İslamda , Kurandan ve Sünnetten Delil getirecek seviyede büyük bir Alime Müçtehid denir.
Müçtehidler arasında farklı görüşler bulunabilir.Zira Sahabe arasında da farklı görüşte bulunanlar vardı.
يتعلق بالمجتهد من جهة الاجتهاد
O halde 1-İçtihad(Delil çıkartma) yönü , Müctehidlere Taalluk eder.
يَتَعَلَّقُ بِفَتْوَاهُ
Yine Fetva vermek ona taalluk eder.
---
"إِنَّ الْعُلَمَاءَ وَرَثَةُ الْأَنْبِيَاءِ
Alimler Peygamberlerin Varisleridir.
وَإِنَّ الْأَنْبِيَاءَ لَمْ يُوَرِّثُوا دِينَارًا وَلَا دِرْهَمًا وَإِنَّمَا وَرَّثُوا الْعِلْمَ
Peygamberler ne dirhem ne de dinar bırakırlar.Onlar ancak İlmi bırakırlar.
وبُعث النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَذِيرًا؛ لِقَوْلِهِ: {إِنَّمَا أَنْتَ نَذِيرٌ} [هُودٍ: 12]
Ve Nebi sallallahu aleyhi vesellem (Nezir) uyarıcı olarak gönderilmiştir.''Sen Ancak (Nezîr) Uyarıcısın'' ayetinde olduğu gibi (Hud,12)
وَقَالَ فِي الْعُلَمَاءِ: {فَلَوْلا نَفَرَ مِنْ كُلِّ فِرْقَةٍ مِنْهُمْ طَائِفَةٌ لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدِّينِ وَلِيُنْذِرُوا قَوْمَهُمْ} الْآيَةَ [التَّوْبَةِ: 122] ، وَأَشْبَاهُ ذَلِكَ.
Ve Alimler için şöyle demiştir Yüce Allah ''Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.''(Tevbe,122)
Bak kardeşim bu mesele içtihad şudur budur diye üstü kapatılır,
ama senin zihniyetinde biri ile bizim zihniyetimizde birinin yaptığı mücadelenin bir örneğidir.
Buhari bir kere kesinlikle Hanefi mezhebine ittiba etmediği gibi, bulunduğu bölgelerde sürekli hanefi mezhebine mugayir fetvalar vererek ihtilaf konusu olmuş ve o bölgenin hanefi alimleri ile çatışmalar yaşamış.
Sadece Buhari değil, tüm hadis ekolü İmam-ı Azamın içtihadları ile çatışmış,
beni şahsi fikrimdir ki hanefi mezhebinin karışması için onlarca çürük görüş, hadis vs her neyse mezhebe sokulmaya çalışılmıştır.
Zaten İmam-ı Azam hiç bir zaman mezhep diye bir oluşum kurma iddiasında bulunmamış, bakış açısını ve olaylara karşı duruşunu benimseyenlerin
verdiği fetvaları birleştirip bir isimle telaffuz edilmesi ile adı mezhep oldu.
Şimdi gelelim bize ardı ardına, Kur'an, mana, akli, ilmi delilleri hiçe sayarak sıraladığınız güzide hadis müfessirlerinin
İmam-ı Azam için verdikleri görüşlere.
İmam Malik:
"Ebu Hanife, İslam bünyesinde doğan en şerir varlıktır. Bu ümmete, fikirleri yerine kılıçla vursaydı daha iyi olurdu." (El İntika s.150)
Ahmed İbnu Hanbel'
"Biz ehl-i reyi, onlar da bizi durmadan lânetlerdik. Bu hal Şâfiî'nin gelmesine kadar devam etti. O gelince aramızı bulup bizi kaynaştırdı."
"Ebu Hanife'ninre'yi de hadisi de zayıftır'
Buhari
- "Güvenilmez Adam." (Tarihul Kebir c. 8 s.81)
- "Sapık Mürcie Mezhebinin Mensubu." (Tarihul Evsat c.2 s.93)
- "Küfründen dönmesi için iki defa tövbeye çağrılan adam." (Kitabuz Zuafa s.132)
Süfyan bin Uyeyne
"Allah ona lanet etsin! İslam'ın can damarlarını, bir, bir kopardı. Müslümanlar arasında ondan daha şerir biri doğmamıştır." (İbni Abdulbirr, El İntika s.149-150)
İbnül Carud
"Müslüman olup olmadığı tartışmalıdır." (El İntika s.150)
Süfyan es-Sevri,
" Elhamdülillah, Al-lah'a şükürler olsun Birçok insanın be-laya düşmesine sebep olan kişiden bizi afiyette kıldı"
Ortada açıkca Hadis ekolü tarafından Ebu Hanife'ye verilen bir mücadele var.
En büyük göstergesi de, tavır koyarak tabiinden olmasına rağmen Ebu Hanife'den hadis bile nakletmemeleridir.
Sen ne diyorsun kendi kendine, kendin çal kendin oyna.
Bu kadar adamla Ebu Hanife arasında bir problem vardı, neydi biliyor musun?
İmam-ı Azam'ın Akli delilleri de hadisleri değerlendirirken dikkate alması ve sadece şundan, duydum oda şundan, oda şundan diye
masa başında üretilmiş hadisleri kesinlikle kaynak olarak görmemiş, bu da hadis alimlerinin cinlerinin tepelerine çıkmalarına yetmiştir.
Sen şimdi aklın mantığın ile söyle bakalım o zaman,
senin mezhep imamın Ebu Hanife,
bu zat tabiinden,
Buhari'den çok çok önce yaşamış ve sağlam kaynaklara yakınlığı çok daha net çizgilerle belli,
müçtehid diye tabir edilen sıfat ile çağırıyorsun değil mi kardeşim bu zatı, evet.
İmam-ı Azam'ın Kufe gibi, tabiinin ilim yurdu olarak kullandığı bir bölgede yetişmiş, tüm tabiin ile görüşmüş, canlı canlı hadis dinlemiştir.
Peki var mı İmam-ı Azamın bir hadis kitabı?
Peki İmam-ı Azam'a atefedilen 5 eserden hangisi kendi yazısı, eseri?
araştırmak da üşenebilirsin ben söyliyeyim, hiçbiri...
hepsi öğrencileri ve oğlunun derlemelerinden ibaret.
Hadis diyince aklınıza hemen Buhari, Hanbel, Ebu Davut, Tirmizi geliyor da,
koskoca fıkıh mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam neden aklına gelmiyor hiç düşündün mü?
Pek düşündüğünü sanmıyorum.
Bu akli çatışma hala devam ediyor.
iki grup var,
a) - Akledenler, aklını Allah'ın en büyük nimeti olarak görüp, yazılı ve yaratılmış tüm ayetleri aklı ile yorumlayan insanlar,
b) - Akıletmenin çoğu zaman küfür olduğuna kanaat getiren, nakil ile gelmiş hiçbir mesele üzerinde akıl ile yorum yapılamayacağını savunan,
aklını inkar edenlerin grubu (bunlar kimler kendilerini biliyorlardır)
İmam-ı Azam kesinlikle a grubundandı, ben de a gurubundanım, b grubuna ait hissedenler kendilerine soruyorlardır şimdi,
önce bir durup kendilerine biz neden b'deniz diye soracaklardır, ama mühürler devreye girip perdeler kapanınca, heralde b'deniz
bizim akılla mantıkla ne işimiz var mübarek ne derse o, ölde ölelim moduna geri döneceklerdir.
Allah sırat-ı müstakim üzerinde ayaklarımızı sabit kılsın, canımızı olmamızı emrettiği mü'minlerden olarak alsın.