Şuan ne yapıyor, ne düşünüyor ne yapmak istiyorsun?

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,684
Tepkime puanı
373
Puanları
83
@Cenan kardeşim hayırlı olsun cevap yazamadım bayağı bakındım ama meseleyi halletmişsiniz sevindim
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Kul hakkı diye bir kavram çoğunun lügatinden çıkmış.. Dün akşam komşu binanın bahçesindeki otları biçen amca yukarıdan taş sıçratıyor ve benim otoparkta park halindeki arabamın arka camını paramparça ediyor.. Hanım ve arkadaşları da o esnada parkta oturuyorlar, olaya şahit oluyorlar.. Bisiklet sürüyordum ben de dışarda diğer sokağa doğru gitmiştim dönüşte bana arabanın camının kırıldığını söyleyince şok oldum gittim baktım amca istifini bozmadan arabanın karşısından 1 metre ilerde ot biçmeye devam ediyor.. Yanına gittim arabayı gösterdim bana ben yapmadım sıçraması mümkün değil benden önce belediyeciler geldi gibi saçma şeyler söylüyor (ki belediyeden de gelen giden olmamış oraya) o binada en üst katta (5 kat yukarıdaki) kadınlar da muhtemelen hiç görmedikleri halde adamı savunmaya başladılar.. Adam kabul etmedi hiçbir şekilde ve biraz durup kayboldu ortalıktan.. Kadınlara da seslendim eğer amcanın taş sıçratmasıyla kırıldıysa zehir zıkkım olsun sizin de başınıza gelirse anlarsınız dedim.. Muhtar o binada oturuyor onu arayıp olayı anlattım o da ben de o işi yaptım 100 metre bile sıçrıyor onun daha bilinçli çalışması gerekirdi biçmeden önce arabaları kaldırmanız için uyarmalıydı haklısın dedi ve amcanın namazlı abdestli olduğu halde yaptıklarına anlam veremediğini söyledi.. 2500 TL verip camı yaptırdım bugün.. Toplumdaki "dindarların" % 90'ı da maalesef aynen bu amca gibi..
Cahit kardeşim öncelikle geçmiş olsun,
Kişinin namazı,niyazı, tesettürü,sakalı, müslüman gibi görünüşü sizi aldatmasın..!
Artık çok dikkat etmek, Allah-u Teâlâ’nın hükümlerine teslim olup, kendimizi kurtarmaya çalışmak lâzımdır.
Kadın-erkek, inanan-inanmayan hemen bütün insanların dünyanın cazibesine daldığı bu seyyiat zamanında; durum çok daha hassas ve çok daha tehlikeli bir hâl almıştır.
İslâmdan, ahlâktan, ruhaniyet ve maneviyattan uzaklaştırıp, ayrı bir dünya ve müslüman görüntüsü kuruyorlar. İnsanoğlunun beynini yönlendirip, hükmederek Hazret-i Allah’tan, dinden, imandan uzaklaştırmaya ve cihad aşkını köreltmeye çalışıyorlar. Bu yolla istikbalimizi, gelecek nesillerimizi kendi güdümlerinde modern bir esarete mahkum etmek istiyorlar.
İşte böyle netameli, tehlikeli bir devir, seyyiat zamanı.
“Hazret-i Allah’ın emri ve hükmü nedir?”, “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ne demiş, nasıl yaşamış?”, bakan yok.!
İnsanlar faize bulaşmadan birikimlerinin değerini korumak için ve kötü günde lâzım olur diye altın alırlardı. Bugün işte bu paraları da faize bulaştırmak için büyük bir gayret ve teşvik var. Oysa Allah-u Teâlâ:

“Yok eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve Peygamber’ine açılmış bir savaş olduğunu bilin.” buyuruyor. (Bakara: 279)

İnsanlar kolay yoldan para kazanma peşinde. Helâl mi, haram mı bakmadan, ne gelirse gelsin dikkat edilmiyor.

