Enes
İhvan Forum Üye
DUHA: (Ar.). 1. Kuşluk vakti. 2. Kur'an-ı Kerim'de 93. surenin ismi. -Kız ve erkek adı olarak kullanılır.
DUHTER: (Fars.) Ka. - Kerime, kız.
DUMRUL: (Tür.) Er. - Dede Korkut hikayelerinde geçen bir kahramanın adı.
DURALİ: - (bkz. Dursunali).
DURAK: (Tür.) Er. 1. Yolu taşıyan araçların düzenli olarak durdukları yer. 2. Durma, dinlenme. 3. Cümle sonuna konulan nokta.
DURAN: (Tür.) Er. - Hareketsiz halde bulunan, sabit.
DURANAY: (Tür.) Ka. - Ayın en uzun süre gökyüzünde kaldığı zaman.
DURCAN: (Tür.) Er. - Canlı kal, ömrün uzun olsun.*
DURDU: (Tür.) Ka. - (bkz. Dursaliha).*
DURHAL: (Tür.) Er. - Hal üzere kal, olduğun gibi kal*
DURKADIN: , Tür.) Ka. - (bkz. Dursaliha).*
DURKAYA: (Tür.) Er. - Çocukları devamlı ölen ailelerin yeni doğan çocuklarına verdikleri isim.*
DURMUŞ: (Tür.) Er. - (bkz. Dursun).*
DURNA: (Tür.) Er. - Bir cins kuş. Turna.
DURSALİHA: (t.a.i.) Ka. - Erkek çocuğu olmayan ailelerin en son doğan kız çocuklarına verdikleri ad.*
DURSUN: (Tür.) Er. - Çocukları devamlı ölen ailelerin yeni doğan çocuklarına verdikleri ad. *
DURSUNALİ: (t.a.i.) Er. - Kız çocuğu olmayan ailelerin en son doğan erkek çocuklarına verdikleri isim.*
DURU: (Tür.) Ka. - Saf, berrak.
DURUALP: (Tür.) Er. - Özü temiz yiğit.
DURUCAN: (Tür.) Er. - (bkz. Durualp).
DURUGÜL: (Tür.) Ka. - Temiz, saf gül.
DURUHAN:. - (bkz. Durualp).
DURUKAN: - (bkz. Durualp).
DURUL: (Tür.) Er. 1. Berrak, saf duruma gel. 2. Dibe çöken şey, tortu.
DURUSAN: (Tür.) Er. - Temiz olarak tanınmış kimse.
DURUSOY: - (bkz. Durusan).
DUYGU: (Tür.) Ka. 1. His. 2. Duyulan, işitilen, hissedilen şey.
DUYSAL: (Tür.) Ka. - Duymakla, hissetmekle ilgili olan.
DÜCANE: (Ar.) Er. - sahabe-i kiramdan önemli bir şahsiyetin adı.
DÜDEN: (Tür.). 1. Yer altında akan suların kireçli tabakaları eriterek meydana getirdikleri tabii kuyu. 2. Bataklık, girdap. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
DÜLFİN: (Ar.) Ka. - Arap astronomları tarafından Delphinus yıldız kümesine verilen isim.
DÜNDAR: (Fars.) Er. 1. Eski Fars hükümdarı. 2. Arkayı gözeten, koruyan asker.
DÜRDANE: (Fars.) Ka. 1. İnci tanesi. 2. Sevgili, kıymetli.
DÜREFŞAN: (Fars.) Ka. 1. İnci serpen. 2. İnci gibi söz söyleyen ağız.
DÜRİYYE: (Ar.) Ka. 1. İnci gibi parlayan, parlak. 2. Parıltılı yıldız.
DÜRNUR: (Fars.) Ka. - İnci ışığı.
DÜRRE: (Ar.) Ka. - İnci tanesi.
DÜRÜST: (Fars.) Er. 1. Doğru, düzgün, sağlam. 2. Bütün, tam.
DÜRVEŞ: (Fars.) Ka. - İnci gibi.
DÜZEY: (Tür.). - Seviye karşılığı olarak uydurulmuş olmayan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
DÜZGÜN: (Tür.). 1. Girintisi, çıkıntısı, pürüzü olmayan. 2. Düzeltilmiş, tesviye edilmiş. 3. İyi düzen verilmiş. 4. İntizamlı, nizamlı. 5. Yolunda, rayında. 6. Kadınların yüzlerine sürdükleri beyaz veya kırmızı boya. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
DUHTER: (Fars.) Ka. - Kerime, kız.
