Kaptan
Mecra Yazarı
sohbetinde Cübbeli Ahmet Hoca, başı sıkışıanın "yetiş ya Abdulkadir Geylani" demesi gerektiğini ve böylece işlerinin daha kolay hallolacağını anlatır. Şimdi hesapta bu Abdülkadir Geylani adlı veli Allah'ın çok sevdiği biri ya, işte sen direkt Allah'tan yardım istemek yerine, araya torpil sokup Geylani'den yardım istersen, işlerin daha kolay hallolurmuş. Cübbeli'yi de sadece bir örnek olarak gösterdim size, bütün tasavvufi cemaat ve tarikatlerde aynı inanç vardır.
Şimdi gelelim bizim pinpon teyzelerin ışıklı enerjili kitabına, altını çizdiğim yerleri okuyun
Şşş mevzuya bak hacı, meleklerden yardım isteyince işleri daha hızlı halloluyormuş.
Ehehe, tamamen aynı inanç değil mi olum?
Bu ablalar diyor ki "ya ufacık bir şey için koskoca Allah'tan yardım istemek yerine meleklerden isteyin, böylece işleriniz daha kolay hallolur ehihihi ♥♥"
E bizim Cübbeli'nin söylediği cümleden "Abdülkadir Geylani"yi çıkar, oraya "melekler" kelimesini ekle, al karşına aynı inanç çıkacak. Allah'a aracılar ve ortaklar koyan, bildiğin müşrik inancı. Zira tasavvuf ile spiritüalizm aynı şeylerdir, sadece paketleri farklıdır. Her ne kadar bu pinpon ablalar Cübbeli cemaati için "ayy o ne öyle bee" diyecek olsalar da ve her ne kadar Cübbeli'nin cemaati de bu ablalar için "o ne öyle la, gavur gavur işler" diyecek olsalar da, aynı şeye inanırlar. İnançları tamamen şekil odaklı olduğu için, özünde aynı şeye inandıklarının farkında bile değiller………………..
Yani sonuç olarak Türkiye'de de artık iyice yayılan ve sesini duyuran bu spiritüalizm, bizim sakallı sofu tasavvufçulardan farklı bir şey söylemez. Olay sadece nabza göre şerbet meselesi. Muhafazakarlara ayrı bir dille hitap edersin, modern takılan teyzelere ayrı bir dille hitap edersin, fakat işin özünde hepsine de aynı naneyi yedirirsin. Mesele bundan ibaret.
(Resimdeki kitap) Beki İkala Erikli, Meleklerle Yaşamak, sf 16. 2012.
ALINTI