Hz. Peygamber’e at satan bir sahabî, parasını almak üzere Peygamber’in evine gidiyordu. Peygamber, hızlı yürüdü; adam biraz geri kalmıştı. Adamın yanına sokulan bazı sahabîler (!) ata daha fazla para vereceklerini söyleyerek adamın kafasını çeldiler. Fazla parayı gören adam atı bunlara satmak istediğini Hz. Peygamber’e bildirdi. Hz. Peygamber: “Biz seninle anlaştık, atı bana sattın, artık o at benim” deyince adam anlaşmayı inkâr etti. Allah adına yemin de ederek “Ben atı sana satmadım” dedi. Çevredeki sahabîlerse (!) kenarda saklanarak tartışmayı duymazlıktan geliyorlardı. Çekişme epeyce sürdü. Hz. Peygamber “Sen atı bana sattın” diye ısrar edince adam, akıl almaz bir utanmazlıkla Cenabı Peygamber’e şunu söyleyebildi: “Sö-zünün doğruluğunu tanık getirerek ispatla.” Bunun üzerine Peygamber, Huzeyme adlı birini tanık göstererek atı satın aldığını ispatladı. (Ebu Davud, akzıye 20 =3/308; Nesaî, büyû’ 81=7/265-266)
Geleneksel Emevî dinciliğine göre, Hak Elçisi’ne karşı şu hayasızlığı yapan adamlar ‘sahabî’ unvanı taşıdıkları için sonraki zamanlarda gelecek tüm Müslümanlardan hayırlıdırlar. İstedik-leri kadar parayı Allah’a ve Peygamber’e tercih etsinler!
Hak Elçisi’ne böyle bir davranışı layık görenle bu davranışı kenara çekilip seyredenler nasıl olur da Peygamber’i görmemiş Müslümanların tümünden daha üstün olur?! Böyle bir iddia akla, dine ve Peygamber’e hakaret değil midir?
Dinciliğin mal putu karşısındaki tavrı hep bu olmuştur. Görüldüğü gibi, onun imansızlık ve hayasızlığının ‘sahabe’ patentli dayanakları da vardır. Onlar dayanak mı, iflas belgesi mi diye sorulmamıştır."
http://www.yuzdeyuzhaber.com/guncel/vicdan-kulaklariniza-kupe-olsun-h13355.html
Şimdi sana ne te'viller, ne devekuşu gözlüklü aktörler gelir merak etme birazdan damlarlar.
Peygamberin insan olduğunu kabul edemedikleri gibi, sahabenin bile insan olduğunu kabul edemiyorlar,
bir de arkasından işkembe-i kübradan zerkediyorlar, en fasık'ı bile tüm ümmetlerdeki en müttaki kişiden daha hayırlıdır,
neden imiş peygamberi dünya gözü ile gördükleri için, doğuştan kutsal toprak piyangosu diye bir şey var demek ki, saçmalığa bak.
Ya hu Hz.İsa A.S'a iman etmiş, muttaki, mukarreb bir kul ile Hz Resulullah A.S'a iman etmiş müttaki, mü'min bir kul arasında ne fark vardır.
Varsa varsa Allah'a yakınlık bakımından Takva farkı olur onu da Allah bilir, piyango ile Allah katında üstünlük mü olur?
Hadi Ebu Bekir'diyin, ne bilim Hz.Ali'ye diyin ama bila istisna tüm peygamberi görenler her canlı varlıktan üstündür demek
Allah'ın hakka uygun olarak koyduğu adalete ters. Allah üstünlük ancak Takva'iledir, ki bu kulların çoğunluğu geçmiş ümmetlerdendir diyor,
size ne oluyor be Allah'ın sözünü beğenmeyip üstüne kendi hevanızın uydurduklarını ekliyorsunuz, Üstünlük Allah'a yakınlık iledir nokta.
Bunu söyleyen Resulullah ise size ne oluyor ya hu, Allah'a din mi öğretiyorsunuz.
“Resulullah (s) Uhud şehitleri için ‘Bunların lehinde (Allah katında) şehadet ederim” deyince, Ebu Bekr(r) ‘Ey Allah’ın Resulu, biz de onların kardeşleri değil miyiz?’ der. Bunun üzerine Resulullah (s) buyurur: ‘Doğru, fakat benden sonra neler yapacağınızı bilmiyorum ki” Muvatta