DUMRUL: (Tür.) Er. - Dede Korkut hikayelerinde geçen bir kahramanın adı.
DURALİ: - (bkz. Dursunali).
DURAK: (Tür.) Er. 1. Yolu taşıyan araçların düzenli olarak durdukları yer. 2. Durma, dinlenme. 3. Cümle sonuna konulan nokta.
DURAN: (Tür.) Er. - Hareketsiz halde bulunan, sabit.
DURANAY: (Tür.) Ka. - Ayın en uzun süre gökyüzünde kaldığı zaman.
DURCAN: (Tür.) Er. - Canlı kal, ömrün uzun olsun.*
DURDU: (Tür.) Ka. - (bkz. Dursaliha).*
DURHAL: (Tür.) Er. - Hal üzere kal, olduğun gibi kal*
DURKADIN: , Tür.) Ka. - (bkz. Dursaliha).*
DURKAYA: (Tür.) Er. - Çocukları devamlı ölen ailelerin yeni doğan çocuklarına verdikleri isim.*
DURMUŞ: (Tür.) Er. - (bkz. Dursun).*
DURNA: (Tür.) Er. - Bir cins kuş. Turna.
DURSALİHA: (t.a.i.) Ka. - Erkek çocuğu olmayan ailelerin en son doğan kız çocuklarına verdikleri ad.*
DURSUN: (Tür.) Er. - Çocukları devamlı ölen ailelerin yeni doğan çocuklarına verdikleri ad. *
DURSUNALİ: (t.a.i.) Er. - Kız çocuğu olmayan ailelerin en son doğan erkek çocuklarına verdikleri isim.*
DURU: (Tür.) Ka. - Saf, berrak.
DURUALP: (Tür.) Er. - Özü temiz yiğit.
DURUCAN: (Tür.) Er. - (bkz. Durualp).
DURUGÜL: (Tür.) Ka. - Temiz, saf gül.
DURUHAN:. - (bkz. Durualp).
DURUKAN: - (bkz. Durualp).
DURUL: (Tür.) Er. 1. Berrak, saf duruma gel. 2. Dibe çöken şey, tortu.
DURUSAN: (Tür.) Er. - Temiz olarak tanınmış kimse.
DURUSOY: - (bkz. Durusan).
DUYGU: (Tür.) Ka. 1. His. 2. Duyulan, işitilen, hissedilen şey.
DUYSAL: (Tür.) Ka. - Duymakla, hissetmekle ilgili olan.
DÜCANE: (Ar.) Er. - sahabe-i kiramdan önemli bir şahsiyetin adı.
DÜDEN: (Tür.). 1. Yer altında akan suların kireçli tabakaları eriterek meydana getirdikleri tabii kuyu. 2. Bataklık, girdap. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
DÜLFİN: (Ar.) Ka. - Arap astronomları tarafından Delphinus yıldız kümesine verilen isim.
DÜNDAR: (Fars.) Er. 1. Eski Fars hükümdarı. 2. Arkayı gözeten, koruyan asker.
DÜRDANE: (Fars.) Ka. 1. İnci tanesi. 2. Sevgili, kıymetli.
DÜREFŞAN: (Fars.) Ka. 1. İnci serpen. 2. İnci gibi söz söyleyen ağız.
DÜRİYYE: (Ar.) Ka. 1. İnci gibi parlayan, parlak. 2. Parıltılı yıldız.
DÜRNUR: (Fars.) Ka. - İnci ışığı.
DÜRRE: (Ar.) Ka. - İnci tanesi.
DÜRÜST: (Fars.) Er. 1. Doğru, düzgün, sağlam. 2. Bütün, tam.
DÜRVEŞ: (Fars.) Ka. - İnci gibi.
DÜZEY: (Tür.). - Seviye karşılığı olarak uydurulmuş olmayan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
DÜZGÜN: (Tür.). 1. Girintisi, çıkıntısı, pürüzü olmayan. 2. Düzeltilmiş, tesviye edilmiş. 3. İyi düzen verilmiş. 4. İntizamlı, nizamlı. 5. Yolunda, rayında. 6. Kadınların yüzlerine sürdükleri beyaz veya kırmızı boya. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.