Sana dair en ufak hissiyatı dahi unutabilme ihtimalinden korkuyorum.
Sen; zümrüt’ten bahçesinde gülümseyen sıcak sevgili
Elinde yumuşaklık, dilindeki kıskanımsı
Sen sevgili:
Sabahında sevinç, gecesinde hayalimsi.
Gündüzü dünya, akşamı duygumsu.
Sen işte sevgili
Hayatı hayal, güveni sadakat.
Ölümün gayyasındadır ancak sadakat!
Sobeleşmem kimseyle gayrı.
Ladesim sensin, tutuyorum ertesi sabahı
Unutuyorum sen gelesiye tüm anıları
Hatırımda tutuyorum son veda cümlelerini
Züleyha’nın Yusuf’u yerine Yusuf’un Rabbi diyorum
Açıyorum semâya ellerimi.
Sen diyorum .
Sen kadar Züleyha diyor, ben kadar sana dileniyorum.
İki hece dolanır dilime sen gelmeden.
Ölüm diyor irkiliyorum.
Sen diyor daha başka şeyler de söylüyorum.
Sabahına uyanıyor gecene kararıyorum.
Sancını tutuyor şikâyeti mısralara vuruyorum
Sana dokunuyor tüm pervazlarım sana açıldığı gibi.
Bazen ismini dillendirip cesaretlendiriyorum kendimi.
Sokağına yelteniyorum ama duvarlar değil artık sıcak gibi.
Durmuyor karşı balkonlar eski tanır gibi.
Gurbete mi düştüm? Yalnızlığında, Firak mıdır? bu acıtan beni.
Daha çok şey sormalıyım sen ben gibi.
Daha çok şey sormalıyım sen ben gibi.
Fidan demeli, gül demeli, sen demeliyim.
Sen demeliyim ama sen nerdesin?
Bilmez misin Kays âşıktır, gönlü takılır da acz eder çıkmaya!
İncinirde kalıverir sarı lale diplerinde.
Ayrılık Kays’ın kendisidir de diyemez lâle benim.
Uğraşı sensindir de uyanamaz ölmeden.
Gel, görün ki gözüme; büyüme daha sûretinden.
Gel, seslen ki bana hayale düşmesin cesedin
Suya ihtiyaç duy ki denmesin bana; geçmiş o senden.
Sen benden uzaksın ya git artık git bedenimden
Git artık akşamları yalnız kalayım kendim ilen.
Acıtma beni daha, git hayalimden ve her şeyimden.
Sen gitmiştin zaten çok zamandır benden .
Bak suretin her gün büyüyor kendinden.
Sen yabancılaştın, suretin kaybetti seni benden.
Suretin kaybetti seni benden.
Yırtıldı diye gömleğim arkadan, düşmez mi payıma zindan.
Ardıma düşen Züleyha olmaz mı?
Düş mü toplamalıyım rüyaların eteklerinden?
Baka kaldığım gemisi limansız denizlerden.
Baka kaldığım gemisi limansız denizlerden
Binbir türlü çeşitlemesine dalarak âlemin evvelâ, binbir merhalesinden, binbir vadisinden geçerek; var olmayanın gözle görülmeyenin mutlak güzelliğinde bulalım kendimizi. Ve öyle bir an gelsin ki varlarla yetinmeyerek artık, yoklukları seçelim. Aynalarda görünmez olalım.( Nun Masalları'ndan)
Sen; zümrüt’ten bahçesinde gülümseyen sıcak sevgili
Elinde yumuşaklık, dilindeki kıskanımsı
Sen sevgili:
Sabahında sevinç, gecesinde hayalimsi.
Gündüzü dünya, akşamı duygumsu.
Sen işte sevgili
Hayatı hayal, güveni sadakat.
Ölümün gayyasındadır ancak sadakat!
Sobeleşmem kimseyle gayrı.
Ladesim sensin, tutuyorum ertesi sabahı
Unutuyorum sen gelesiye tüm anıları
Hatırımda tutuyorum son veda cümlelerini
Züleyha’nın Yusuf’u yerine Yusuf’un Rabbi diyorum
Açıyorum semâya ellerimi.
Sen diyorum .
Sen kadar Züleyha diyor, ben kadar sana dileniyorum.
İki hece dolanır dilime sen gelmeden.
Ölüm diyor irkiliyorum.
Sen diyor daha başka şeyler de söylüyorum.
Sabahına uyanıyor gecene kararıyorum.
Sancını tutuyor şikâyeti mısralara vuruyorum
Sana dokunuyor tüm pervazlarım sana açıldığı gibi.
Bazen ismini dillendirip cesaretlendiriyorum kendimi.
Sokağına yelteniyorum ama duvarlar değil artık sıcak gibi.
Durmuyor karşı balkonlar eski tanır gibi.
Gurbete mi düştüm? Yalnızlığında, Firak mıdır? bu acıtan beni.
Daha çok şey sormalıyım sen ben gibi.
Daha çok şey sormalıyım sen ben gibi.
Fidan demeli, gül demeli, sen demeliyim.
Sen demeliyim ama sen nerdesin?
Bilmez misin Kays âşıktır, gönlü takılır da acz eder çıkmaya!
İncinirde kalıverir sarı lale diplerinde.
Ayrılık Kays’ın kendisidir de diyemez lâle benim.
Uğraşı sensindir de uyanamaz ölmeden.
Gel, görün ki gözüme; büyüme daha sûretinden.
Gel, seslen ki bana hayale düşmesin cesedin
Suya ihtiyaç duy ki denmesin bana; geçmiş o senden.
Sen benden uzaksın ya git artık git bedenimden
Git artık akşamları yalnız kalayım kendim ilen.
Acıtma beni daha, git hayalimden ve her şeyimden.
Sen gitmiştin zaten çok zamandır benden .
Bak suretin her gün büyüyor kendinden.
Sen yabancılaştın, suretin kaybetti seni benden.
Suretin kaybetti seni benden.
Yırtıldı diye gömleğim arkadan, düşmez mi payıma zindan.
Ardıma düşen Züleyha olmaz mı?
Düş mü toplamalıyım rüyaların eteklerinden?
Baka kaldığım gemisi limansız denizlerden.
Baka kaldığım gemisi limansız denizlerden
Binbir türlü çeşitlemesine dalarak âlemin evvelâ, binbir merhalesinden, binbir vadisinden geçerek; var olmayanın gözle görülmeyenin mutlak güzelliğinde bulalım kendimizi. Ve öyle bir an gelsin ki varlarla yetinmeyerek artık, yoklukları seçelim. Aynalarda görünmez olalım.( Nun Masalları'ndan)