KARAMURAT-3
Kıdemli Üye
- Katılım
- 11 Eki 2007
- Mesajlar
- 4,706
- Tepkime puanı
- 54
- Puanları
- 0
- Konum
- Ankara
- Web sitesi
- mazlumlarvezalimler.blogcu.com
Zalimin yardakçıları
Mahmut Toptaş
Amerika’ya nefretle bakmada dünya birincisiymişiz. Peki, Amerika kapılarını açsa ve “Buyurun vize istemiyorum, oturma ve vatandaşlık da alabilirsiniz” dese durum nasıl olur bir araştırılmalı.
Bazı bakan ve başbakanlarımız Amerika pasaportu taşıyor diye eleştirilmedi mi?
Bulunduğu gazete ve dergilerde, büyük görülen yerlerde bulunan bazı insanlar, geçen sene Türkiye’ye gelen bir bayan artist için “Onunla aynı salonda bulunduğunu, aynı havayı soluduğunu, yani onun ciğerinden çıkan kirli hava yüz metre ilerden bana da geldi” havasını atanlar olmuştu.
Bir zaman Türkiye aleyhine faaliyetleriyle tanınan bazı Amerikalı siyasilerle dost olduğunu yazarak hava atanlar oldu bu ülkede.
Sözlerimizle davranışlarımız birbirini tutmuyor.
Biz, yine de Amerika’ya dua edelim.
Mevlâna diyor ki: “Bir vaiz vardı, Hamdü senaya başlayınca yol kesenlere dua eder,
Elini kaldırıp “Ya Rabbi, fesatçılara, isyankarlara, hayır sahipleriyle alay edenlere, bütün katı yüreklilere, kilisedekilere merhamet et” derdi.
Temizlere dua etmez, hep kötüler için dua ederdi.
“Ona “Bu adet değildir, sapıklar için yapılan dua kabul olunmaz” dediler.
Vaiz dedi ki: “Ben onlardan iyilik gördüm. Bu yüzden onlara dua ediyorum.”
Bana öyle kötülük, zulüm ve işkencede bulundular ki şerden hayra ulaşmama sebep oldular. (Amil Çelebioğlu tercemesi 4/81-87)
“Senin hoşlanmadığın bir şey, Hakk ile bakarsan rahmet olur.” (A.Ç. 3/4859)
Hoşlanılmayan bir şey de olsa, sevgiliye ulaştıran her şey, şüphesiz makbul ve dosttur.” (A.Ç. 4/80)
Bakara suresinin 216 ncı ayetinde:“Hoşunuza gitmeyen bir şey belki sizin için hayırdır” buyurmuş Rabbimiz.
“Kul gece gündüz Hakka yalvarıp yakarır, derdinden dolayı yüzlerce şikayet eder.” (A.Ç. 4/91)
“Cenabı Hak da ona: “dert ve mihnet seni doğru yola çıkarır” der. (A.Ç. 4/92)
“Ey kusurlarla dolu olan, sen, seni bizden uzaklaştıran nimetlerden şikayet et.” (A.Ç. 4/93)
Mala daldıkça bala dalan sinek gibi keyif alarak ölümünü hazırlar da farkına varamaz insan.
Mal, makam, rütbe, unvan hangi şey ki kişiyi Rabbinden uzaklaştırıyorsa o kişi için öldürücü zehirdir.
Zehir içmekte olan birinin elinden bardağını alıp kırmanız o adam için hayat olduğu gibi bizi Rabbimizden uzaklaştıran şeylerin elimizden alınması da bizim için rahmettir.
Biz elimizde Kur’anla gaflet uykusuna dalmıştık. Birileri “Elindeki bu Kur’an neyin nesi?” diyerek kırbaç vurursa bu kırbacı biz Beni İsrail’in ölüsüne vurulan öküz kuyruğu gibi kabul ederiz. Dirilişimize sebep olur.
“Gerçekte her düşman sana bir ilaç, faydalı ve ferahlatıcı bir kimyadır.” (A.Ç. 4/94)
“Çünkü onlardan kaçar, Cenab-ı Hakkın lütuf ve yardımına sığınırsın.” (A.Ç. 4/95)
Düşmanın kamçısından daha katı bir düşmana sığınıyorsak akıllanmamışız demektir.
“Seni Hak’tan başka şeylerle meşgul eden dostlarınsa hakikatte düşmandır.” (A.Ç. 4/96)
“Porsuk denen hayvan, dayak yedikçe kuvvetlenir. Deri, acı ilaçlarla güzelleşir. İnsan tabaklanmış deri gibidir. Rutubetten bozulur, ağır kokar. Acı ve keskin ilaçlarla acılığı ve bozulması düzeltilir.” (A.Ç. 4/97-105)
“Dosttan (Allah’dan) gelen bela seni temizler. Onun ilmi senin tedbirinden üstündür.” (A.Ç. 4/107)
“Belada safa görülürse o, tatlılaşır, iyileşmeye başlayınca ilaç hoş gelir.” (A.Ç. 4/108)
Sevgili peygamberimiz buyurur: “Kim, zalime yardım ederse Allah o zalimi ona musallat eder.”Acluni, Keşf-ül Hafa 2/227’de hadisin manasının sahih olduğunu söyler ve En’am suresi ayet 129- İşte böyle yapmaları sebebi ile zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine musallat ederiz.
Hac suresi ayet 4- Şeytanın üzerine: “Kim onu dost edinip uyarsa, şüphesiz onu sapıtır ve onu alevli azaba götürür” yazıldı.” Ayetlerini delil getirir.
