırım şaşırmaya da devam edeceğim.
Gençlerin geleceğini göremediği, umutsuzluğa kapıldığı, ilkokuldan beri dershanelerde terlediği bir hayatın içinde, belkide eğitimsiz Pala, hayatını kazanıyor ve büyüyor durmadan. Umutsuz olmayın gençler, hayata umutla ve ne istediğinizi bilerek girişin. Plan ve vizyon belirleyin. Önünüze 10 yıllık hedefler koyun. Bu ülkede yaşamınızı ikame etmek aslında zor değil, lütfen Pala gibileri görmeye çalışın!
Saffet Kuramaz
