Türk olmasanız da bunda ne gibi bir sakınca olabilir ki? Bence hiçbir sakınca yok. : )
Müslüman ya da Türk değil diye bu topraklarda nice insanlar katledildi, en yakın örneği; Hrant Dink... "Ben Anadolu çocuğuyum" diyen bir insandı, "Evet biz Ermenilerin bu topraklarda gözü var, çünkü kökümüz burada, ama merak etmeyin bu toprakları alıp gitmek için değil, bu toprakların gelip dibine girmek için…" diyerek içinde bulunduğu ruh halini nasıl da yüreğimizi parçalarcasına anlatmıştı.
Bu topraklarda doğmuş, sevmiş, evlenmiş, çocuk yetiştirmiş insanlar kapıda bekleyen kedi/köpek gibi kovalanarak gittiler bu ülkeden, ezilerek, horlanarak... Kimsenin buna hakkı yok. Kimse kendinde böyle hadsiz ve haksız yetkiler görmesin... Daha ağır şeyler yazasım var ama yazılmıyor, olmuyor...
Kendimize not: Yakında, sanırım Haziran ayında Udi Yervant geri geliyor ama, bu sevindirici... : )
Hiç şüphesiz Türk olmamanın bir sakıncası yoktur. İnançlı insanlarız hepimiz. Irkçı değiliz. Ancak insanları bu sebepten dışlamanın mantıksız olduğu ve gayrimüslimlerin ben misali Türk kökenli veya başka kökenli de olsa "düşman, hain, yabancı" değil "vatansever, bizden biri" olabileceğini belirtmek adına yazıyorum bu yazıları ısrarla. Ön yargıları kırmak en önemlisidir nefret ve şiddete karşı mücadelede.
Ermenilerle yaşananlar şüphesiz çok acı şeylerdi. Rumlar'ın mübadelesi, Ermeni sanılan Süryaniler'in katliamı, Rum sanılan Türklerin zorla göçü. Mallarına el konması vs. vs. pek çok anmak istemediğim acı şeyler de yaşandı.
Buna karşılık Gayrimüslimler içinden elbette hainler çıkmıştır, zalimler çıkmıştır, Müslim ahaliye saldırıp öldüren ve malını gasp eden eşkiya da çıkmıştır, ırkçı Ermeni çeteciler de çıkmıştır. Ancak bunlardan çok daha fazla vatansever, dürüst, namuslu insan çıkmıştır. Müslüman halkla oran bakımından hiç bir farkı yoktur. Müslümanlar içinden zalimler, hainler, eşkiyalar, ırkçılar aynı oranda çıkmıştır. Faturayı gayrimüslimlere kesmek sadece homojen ülke hayali içinde olanların adi bir oyunudur.
Korkarım söylediğiniz gibi olmuştur. Dilerim bu acılar tekrarlanmaz. Öncelikle insanları yönlendiren devletin bu politikadan vazgeçmesi lazım. Örneğin ders kitaplarında "düşman" sözcüğünün karşılığı "haçlı" dır. Haçlı seferleri binli yıllarda yapılıp bitmiştir. Oysa bizim kitaplarımızda Osmanlı'nın tüm savaşları ve neredeyse Çanakkale'deki işgalciler bile haçlı olarak gösterilir. Hristiyanlar ve onlara dair her şey düşman, kötü, hain ilan edilip yıllardır çocuklarımıza böyle öğretilmektedir. Küçücük yaşlardan itibaren böyle işlenen insanlara dostluk, kardeşlik nasıl öğretilebilir?
Ceza kanununa nefret suçları girip, üsttekine benzer saçmalıklar ortadan kalkmazsa nefretle yetiştirilen nesiller gelmeye devam eder.