Malesef yine olmadı kılıcarslan
1-Çünkü benim örnek verdiğim ayet müteşabih değildi ki
2-Ayrıca Ebu Hanife hatasız değildi.
3-Hanefilerin diğer hatalarından biri de Namazda rukuya gitmeden ve rukudan kalkınca ellerin kaldırılması meselesidir.Çünkü bu konuda o kadar çok sahih hadis var ki , Hanefiler bu hadisleri kabul etmemiştir.Hatta namazda ellerin rukudan önce ve rukudan kalkınca kaldırılmasını tahrimen mekruh(harama yakın mekruh) saymışlardır ki Resulullahın sünnnetine açıkça muhalif bir fetvadır.Sahabe çoğunluğunun uygulamasına da muhaliftir.
4-Ebu Hanife kendi eserinde Kabir Azabı,İsanın nuzulu,Deccal gibi hususlara imanın gereğidir diyerek bunlara hadislerde geldiği gibi inanılmalıdır demiştir.Ama sizde aynı şeyi göremiyorum.Ebu Hanifeci kesilenler demekki nefislerine hoş gelenleri Ebu Hanifeden alıyor,hoş gelmeyeni almıyor.
5-Ölçü ise bu değildir.Ölçü Kuran ve Sünnete arz edilmelidir.Bunun için de özellikle Fakih Sahabe uygulamalarına bakılmalıdır.
6-Siz ise Kurana arz edip , Sünneti devre dışı bırakıyorsunuz.Ebu Hanife bu Ümmetin Alimlerindendi.Fetvada hatası yok muydu? Vardı.
6-Çünkü Ebu Hanifenin öğrencisi Ebu Yusuf ona bir konuda muhalefet etmiş.Oradakiler ama Ebu Hanife başka bir hüküm verdi dediklerinde Ebu Yusuf ''Çünkü Hocamız o konudaki hadisi görmediği için kendi görüşü ile hükmetti.Fakat Hadisi görseydi öyle hüküm vermezdi'' diyerek hadis ile hüküm vermenin öneminden bahsetmişti.
7-Çünkü bu hüküm ile ilgili Kurana baktığında açık bir ayet bulamamıştı.Kurandan sonra Sünnete arz etti ve buldu.Ve ona göre hüküm verdi Ebu Yusuf....
8-Sen Hanefileri Ebu Hanifeden ibaret mi sanıyorsun.Hanefilerin içinde kaçtane içtihatta Ebu Hanifeye zıt görüşler olduğunu okumadın herhalde?
madde madee mi gidiyoruz..
1- genel manada ifade ettim, çünkü örnek üstünden genel söylem geliştirdiniz.
Kuran parçacı şekilde yorumlanmaz, bir konuya dair başka ayetler kurana yayılmiş şekildedir. Bütüncül şekilde değerlendirmelidir.
2- Ebu Hanife hatasız değildi, aynen öteki alimler gibi. Ancak bu konuda İmamım akli ve zekasın diğerlerine üstünlüğünü görebiliyoruz. Boşuna İmam Azam lakabını almadığını gördük.
3- Bu konuyu es geçiyorum, konuyla alakası yok, böyle uzadıkça uzar. Ancak sormak isterim, Vitr namazının üçüncü rekatında ellerinizi napıyorsunuz? İki kere mi sallıyorsun?
4- İmama bunları olduğu gibi bırakmış, bunlara da el atsa zaten basit konularda tekfir edenler herhalde imamı ne yaparlardı Allah bilir.
5- Sünnet kuranın beyanıdır, kuranın hayata tatbikir, elbette yol göstericidir bu bağlamda. Ancak sünnet derken kastınız çoğu zaman rivayetler, bu konu ise tartışmalıdır. Bir alimin sahih dediğne , diğeri zayıf, uydurma diyebilir.
100% doğru olan Kurandır, yine doğru ile yanlışı ayırt eden , furkan olan yine kurandır. O halde dinin merkezinde kuran olmalıdır. Mihenk taşı kurandır, adı onun için furkandır. O halde KURANA ARZ metoddur. Bunu sahabe de uygulamıştır, Örneğin HZ. Aişe.
6- 7- 8- Güzel örnek, işte bu yine Hanife ekolünün tepeden inme dayatma bir ekol olmadığınj, ortak akılla hareket ettiğini gösterir. İmam derslerini zaten hep böyle yapardı, ders halkası içinde öğrencileriyle konuları münazara eder, delili sağlam olanın görüşü alınırdı, kendi görüşünü dayatmazdı.
Bu ekol taklid ekolü değildir, kendinizdeki gibi zannetmeyin, hanifi ekolünün içinde nice bütün alimler çıkmış bunlar birbirlerini taklid etmemiş, bilhassa tahkik etmiştir. Bu ekolün belli bir metodu, usulü vardır. Rey ekolüdür, taklidci değil kuranı merkeze oturtan , tahkiki esas alır onun içinde ictihadı diğerlerine göre daha fazladır. Fıkıh denilince bu alanda meşhur olan hanefilerdir, nedeni tahkikçi olmasıdır. Tahkik etmeden fıkıh olmaz, taklidi metod edinende üretemez.
not: madem misale veriyorsunuz tam verin, "bir konuda" demekle olmuyor.