Sorgunun Kıyameti Sorunlar

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,307
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
Sorgunun Kıyameti Sorunlar


İnsanın kendisine sorular sorması kadar canını acıtan başka bir şey yoktur. Sorular hep tedavi edilemez durumuna geldiğinde sorulur nedense. Acıda bu yüzden yaşanır ya… Sağlıklı görünen beden ve ruh yapımız bizi aldatır çoğu kere. Ne olacak ki, bir kerecik denemekten ve onu yaşamaktan! Sorgusuz ve sualsiz yaşanır birdenbire. Adı eğlence olur. Kahkahalar atılır, masalar kırılır, yollar tanır bizim düşmekte olan tenimizi… Atarız yatağa kendimizi her şeyi unuturcasına! Neyse ki yatak kabul eder bizi. Bir kere kırılmıştır fındık, en doğal haline koyacak bir yapıştırıcı bulunmaz, uyandığımızda!

Her zaman sorarım kendi kendime “Eğer mutluluk yolu bir ise, niçin tali yolları öğrenmeye çabalıyorum. Niçin yollarımı uzatıyorum. Eğer ömür sınırlıysa ve hedefte mutluluksa kendimi kandırır gibi adına eğlence koyduğum tali yolları neden deniyorum. Neden en doğal mutluluk olanı sevmiyorum. Bana bu sevimli gelmiyor? ”

İnsan yaşamak için aynı havaya, suya ve yiyeceğe ihtiyacı var. Asıl sorun, bu gerçek mutluluğa gidecek asıl yolu yaşayanın olmaması. Temel ihtiyaçlara gittiğimiz ve olunca talan edercesine kapıştığımız maddeseller yaşanmaya can atıldığı gibi, bu gerçek mutluluğa onun kadar can atılmıyor, hatta hemen tali yollarda sahtelerini buluyoruz. Kimse yaşamayınca ve aynı nehirde akınca, yaşananlar bir zorlama şekline dönüşüyor. Üzerimize lekeleri dokundukça sevimsizleşiyor gerçekler. Kalp kararıyor, hacer-ül Esved’in rengine dönüşüyor. İçinde sonsuz nur, dışında insanlığın görmek istediği karanlıkla şekilleniyor. İnsan karanlığa alışmışsa aydınlığa inanır mı ki… Maalesef değersiz ve ölümcül oyuncaklarla kırıntı mutluluklar bizimle haşır neşir oluyor.

Kimse bir şeye zorlanamaz. Belli bir yaştan sonrada değiştirilemez. Peki, ne yapmalı ki…
Sizin öneri ve görüşlerinizi bekliyorum. Mutlu musunuz? Aradığınız mutluluğu nasıl bulacaksınız? Mutluluk olmazsa ne olur? İnanın ben bu sorulara cevap bulamıyorum. Eğer siz bulabiliyorsanız lütfen paylaşın benimle!

İslam dinine göre insan bu dünyaya mutlu olmak için değil de kul olmak için gelmiş. Eğer gerçek bir kul olmayı istersek bu dünyanın birçok nimet, eğlence ve yalanından faydalanamayacağız. Ben gerçek bir kul gibi yaşamak istiyorum aslında ama bu şekilde yaşayana da rastlayamadım. Ama yaşayanlar olmalı, yoksa nefessiz ve mutsuz kalacağım ölene kadar. İmdattttt…


Saffet Kuramaz
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Çok güzel bir yazı olmuş...

Hamdederek sözlerime başlamak istiyorum.Ruhumun uçurum kenarına geldiği,insanlıktan uzak ıssız bir vahada bulunmak istediğim,saatlerce belki günlerce ağlamak istediğim öyle anlar olur ki.

Hatta kasmam kendimi bırakırım yürek dehlizine benliğimi ağlar ağlar rahatlarım.