“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, kişi kazandığı malın helâlden mi haramdan mı olduğuna aldırış etmeyecektir.” (Buhârî)

İşte bu zaman.
Bir yasağı yapmak,bir Hakka girmek kabahattir, suçtur. Ancak o yasağı o Hakkı normal görmek, meşru görmek çok daha büyük bir suçtur, dinden çıkmaya sebeptir.bugünkü durumda malesef budur..!
Allah’ım bizi muhafaza etsin.
bize acısın, bize merhamet etsin.(Amin)
Selâmetle...
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,112
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Cahit kardeşim öncelikle geçmiş olsun,
Kişinin namazı,niyazı, tesettürü,sakalı, müslüman gibi görünüşü sizi aldatmasın..!
Artık çok dikkat etmek, Allah-u Teâlâ’nın hükümlerine teslim olup, kendimizi kurtarmaya çalışmak lâzımdır.
Kadın-erkek, inanan-inanmayan hemen bütün insanların dünyanın cazibesine daldığı bu seyyiat zamanında; durum çok daha hassas ve çok daha tehlikeli bir hâl almıştır.
İslâmdan, ahlâktan, ruhaniyet ve maneviyattan uzaklaştırıp, ayrı bir dünya ve müslüman görüntüsü kuruyorlar. İnsanoğlunun beynini yönlendirip, hükmederek Hazret-i Allah’tan, dinden, imandan uzaklaştırmaya ve cihad aşkını köreltmeye çalışıyorlar. Bu yolla istikbalimizi, gelecek nesillerimizi kendi güdümlerinde modern bir esarete mahkum etmek istiyorlar.
İşte böyle netameli, tehlikeli bir devir, seyyiat zamanı.
“Hazret-i Allah’ın emri ve hükmü nedir?”, “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ne demiş, nasıl yaşamış?”, bakan yok.!
İnsanlar faize bulaşmadan birikimlerinin değerini korumak için ve kötü günde lâzım olur diye altın alırlardı. Bugün işte bu paraları da faize bulaştırmak için büyük bir gayret ve teşvik var. Oysa Allah-u Teâlâ:

“Yok eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve Peygamber’ine açılmış bir savaş olduğunu bilin.” buyuruyor. (Bakara: 279)

İnsanlar kolay yoldan para kazanma peşinde. Helâl mi, haram mı bakmadan, ne gelirse gelsin dikkat edilmiyor.

“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, kişi kazandığı malın helâlden mi haramdan mı olduğuna aldırış etmeyecektir.” (Buhârî)

İşte bu zaman.
Bir yasağı yapmak,bir Hakka girmek kabahattir, suçtur. Ancak o yasağı o Hakkı normal görmek, meşru görmek çok daha büyük bir suçtur, dinden çıkmaya sebeptir.bugünkü durumda malesef budur..!
Allah’ım bizi muhafaza etsin.
bize acısın, bize merhamet etsin.(Amin)
Selâmetle...
Allah (c.c.) razı olsun abi güzel özetlemişsin meseleyi.. Anlattıklarına katkı olması açısından az önce denk geldiğim bir paylaşımı paylaşayım 2 tweetten oluşan ibretlik bir olay..


