Duvarlara asılan insan resimleri ve heykelleri düşünün. Sokaklarda ve reklamlarda uygunsuz resimler ve heykelleri düşünün! Bunların hepisini bir an için yok sayın. O vakit insanlar birbirlerini görmeye başlayacak..
Tevhid medeniyeti, pagan uygarlığının istilasına uğramış, bunu artık daha net görüyorum..
Kastettiğim resimler ve heykeller, kitaplarda, kapaklardakiler değil! Ben başka bir şeyden bahsediyorum. Gözümüzün alıştığı çirkinlikten.. Bunu yasaklarla aşamayız. ''Resim ve heykel yasak'' demekle olmaz bu. Sebebin ve fonksiyonun bilmek gerek. İnsanlara tevhid medeniyetinin bilincini aşılamak gerek. Zira anlarsa gözüne kerih gelmeye başlayacak, çirkinden rahatsız olacak. Olacak ki, tevhidin kendi estetiğini üretebilsin. Hikmeti anlaşılmadan uyulan kurallardan medeniyet çıkmaz!..
Büyük medeniyeti temsil eden bir toplumda mutmain olmalı. Eğer bu mutmain kaybolursa sahte mutmain bulan uygarlıkların istilası başlar. Kompleks ve özgüven kavramları, bunların sahaya yansıması falan iyi anlaşılmalıdır. Biz, batı uygarlığının istilasına uğramadan önce neyi kaybettik? Kalbime öyle geliyor ki mutmainimizi kaybettik. Mutamin kaybolunca içeri girmeye başlayan üç beş şey rağbet gördü, ''vaay ne güzel'' denmeye başlandı. Böylece fırtına gibi her şey kapıdan pencereden girdi, ortalığı çirkinlik kapladı..
Yeni nesillere dinini öğretirken kurallar ve fikirler yetmez. Bu dinin gözünü, kulağını ve kalbinide öğretmek gerek.