leylinur
ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
TOPLUM MU? TOPLULUK MU?25 Şubat 2015 Çarşamba 16:21Hayırlara vesile olması duasıyla kaleme aldığım bu ilk makalemde, “toplum”a dairönemli bir takım hakikatleri işaretleyelim, netleştirelim istiyorum. Ki böylecediğer makalelerimiz, esasî bir temel üzerinde yükselebilsin…
Bu zaman, eskilerin “ahir zaman”diye isimlendirdikleri bir zaman… Ancak zaman ne kadar eskirse eskisin, toplumuoluşturan etkenler hep aynı: insan, duygu, fikir ve nizam bütünlüğü. Buetkenler tüm toplumlar için söz konusu olmaktadır. Zira fikir, duygu ve nizamıninsanlar üzerindeki etkisi olmadan bir toplumdan söz etmek mümkün olmamaktadır.
Bunun böyle olduğunu şu kaideden, “tanım”ıntanımından hareketle söyleyebiliriz: “Efradını camî, ağyarını manî… Yanikendisiyle alakalı hususları içine alan ve kendisiyle alakası olmayan hususlarıdışında bırakan şeydir, tanım. Dolayısıyla buradan hareketle de toplumutanımlamak, sözümüzü menziline oturtmak için gereklilik arz etmektedir.
Fakat burada çoğu kişi -hattaaydınlar bile- hataya düşerek, toplumu, “fertlerden oluşan bir yapı”olarak tarif etmektedirler. Hâlbuki böylesi bir tanımlama eksik kalmakta,kendisiyle alakalı hususlardan bir kısmını dışarda bırakan, hatalı bir tarifolarak karşımıza çıkmaktadır.
Yukarıdaki tanımdan hareketle toplum;insanlar arasında sürekli ilişkileri barındırması gereken bir yapıdır. Diğerbir ifadeyle; insanlar arasında bulunması gereken, hatta elzem olan alakalarlabirlikte ancak toplum oluşur. Bu sürekli alakaların olmadığı, salt insandanoluşan yapı ise toplum’u değil, topluluk’u oluşturmaktadır.
Peki, böylesi bir ayrım, tanımlama,neden bu kadar önemlidir?
Nedeni şu: Meselelerin, hadiselerin,olguların hakikati anlaşılmadan, onlara yönelik ortaya konulacak çözümler,onlara dair hükümler; eksik, güdük, yetersiz olacak ve derde deva, sadra şifaolmaktan ziyade, çabaların zayi edilmesine, enerjilerin tükenmesine, çaresizlikgirdabına düşülmesine sebebiyet verebilecektir.
Dolayısıyla toplumların içindebulundukları birçok sıkıntının sebebi, işte bu esasî unsurdur: Yanlış, hatalıtanımlamalar…
Bu sebepledir ki insanlık, süreklibir kaos, karmaşa ve huzursuzluk ortamını teneffüs etmekte, zulmün vekaranlığın içinde kendini kaybetmektedir. İnsanların birbirlerine yöneliktahammülsüzlükleri, ölümlerin, katliamların ve sömürünün, günümüzde ulaştığızirve nokta, sözümüze delil sadedinde düşünülebilir.
Peki çözüm?
Çözüm, öncelikle hadiselerin,olguların doğru tanımlamaya tâbi tutulmasından geçmektedir. Sonrası, sırasıylagelecektir.
http://www.ankarahaber06.com/yazar/ahmet-sivren/toplum-mu-topluluk-mu/7.html
Bu zaman, eskilerin “ahir zaman”diye isimlendirdikleri bir zaman… Ancak zaman ne kadar eskirse eskisin, toplumuoluşturan etkenler hep aynı: insan, duygu, fikir ve nizam bütünlüğü. Buetkenler tüm toplumlar için söz konusu olmaktadır. Zira fikir, duygu ve nizamıninsanlar üzerindeki etkisi olmadan bir toplumdan söz etmek mümkün olmamaktadır.
Bunun böyle olduğunu şu kaideden, “tanım”ıntanımından hareketle söyleyebiliriz: “Efradını camî, ağyarını manî… Yanikendisiyle alakalı hususları içine alan ve kendisiyle alakası olmayan hususlarıdışında bırakan şeydir, tanım. Dolayısıyla buradan hareketle de toplumutanımlamak, sözümüzü menziline oturtmak için gereklilik arz etmektedir.
Fakat burada çoğu kişi -hattaaydınlar bile- hataya düşerek, toplumu, “fertlerden oluşan bir yapı”olarak tarif etmektedirler. Hâlbuki böylesi bir tanımlama eksik kalmakta,kendisiyle alakalı hususlardan bir kısmını dışarda bırakan, hatalı bir tarifolarak karşımıza çıkmaktadır.
Yukarıdaki tanımdan hareketle toplum;insanlar arasında sürekli ilişkileri barındırması gereken bir yapıdır. Diğerbir ifadeyle; insanlar arasında bulunması gereken, hatta elzem olan alakalarlabirlikte ancak toplum oluşur. Bu sürekli alakaların olmadığı, salt insandanoluşan yapı ise toplum’u değil, topluluk’u oluşturmaktadır.
Peki, böylesi bir ayrım, tanımlama,neden bu kadar önemlidir?
Nedeni şu: Meselelerin, hadiselerin,olguların hakikati anlaşılmadan, onlara yönelik ortaya konulacak çözümler,onlara dair hükümler; eksik, güdük, yetersiz olacak ve derde deva, sadra şifaolmaktan ziyade, çabaların zayi edilmesine, enerjilerin tükenmesine, çaresizlikgirdabına düşülmesine sebebiyet verebilecektir.
Dolayısıyla toplumların içindebulundukları birçok sıkıntının sebebi, işte bu esasî unsurdur: Yanlış, hatalıtanımlamalar…
Bu sebepledir ki insanlık, süreklibir kaos, karmaşa ve huzursuzluk ortamını teneffüs etmekte, zulmün vekaranlığın içinde kendini kaybetmektedir. İnsanların birbirlerine yöneliktahammülsüzlükleri, ölümlerin, katliamların ve sömürünün, günümüzde ulaştığızirve nokta, sözümüze delil sadedinde düşünülebilir.
Peki çözüm?
Çözüm, öncelikle hadiselerin,olguların doğru tanımlamaya tâbi tutulmasından geçmektedir. Sonrası, sırasıylagelecektir.
http://www.ankarahaber06.com/yazar/ahmet-sivren/toplum-mu-topluluk-mu/7.html