 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83

"ibrahimi dinler" ifadesinin kullanımı haricinde paylaşıma katılıyorum..
Artık Erkek, evin(kadının)geçimini sağlayamıyor malesef..!
Öyle bi hayat düzeni getirdiklerki!;Lüks,süs,israf,gösteriş,doyumsuz ve geçimsiz bir yaşam!
En iyi evde oturalım,en lüks arabaya binelim,çocuğumuz en iyi okulda okusun diye Allah'ın harp ilan ettiği Faize bulaştık!
Hamd yok,Şükür yok ,zikir yok,ibadet yok..!
Geçim kaygısı,açlık korkusu,erkeğin bu yaşam tarzına yetişememesi, kadınların artık eşlerini dinlememesi neticesinde (önce böl,sonra parçala)kadında iş hayatına bir şekilde sürüldü!
Öyle bir devirdeyiz ki, dünya kurulalıdan beri fitne ve fesadın ayyuka çıktığı böyle bir devir gelmiş değil.
Günahların açık olarak işlendiği ve isyana dönüştüğü, dünya kurulalıdan beri bir eşinin gelmediği, böyle bir bunalım geçirilmediği, her türlü fitnenin ortaya çıktığı, her türlü kötülüğün anasının mevcut olduğu yirmi birinci asrın seyyiat zamanında yaşıyoruz.
İlâhî emirler arkaya atılıyor ve hükümsüz sayılıyor. Bilinmiyor, dinlenmiyor.
Allah-u Teâlâ'nın bunca ihsanları karşısında bunca isyan!
Helâk olan eski kavimlere ibretle bakın! Onların birer kabahatlerinden ötürü başlarına felâketler gelmişti. O kavimlerin yaptıkları kabahatlerin bugün hepsi yapılıyor. Her kötülüğün anası bu devirde mevcut. Onun için böyle bir devir gelmiş değil. Bir cahiliyye çağı...
Dikkat edilirse deccaliyat devrinin afâtı her şeyi alıp götürüyor. Sırât-ı müstakim'den ayrılan insanlar kendilerini o afâtın içinde buluyorlar. Öyle bir devir ki, böylesi gelmedi. Bunca nimet ve karşılığında bunca isyan. Bu azgınlıktan çok korkulur.
Hülasâ-i kelâm; ne Hazret-i Allah'ın hakkı olan Hakkullah'a, ne Hazret-i Allah'ın hukuku Hukukullah'a, ne Hazret-i Allah'ın beyanı olan Kelâmullah'a riayet ediliyor. Yani dikkat edilmiyor. Kul hakkına riayet ise zaten kalmamış. Amma orada çok ince hesap var!,
İslam dini Aileye ve kadınlara gereken önemi ve değeri fazlasıyla vermiş,biz İslam'dan(Allah'ın emir ve yasaklarından) uzaklaştıkça bozulduk!.
Bozulmamıza sebep olan nedenlerin birisi de haram lokmadır. İlâhi hükümler önemsenmez, helâl ve harama dikkat edilmez, şüphelilerden kaçınılmaz oldu.
İkinci sebep ise nikâha önem verilmediği ve ahkâma mucip aile hayatı yaşanmadığı için de bugünkü nesil böyle oldu.
İhlâsın muhafazası için en mühim bir nokta da helâl lokmadır.
Haramla ibadet olmaz, haramla duâ olmaz, haramla ihlâs olmaz. Hiçbir şey olmaz. Ee bugün helâl yiyen kaç kişi var?
Bütün bunlar oluncada elbette ailede kalmıyoor,Kadında malesef bir şekilde sahaya iniyor..!
Allah'ımız bizi korusun ve bize acısın.
Selâmetle..
 
Son düzenleme:

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Artık Erkek, evin(kadının)geçimini sağlayamıyor malesef..!
Öyle bi hayat düzeni getirdiklerki!;Lüks,süs,israf,gösteriş,doyumsuz ve geçimsiz bir yaşam!
En iyi evde oturalım,en lüks arabaya binelim,çocuğumuz en iyi okulda okusun diye Allah'ın harp ilan ettiği Faize bulaştık!
Hamd yok,Şükür yok ,zikir yok,ibadet yok..!
Geçim kaygısı,açlık korkusu,erkeğin bu yaşam tarzına yetişememesi, kadınların artık eşlerini dinlememesi neticesinde (önce böl,sonra parçala)kadında iş hayatına bir şekilde sürüldü!
Öyle bir devirdeyiz ki, dünya kurulalıdan beri fitne ve fesadın ayyuka çıktığı böyle bir devir gelmiş değil.
Günahların açık olarak işlendiği ve isyana dönüştüğü, dünya kurulalıdan beri bir eşinin gelmediği, böyle bir bunalım geçirilmediği, her türlü fitnenin ortaya çıktığı, her türlü kötülüğün anasının mevcut olduğu yirmi birinci asrın seyyiat zamanında yaşıyoruz.
İlâhî emirler arkaya atılıyor ve hükümsüz sayılıyor. Bilinmiyor, dinlenmiyor.
Allah-u Teâlâ'nın bunca ihsanları karşısında bunca isyan!
Helâk olan eski kavimlere ibretle bakın! Onların birer kabahatlerinden ötürü başlarına felâketler gelmişti. O kavimlerin yaptıkları kabahatlerin bugün hepsi yapılıyor. Her kötülüğün anası bu devirde mevcut. Onun için böyle bir devir gelmiş değil. Bir cahiliyye çağı...
Dikkat edilirse deccaliyat devrinin afâtı her şeyi alıp götürüyor. Sırât-ı müstakim'den ayrılan insanlar kendilerini o afâtın içinde buluyorlar. Öyle bir devir ki, böylesi gelmedi. Bunca nimet ve karşılığında bunca isyan. Bu azgınlıktan çok korkulur.
Hülasâ-i kelâm; ne Hazret-i Allah'ın hakkı olan Hakkullah'a, ne Hazret-i Allah'ın hukuku Hukukullah'a, ne Hazret-i Allah'ın beyanı olan Kelâmullah'a riayet ediliyor. Yani dikkat edilmiyor. Kul hakkına riayet ise zaten kalmamış. Amma orada çok ince hesap var!,
İslam dini Aileye ve kadınlara gereken önemi ve değeri fazlasıyla vermiş,biz İslam'dan(Allah'ın emir ve yasaklarından) uzaklaştıkça bozulduk!.
Bozulmamıza sebep olan nedenlerin birisi de haram lokmadır. İlâhi hükümler önemsenmez, helâl ve harama dikkat edilmez, şüphelilerden kaçınılmaz oldu.
İkinci sebep ise nikâha önem verilmediği ve ahkâma mucip aile hayatı yaşanmadığı için de bugünkü nesil böyle oldu.
İhlâsın muhafazası için en mühim bir nokta da helâl lokmadır.
Haramla ibadet olmaz, haramla duâ olmaz, haramla ihlâs olmaz. Hiçbir şey olmaz. Ee bugün helâl yiyen kaç kişi var?
Bütün bunlar oluncada elbette ailede kalmıyoor,Kadında malesef bir şekilde sahaya iniyor..!
Allah'ımız bizi korusun ve bize acısın.
Selâmetle..