Hayata sağlam duruşumun ilk kaynağı insanlarında tanımıyla Rabb ile olan bağın her daim canlı tutunma çabasıdır.Kul,kulluğunun farkında olduğu zaman zorluklar,sıkıntılar olsa da 'kahrında hoş,lütfunda hoş' tabiriyle ruhun nedameti diner.

Adem olmanın en önemli özelliklerinden biridir her zaman kazanan olamamak,kûn emrine rağmen bile bile yasak meyveyi yemek ademliğin gereğidir.Ve ardından ademce bağışlanma dilemek.

İnsan ilk önce hayattan ne istediğini sormalı?
Cevabı sonrasında önce kendini sonra çevresini şekillendirmeli.

Yazacak çok şey var insan önce kendini sevmeli,hatasıyla,başarılarıyla,kazandıkları kaybettiklerine yeni bir sayfa açışıyla..ama hep hırçın,hep istekleri bitmeyen,arzuladıklarına ulaşamayınca isyan eden,her daim nefsine yenilen biri olur ve böyle zümrelerde yer alırsa ömür mutsuzluktan ziyade huzura hasret kalır...

HAYAT HER YÖNÜYLE AMA HER YÖNÜYLE KOCA BİR İMTİHAN...
 

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,307
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
evet koca imtihan. biz zayıf yaratılmışız. kün emrine bianen yasak meyveyi yedikten sonra bağışlanma dileyecek, bir imanı yaşayacak ortam olmalı demiştim. öylesi maddesel ki, ve sanal ki, paylaşımlar... çıkarsız sevgi nerdeyse yok gibi. insan kendini tanımaya, kendine fırsatlar vermeye yanaşmıyor. eleştrimeyi seviyor. güzel bir şey olması için, mesela bahar, havalar ısınmalı, sıcaklık aşırı olmamalı ve sabitçe seyretmeli ki, çiçeklerin açmasını doğa rahatça yapsın. bütün canlılar dışarı fırlasın. güzel şeyleri yaşamak için parametreler yeterli değil diyorum. insan tek başına dağa çıkıp yaşayabilir mi, yaşasa bu ne kadar doğru olur ki, ya da dervişlerin yaptığı gibi karanlık bir mağarada şu asırda kaç kişi 40 gün kalabilir ki? bizim gibi düşünenlerin paylaşamaya ihtiyacı var. burada da tıkanıyoruz sanırım, kadın erkek ayrımcılığı var, paylaşımlar yanlış algılanabiliyor. sorun çok ya... Allah sonumuzu hayr etsin, Amin!

Saffet Kuramaz
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
İnsanların bakış açısına göre yaşamaya 'yaşamak' demiyorum ben.Güdülenmiş bir ömür oluyor o,insan kendi yaptığını bile eleştirip beğenmediği oluyorsa dünyada kimi memnun edeceksiniz.Gözünün üstünde kaş var diye bir nakıslık bulma yarışında olan insanlığın nesinden meded umacaksınız.

Yeryüzü öyle geniş ki daralıpta ne yapacağız.Ben bu cümleyi en sıkıntılı anımda bile söylerim.Bana tebessüm verir.
Ölçüler aşılmadığı sürece cinsiyetinde önemli olmadığını düşünüyorum.
Rabbim bizi her daim kendisiyle meşgul ettirsin ki nefis ne benliğimize ne de Rabbimize karşı nankör etmesin..
 

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,307
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
başkasına göre yaşamak elbette kötü bir tercih. sadece yaşadıklarımızın izlerini, aktarımını ve paylaşımını görmek istiyoruz, konuşmalarımızda ve ortak anlarda. bir insan ne kadar yalnız kalabilir ki... her insan ölüme yalnız gider, bu bir gerçek. mesele anıları ya da olayları hafızamızda çoğaltmak değil. hedefe kilitlenen toplulukta , veda hutbesindeki gibi 120000 ler olmak... bu kalabalık gibi aynı şeyler için ilahi bir heyecan duymak. kastım buydu sadece!

saffet kuramaz
 
Üst