Uzay Çağında Bir Veli
Ebul-Hasen en-Nedvi
Ebul-Hasen en-Nedvi
Yirminci Asırda Hindistan Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin hicretinden bir asır geçmeden, İslam Hindistan’a ulaştı. Diğer topraklarda olduğu gibi orada da İslam hızlı bir şekilde yayılmaya başladı. Bir dinler ve diller mozaiği olan Hindistan’da İslam çok çabuk gelişti. Yirminci asrın başlarında elli milyon civarında Müslüman vardı orada. Münbit toprakları, stratejik mevkii ve güçlü tarihi nedeniyle Hindistan, İngiltere’nin ağlarına takıldı. Fakirliğinden ve farklı etnik yapısındanda yararlanarak onlarca yıl Hindistan’ı sömürdü. En ağır bir sekilde insan nasıl aşağılanabilirse onu yaparak insanını aşağıladı. Bereketli topraklarından elde edilenlerini ülkesine taşıdı.Hem toprağı sömürdü hem de beyinleri.
İngiltere Hindistan’dan çıkarken girdiği gibi çıkmadı. Girdiğinde büyük bir Hindistan vardı. O çıktığında Hindistan, Pakistan, Bengladeş ve Keşmir diye dört isim bırakarak çıktı. Bu bölünme en çok Hindistan Müslümanlarının aleyhine oldu. Hindistan’da siyaset olarak söz söyleyemeyecek,ekonomik olarak ayakta kalamayacak hale geldiler. Zaten fakir olan genel nüfusun en fakiri onlar oldu. Önemli bir güç Pakistan tarafında kaldı. Keşmir bir esaret bölgesi olarak ezildi. Bengladeş kenara itildi, yok sayıldı. Onlarca asrın insani birikimi İngiltere’nin elinde bir iki yılda kül oldu.
Gerek Hindistan adı ile kalan bölgede ve gerekse Pakistan tarafında Müslümanlar, bütün zorluklara ve yokluklara rağmen yılmadan İslamî kimliklerini korumaya çalıştılar. Medreseler kurdular, çocuklarını okuyabilecekleri yerlere gönderdiler. Camiler yapıldı. İslamî kültür canlı tutuldu.
Uzak bir diyar olmasına rağmen tarih boyunca Hindistan, büyük isimler yetiştirdi. İslam kütüphanesine değerli eserler kazandırdılar. Çığır açan, peşinden kitleleri çeken önder şahsiyetler yetiştirdiler. Yazdığı eserler İslam âleminin her yerinde pek çok dilde okunan bu şahsiyetler o kadar İslam’a ve Müslümanlara mal oldu ki, Müslümanlar o zatların Hindistan topraklarında doğmuş büyümüş kimseler olduğunu dahi çoğu zaman bilemediler. Şah Veliyyullah Dehlevî, Ahmed Faruk Serhendî (İmam Rabbanî), Şiblî en-Numanî, Muhammed İlyas, Ebu’l-A’la el-Mevdudî, Ahmed Didat, Rahmetullah el-Hindî bu isimlerden bazılarıdır. Bilhassa Muhammed İlyas ve Mevdudî bu isimler arasında evrensel hale gelmiş isimler oldu. Mevdudî,Müslümanların siyasi ufkunu açmaya çalıştı. Kur’an’a ve Sünnet’e bakıştaki ciddiliği bir çığır oldu. Pakistan’da siyasete şekil verdi.Hindistan kökenli olup, dil ve coğrafya farkını asarak İslam’a ve Müslümanlara mal olmus,mezhep ve düsünce ayrıntılarında eriyip gitmemiş en önemli şahsiyetlerden birisi hiç süphesiz Şeyh Ebu’l-Hasen Ali en-Nedvî’dir. Hindistan’da doğup büyümüş, yazdığı eserleri bütünMüslümanlarca benimsenmiş bir şahsiyet olarak önümüzde durmaktadır.