Sofuoğlu arkadaşımızın yazdığına katılıyor ve ufak bir ekleme yapmak istiyorum. Helal kazanç ve haram lokma mevzusunu biraz açmak istiyorum. Malum biz muallimiz. Birgün okulda bir kardeşimiz çikolata ikram etti herkese. Hemen bir hanım öğretmen arkadaşımız çikolata kağıdını didik didik ediyor. Açmadı yemedi henüz. Sordum hocam ne yapıyorsun? Helal sertifikası var mı ona bakıyorum diyor. Bu Helal sertifikasına bu kadar düşkün ambalajı didik didik eden hanım kızımız pek çok gün derse geç geliyor, öğrencilerinin hep anlamadığından dem vuruyor ve aile ilgilenmiyorsa bana ne diyor, toplantılarda müdür ona bir iş verirse itiraz ediyor, hiçbir komisyona kurula yazılmak sorumluluk almak istemiyor, yazman bile olmak istemiyor. Yani sorsan harama helale herkesten çok dikkat ediyorum sanır, ama bence yediği lokma haram. Çünkü işini savsaklıyor. Hangi işi yaparsan yap o işin hakkını vermeye çalışmak, işini özenle yapmak lazım. Ancak budur Helal lokma. Yoksa sertifikayla gelecek değil Helal lokma.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,169
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Sofuoğlu arkadaşımızın yazdığına katılıyor ve ufak bir ekleme yapmak istiyorum. Helal kazanç ve haram lokma mevzusunu biraz açmak istiyorum. Malum biz muallimiz. Birgün okulda bir kardeşimiz çikolata ikram etti herkese. Hemen bir hanım öğretmen arkadaşımız çikolata kağıdını didik didik ediyor. Açmadı yemedi henüz. Sordum hocam ne yapıyorsun? Helal sertifikası var mı ona bakıyorum diyor. Bu Helal sertifikasına bu kadar düşkün ambalajı didik didik eden hanım kızımız pek çok gün derse geç geliyor, öğrencilerinin hep anlamadığından dem vuruyor ve aile ilgilenmiyorsa bana ne diyor, toplantılarda müdür ona bir iş verirse itiraz ediyor, hiçbir komisyona kurula yazılmak sorumluluk almak istemiyor, yazman bile olmak istemiyor. Yani sorsan harama helale herkesten çok dikkat ediyorum sanır, ama bence yediği lokma haram. Çünkü işini savsaklıyor. Hangi işi yaparsan yap o işin hakkını vermeye çalışmak, işini özenle yapmak lazım. Ancak budur Helal lokma. Yoksa sertifikayla gelecek değil Helal lokma.
öğretmen eğitim-bilgi aktarımı üretir
fabrika çikolata(gıda) üretir
her biri toksik üretim yapmaması önemli olan bence

öğretmen beş on dakka geç gelir
mazeret varsa çok önemli değil bence
ama toksik ürün saçarsa
din, ahlak, iman, erdem, bilgi katmazsa o zaman kul hakkı yemiş olur.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,084
Tepkime puanı
1,923
Puanları
113
öğretmen eğitim-bilgi aktarımı üretir
fabrika çikolata(gıda) üretir
her biri toksik üretim yapmaması önemli olan bence

öğretmen beş on dakka geç gelir
mazeret varsa çok önemli değil bence
ama toksik ürün saçarsa
din, ahlak, iman, erdem, bilgi katmazsa o zaman kul hakkı yemiş olur.
Bir ders saati 40 dk. Dört defa 10 dk geciken bir ders yapmamış olur. Dilekçe yazıp ücretinin kesilmesini istemeli.