Zalim olan kim olursa olsun, anamız, babamız, kardeşimiz, hatta kendimiz bile olsak yanında yardakçısı olmayacağız. Hem o zalime kötülük yapmış oluruz hem de kendimize kötülük yapmış oluruz.
http://www.milligazete.com.tr/index.php?...s&id=17882
Mahmut Toptaş
Amerika’ya nefretle bakmada dünya birincisiymişiz. Peki, Amerika kapılarını açsa ve “Buyurun vize istemiyorum, oturma ve vatandaşlık da alabilirsiniz” dese durum nasıl olur bir araştırılmalı.
Bazı bakan ve başbakanlarımız Amerika pasaportu taşıyor diye eleştirilmedi mi?
Bulunduğu gazete ve dergilerde, büyük görülen yerlerde bulunan bazı insanlar, geçen sene Türkiye’ye gelen bir bayan artist için “Onunla aynı salonda bulunduğunu, aynı havayı soluduğunu, yani onun ciğerinden çıkan kirli hava yüz metre ilerden bana da geldi” havasını atanlar olmuştu.
Bir zaman Türkiye aleyhine faaliyetleriyle tanınan bazı Amerikalı siyasilerle dost olduğunu yazarak hava atanlar oldu bu ülkede.
Sözlerimizle davranışlarımız birbirini tutmuyor.
Biz, yine de Amerika’ya dua edelim.
Mevlâna diyor ki: “Bir vaiz vardı, Hamdü senaya başlayınca yol kesenlere dua eder,
Elini kaldırıp “Ya Rabbi, fesatçılara, isyankarlara, hayır sahipleriyle alay edenlere, bütün katı yüreklilere, kilisedekilere merhamet et” derdi.
Temizlere dua etmez, hep kötüler için dua ederdi.
“Ona “Bu adet değildir, sapıklar için yapılan dua kabul olunmaz” dediler.
Vaiz dedi ki: “Ben onlardan iyilik gördüm. Bu yüzden onlara dua ediyorum.”
Bana öyle kötülük, zulüm ve işkencede bulundular ki şerden hayra ulaşmama sebep oldular. (Amil Çelebioğlu tercemesi 4/81-87)
“Senin hoşlanmadığın bir şey, Hakk ile bakarsan rahmet olur.” (A.Ç. 3/4859)
Hoşlanılmayan bir şey de olsa, sevgiliye ulaştıran her şey, şüphesiz makbul ve dosttur.” (A.Ç. 4/80)
Bakara suresinin 216 ncı ayetinde:“Hoşunuza gitmeyen bir şey belki sizin için hayırdır” buyurmuş Rabbimiz.
“Kul gece gündüz Hakka yalvarıp yakarır, derdinden dolayı yüzlerce şikayet eder.” (A.Ç. 4/91)
“Cenabı Hak da ona: “dert ve mihnet seni doğru yola çıkarır” der. (A.Ç. 4/92)
“Ey kusurlarla dolu olan, sen, seni bizden uzaklaştıran nimetlerden şikayet et.” (A.Ç. 4/93)
Mala daldıkça bala dalan sinek gibi keyif alarak ölümünü hazırlar da farkına varamaz insan.
Mal, makam, rütbe, unvan hangi şey ki kişiyi Rabbinden uzaklaştırıyorsa o kişi için öldürücü zehirdir.
Zehir içmekte olan birinin elinden bardağını alıp kırmanız o adam için hayat olduğu gibi bizi Rabbimizden uzaklaştıran şeylerin elimizden alınması da bizim için rahmettir.
Biz elimizde Kur’anla gaflet uykusuna dalmıştık. Birileri “Elindeki bu Kur’an neyin nesi?” diyerek kırbaç vurursa bu kırbacı biz Beni İsrail’in ölüsüne vurulan öküz kuyruğu gibi kabul ederiz. Dirilişimize sebep olur.
“Gerçekte her düşman sana bir ilaç, faydalı ve ferahlatıcı bir kimyadır.” (A.Ç. 4/94)
“Çünkü onlardan kaçar, Cenab-ı Hakkın lütuf ve yardımına sığınırsın.” (A.Ç. 4/95)
Düşmanın kamçısından daha katı bir düşmana sığınıyorsak akıllanmamışız demektir.
“Seni Hak’tan başka şeylerle meşgul eden dostlarınsa hakikatte düşmandır.” (A.Ç. 4/96)
“Porsuk denen hayvan, dayak yedikçe kuvvetlenir. Deri, acı ilaçlarla güzelleşir. İnsan tabaklanmış deri gibidir. Rutubetten bozulur, ağır kokar. Acı ve keskin ilaçlarla acılığı ve bozulması düzeltilir.” (A.Ç. 4/97-105)
“Dosttan (Allah’dan) gelen bela seni temizler. Onun ilmi senin tedbirinden üstündür.” (A.Ç. 4/107)
“Belada safa görülürse o, tatlılaşır, iyileşmeye başlayınca ilaç hoş gelir.” (A.Ç. 4/108)
Sevgili peygamberimiz buyurur: “Kim, zalime yardım ederse Allah o zalimi ona musallat eder.”Acluni, Keşf-ül Hafa 2/227’de hadisin manasının sahih olduğunu söyler ve En’am suresi ayet 129- İşte böyle yapmaları sebebi ile zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine musallat ederiz.
Hac suresi ayet 4- Şeytanın üzerine: “Kim onu dost edinip uyarsa, şüphesiz onu sapıtır ve onu alevli azaba götürür” yazıldı.” Ayetlerini delil getirir.
Zalim olan kim olursa olsun, anamız, babamız, kardeşimiz, hatta kendimiz bile olsak yanında yardakçısı olmayacağız. Hem o zalime kötülük yapmış oluruz hem de kendimize kötülük yapmış oluruz.
http://www.milligazete.com.tr/index.php?...s&id=17882