Ulusalcılığın Hazin Sonu

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ulusalcılar hangi sözlerin arkasında hareket ediyor? 2003 yılında neden 'Din elden gidiyor' sloganına sarıldılar? Rahip ve misyoner cinayetleri nasıl tezgahlandı? Ulusalcıların asıl hedefinde kimler var? Ergenekon, bir çöküşün öyküsü mü? İşte tüm ayrıntılarıyla ulusalcılık ve çöküş hikayesi:

SöZDE ULUSALCILIĞIN KAYNAĞI
“Ulusalcıların ilk temsilcileri hem sol hem milliyetçi kimliği ile bilinen Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Adalet Bakanı olan Mahmut Esat Bozkurt’tu” diyen Gergerlioğlu, Bozkurt’un dönemin Ulusalcı anlayışını izah eden sözlerini şöyle sıraladı: “Türk’ün en kötüsü, Türk olmayanın en iyisinden iyidir”.. (Atatürk İhtilali.. sf.160) “Biz Türkiye denen dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz.


Meb’usumuz inançlarından samimiyetle bahsetmek için buradan daha müsait bir ortam bulamazdı. Onun için hislerimi saklamayacağım. Türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları, vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler.” (Cumhuriyet, 19 eylül 1930)

İstanbul Barosu’nun birkaç yıldır Mahmut Esat Bozkurt hukuk ödülü dağıttığını hatırlatan Gergerlioğlu, “Demek ki ulusalcılarımız hala bu sözlerin arkasındadır!” şeklindeki tespitinden sonra şu değerlendirmelerde bulundu:

 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
öNCE ‘DİN ELDEN GİDİYOR’ DEDİLER
“Yıllar geçti ama ulusalcılarımız bununla da kalmadı. Türkiye’nin demokratikleşme adımlarını hazmedemediler. 2003’lerde yeni bir taktik geliştirdiler. Bir çok değer ile demokratikleşme adımlarını vuracaklardı.

Rahşan Ecevit başlatmıştı. ‘Din elden gidiyor’ diyorlardı. Misyonerler cirit atıyormuş, kilise evler on binlerce olmuş vb. Garip olanı kamuoyunca dini hassasiyetlerinin olmadığı bilinen, camide cemaatte görünmeyen sözkonusu şahısların, bu denli dini koruma aşkı nerden çıkmıştı? Sonraları anlaşılacaktı ki aslında demokratikleşmeyi hazmedemeyenler dindarları kışkırtarak demokratikleşme adımlarını baltalamak istiyorlardı.”

ULUSAL YAYGARALAR KAç CAN ALDI?
“Bu maksatlı ve fakat sorumsuz beyanlar sonucu kiliseler bombalanıyor ve ilkönce Trabzon’da Rahip Santaro ardından Ermeni gazeteci Hrant Dink katlediliyordu. Malatya’da 3 misyoner insanlık dışı bir vahşet ile katlediliyor ve yakalanan kişilerin ulusalcı Ergenekon çetesi ile bağları ispatlanıyordu.

Ulusalcı yaygaralar sonunda can alıyordu. Dolduruşa gelenler Türk milliyetçiliği adına cinayetleri işlediklerini belirtiyorlardı. Korkunç olanı askeri erkan içindeki ulusalcıların olayları haber aldıkları halde gereken işlemleri yapmadığıydı. Yıllar sonra geçtiğimiz günlerde Albay Ali öz ancak görevden alınıyordu.
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
CİNAYETLERİ KİME MAL ETTİLER
“‘Din elden gidiyor’ diyenler İzmit Protestan Kilisesi’ne 2003 yılında Molotof kokteyli atılıp taşlandığında hiçbir çifte standart yapmadan saldırıya şiddetle tepki gösteriyordu. Fakat bu tezgahı organize edenler ve birçok kişinin ölmesine yol açanlar ‘Bu cinayetler ülkemizdeki dinci yükselişin ne kadar tehlikeli boyutlara geldiğini vb’ söylüyorlardı hiç utanmadan. Gladio türü örgütlenmeleri tezgahları ve bunu STK’lar, partiler üzerinden yapmaya çalışanların hali her geçen gün daha bir net olarak ortaya çıkıyor.”