Cemalinin dediği Uyanık geçinen ukala tiplerdir. Üç kağıdı da dürüstlüğü de kimseye bırakmazlar.

Helal sertifikasına da baksın işini de düzgün yapsın.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,169
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Bir ders saati 40 dk. Dört defa 10 dk geciken bir ders yapmamış olur. Dilekçe yazıp ücretinin kesilmesini istemeli.

Cemalinin dediği Uyanık geçinen ukala tiplerdir. Üç kağıdı da dürüstlüğü de kimseye bırakmazlar.

Helal sertifikasına da baksın işini de düzgün yapsın.
40 dakika boyunca bir şey veremeyen öğretmenler de vardır
Dakik olmak erdem ve sorumluluktur ama beş dakika geç girip başka yerlerde öğrencisinin başarısı için nice 40 dakika harcayan öğretmenler de var. her şeyi dakik olmaya bağlamamak gerekir. siz belki idarecisiniz ve böyle bir söylemi dillendirmek elbette göreviniz. Ama ben öğretmenin başarısını öğrencisinde ararım; ahlaksız, erdemsiz ve tembel öğrenci yetiştirmediğine bakarım. Düzen ve disiplin elbette önemli ve başarıya da etki eder ama diğer etmenler de önemlidir. Her mesleğin haram kazancı var günümüzde. Muhasebeci eksik yazar, avukat suçluyu bile savunur vs vs savsaklamadan en düzgün çalışanlar bankacılardır ama işleri faiz ve kredi üzerinedir. Bunları düşününce öğretmenin beş dakka takması bana çok gelmiyor. Günümüz öğrencilerinin çoğu öğretmene çektirdiklerini göz önüne alınca beş dakika takması bana mantıklı bile geliyor. İnsanın içi boşalmış sınıf 40 dakika dolunca medeniyet mi gelecek. İdareciler odalarında sürekli okulun başarını mı düşünüyor hocam? bana kalsa çoğu vakitlerinde keyif çatıyorlar. Evet öğretmen vaktinde dersine girmeli ama en ufak sorun bu bence. Erdemli insan yetiştirme asıl sorun ve bunu başardığımızdan emin değilim.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,084
Tepkime puanı
1,923
Puanları
113
Herşey birbirine bağlı. Sigara içen çakmak taşır. Çakmağı olanın sigarası da olur. Sen diyorsun çakmağı var ama ateş taşımak sünnettir o yüzden taşıyordu. İnşallah öyledir.

Cemali yazmış üstte diğer öğretmenlere verilen görevleri kabul etmiyormuş. Bu tipler sorunlu tiplerdir. İşi parmak uçlarıyla tutup parayı kucak dolusu isterler. Ben iki defa tutanak tutup üçüncüde soruşturma açmışımdır. Bana verilen soruşturma görevinde ise maaştan kesme cezası talep etmişimdir. Bu tiplerin okullarda bulunmaması gerekir. İdareci veya öğretmen fark etmez...
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
40 dakika boyunca bir şey veremeyen öğretmenler de vardır
Dakik olmak erdem ve sorumluluktur ama beş dakika geç girip başka yerlerde öğrencisinin başarısı için nice 40 dakika harcayan öğretmenler de var. her şeyi dakik olmaya bağlamamak gerekir. siz belki idarecisiniz ve böyle bir söylemi dillendirmek elbette göreviniz. Ama ben öğretmenin başarısını öğrencisinde ararım; ahlaksız, erdemsiz ve tembel öğrenci yetiştirmediğine bakarım. Düzen ve disiplin elbette önemli ve başarıya da etki eder ama diğer etmenler de önemlidir. Her mesleğin haram kazancı var günümüzde. Muhasebeci eksik yazar, avukat suçluyu bile savunur vs vs savsaklamadan en düzgün çalışanlar bankacılardır ama işleri faiz ve kredi üzerinedir. Bunları düşününce öğretmenin beş dakka takması bana çok gelmiyor. Günümüz öğrencilerinin çoğu öğretmene çektirdiklerini göz önüne alınca beş dakika takması bana mantıklı bile geliyor. İnsanın içi boşalmış sınıf 40 dakika dolunca medeniyet mi gelecek. İdareciler odalarında sürekli okulun başarını mı düşünüyor hocam? bana kalsa çoğu vakitlerinde keyif çatıyorlar. Evet öğretmen vaktinde dersine girmeli ama en ufak sorun bu bence. Erdemli insan yetiştirme asıl sorun ve bunu başardığımızdan emin değilim.

