Eğer Allah sürekli yanımızda ise nasıl oluyorda O’nun yanında günah işlemekten ve tembellik yapmaktan korkmuyoruz? Allah yanımızda olupta neden yaptığımız hatalardan dolayı utanmıyoruz? Allah’ın yanında nasıl gıybet, dedikodu yapabiliyoruz? T.V.’yi izlerken nasıl utanmadan haramlara bakabiliyoruz? Komşu görmesin diye panjuru indirenler, Allah’la aralarına panjur indiremeyeceklerine göre T.V. izlerken nasıl da o görmüyormuş gibi davranabiliyorlar? İnternette gezerken nasıl sınırlar koyamıyoruz? Çoğu hataları yanımızda başka insanlar oldugu zaman yapmayız fakat Allah’ın yanında yapabiliyoruz!
Aslında biz yeterince bilinçli bir hayat sürdürmediğimizden dolayı, Allah’ın bizimle sürekli beraber/yanımızda olduğunu farketmeden yaşıyoruz. Allah bizimle hep beraber iken, maalesef biz O’nunla beraber değiliz.
Allah ancak sıkıntılarımız çok olunca ilgi alanimiza giriyor. Tıpki teneffeus ettigimiz havayi farketmeyip nefessiz kalınca fark ettiğimiz gibi.
"İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara bizi hiç çağırmamış gibi döner gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir." (10/12)
Sabri Aydin
ALLAH İLE BERABERLİK ŞUURU / İHSAN makalesinden kisa bir alinti.
Gerçek manasıyla doğru bir yazı akışı ...
Gerekçelere insan hayatı boyunca çok sığınabiliyor (her insan için geçerli bir durum)....
Geçenlerde İzlediğim bir TV Proğramında bir hocamızın sözleri aklıma geliyor sanırım konuya paylaşmam uygun gibi...
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Hocamız şöyle söylüyordu tam sözleri aklımda mı değil mi bilemiyorum..yinede paylaşmak istiyorum..
Zengin İnsan ALLAH ın huzuruna çıkınca ALLAH zengin insana sorar bana karşı neden ibadetlerini yapmadın diye?...Zengin insan ya işte meşguliyetlerimden yapamadım der....
ALLAH ta HZ SÜLEYMAN ı çağırır....anlat der sen DÜNYANIN en büyük HAZİNELERİNE sahiptin ibadetlerini aksattın mı der....HZ SÜLEYMAN hayır ALLAH ım der ..Sen şahitsin ki sana layık olabilmek için herşeyi yaptım kabulu yalnızca sana aittir der...
Bu sefer hasta bir insana sual sorulur sen neden ibadetlerini aksattın yada yapmadın diye?..
Hasta olan insanda der ki..
Valla takatim ve gücüm olsaydı ibadetlerimi aksatmaz yapardım der....
Ve HZ YAKUP çağrılır ...söyle bana sen HASTA olduğun ve musibetlerle denendiğin halde bana şükretmekten ve ibadetlerini aksatmaktan geri durdun mu diye sorulur?...HZ YAKUP ta ALLAH ım sana yeminler olsun aksatmadım der...
Bu sefer Çevresi kötü olan vss İnsana sorulur...
Sen ibadetlerini neden aksattın diye..?
Valla etrafım ve arkadaşlarım iyi olabilseydi yapardım ibadetleri aksatmazdım der....
ve HZ YUSUF çağrılır....söyle YUSUF sen ibadetlerini kardeşlerin sana kötülük yapıp kuyuya atarlarken sonrasında kölelik ve zorluklar yaşarken ibadetlerini aksattın mı denilir...?..
HZ YUSUF ta yok ALLAH ım şahit olan sensin ki ibadetlerimi eksiksiz yapmaya özen gösterdim...
İşte hayat bazen kendimizi oylamak ile geçiyor ....ben tamım diyemem ve olduğumuda hiç söyleyemem ama o güzel Peygamberleri ve ALLAH dostlarını görünce sanırım katedilmesi gereken o kadar çok yolumuz var ki...
Mesele Sahabe ile yaşayabilmekte değil Mesele ALLAH ı yaşayabilirken hatırlayabilmekte ve ŞÜKRANLARI ŞÜKÜRLERİ sunabilmekte...
İnsana sıkıntı gelmesi insanın kurtarılması adınada vesile olabiliyorken bela yada husumet adına dersler de verilebiliniyor...sebep ve sonuç ilişkisini yalnızca ALLAH bilir....
fakat şu gerçek ki...ALLAH unutulan değil daha çok daha çok hemde daha çok HATIRLANAN olabilmesi gerekir...
Çünkü bizim ALLAH a her daim İNSANLIK olarak çok hemde çok ihtiyacımız var.....
Böyle.