saf deha
Profesör
Sorgunun Kıyameti Sorunlar
İnsanın kendisine sorular sorması kadar canını acıtan başka bir şey yoktur. Sorular hep tedavi edilemez durumuna geldiğinde sorulur nedense. Acıda bu yüzden yaşanır ya… Sağlıklı görünen beden ve ruh yapımız bizi aldatır çoğu kere. Ne olacak ki, bir kerecik denemekten ve onu yaşamaktan! Sorgusuz ve sualsiz yaşanır birdenbire. Adı eğlence olur. Kahkahalar atılır, masalar kırılır, yollar tanır bizim düşmekte olan tenimizi… Atarız yatağa kendimizi her şeyi unuturcasına! Neyse ki yatak kabul eder bizi. Bir kere kırılmıştır fındık, en doğal haline koyacak bir yapıştırıcı bulunmaz, uyandığımızda!
Her zaman sorarım kendi kendime “Eğer mutluluk yolu bir ise, niçin tali yolları öğrenmeye çabalıyorum. Niçin yollarımı uzatıyorum. Eğer ömür sınırlıysa ve hedefte mutluluksa kendimi kandırır gibi adına eğlence koyduğum tali yolları neden deniyorum. Neden en doğal mutluluk olanı sevmiyorum. Bana bu sevimli gelmiyor? ”
İnsan yaşamak için aynı havaya, suya ve yiyeceğe ihtiyacı var. Asıl sorun, bu gerçek mutluluğa gidecek asıl yolu yaşayanın olmaması. Temel ihtiyaçlara gittiğimiz ve olunca talan edercesine kapıştığımız maddeseller yaşanmaya can atıldığı gibi, bu gerçek mutluluğa onun kadar can atılmıyor, hatta hemen tali yollarda sahtelerini buluyoruz. Kimse yaşamayınca ve aynı nehirde akınca, yaşananlar bir zorlama şekline dönüşüyor. Üzerimize lekeleri dokundukça sevimsizleşiyor gerçekler. Kalp kararıyor, hacer-ül Esved’in rengine dönüşüyor. İçinde sonsuz nur, dışında insanlığın görmek istediği karanlıkla şekilleniyor. İnsan karanlığa alışmışsa aydınlığa inanır mı ki… Maalesef değersiz ve ölümcül oyuncaklarla kırıntı mutluluklar bizimle haşır neşir oluyor.
Kimse bir şeye zorlanamaz. Belli bir yaştan sonrada değiştirilemez. Peki, ne yapmalı ki…
Sizin öneri ve görüşlerinizi bekliyorum. Mutlu musunuz? Aradığınız mutluluğu nasıl bulacaksınız? Mutluluk olmazsa ne olur? İnanın ben bu sorulara cevap bulamıyorum. Eğer siz bulabiliyorsanız lütfen paylaşın benimle!
İslam dinine göre insan bu dünyaya mutlu olmak için değil de kul olmak için gelmiş. Eğer gerçek bir kul olmayı istersek bu dünyanın birçok nimet, eğlence ve yalanından faydalanamayacağız. Ben gerçek bir kul gibi yaşamak istiyorum aslında ama bu şekilde yaşayana da rastlayamadım. Ama yaşayanlar olmalı, yoksa nefessiz ve mutsuz kalacağım ölene kadar. İmdattttt…
Saffet Kuramaz
İnsanın kendisine sorular sorması kadar canını acıtan başka bir şey yoktur. Sorular hep tedavi edilemez durumuna geldiğinde sorulur nedense. Acıda bu yüzden yaşanır ya… Sağlıklı görünen beden ve ruh yapımız bizi aldatır çoğu kere. Ne olacak ki, bir kerecik denemekten ve onu yaşamaktan! Sorgusuz ve sualsiz yaşanır birdenbire. Adı eğlence olur. Kahkahalar atılır, masalar kırılır, yollar tanır bizim düşmekte olan tenimizi… Atarız yatağa kendimizi her şeyi unuturcasına! Neyse ki yatak kabul eder bizi. Bir kere kırılmıştır fındık, en doğal haline koyacak bir yapıştırıcı bulunmaz, uyandığımızda!
Her zaman sorarım kendi kendime “Eğer mutluluk yolu bir ise, niçin tali yolları öğrenmeye çabalıyorum. Niçin yollarımı uzatıyorum. Eğer ömür sınırlıysa ve hedefte mutluluksa kendimi kandırır gibi adına eğlence koyduğum tali yolları neden deniyorum. Neden en doğal mutluluk olanı sevmiyorum. Bana bu sevimli gelmiyor? ”
İnsan yaşamak için aynı havaya, suya ve yiyeceğe ihtiyacı var. Asıl sorun, bu gerçek mutluluğa gidecek asıl yolu yaşayanın olmaması. Temel ihtiyaçlara gittiğimiz ve olunca talan edercesine kapıştığımız maddeseller yaşanmaya can atıldığı gibi, bu gerçek mutluluğa onun kadar can atılmıyor, hatta hemen tali yollarda sahtelerini buluyoruz. Kimse yaşamayınca ve aynı nehirde akınca, yaşananlar bir zorlama şekline dönüşüyor. Üzerimize lekeleri dokundukça sevimsizleşiyor gerçekler. Kalp kararıyor, hacer-ül Esved’in rengine dönüşüyor. İçinde sonsuz nur, dışında insanlığın görmek istediği karanlıkla şekilleniyor. İnsan karanlığa alışmışsa aydınlığa inanır mı ki… Maalesef değersiz ve ölümcül oyuncaklarla kırıntı mutluluklar bizimle haşır neşir oluyor.
Kimse bir şeye zorlanamaz. Belli bir yaştan sonrada değiştirilemez. Peki, ne yapmalı ki…
Sizin öneri ve görüşlerinizi bekliyorum. Mutlu musunuz? Aradığınız mutluluğu nasıl bulacaksınız? Mutluluk olmazsa ne olur? İnanın ben bu sorulara cevap bulamıyorum. Eğer siz bulabiliyorsanız lütfen paylaşın benimle!
İslam dinine göre insan bu dünyaya mutlu olmak için değil de kul olmak için gelmiş. Eğer gerçek bir kul olmayı istersek bu dünyanın birçok nimet, eğlence ve yalanından faydalanamayacağız. Ben gerçek bir kul gibi yaşamak istiyorum aslında ama bu şekilde yaşayana da rastlayamadım. Ama yaşayanlar olmalı, yoksa nefessiz ve mutsuz kalacağım ölene kadar. İmdattttt…
Saffet Kuramaz