Bu bakış açısı doğru değil hakperest. İdareci odasında sürekli okulun başarısını düşünmeyebilir ama odasından ayrılamaz. Hele senin dediğin türden ben bugünkü işlerimi layıkıyla yaptım, 1 saat önce çıksam nolurki diyemez. Belki vatandaş saat 16:45 te öğrenci belgesi veya diploma kaydı veya bir başka belge almak için okula gelecek. İş disiplini önemlidir ve buda ilk önce işine vaktinde başlamakla başlar.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,169
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Bu bakış açısı doğru değil hakperest. İdareci odasında sürekli okulun başarısını düşünmeyebilir ama odasından ayrılamaz. Hele senin dediğin türden ben bugünkü işlerimi layıkıyla yaptım, 1 saat önce çıksam nolurki diyemez. Belki vatandaş saat 16:45 te öğrenci belgesi veya diploma kaydı veya bir başka belge almak için okula gelecek. İş disiplini önemlidir ve buda ilk önce işine vaktinde başlamakla başlar.
hocam beni tam anlamadın sanki
dakik olmaya önemsiz demiyorum; daha önemlisi işini verimli yapabilmedir; bunu demeye çalışıyorum.
mesela sürekli 5 dakika derse geç girip 30 dakika etkili ders anlatan bir hocayı, zamanında girip dersi kaynata kaynata, geyikle bitiren yada ancak 10 dakika etkili ders veren bir hocaya tercih ederim. kemmiyet çoğu zaman ve yerde keyfiyet daha önemli değildir. İnsanları tek bir özellik üzerinden yargılamamak gerekir; bir bütün olarak ele almak gerekir.

Hocanın helal gıda hassasiyeti nereden gelmektedir. derse geç girme alışkanlığını nereden kaynaklanmaktadır. neden öğrencilerden yakınmaktadır. Bunları oluşturan bir sürü etmen var. Öğrenci, öğretmen, idare vs vs kalitesi, bunlar uzun hikaye hocam.