… VE DANIŞTAY CİNAYETİ
“Mesai dışı başörtülü öğretmeni’nin uğradığı haksızlığı normal gören yerel mahkemenin kararını ‘Dışarıda başörtülü olan öğretmen, çocuklar için kötü örnektir’ yorumu ile onayan Danıştay’ın kararı sonrası
Alpaslan Aslan isimli bir kişi Danıştay’a saldırarak bir hakimi öldürmüştü. İlk başta failin dindarlar olduğunu sananlar daha sonra Susurluk’tan beri sorgulanamayan Veli Küçük’ün bombaları katil’e verdiğini öğreniyordu. Ulusalcı kimliği ile tanınan Veli Küçük’ün sicili iyi değildi ama bu kadar esrarengiz işleri düzenlediği de tahmin edilemiyordu.”

DİNDARLAR TAMAM SIRA MİLLİYETçİLERDE
“Ergenekon çetesi orta çıkınca bazı manevi değerleri kullanarak politika yapanların uslanmadıkları ve son derece acımasız olduklarını anladık. Ulusalcı geçinen Veli Küçük’ün yeni bir marifeti ulusalcıların yıllardan beridir gelen hallerini tekrar gözler önüne seriyordu. ‘ülke toprakları yabancılara peşkeş çekiliyor, Vatan satılıyor’ diyerek propaganda yapan ve Ergenekon terör örgütü operasyonu kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün yabancılara, emlak satışı konusunda danışmanlık yaptığı ortaya çıkıyordu. (Radikal,28-3-2008)”

DOĞU PERİNçEK EVRİMİ
“Bir başkası da
Doğu Perinçek. 1980 öncesini yaşayanlar hatırlar. Bu kişi Fraksiyon farkından dolayı Türkiye Komünist Partisi İlericiler Kolu, MLSB, Maden-İş Sendikası, TöBDER, DİSK ve Köy-Koop ’u hedef tahtasına oturtuyor ve gazetesinde tam 45 gün süren bir yazı dizisiyle sözkonusu grupları açık hedef haline getiriyordu.

TKP ve Maden – İş yöneticilerinin boy boy fotoğraflarını, ev ve büro krokilerini yayınlayarak kişileri hedef gösteren kışkırtıcı yayınlar yapıyordu. Daha sonra birçok fail’i meçhul tabii. 1980 sonrası Abdullah öcalan ile Bekaa’da samimi pozlar veriyor ve daha sonra yine saf değiştiriyor, ulusalcılığa soyunuyordu. Sonunda darbe tezgahlayan, cinayetler işletip başkalarının üstüne atan bir çetenin üst düzey yetkilisi olma iddiasıyla tutuklanıyordu.”
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İŞTE ERGENEKON TüZüĞü
Gergerlioğlu, Ergenekon soruşturması çerçevesinde ele geçirilen Ergenekon tüzüğündeki bazı maddeleri de şöyle sıraladı:

Terörle ilişki: terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gerektiğinde ‘naylon terör grupları’ oluşturularak terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyun içerisinde mutlaka yer alınmalıdır.

'Sivil' örgütlenme: Ergenekon'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı vardır. sivil toplum örgütleri aracılığı ile dünya kamuoyu kolayca etki altına alınarak yönlendirilebilir. Ergenekon, Türkiye'de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına almalıdır.

Tek yol suikast: Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise; iki yolu vardır: 1- Suikast 2- Dez-enformasyondur... Kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye kalan tek yol suikasttır.

Merhametsiz ajanlar: Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka TSK bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidir. Emirleri doğrudan Ergenekon Komutanı'ndan almalıdırlar, üst düzey yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından bilinmemelidirler. Kullanılacak her ajan eğitimden geçirilmelidir.(Radikal,4-4-2008)

“TUNCAY öZKAN, ŞENER ERUYGUR…İKİSİ DE İSTİSMARCI”
Gergerlioğlu, son olarak darbe günlüklerine dikkat çekerek, sözde ulusalcılığın hazin sonunu şu ifadelerle özetledi: “2003 ve 2004 yıllarında özden örnek’in artık teknik olarak da ispatlanan günlüklerinde ulusalcı kimlikleri ile öne çıkan kişilerin darbe hazırlıkları içinde olduğu ortaya çıktı.

Özden örnek ‘Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur'un daima bir ihtilal özlemi içinde olduğunu’ günlüğünde yazıyor. Eruygur geçen sene Cumhuriyet mitingi yapıyordu. Bu sene de yapacakmış. Fakat geçen sene yanında yer alan ünlü ulusalcı Tuncay Özkan bu sefer yanında olmayacakmış. Birbirlerini istismarcılıkla suçluyorlarmış… Bize ikisi de haklı demekten başka bir şey düşmüyor!.. Ulusalcılığın içyüzü ve hazin sonu ortaya çıkıyor. Güneş balçıkla sıvanmıyor görüldüğü gibi.”

habervaktim
 
Üst