insanların güzel yanlarını görün, kötü yanlarına ise giderinceye kadar hoşgörün. zamanla düzeleceklerdir. Hilm her zaman fayda getirir. Elbette önlem almak gerekir ama nefret herzaman kötü sonuçlar getirir. Nefret ettirmeden çareler alınmalı
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Sofuoğlu arkadaşımızın yazdığına katılıyor ve ufak bir ekleme yapmak istiyorum. Helal kazanç ve haram lokma mevzusunu biraz açmak istiyorum. Malum biz muallimiz. Birgün okulda bir kardeşimiz çikolata ikram etti herkese. Hemen bir hanım öğretmen arkadaşımız çikolata kağıdını didik didik ediyor. Açmadı yemedi henüz. Sordum hocam ne yapıyorsun? Helal sertifikası var mı ona bakıyorum diyor. Bu Helal sertifikasına bu kadar düşkün ambalajı didik didik eden hanım kızımız pek çok gün derse geç geliyor, öğrencilerinin hep anlamadığından dem vuruyor ve aile ilgilenmiyorsa bana ne diyor, toplantılarda müdür ona bir iş verirse itiraz ediyor, hiçbir komisyona kurula yazılmak sorumluluk almak istemiyor, yazman bile olmak istemiyor. Yani sorsan harama helale herkesten çok dikkat ediyorum sanır, ama bence yediği lokma haram. Çünkü işini savsaklıyor. Hangi işi yaparsan yap o işin hakkını vermeye çalışmak, işini özenle yapmak lazım. Ancak budur Helal lokma. Yoksa sertifikayla gelecek değil Helal lokma.
Cemaliii kardeşim,o öğretmen hanım tabiki burda ölçü değil,ona ehemmiyet gösteriyor ama şöyle, böyle yapıyor olması onun eksikliği!
Önce helâlinden; el emeği, helâl ticaret gibi, haram yollara tevessül etmeden kazanç temin edilmesi şarttır. Sonra bu helâl kazanca fâiz gibi İslâm'ın şiddetle men ettiği haramlar karıştırılmamalıdır. Ve sonra helâl kazancımızla satın aldığımız gıdalara mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor. Bugün en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında yediğimiz etin besmele ile kesilip kesilmediği meselesi gelir. Helâl kazansak bile helâl paramızla haram yersek yine helâl ve temizi terketmiş oluruz.
Hazret-i Allah'ın sonsuz ve sayısız nimetleri ile merzuk oluyoruz. Eğer bu nimetler ruhumuza gıda veriyorsa, hemen ibadet ve taatte bulunmak isteriz. Nefsimize gıda veriyorsa kötülüğe meylederiz.
İşte bu yüzden helâl lokmayı kazanmak, helâl lokma yemek bu kadar mühimdir.
Müslümanların özellikle bu zamanda bu hususta çok daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Zira birçok hazır gıda katkı maddeleri karıştırılarak üretilmekte, müslümanlara yasak edilmiş haram maddeler "katkı" adı altında gıdalarımızın içerisine karışmaktadır. Bu şekilde sağlıksız ve haram maddelerin karıştığı birçok ürün tüketime arzedilmektedir. Birçok kimse helâl kazancı ile haram gıda satın alıp yemektedir. Zira birçok gıdaya besmelesiz kesilen hayvanlardan ve domuzdan elde edilen katkı maddeleri karıştırılıyor.
Allah-u Teâlâ yaratmış olduğu nimetlerin helâl ve temiz olanlarını yemelerini bütün insanlara mübah kılmıştır.
İhlâsın husule gelmesi için evvelâ helâl yemek lâzım.
Hakk Celle ve Alâ Hazretleri:

"Yeryüzünde bulunan gıdaların helâl ve temiz olanlarından yiyin." buyuruyor. (Bakara: 168)

Hazret-i Allah yalnız helâl yiyiniz buyurmuyor da "Helâlin içindeki temizi bulun" buyuruyor. Bu mevzu bu kadar mühimdir.
Bir diğer Âyet-i kerime'sinde ise hususi olarak müminlere, rızıkların temiz olanlarını aramalarını ve onlardan faydalanmalarını emir buyurmuştur:

"Allah'ın size verdiği rızıklardan helâl ve temiz olarak yiyin, kendisine iman etmiş bulunduğunuz Allah'tan korkun." (Mâide: 88)

Çünkü sizin dünya saâdetiniz ve ahiret selâmetiniz ancak bu surette tecelli eder.
Lokma helâl olmazsa, ihlâs husule gelmez. Yapılanlar bir noktaya kadar gider, ihlâsa temas edemediği için orada durur.
Lokma üzerine eğilmek, insanın ihlâs üzerine eğilmesine, mahviyet üzerinde durmasına, istikamet üzere gitmesine vesile olur. Cenâb-ı Hakk'ın lütufları bunlar.
İnsan lokmasını haramlardan süzecek ki kendisini de süzsünler. Süzmezse kendisini de süzmezler ve tortular arasında karışır gider.
Biz kendi kendimizi aldatıyoruz. Hazret-i Allah'ın emir ve nehiylerine eğilmedikçe, O'nun kulu ve Habib-i Ekrem'inin ümmeti olamayız. Yolumuz Kur'an yolu, o yolda yürüdükçe kulu oluruz. O yolu bırakıp başka yol seçersek, O'nun kuluyuz diye davada bulunmak boş laf olur.
Evvelâ haram ile helâl tefrik edilecek, şüphelilerden dahi kaçınılacak. Biz haramla beslenirsek, nasıl olur da O'nun kulu olabiliriz?

Allah'ımız bizi kendisine kul, Habib'ine ümmet ettiklerinden etsin.(Amin)
Selâmetle
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,684
Tepkime puanı
373
Puanları
83
hesabımı kapatıyorum akşam 17 .00 den sonra yokum hakkınızı helal edin
 
Üst